Hukuk Bölümü         2013/167 E.  ,  2013/275 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar: 1-H.Ç., 2-N.Ç., 3-F.Ç.

Vekilleri  : Av. E.G.

Davalı      : Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü

Vekili      : Av. S.E.Y. 

O L A Y  : Davacılar vekili özetle, davacıların Samsun İli, Atakum İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, Azerbaycan caddesi, Ömür Apartmanı no:94/1 adresindeki binanın bodrum katında ikamet ettiklerini, 02.05.2011 tarihinde aşırı yağış nedeniyle ikamet ettikleri evi su bastığını, bu olayda davalı kurumun üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yerine getirmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile, 9.480,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunulmuştur.

Samsun 2.Asliye Hukuk Mahkemesi; 11.10.2012 gün, E:2012/294 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu, İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığını, öte yandan 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmış olup, buna göre, kamu idarelerinin hizmet kusurundan doğduğu iddia edilen zararların tazmini istemiyle açılan davaların idari yargı yerlerinde görülmesi gerektiğini belirterek, davanın 02.05.2011 tarihinde meydana gelen aşırı yağış nedeniyle davacıların evini su basmasında, davalı idarenin hizmet kusuru olup olmadığı ve davacıların tazmine hak kazanıp kazanmadığının saptanmasına ilişkin olduğunu ifade ederek, SASKİ Genel Müdürlüğünün hizmet kusurundan oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan genel idari yargı yerlerine ait olduğundan bahisle 2247 sayılı Yasa'nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 04.02.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığı’nca, davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, aşırı yağış nedeniyle davacıların ikamet ettikleri evi, davalı kurumun üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğinden bahisle, su basması nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile, 9.480,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istemiyle istemiyle açılmıştır.

20.11.1981 gün ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduğu, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiş; 2. maddesinin (b) bendinde “b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, (d) bendinde “ Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak”, İSKİ'nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 4. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinin, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkili olduğu açıklanmış, ek 5. maddesinde (5/6/1986 - 3305/3 md. ile gelen Ek 4 üncü madde hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir.), bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı belirtilmiştir.

Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ),Samsun Büyükşehir Belediyesinin Su ve Kanalizasyon Hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek, 2560 sayılı kanun (2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 05.06.1986 tarihli 3305 sayılı kanunun 3.maddesi ile gelen Ek 4 ve 5. maddeleri yollaması ile bütün belediyelere ait su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlükleri için uygulanmaktadır.) ve bu kanunda değişiklik yapan 3009 sayılı kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek üzere 3305 sayılı Kanun uyarınca 1996 yılında kurulmuş olup, 2560 sayılı Kanunun 3009 sayılı kanunla değişik 1.maddesinin 4.fıkrası uyarınca kamu tüzel kişisidir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye  göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak  davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i  ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Olayda, davacılar tarafından, aşırı yağış nedeniyle evlerinin su basmasından dolayı zarara uğranıldığı iddia edilerek, 9.480,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istemiyle davalı kamu tüzel kişisine karşı dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup,bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır. 

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.10.2012 gün, E:2012/294 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 04.02.2013 gününde üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR ve Mustafa AYSAL’ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY

02.05.2011 tarihinde meydana gelen aşırı yağış nedeniyle evini su bastığı, zarar gördüğü, davalı kurumun üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yerine getirmediği iddiasıyla maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle davacı tarafından davalı kurum aleyhinde Adli Yargı da dava açılmıştır.

Davalı İdari vekili süresinde, Uyuşmazlığın İdari Yargının görev alanında kaldığını bildirerek Yargı Yolu itirazında bulunmuştur.

Mahkemece Yargı Yolu itirazın reddine karar verilmesi üzerine davalı vekilince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebi ile dosya Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş,

Danıştay Başsavcılığınca, uyuşmazlığın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, İdari Yargının görev alanına girdiği düşüncesiyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar verilerek dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda Uyuşmazlığın davalı İdarenin hizmet kusurundan doğduğu İdari Yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle İdari Yargının görevli olduğuna davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun Uyuşmazlıkta İdari Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira;

6102 sayılı TTK 16.maddesinde “Ticaret Şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, demekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarında tacir sayılacakları” öngörülmüştür.

Davalı kurum hakkında da uygulanması gereken İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı yasada, bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceğinin açıklanması karşısında bu kuruluşun özel hukuk hükümlerince İdare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 29.11.1995 gün 1995/11-647 esas 1995/1043 sayılı vs. kararlarında 2560 sayılı kanuna tabi olan İSKİ’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmakla birlikte faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK 18/1 maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakmaya görevinin Adli Yargının görev alanına girdiğini benimsemiştir.

Ayrıca İSKİ’nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sularından talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklarda Adli Yargının görevli olduğu benimsenmişken aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı İdari Yargının görevli olduğunu kabul etmek 2560 sayılı yasanın uygulanmasında çelişki oluşturacaktır.

Bu durumda tacir olan davalı SASKİ ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevi Adli Yargıya ait olup açıklanan nedenlerle uyuşmazlıktan İdari Yargıya görevli kabul eden sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. 

               Karşı Oy                                                                                       Karşı Oy

           Mustafa AYSAL                                                                        E.Sabri BAYDAR