Ceza Bölümü 1997/32 E., 1997/32 K.

  • ASKERİ MALZEMEYİ ÇALAN ASKER KİŞİ
  • HIRSIZLIK SUÇU
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 17 ]
  • 1632 S. ASKERİ CEZA KANUNU [ Madde 131 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Sanık T.Y.ın diğer dört sanıkla birlikte 9.9.1994 tarihinden önce teşekkül oluşturarak yasadışı yollarla temin ettikleri silah ve mühimmatı Adana ile Mersin İl ve İlçelerinde PKK militanlarına pazarladıkları (bu suçlarından ötürü Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturmanın sürdürüldüğü) silah ve mühimmat satışından elde ettikleri para ile uyuşturucu madde teminine yönelerek öncelikle eroin alım-satımı yaptıkları, bu suç nedeniyle sanık T'ın evinde 17.9.1994 günü yapılan aramada, yirmi altı adet FT-TWİST marka elektrikli fünye, 58 adet değişik çap ve markada mermi, 22 adet de boş kovan bulunduğu ve ele geçirilen mühimmatın askeri malzeme olduğu ileri sürülerek,

    a) Tüm sanıkların TCK'nun 403/5-6-7, 31, 33, 36, 40 ve 3713 sayılı Yasa'nın 5. maddeleri,

    b) Ayrıca Astsubay İs. Başçavuş Turan Yaradılmış'ın 6136 sayılı Yasa'nın 12/1-3-4. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28.9.1994 gün ve 6215-2414 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

    DİYARBAKIR 2. NOLU DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ: 15.12.1995 gün ve E. 1994/575, K. 1995/757 sayıyla; sanıkların teşekkül halinde uyuşturucu madde ticareti yaptıklarına dair mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden ve ele geçirilen uyuşturucu madde de bulunmadığından yüklenen bu suçtan ayrı ayrı beraatlerine, sanık T. Y. ın teşekkül halinde silah kaçakçılığı yaptığı tespit edilememişse de; evinde yapılan aramalarda ele geçirilen malzemelerin askeri eşya olduğu ve sanığın da asker kişi sıfatını taşıdığı, adı geçen sanığın bu suçundan yargılama görevi askeri mahkemeye ait bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar vermiş, yasa yoluna başvurulmayan karar kesinleşmiştir.

    DİYARBAKIR 7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 11.6.1996 gün ve 660-431 sayıyla; sanığın evindeki aramalarda ele geçirilen patlayıcı madde, mermi ve mermi kovanlarının bilirkişi mütalaasına göre, tümünün askeri eşya olduğu belirtilmiş ve sanığın eylemi askeri eşyayı gizleme olarak değerlendirilmişse de; yüklenen eylemlerin işlendiği sırada asker kişi kapsamında bulunan sanığın, yargılama sırasında disiplinsizlik nedeniyle askerlikle ilişiği kesildiğinden Askeri Ceza Yasası'nın 192., 353 sayılı Yasa'nın 9, 17, 19 ve 176. maddeleri gereğince askeri mahkemenin görevsizliğine, sanığın Askeri Ceza Yasası'nın 131/1-2 maddeleri uyarınca yargılanması için dosyanın Diyarbakır Ağır Ceza mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

    DİYARBAKIR 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 27.2.1997 gün ve E. 1996/201 K. 1997/54 sayıyla; sanığın suç gününde asker kişi, yüklenen suçun da askeri suç olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da, sanığın askerlikle ilişiğinin kesilmesiyle yüklenen askeri suçun niteliğinin değişmeyeceği, bu nedenle askeri mahkemelerin yargılama görevinin sona ermeyeceği belirtildiğine göre; yargılama sırasında askerlikle ilişiği kesilen sanığa ait davanın çözümünün askeri yargı yerinin görevinde bulunduğundan, mahkemenin görevsizliğine karar vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Böylece, önce adli ve askeri yargı yerleri, sonra askeri ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş ve dosya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 30.4.1997 gün ve 38486 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü'nün Selçuk Tüzün'ün Başkanlığında, üyeler: İrfan Kılınç, Teoman Üneri, Nedim Baran, Fahrettin Demirağ, Dr. Ferhat Ferhanoğlu ve A. Necmi Özler'in katılımlarıyla yaptığı 23.5.1997 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Sadi Büyükeren'in davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Güneş ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı R.Teoman Akça'nın da davanın çözümünün askeri yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Yasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasında; olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi isteminin, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebileceği belirtilmekte, aynı Yasa'nın 15. maddesinde de; olumsuz görev uyuşmazlığı doğan ceza davalarına ait dosyaların, son görevsizlik kararı veren mahkemece bu kararın kesinleşmesinden sonra doğrudan doğruya Uyuşmazlık Mahkemesine gönderileceği ve görevli mahkemenin belirlenmesinin talep edileceği açıklanmaktadır. Görüldüğü üzere; Uyuşmazlık Mahkemesi, oluşan görev uyuşmazlıklarında hiçbir zaman kendiliğinden (resen) harekete geçmemekte, ancak kendisine başvurulup, dosya gönderildiğinde şekle ve süreye uygun bulunan başvuruları çözümlemektedir.

    Yargılamayı yapan mahkeme, yargılamanın her aşamasında, davayı görmenin kendi görevinde olup olmadığına kendiliğinden (resen) karar verebilir. Önceden oluşan görev uyuşmazlığı ise, ilgili tüm yargı mercileri için ön sorun teşkil edeceğinden, öncelikle oluşmuş görev uyuşmazlığının çözümlenmesi temin edilmelidir.

    Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın uygulanması bakımından Devlet Güvenlik Mahkemelerinin ağır ceza mahkemesi derecesinde bulunmalarına ve adli yargı merciilerinden olmalarına rağmen, Diyarbakır 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince sanık hakkındaki (askeri eşyayı gizlemek suçuna ait) davada görevsizlik kararı verilerek dosya kendisine gönderilen Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince de olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarır biçimde adli yargı yerinin görevli olduğundan sözederek görevsizlik kararı verilmiş, oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gereken dosyanın adli yargı yerlerinden Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi ve bu mahkemece de davanın, mahkemenin esasına kaydı yapılarak daha önceden olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu fark edilmeden yargılamaya devam edilerek tekrar askeri yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmek suretiyle, askeri ve adli yargı yerleri arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmuştur.

    Belirtilen duruma göre adli ve askeri yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları ile oluşan birinci olumsuz görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması temin edilmeden, birinci olumsuz görev uyuşmazlığını oluşturan yargı yerlerinden askeri yargı yeri kararı ile dosya kendisine gönderilen (değişik) adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı arasında ikinci kez olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılmış olması karşısında; Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunan ve son görevsizlik kararı veren adli yargı yeri (Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi) ile askeri yargı yerinin (Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin) görevsizlik kararları arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması ve varılacak sonucun ilgili yargı mercii olan ve ilk görevsizlik kararı veren adli yargı yeri (Diyarbakır 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi) yönünden de görev konusunda çözüm teşkil edeceğinin kabulü usul kurallarına uygun düşmektedir.

    Olumsuz görev uyuşmazlığına konu olan görevsizlik kararlarında açıklanan ve iddianamede sanığa yüklenen eylem; sanığın asker kişi sıfatını taşıdığı sırada, askeri eşya olduğu belirlenen değişik çap ve miktarlardaki mermi ve mermi kovanları ile patlayıcı maddelerin evinde bulundurulması ve gizlemesinden ibarettir. 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasası'nın "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığını taşıyan 9. maddesinde; "Asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askeri hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara askeri mahkemelerde bakılacağı" öngörülmektedir.

    Askeri suç ise, öğretide ve uygulamada;

    a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Yasasında yazılı olan, başka bir anlatımla Askeri Ceza Yasası dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

    b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Yasası'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

    c) Türk Ceza Yasasına atıf suretiyle, askeri suça dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

    Suça konu mühimmatın sanığın evinde 17.9.1994 günü yapılan aramalarda ele geçirildiği, sanığın görev yaptığı birliğinde ele geçirilen askeri malzemeler bakımından zimmet açığının bulunmadığı ve belirtilen askeri eşyanın sanık T. Y. a zimmetli olmadığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı K.K.K.nın 6.5.1996 gün ve 4184-2683 sayılı yazısında da; sanık İs. Bş. Çvş. T.Y.ın hakkında disiplinsizlik sicili düzenlemesi nedeniyle er statüsüne geçirilerek 26.5.1995 tarihinde resen Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayrıldığı bildirilmiştir.

    1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın 131. maddesinde; askeri bir hizmet yaparken veya vazifeyi suistimal ederek...kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler yahut ihtilas edenler veya satanlar yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehine kabul edenler veya gizleyenler...hakkında ceza tayin edilmiştir.

    Sanık Astsubay Başçavuş'un suç tarihinden sonra askerlikten ayrıldığı anlaşılmakta ise de; 13.10.1996 günlü, 22786 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesinin birinci cümlesinde; Askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez hükmünün bulunmasına, sanığa yüklenen eylemin subutu halinde Askeri Ceza Yasası'nın 131. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceğine ve sanığın suç tarihinden sonra (26.5.1995 tarihi itibariyle) askerlikle ilişiğinin kesildiğinin tesbit edilmiş olmasına göre; olumsuz görev uyuşmazlığına konu suç ile ilgili davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

    SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın Askeri Yargı yerinde görülmesi gerektiğine bu nedenle Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin 11.6.1996 gün ve 660-431 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına 23.5.1997 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.