T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2019 / 652

            KARAR NO  : 2020 / 19

            KARAR TR   : 27.1.2020

ÖZET : Tarımsal faaliyet ile iştigal eden davacının taşınmazlarının bir kısmının, Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle zarar gördüğünden bahisle, uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Adli Yargıda  

Davacılar                    : 1-K. A.

                                      2-Y.A.

İdari Yargıda

Davacı                        : K.A.

Vekili                          : Av. E. K.

Davalı                         : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü(DSİ 26.Bölge Müdürlüğü)

Vekili                          : Av. F.Y.

                                         

O L A Y:  Davacılar Kadir Alpaydın ve Yaver Alpaydın   dava dilekçelerinde;  daha önce ikamet ettikleri Otingo yolu Arkaköy köyü dere yatağı üzerinde Devlet Su işleri 26.Bölge Müdürlüğünce yapılmış olan tersit bentleri nedeniyle, tapulu arazilerinin bir kısmının su altında kaldığını; Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/41 D.iş kararı ile 38.834,75 TL.lık zarar ve ziyanlarının tespit edildiğini; ancak kurumun tespit edilen meblağı ödememek için itirazda bulunduğunun görüldüğünü ifade ederek; davalı kurumdan alacak oldukları mahkemece tespit edilen 38.834,75 TL. ile, tespit davasında yapılan masrafların işleyen yasal faizleri ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

BORÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.3.2019 gün ve E:2019/33, K:2019/369 sayı ile, davada 236 ada, 2 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının eski hale getirme ve zararın giderilmesi istemine konu olayın kamu hizmetinin görüldüğü sırada ve hizmetle ilgili bulunduğunun kabul edildiği gerekçesiyle, İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemin sonucu meydana gelen zararlardan dolayı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1 -b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, bu nedenle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Bu kez davacılardan Kadir Alpaydın vekili;  müvekkilinin, Artvin ili Borçka ilçesi Arkaköy Köyü 235 ada 1 parsel ile 236 ada 3 parselde yer alan adına kayıtlı taşınmazların, Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürülerek, taşınmaza yönelik sataşmanın önlenmesi veya taşınmaza verilen zararın karşılanması amacı ile 24.856,00-TL tazminatın görevsiz mahkemede davanın açıldığı 22.2.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Rize İdare Mahkemesi: 18.4.2019 gün ve E:2019/193, K:2019/261 sayı ile, “(…)Dava dosyasının incelenmesinden; Artvin ili Borçka ilçesi Arkaköy Köyü 235 ada 1 parsel ile 236 ada 3 parselde yer alan taşınmazların maliki olan davacı tarafından, Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle söz konusu taşınmazların zarar gördüğü ileri sürülerek bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de; dava dilekçesinin sonuç kısmında 'Dava konusu taşınmaza yönelik sataşmanın önlenmesine veya taşınmaza verilen zararın karşılanması amacı ile 24.856,00-TL'nin davalı kurumdan alınması ile müvekkile verilmesine...' şeklinde ibareler kullanılmak suretiyle idari yargı mercilerinden terditli talepte bulunulamayacağı gibi idari yargıda elatmanın (sataşmanın) önlenmesi şeklinde bir dava türünün bulunmadığı dikkate alındığında İdari Yargılama Usulü Kanunu 3. madde hükmüne uygun olmayan dava dilekçesinin mevcut haliyle kabulüne olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, eğer dava yenilenmek isteniyorsa; yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tek başına hasım (davalı) olarak gösterilmek suretiyle iş bu dilekçe ret kararından da bahsedilerek Rize İdare Mahkemesi Başkanlığı'na hitaben düzenlenecek yeni bir dilekçe ile dava açmakta serbest olmak üzere dilekçenin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin, anılan Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca, bu kararın tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde yukarıda belirtilen noksanlıklar da tamamlanarak usulüne uygun biçimde düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açılabilmek üzere reddine…” karar vermiştir.

Davacı Kadir Alpaydın vekili dilekçesini yenileyerek,  bu kez; 24.856,00-TL tazminatın 22.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle tekrar idari yargı yerinde dava açmıştır.

RİZE İDARE MAHKEMESİ: 18.9.2019 gün ve E:2019/298 sayı ile,  “(…)Uyuşmazlık konusu olayda; davacı tarafından Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle taşınmazlarının kalıcı olarak su altında kaldığı ve kamulaştırma yapılmadığı belirtilerek taşınmazlarının mahrum kalınan yıllık ürün geliri ile arazi değerinin talep edildiği, taşınmazlardaki değişikliğin sürekli nitelikte olduğu ve bu kapsamda dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı göz önünde bulundurulduğunda, su altında kalan taşınmazların bedelinin 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanundaki esaslar çerçevesinde tespitinin gerektiği anlaşıldığından dava konusu uyuşmazlıkta adli yargı mercilerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, bakılan davada görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, bakılan davaya ait dosya ile birlikte Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2019 tarih ve E:2019/33, K:2019/369 sayılı dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye değin bakılan işbu davanın görülmesinin ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.1.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu;  adli ve idari yargı dosyalarında ortak davacı olan  Kadir Alpaydın  yönünden görev uyuşmazlığının  doğduğu  ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dava, tarımsal faaliyet ile iştigal eden davacının, Artvin ili Borçka ilçesi Arkaköy Köyü 235 ada 1  ve 236 ada 3 parselde yer alan taşınmazlarının bir kısmının , Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle zarar gördüğü ileri sürülerek,  24.856,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde, “İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

Uyuşmazlığa konu olayda; Artvin İli, Borçka İlçesi, Arkaköy Köyü, 235 ada 1  ve 236 ada 3 parselde yer alan taşınmazların maliki olan davacı tarafından, Deviskel Deresi üzerinde taşkın koruma amacıyla davalı idare tarafından inşa edilen bendin arkasında biriken sular nedeniyle söz konusu taşınmazlarının bir kısmının  zarar gördüğü ileri sürülerek, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Bu durumda Davacının iddiası dikkate alınarak, davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Açıklanan nedenlerle, Rize İdare Mahkemesinin 18.9.2019 gün ve E:2019/298 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Rize İdare Mahkemesinin 18.9.2019 gün ve E:2019/298 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDINE, 27.1.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                            AKSU                             SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                  Üye                     

                                         Aydemir                           Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                             TOPUZ                          ARSLAN