T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO   : 2015/36

          KARAR  NO   : 2015/30

          KARAR  TR    : 26.10.2015

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadı-ğından, (Asliye Ceza Mahkemesinin gö-revsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN RED-DİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                  

 

 

 

K A R A R

 

 

 

            Davacı             : K.H.

            Sanık               : K.Y.

                         

OLAY            : Hatay/İskenderun 39. Mknz.P. Tug. K. Topçu Tb.Kh. ve Hzm. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık Topçu Er K.Y. ile aynı Komutanlık emrinde görevli diğer sanık Topçu Er M.Y.’nın  8.1.2008 günü saat 15.00 sıralarında hastane dönüşünde bölük komutanı mağdur Topçu Yzb. E.Ç.’un odasına geldikleri, E.yüzbaşı­nın sanıklara sivil kıyafetle hastaneye gitmemeleri konusunda uyarıda bulunduğu, muh­temelen almış oldukları alkolün etkisiyle disiplinsiz tavırları olan sanıklara odadan dışarı çıkmalarını  söylediği, daha sonra sanık M.Y.’nın aniden “kimse benim namusuma küfür edemez” diye bağırarak kapıya kafa attığı, ardından  E.yüzbaşıyı kastederek “seni yaşatmam, öldürürüm” diyerek tehdit ettiği, aynı sözleri sanık Kaan’ın da tekrarladığı, orada bulunan­ların yardımıyla sanıkların koridora çıkarıldığı, M.Y.’nın  arada bir “seni yaşatmayacağız” diye bağırdığı, sanık K.Y.’ın da bunu tekrarladığı,  sanıklar koğuşlarına götürüldükten beş altı dakika sonra  M.Y.’nın koridorda E. yüzbaşının  odası istikametinde  “seni yaşatmayacağız” diye bağıra­rak koştuğu, M.Y.’nın  sesini duyan K.Y.’ın  da koridora çıkarak aynı ifadeyi kullanarak ba­ğırdığı, orada bulunanların M.Y.’yı yakaladıkları, ancak duvara tekme atmak, kafa atmak gibi saldırgan davranışlarına engel olunamadığı, kendisini tutanların ellerinden kurtulan M.Y.’nın merdivene doğru yö­nelerek orada bulunan camı kırdığı, asma kata çıkarak subay astsubay gazinosunun ön tarafında  bulunan  iki adet camı kırdığı, kendisini tutmaya çalışanları elindeki jiletle uzaklaş­tırdığı, kıyafetlerini yırtarak vücuduna jilet attığı, müteakiben merdivenlerden çıkarak tabur  komutanı odasının yanındaki aynayı kırdığı, orada bulunanların sanığı  tutarak karargah bölük koğuşlarına götürdükleri, daha sonra karargah bölük koğuş bölgesindeki lavaboların yanına götürüldüğü, M.Y. bu hareketleri yaparken K.Y.’ın  alt katta tutulduğu, sürekli ola­rak M.Y.’nın  yanına gitmek istediğini söylemesi üzerine bu sanığı  M.Y.’nın   yanına götürdükle­ri, sanık K.Y.’ın   lavabodan içeri girer girmez lavabo penceresini kırdığı, lavaboda iken M.Y.’nın   bölük komutanını kastederek “anasını, çoluğunu, çocuğunu sinkaf edeyim” diye küfür etti­ği, K.Y.’ın   da bölük komutanını kastederek aynı şekilde küfür ettiği, sanıkların burada sakinleşmeye başladıkları, bu arada ani müdahale mangasının koğuşlar bölgesine gelece­ğini öğrenmeleri üzerine alt kata inerek ara kapıdan binayı terk ettikleri;

Böylece  sanık M.Y.’nın  ayna ve camları kırmak suretiyle “zincir­leme askeri eşyayı kasten tahrip etmek” suçunu işlediği, mağdur E.yüzba­şıya karşı “seni yaşatmayacağız, öldürürüm, öldüreceğim” demek suretiyle “amiri tehdit” suçunu işlediği, mağdur E.yüzbaşıya karşı “anasını, çoluğunu, çocuğunu sinkaf ede­yim” demek suretiyle “amire hakaret” suçunu işlediği, kendisini yakalamak üzere gelen kişilere direnç göstermek ve jiletle onları uzaklaştırmak suretiyle “mukavemet” suçunu işlediği;

Sanık K.Y.’ın mağdur E.yüzbaşıya karşı “seni yaşatmayacağız, öl­dürürüm, öldüreceğim” demek suretiyle “amiri tehdit”  suçunu işlediği, E.yüzbaşıya karşı “ben onun anasını avradını sinkaf  edeyim, anasını, çoluğunu, çocuğunu sinkaf ede­yim” demek suretiyle “amire hakaret” suçunu işlediği,  lavabo camını kırmak suretiyle “askeri eşyayı kasten tahrip etmek” suçunu işlediği ileri sürülerek;

1-Sanık M.Y.’nın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 130/1, 130/3, 82/2 (birinci cümle), 85/1 (ikinci cümle) ve  90/1(az vahim hal cümlesi). maddeleri uyarınca;

2- Sanık K.Y.’ın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 130/1, 130/3, 82/2 ve 85/1 (ikinci cümle). maddeleri uyarınca ayrı ayrı ceza­landırılmaları istemiyle 6. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 18.8.2008 gün ve E:2008/571, K:2008/636 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

6. MEKANİZE PİYADE TÜMEN KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 17.3.2014 gün ve E:2013/35, K:2014/136 sayıyla; sanık M.Y.’nın  yüklenen eylemler nedeniyle cezalandırılmasına, sanık Topçu Er K.Y. hakkında verilen Etimesgut Asker Hastanesinin 14.5.2008 gün ve 1612 sayılı  Türk Silahlı Kuvvetleri  Sağlık Kurulu Raporuna göre sanığın askerliğe elverişsiz olduğu; Etimesgut Asker Hastanesince sanık hakkında tanzim edilen 28.2.2014 gün ve 77 sayılı  Ek Türk Silahlı Kuvvetleri  Sağlık Raporuna göre de, “suç tarihi olarak belirtilen 8.1.2008 tarihinde  hastanın durumunu belirten işitme testi olmadığı için kesin söylenememekle birlikte, hastanın bu tarihte askerliğe elverişsizlik durumunun mevcut olduğu düşünülmektedir” denildiği, Askeri Mahkemelerde yalnızca asker kişilerin yargılanabileceğinin  Anayasanın 145. maddesi ve ilgili mevzuatta düzenlendiği,  suç tarihi itibariyle asker kişi olup olmadığı belli olmayan, askerliğe elverişsiz (dolayısıyla asker kişi olmadığı) söylenebilecek olan sanığın Askeri Mahkemelerde yargılanamayacağının  açık olduğu, sanığın 8.1.2008 günü  asker kişi sıfatını haiz olmadığı için, asker kişilerin işleyebileceği suçları işlemeye mezun olmayacağı,  dolayısıyla sanığın Askeri Mahkemelerde yargılanmasını gerektiren ilginin  kesildiği,  353 sayılı Kanun’un 9. maddesine göre Askeri Mahkemelerin kanunda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine  yahut askeri hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara bakmakla görevli oldukları,  sanığın suç tarihinde asker kişi olmadığı, Askeri Yargıtay 2.  Dairesinin 28.4.2004 gün ve 2004/634-622 E-K sayılı kararının da bu yönde olduğu, iddianamede sanık K.Y.’ ın “askeri eşyayı kasten tahrip etmek, amiri tehdit ve amire hakaret” suçlarını işlediğinin ileri sürüldüğü,  ancak sanığın  suç tarihinde ve halen askerliğe elverişli olmadığı tespit olunduğundan, sanığın sadece bu eylemlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı suçlar  nedeniyle yargılanabileceği, bu durumda sanığın Türk Ceza Kanunu’ nda karşılığı olan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Mala Zarar Vermek, Tehdit ve Kamu Görevlisine Hakaret”  suçlarının  unsurları ve müeyyideleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nda  düzenlendiğinden, atıf suretiyle askeri bir suç da söz konusu olmadığından ve askeri bir suça da bağlılık bulunmadığından, sanığı  yargılama görevinin  adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

İSKENDERUN 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ:  25.6.2015 gün ve E:2014/306, K:2015/346 sayıyla; her ne kadar sanık hakkında amiri tehdit ve amire hakaret ile askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçlarından açılan kamu davası, sanığın askerlikle ilişiğinin kesilmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek mahkemelerine gönderilmiş ise de, yapılan değerlendirmede sanığın askerlik hizmetini ifa ederken işlediği iddia olunan eylemlerin sırf askeri suç mahiyetinde olduğu, 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 17 maddesi gereği " Askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez hükmü" gereği sırf askeri suçlara bakma görevinin askeri mahkemeye ait olduğu açıklanarak, sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle İskenderun Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik  kararı vermiş,  dava dosyası,  İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Şuayip ŞEN, Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU ve Sevilay TEMİZYÜREK BATIR’ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2015 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet ÇAKIROĞLU’nun, başvurunun reddine ilişkin sözlü ve yazılı açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek  kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır”  düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun  ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun  223. maddesinin onuncu fıkrası hükmü uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, İskenderun  2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 26.10.2015 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

                           

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR