T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO   : 2017 / 143

          KARAR NO   : 2017 / 513

          KARAR TR    : 25.09.2017

ÖZET: Davalı şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                           

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı          : B. L.

Vekili           : Av. A. T.

Davalı           :Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili           : Av. S. T.S.

 

OLAY          : Davacı vekili; müvekkilinin davalı Türk Telekomünikasyon AŞ.’de kapsam dışı iş sözleşmesiyle çalışmakta iken, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi gereği Meteoroloji Genel Müdürlüğüne atamasının yapıldığını, ancak düzenlenen maaş nakil ilmühaberinde toplam 112 günlük ikramiyeye sabit değer olarak yer verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin 15.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 21.İŞ MAHKEMESİ: 12.07.2016 gün ve E:2015/1963, K:2016/459 sayı ile “...Dava dilekçesinde de yazılı olduğu gibi davacı davalı iş yerinde 399 sayılı KHK gereğince sözleşmeli personel olarak çalışmaktadır. Davalı işyerinin 14/11/2005 tarihinde, özelleştirilmesinden sonra davacı kamuya nakil hakkını elinde tutarak davalı tarihinde özelleştirilmesinden tabir edilen sözleşmeyi imzalamış ve ardından devlet memuru olarak kamuya nakledilmiştir...

Davacının bu davadaki talebi; kamuya nakledildiği sırada düzenleneli maaş nakil ilmühaberinin ücret ve diğer haklar yönünden eksik olduğu ve yeniden maaş nakil ilmühaberi düzenlenerek Devlet Personel Başkanlığına verilmesidir. Davalı işyerinde kamu görevlisi olarak çalışan davacı statüsündeki çalışanlar için davalı işverenin özelleşmesine dair yasa ile davalı işverene özelleşme-kamuya nakledildiği tarihler arası için kamu görevinden kaynaklanan bir takım görevler yüklenmiştir. Kamu görevi niteliğindeki bu görevler nedeni ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu nitelikteki açılan davaların idari yargı da görülmesi gerektiğine dair birçok karar verdikten sonra, son olarak 18/11/2015 tarih 2014/9-1559 Esas ve 2015/2649 sayılı kararı ile de dava konusu uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği” şeklindeki gerekçe yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin Usulden Reddine karar vermiş, taraflarca temyiz edilmeyen kararın 02/09/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 5.İDARE MAHKEMESİ: 21.09.2017 gün ve E:2016/3336 sayı ile “...2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 15. maddesinin (l/a) bendinde; idari yargının görev alanına girmeyip adli veya askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

 

406 sayılı Kanunun 1. maddesinin 7. fıkrasında, "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dâhil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz." hükmüne yer verilerek Türk Telekom’a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Kanunun 4673 sayılı Yasayla değişik Ek 22. maddesinde de; Türk Telekom’daki kamu payı % 50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin olunacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı da anlaşılmaktadır.

Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer olaylara ilişkin olarak verdiği 5.7.2010 tarih ve E:2010/56, 2010/157 sayılı; 09.02.2012 tarih ve E:2012/8, K:2012/67 sayılı kararlarında da, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğuna karar verilmiştir....” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 25.09.2017 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacıya davalı tarafından; ayrılış tarihi itibari ödendiği ileri sürülen ikramiyenin, maaş nakil ilmühaberinde yer almaması ve eksik bildirim yapılması sebebi ile doğan alacağın tahsili istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29 ve 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddelerine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının, vekili tarafından; iş sözleşmesi hükümlerine dayanarak ödenen ikramiye ile 5473 sayılı yasadan kaynaklanan ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer almaması nedeniyle, müvekkilinin alamadığı parasal hakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden bin ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tararından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava tur eri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği ve dava açıldığı tarihlerde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon AŞ’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 21. İş Mahkemesinin 12.07.2016 gün ve E:2015/1963, K:2016/459 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 5. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 21. İş Mahkemesinin 12.07.2016 gün ve E:2015/1963, K:2016/459 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ  KALDIRILMASINA, 25.09.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI