Hukuk Bölümü         2011/32 E.  ,  2011/257 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 Davacı           : H.H.U.

Vekili              : Av. M. C.İ.

Davalı             : Batman Milli Eğitim İl Müdürlüğü

 O L A Y          : Davacı, davalı kuruma bağlı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde gümüş ve altın işletmeciliği ustalık belgesi ile usta öğretici sıfatıyla sigortalı işe giriş bildirgesi uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi sigortalı olarak çalışmakta iken, kursun kapatılması nedeniyle 19.11.2009 tarihi itibariyle görevine son verildiğinin sözlü olarak davacıya bildirilmesi üzerine, davacı tarafından işverenin yapmış olduğu feshin usulsüzlüğünün tespiti ile işe iadesine karar verilmesi, davanın devam ettiği süre için tüm hak ve alacakları ile birlikte 4 maaş tazminata, işe iade edilmemesi halinde ise tüm hak ve alacakları ile birlikte 8 maaş tazminata hükmedilmesi istemiyle 26.1.20010 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

BATMAN İŞ MAHKEMESİ: 2.4.2010 gün ve E:2009/1053, K:2010/290 sayı ile, Batman İli ve İlçelerinde Vali, Kaymakamlık ve Milli Eğitim Müdürlükleri gibi idari birimlerin, yasalardan aldıkları yetkiye istinaden yürütme erkini kullanan, otorite olarak yasalardan kaynaklanan idari görevlerini yerine getirerek, Halk Eğitim Merkezlerinde vatandaşlar için kurs düzenlediği, bu kursa usta eğitici olarak davacının idari işlem olan “Olur” ile işe alındığı, çalışma şartları ve ücretinin daha önceden belirtilen yasa, yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde aldığı, taraflar arasında iş hukukunu ilgilendiren ve iş mevzuatı ile Borçlar Kanununda belirtilen şekilde bir iş akdinin yapılmadığı, kaldı ki taraflar arasındaki ilişkinin B.K. anlamında bir sözleşme ilişkini de gerektirmediği, aksi ispatlanıncaya kadar geçerli ve uyulması gereken resmi kurum Milli Eğitim Müdürlüğü yazışmalarında da davacı ile idare arasında iş akdinin bulunmadığının bildirildiği, bu bildirimin aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin olmadığı, “olur” ile işe başlamanın işçi işveren ilişkisini doğurmayacağı, bu nedenlerle taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna ait olup çıkan uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu, dosyada yargı yolunun yanlış seçildiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.6.2010 gün ve E:2010/22455, K:2010/17525 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle 23.12.2010 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 1. İDARE MAHKEMESİ; 12.11.2010 gün ve E:2010/2043 sayılı kararı ile, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı ile davalı idare arasında yazılı bir hizmet sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle hizmet akdinin koşullarının oluşmadığı görülmekte ise de, 5510 sayılı Kanunun ilgili maddeleri gereğince açılmış bir tespit davanın söz konusu olduğu ve bu dava türünün 2577 sayılı Kanunda yer alan bir dava türü olmadığı belirtilen tüm bu hususlara göre, iş akdinin feshinin tespiti, işe iadeye karar verilmesi ile buna bağlı parasal hakların ödenmesine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, dosya incelemesinin bu konuda karar verilinceye kadar ertelenmesine, kararın dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı fotokopi dosyası ile birlikte adli yargı kararının kesinleşmiş örneği gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Batman Milli Eğitim İl Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezinde 7201200300303 SSK sicil no ile usta öğretici sıfatıyla çalışmakta olan davacının görevine son verilmesi nedeniyle işe iadesi, davanın devam ettiği süre için tüm hak ve alacakları ile birlikte 4 maaş tazminata, işe iade edilmemesi halinde ise tüm hak ve alacakları ile birlikte 8 maaş tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiştir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan  kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) 5018 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin (E) fıkrasına göre sendikaların açacakları ve bu sıfatla aleyhlerine açılacak hukuk davalarına;

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkansızlıklar dolayısiyle iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarki fıkra hükmü uygulanır.” denilmiştir.

506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Kanunun 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı Halk Eğitim Merkezinde imzalanmış yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmadan Batman Valiliğinin onayı ile gümüş ve altın işlemeciliği usta öğretici sıfatıyla çalışmakta olan davacının, 19.11.2009 tarihi itibari ile görevine son verildiği tarafına sözlü olarak bildirilerek işten ayrılışının gerçekleştirildiği, davacı tarafından işverenin yapmış olduğu feshin usulsüzlüğünün tespiti ile işe iadesine karar verilmesi, davanın devam ettiği süre için tüm hak ve alacakları ile birlikte 4 maaş tazminata, işe iade edilmemesi halinde ise tüm hak ve alacakları ile birlikte 8 maaş tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, 14.3.2003 günlü işe giriş bildirgesi ile 15.4.2003 tarihinde Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak işe başlayan, 18.12.2003 tarihli valilik oluru alınan ve her yıl olur alınmaya devam edilen, ek ders ücretlerinin Valilik onayı ile harcama kalemlerinden ödeme yapılan davacının, 19.11.2009 tarihinde öğrenci yokluğu nedeniyle kurs kapatılınca işine son verildiği anlaşılmıştır.

Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin atama tasarrufu ile işe alınan ve işe giriş bildirgesi bulunan kamu görevlisi olduğu, hizmet akdi ilişkisinin 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinin yürürlükte bulunduğu tarihte kesildiği gözetildiğinde işe iadesi talebinin adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi başvurusunun kabulü ile Batman İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Batman İş  Mahkemesi’nin 2.4.2010 gün ve E:2009/1053, K:2010/290 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 19.12.2011 gününde Üye Nurdane TOPUZ’’un KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU  İLE KESİN OLARAK karar verildi.

                                                                                                                                             (X)-KARŞI OY

 Dava, Batman Milli Eğitim İl Müdürlüğü Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde imzalanmış yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmadan Batman Valiliğinin onayına istinaden gümüş ve altın işletmeciliği ustalık belgesi ile usta öğretici sıfatıyla Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi sigortalı olarak çalışmaktayken, öğrenci yokluğundan kursun kapatılması nedeniyle 19.11.2009 tarihi itibariyle görevine son verildiğinin sözlü olarak davacıya bildirilmesi üzerine davacı tarafından, işverenin yapmış olduğu feshin usulsüzlüğünün tespiti ile işe iadesine karar verilmesi, davanın devam ettiği süre için tüm hak ve alacakları ile birlikte 4 maaş tazminata, işe iade edilmemesi halinde ise tüm hak ve alacakları ile birlikte 8 maaş tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 47. maddesinde, "Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticiler de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir.

Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri, yönetmeliklerle tespit edilir" hükmü yer almıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmelik'in 1. maddesinde, "1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 47 nci maddesine göre Milli Eğitim Bakanlığı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs ve seminerlerinde geçici veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında bu yönetmelik hükümleri uygulanır" ve 14. maddesinde, "Uzman ve usta öğreticilerden 3 üncü maddede belirtilen şartları taşımadıkları, sözleşme hükümlerine uymadıkları ve görevlerinde başarısız oldukları kurum müdürlüğünce tespit edilenlerin, sözleşmeleri tek taraflı olarak feshedilebilir" denilmiştir.

Bu hükümlerden, usta öğreticilerin geçici veya ek ders görevi ile görevlendirilmek suretiyle çalıştırılabilecekleri anlaşılmaktadır.

Olayda, davacı 14.3.2003 günlü işe giriş bildirgesi ile 15.4.2003 tarihinde Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak işe başlamış, 18.12.2003 tarihli valilik oluru alınmış ve her yıl olur alınmaya devam edilmiş, ek ders ücretleri Valilik onayı ile harcama kalemlerinden ödenmiştir.

Yukarıda yer alan düzenlemeler ve davacının durumu birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalı idarede bir iş sözleşmesine istinaden değil, kamu hukuku kurallarına tabi olarak çalıştığı, dolayısıyla kamu görevlisi olduğu sonucuna varıldığından, sigortalı olarak çalışmasının görevli yargı yerini değiştirmeyeceği ve 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili bir ihtilafın da bulunmadığı görüşüyle yukarıda belirtilen istemle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

                                                                                                                                                                  Üye

                                                                                                                                                      Nurdane TOPUZ