T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 571

            KARAR NO  : 2016 / 576

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : F.Y.A.

Vekili              : Av. E. Y.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. K.S. (Adli Yargıda)

                          

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkette kapsam dışı ve sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken iş akdinin feshedilerek başka bir kamu kurumuna naklen atandığı esnada bildirime esas ücretine ilişkin nakil bildirimi cetvelinin, bildirim tarihine kadar gerçekleşen zamlar ve enflasyon farkları dikkate alınmaksızın, ek ödemeler belirtilmeksizin düzenlendiğini ileri sürerek davacının nakil bildirimine bahsi geçen artış ve zamların eklenerek ayrılma tarihi itibariyle bildirim cetvelinin yeniden düzenlenmesi gerektiğinin tespiti, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davacının eksik bildirim nedeniyle ödenmeyen ücretleri nedeniyle uğradığı maddi zararlar nedeniyle 300,00 TL ve 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Yüksek Planlama Kurulu ve Bakanlar Kurulu Kararı ile verilen ek ödemenin (denge tazminatının) davacının ücretine ilave edilmeyerek ilişiğinin kesildiği tarihe kadar yoksun bırakıldığı zararı nedeniyle 200,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 2. İş Mahkemesi: 20.12.2012 gün ve E:2011/166 K:2012/985 sayılı kararı ile “… Uyuşmazlık, 399 sayılı KHK’nın ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda TİP 2 sözleşmesi nakle tabi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı KHK’nın 3. maddesi ve 399 sayılı KHK’nın ek ikinci cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanamayacağı, nakledilirken bu artışların yer aldığı ücreti gösteren nakil maaş ilmühaberinin buna göre düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususundan kaynaklanmaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, daha önceki tarihlerde nakle tabi işçilerde davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. arasındaki uyuşmazlıklarda esasa yönelik kararlar verilmiş ise de, Danıştay İdari Dava Dairelerinin 07.04.2011 gün ve 2011/55-205 sayılı kararından sonra uyuşmazlığın Adli Yargı yerinde görüleceğine dair görüşünü değiştirmiş, 01.10.2012 gün ve 2012/27071-32336 E ve K nolu kararında da görüleceği üzere uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul etmiştir…” şeklindeki gerekçe ile HMK’nun 114/1-b maddesi gereğince “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi: 08.12.2014 gün ve E:2014/33835 K:2014/34783 sayılı kararı ile “… Temyiz olunan kararın hüküm kısmının vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin 2, 3 ve 4. bentlerinin çıkartılmasına, yerine; "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına" bendinin eklenmesine, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına”  karar vermiş, karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 6. İdare Mahkemesi: 03.05.2016 gün ve E:2015/2886 sayılı kararı ile “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/3-a maddesinde, dava dilekçelerinin görev yönünden de inceleneceği; anılan Kanunun 15/1-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.06.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasayla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünce (P.İ.) telekomünikasyon hizmetleri ise, “ Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i Bakanlar Kurulunun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin %55 oranındaki Hissesinin Blok olarak satışına ilişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe konulması Hakkında Karar’ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

406 sayılı Yasanın ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom’da ek 22. maddesinin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükte kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 300 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsan dışı personel, kamu görevlerinden yükseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom’da çalışmaya devam eder ve hisse devri tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığına bildirdikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasa koyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel kamu personeli sayılmıştır.

Bu durumda, davalının özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargının görevinde bulunmaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer bir olaya ilişkin olarak verdiği 05.07.2010 tarih ve E:2010/56, 2010/57 sayılı ve 08.04.2013 tarih ve E:2013/82, K:2013/502 sayılı kararlarında da, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu yönünden karar verilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’ nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; eksik ödemeye karşılık gelen 500,00-TL’nin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi ve parasal hakların giderilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,  maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği ve dava açıldığı tarihlerde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 6. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Ankara 2. İş Mahkemesince verilen 20.12.2012 gün ve E:2011/166, K:2012/985 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 2.İş Mahkemesinin 20.12.2012 gün ve E:2011/166, K:2012/985 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN