Hukuk Bölümü 2010/109 E., 2011/40 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : M. A. Ö.

Vekili : Av. H. B.

Davalı : Çorum Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. Ş. C.

O L A Y : Çorum Belediye Başkanlığı'nın 4.12.2007 gün ve 1414 sayılı Encümen kararıyla, "İlimiz Ulukavak Mahallesi, Ankara-Samsun (Çevre) yolunun kuzey cephesinde İlhan Gürel Caddesi ile Osmancık Caddesi arasında kalan alanda, Çevre Yolu kenarında Belediyemizce 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulaması neticesinde şehir imar planına göre çevre yolu kenarında yol ve yeşil işaretli alanda Belediyemiz tarafından yol ve yeşillendirme çalışması yapılacağından alt yapı çalışmalarını engelleyen yapıların yıkılması gerektiğinden, yıkılması söz konusu olan yapıları 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde "bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar Belediye veya Valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz" hükmüne istinaden söz konusu bina bedellerinin ödenmesi için Kıymet Takdir Komisyonunun belirlemiş olduğu bedeller aşağıda çıkartılmıştır.

Buna göre;

… 15- Ulukavak Mahallesi, Ankara-Samsun Karayolu (Çevre Yolu) kenarında, uygulama öncesi, 99 pafta, 49 ada, 51 parsel numaralı gayrimenkulde hissedar A. oğlu, M. A. Ö.'a ait, 108,00 m2 tek katlı 2-A sınıfı yapı için 9.739,44 YTL,…

…ödenmesine" karar verilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, yıkımdan bir gün önce Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/215 D.İş dosyasında, enkaz bedelinin 27.750,36 YTL olduğunun tespit edildiğini, davacının davalı kuruma gerek yazılı ve gerekse sözlü müracaatlarda bulunduğunu ve enkaz bedelinin gerçek değerine yükseltilmesini talep ettiğini, ancak bir netice alamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ödenmesi gereken enkaz bedelinin, davalı kurumun takdir ettiği 9.739,44 YTL den sonra 10.000 YTL daha artırılması ve yıkım tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ÇORUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 13.11.2008 gün ve E:2008/168, K:2008/271 sayı ile, davacı vekili duruşmada tekrar ettiği 15.05.2008 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkiline ait iken imar uygulaması ile müvekkilinden alınarak Karayolları adına tescil edilen Ulukavak Mah., 99 pafta, 49 ada, 60 parsel üzerinde bulunan ve yine müvekkiline ait bulunan yığma kagir inşaat tarzındaki leblebi dükkanı, market ve müştemilatının 26.12.2007 tarihinde Belediye ekiplerince yıkıldığını ve müvekkiline davalı Belediye tarafından 9.739,44 YTL gibi çok düşük enkaz bedelinin takdir edildiğini, oysaki Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/215 D. İş dosyası ile uzman bilirkişilere yaptırılan keşif ve tespitte enkaz bedelinin 27.750,36 YTL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı kuruma gerek yazılı gerekse sözlü olarak müracaatlarda bulunduğunu ve enkaz bedelinin gerçek değerine yükseltilmesini talep ettiğini, ancak bir netice alamadığını ve hatta şifaen öğrendiklerine göre davalı kurumca resen takdir edilen bedelin müvekkil adına ismini ve hesap numarasını bilmedikleri bir banka hesabına yatırıldığını, gerçekte yapı yaklaşık birim maliyetleri dikkate alınarak hesaplama yapıldığında müvekkilinin fahiş derecede mağduriyeti ortaya çıkacağından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkiline ödenmesi gereken enkaz bedelinin davalı kurumun takdir ettiği 9.739,44 YTL den sonra 10.000 YTL daha arttırılması ve yıkım tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava ederek, delillerini içerir dilekçesini ibraz ettiği, yapılan yargılamada taraflara usulüne uygun davetiyelerin tebliğ edildiği, davalı vekilinin duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesinde; açılan davanın öncelikle görev yönünden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemelerince Tapu Sicil Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, Kadastro Müdürlüğünden taşınmaza ait kroki, Belediye Başkanlığından dava konusu taşınmaza ait yıkıma ilişkin belgeler, Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/215 D. İş sayılı dosyası celp edilerek tek tek incelemelerinin yapıldığı, yapılan yargılama sonunda; davacı vekilinin iddia ve beyanları, davalı vekilinin beyanı, Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/215 D.İş sayılı dosyası, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, krokisi, yıkıma ilişkin tüm belgeler ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın davacının idarenin işlem ve eyleminden dolayı doğan zararın tazmini davası olduğunun anlaşıldığı, 11.2.1959 tarihli 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince bu gibi davaların idari yargının görevi içersinde bulunduğu, görevin, yargılamanın her aşamasında göz önüne alınması gereken bir kural olduğu, Mahkemeleri bu davaya bakmakta görevsiz bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ödenmesi gereken enkaz bedelinin, davalı kurumun takdir ettiği 9.739,44 YTL den sonra 18.000 YTL daha artırılması ve yıkım tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ÇORUM İDARE MAHKEMESİ; 12.1.2010 gün ve E:2009/52, K:2010/8 sayı ile, davanın, Çorum Merkez Ulukavak Mahallesi, 99 pafta, 49 ada, 60 parsel üzerinde bulunan ve davacıya ait olduğu iddia edilmekle birlikte davalı idarece gecekondu olarak nitelendirilen yapının, davalı idare tarafından yapılan imar planı ve imar uygulaması sonucunda yol ve yeşil alan işaretli bölgede kalması sebebiyle yıkılması veya yıktırılması mukabilinde bina veya enkaz bedeli olarak idare tarafından belirlenen bedelin 18.000,00 TL daha artırılarak, bu miktarın davalı idarece faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açıldığı, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesinden ve 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasından söz ederek, dosyanın incelenmesinden; bir örneği dava dosyasında bulunan ve Çorum Belediye Başkanlığı görevlilerinden oluşan kıymet takdir komisyonu raporu ile, Çorum Merkez Ulukavak Mahallesi, 99 pafta, 49 ada, 60 parsel üzerinde bulunan (ve davacıya ait olduğu iddia edilmekle birlikte davalı idarece gecekondu olarak nitelendirilen) taşınmazın tamamının imar planının 21 K.IIl.c-21K.IIl.d-20K.Il.a paftalarına göre imar uygulaması sonrasında 'yol-park' alanında kalması sebebiyle ve yapının özellikleri göz önünde bulundurularak mezkur taşınmaza 9.739,44 TL kıymet takdir edildiği; davacının davalı idareye hitaben yazdığı 3/1/2008 tarihli dilekçe ile, Ulukavak Mahallesi Garantievler 1. Sk. No: 126 adresinde bulunan yarı yığma kagir binasının fiyat tespitinin yapılarak tarafına ödenmesini istediği ve bedel ödendikten sonra binayı hemen yıkacağını ifade ettiği; davalı idarenin davacıya hitaben yazdığı 11.1.2008 tarihli, 157 sayılı yazıda, davacının gecekondusu için belediye kıymet takdir komisyonunda belirlenen ve belediye encümenince karara bağlanan bedelin 9.739,44 TL olduğu ve bina bedelinin gecekondu yıkıldıktan sonra davacıya ödeneceği hususlarına yer verildiği; davacının davalı idareye hitaben yazdığı 21.1.2008 tarihli dilekçede, binasının bedelinin ilgili mahkeme tarafından 27.700,00 TL olarak tespit edildiğinden bahsedildiği; yine davacı tarafından davalı idareye hitaben yazılan 11.3.2008 tarihli dilekçeyle, belediyece yıkımı yapılan çevre yolundaki binanın tahakkuk eden enkaz bedelinin hesabına yatırılmasının istenildiği; bu dilekçe üzerine, taşınmaz için davalı idarece takdir edilen 9.739,44 TL'nin davacının bildirdiği hesaba 8.4.2008 tarihinde havale edildiği; ardından, 9.739,44 TL olarak takdir ve tediye edilen enkaz bedelinin 10.000,00 TL daha artırılması için 15/5/2008 tarihinde Çorum Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kaydına giren dilekçe ile açılan davada, idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizliğe karar verilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı, 10.11.2009 ve 17.12.2009 tarihli ara kararlarına davalı idare tarafından verilen cevaplarda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun yukarıda metni yazılı 18. maddesi hükmü ( ... Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz) uyarınca dava konusu taşınmaz için kamulaştırma yapıldığı ve enkaz bedeli olarak 9.739,44 TL'nin davacının hesabına yatırıldığı; ancak, kamulaştırmaya ilişkin olarak dava konusu taşınmazla ilgili kıymet takdir komisyonu raporundan başka belgenin bulunmadığının belirtildiği, öte yandan, görülmekte olan davanın, imar planı, imar uygulaması veya yıkım gibi bir idari işlem veya eylemden ötürü kişisel hakkın muhtel olmasından kaynaklanan ve idarece karşılanmayan bir zararın tazminine ilişkin değil; Çorum Belediye Başkanlığı görevlilerinden mürekkep kıymet takdir komisyonu tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri doğrultusunda tespit edildiği ifade edilen kıymet takdirinin veya bedelin artırılmasına ilişkin olduğunun anlaşıldığı, diğer yandan, dava dosyasında mevcut olan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı kadarıyla, davacının taşınmazının kamulaştırılmasına ilişkin olarak Kamulaştırma Kanunu kapsamında kıymet takdiri dışında bir işlem tesis edilmemişse de, yukarıda metni yazılı mevzuata göre, bu durum, davacının taşınmazının bedelinin ilgili asliye hukuk mahkemesi tarafından belirlenmesi gerekliliğini ve davanın adli niteliğini ortadan kaldırmadığı, netice olarak, görülmekte olan davanın, bir idari işlem veya eylemden ötürü kişisel hakkın muhtel olmasından kaynaklanan ve idarece karşılanmayan bir zararın tazminine ilişkin olarak 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde hükme bağlanan tam yargı davası değil, adli nitelikli bir bedel artırım davası olduğu sonucuna varıldığı, bu duruma ve yapılan açıklamalara göre, adli yargının görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden reddinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU'nun katılımlarıyla yapılan 07.03.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece adli yargı dosyası ile birlikte Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA'nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, Encümence 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulaması neticesinde şehir imar planına göre çevre yolu kenarında yol ve yeşil işaretli alanda Belediye tarafından yol ve yeşillendirme çalışması yapılacağından alt yapı çalışmalarını engelleyen yapıların yıkılması gerektiğinden, yıkılması söz konusu olan yapıları 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde "bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar Belediye veya Valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz" hükmüne istinaden Kıymet Takdir Komisyonunun belirlemiş olduğu 9.739,44 YTL bedelin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla arttırılması ve yıkım tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde, "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez.

Bu düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenleme ortaklık payı alınanlarından, bu düzenleme sebebiyle ayrıca değerlendirme resmi alınmaz.

Üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde, şüyulanma sadece zemine ait olup, şüyuun giderilmesinde bina bedeli ayrıca dikkate alınır.

Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur.

Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz…

…" denilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Dava hakkı" başlığını taşıyan 14. Maddesinde (Değişik: 24/4/2001 - 4650/7 md.) ise, "Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir…

…" hükmü yer almıştır.

Olayda, Encümence 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan imar uygulaması neticesinde yıkımına karar verilen davacıya ait yapı için Kıymet Takdir Komisyonunca belirlenen 9.739,44 YTL bedelin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla arttırılması ve yıkım tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

Belirtilen durum karşısında, açılan davanın, yıkımına karar verilen davacıya ait yapı için belirlenen bedelin arttırılması istemine ilişkin olduğu gözetildiğinde, ihtilafın görüm ve çözümünün, 2942 sayılı Yasa'nın 14. maddesi kapsamına göre adli yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.11.2008 gün ve E:2008/168, K:2008/271 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.03.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.