T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/431

          KARAR   NO : 2016/614

          KARAR   TR  : 26.12.2016

ÖZET : Orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5/b maddesi kapsamında, mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceğinin tespit edilmesine ilişkin, İl Mera Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın, aynı Kanunun 13. maddesi uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

          

           

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : H.Y.

Davalılar       : Adli Yargıda:1-Hazineyi izafeten Dereli Malmüdürlüğü

                      2-Orman Genel Müdürlüğü

                      İdari Yargıda: 1-Giresun Valiliği (Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü,   

  İl Mera Komisyonu Başkanlığını İzafeten)

 2) Dereli Kaymakamlığı (Dereli Malmüdürlüğüne İzafeten)

 

OLAY          : Davacı dilekçesinde, Dereli ilçesi, Kümbet köyünde bulunan 101 ada 15 parsel ve 104 ada 329 parsel sayılı taşınmazların Orman Kadastro Komisyonunun yaptığı 2/B çalışmaları sonucu orman sınırları dışına çıkarılmasına ve kullanıcısının kendisinin olduğunun tespitine karar verildiğini, Dereli Malmüdürlüğüne, adına satışının yapılması için başvuruda bulunduğunu; işlemler sırasında Dereli Malmüdürlüğünün 08/05/2014 tarihli yazıları ile, 6831 Sayılı Orman Kanununun 2.maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4.maddesinin son fıkrası kapsamında, Kümbet ve Uzundere Köylerinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların, İl Mera Komisyonuna bağlı teknik ekipler tarafından 4342 Sayılı Mera Kanununun 5.maddesinin “b” bendi kapsamında incelendiği, buna göre kullanıcısı olduğu Hazine taşınmazların 4342 Sayılı Mera Kanununun 5.maddesinin “b” bendi kapsamında, bitki vejetasyonu, toprak ve topografik özellikleri ile çevresinde bulunan parsellerle olan bütünlüğü ve kullanım şekli bakımından mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceği tespit edildiğinden satışının mümkün olmadığının bildirildiğini; dava konusu ettiği her iki parselin de önceki murislerinden kendilerine intikalen gelen, tarım ve ziraat niteliğindeki yerler olduğunu; nitekim konunun uzmanı olan Orman Kadastro Komisyonunun yaptığı İncelemede; buraların orman ile bir ilgisinin olmadığını, kullanıcısının kendisi olduğunu kabul ettiğini;  her İki parselin bitişiğinin turistik alan ilan edildiğini,  ayrıca dava konusu parsellerin imar planı içerisinde yer aldığını, imar planı içerisinde olan bir yerin mera kapsamında değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağını ifade ederek; belirtilen gayrimenkullerin mera ile bir ilgisi olmadığından davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile tarafına satışının yapılmak suretiyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle 14.7.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

DERELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 27.3.2015 gün ve E:2014/131, K:2015/107 sayı ile, yapılan incelemede dava konusunun Yargıtay 1.HD’nin E:2011/1692,  K:2011/4570 sayılı ilamı da gözetilerek Mahkemelerinin görevine girmediği, bu durumun idari bir işlem olduğu,  davaya bakma görevinin İdare Mahkemelerine ait olduğu, Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre idareyi zorlayıcı nitelikte dava da açılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacının Mahkemeye verdiği dilekçe üzerine, dosya üst yazısı ekinde İdare Mahkemesine gönderilmiş; Ordu İdare Mahkemesi;  2.3.2016 gün ve E:2016/304, K:2016/225 sayı ile, “(…) Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde ayrı ve müstakil bir dilekçe ile idari dava açılması gerekirken, görevsizlik kararını veren Mahkemeye ibraz edilen dilekçe üzerine adı geçen Mahkemece dosyanın Mahkememize gönderildiği, İdarî Yargılama Hukukunda bu şekilde bir dava açma yönteminin bulunmadığı, keza Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davaya ait dilekçedeki istemlerin idari dava türlerine uygun olmadığı, Mahkememizde dava açıldığı takdirde, 2577 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinde belirtilen unsurları taşıyan ve tarih/sayısı gösterilen İdarî bir işlemin (işlemi tesis eden mercii hasım mevkiinde gösterilmek suretiyle) iptali talebinin olması, ayrıca Mahkememizden idarenin yerine geçerek İdarî eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi talebinin olmaması gerektiği, tüm bu yönleriyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesine uygun düzenlenmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; şayet dava yenilenmek isteniyorsa, işbu "dilekçe ret" kararından da bahsedilerek Mahkememize hitaben yazılmak suretiyle karşı taraf sayısından bir nüsha fazla olarak düzenlenmiş, yukarıda yapılan açıklamalara uygun yeni bir dilekçe ile davanın yenilenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde 3’üncü maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmakta serbest olmak üzere dava dilekçesinin reddine…” karar vermiştir.

Davacı bu defa; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan Giresun ili, Dereli ilçesi, Kümbet Köyünde bulunan 101 Ada, 15 Parsel ve 104 Ada 329 Parsel sayılı taşınmazların, İl Mera Komisyonu tarafından 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca mera olarak tespit edilmesi yönündeki 68091104-115.01.02/1257-6706 sayılı, 04.06.2014 tarihli kararı ile Dereli Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünün söz konusu taşınmazın satışının mümkün olmadığı yönündeki 69828013-0.28.LE.0.03/64 sayılı, 08.05.2014 tarihli kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ordu İdare Mahkemesi;  21.4.2016 gün ve E:2016/537, K:2016/438 sayı ile, “(…) Dava dilekçesi ve ekleri ile ilk incelemeye esas ara kararı cevabının incelenmesinden; Mera Komisyonu kararının iptali isteminin adli yargının, satış talebinin reddine dair Dereli Müdürlüğü işlemlerinin iptali isteminin ise İdari yargının (Mahkememizin) görev alanında olduğu, bu yüzden farklı yargı kollarının görev alanına giren işlemlerin tek dilekçe ile Mahkememizde dava konusu edilmesinin mümkün bulunmadığı, bu yönüyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 5/1 maddesine uygun düzenlenmediği anlaşılmaktadır.

Buna göre; şayet davalar yenilenmek isteniyorsa, her bir idari işleme karşı Mahkememize hitaben karşı taraf sayısından bir nüsha fazla olarak ayrı ayrı dilekçe düzenlenip, işbu "dilekçe ret" kararından da söz edilerek davaların yenilenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; … yeniden davalar açılmak üzere dava dilekçesinin reddine…” karar vermiştir.

Davacı bunun üzerine dilekçesini yenileyerek;  6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarında orman sınırları dışına çıkarılan Giresun ili, Dereli ilçesi, Kümbet köyünde bulunan 101 ada, 15 parsel ve 104 ada, 329 parsel sayılı taşınmazların, İl Mera Komisyonu tarafından 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca mera olarak tespit edilmesi yönündeki 68091104-115.01.02/1257-6706 sayı, 04.06.2014 tarihli kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ORDU İDARE MAHKEMESİ; 21.6.2016 gün ve E:2016/760 sayı ile, “(…)  4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler"in, Mera Komisyonunca tespit edilecek ihtiyaca göre mera, yaylak ve kışlak olarak köylere veya belediyelere tahsis edileceği hükme bağlanmış; 13'üncü maddesinde ise, Komisyon kararlarına karşı otuz günlük askı ilân süresi ve tebligatı gerektiren hâllerde tebliğden itibaren otuz günlük süre içinde asliye hukuk mahkemesine, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesine dava açılabileceği belirtilmiştir. .

Mera Kanunu'nun aktarılan hükümlerine göre; Mera Komisyonunun tahsis kararına karşı açılacak davalarda görevli yargı kolunun adlî yargı olduğu açıktır.

Dava konusu olayda; Mera Komisyonu kararının iptali istenilmekte olup, Mera Kanunu'nun 13'üncü maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümü adlî yargının görev alanına girmektedir.

Bu durumda; Mera Komisyonunun tahsis kararının iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde adlî yargı yeri görevli olduğundan; aynı anlama gelen istemle açılan davada verilen Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin (kesinleşmiş) görevsizlik kararının kaldırılması için 2247 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesi uyarınca, bakılan davada görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, bakılan davaya ait dosya ile birlikte Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2014/131 sayılı dava dosyasının asıllarının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye değin bakılan davanın incelenmesinin ertelenmesine…” karar vermiştir.

     İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörüldüğü; davacının adli yargı yerinde; Orman Kadastro Komisyonunun yaptığı 2/B çalışmaları sonucu orman sınırları dışına çıkarılmasına ve kullanıcısının kendisinin olduğunun tespitine karar verildiğini ifade ettiği taşınmazların satışının yapılması için Dereli Malmüdürlüğüne başvurduğu; ancak anılan Müdürlüğün talebi üzerine İl Mera Komisyonuna bağlı teknik ekipler tarafından 4342 Sayılı Mera Kanununun 5.maddesinin “b” bendi kapsamında yapılan incelemeler sonucunda alınan kararla, taşınmazlardan mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceğinin tespit edildiği; bu karar üzerine taşınmazların davacıya satışının mümkün olmadığının bildirildiği;  davacının da, taşınmazların mera ile bir ilgisi olmadığından bahisle,  davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile tarafına satışının yapılması suretiyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtığı; aynı niyet ve istemle, (adli yargı yerine başvurup dava dosyasının gönderilmesi suretiyle) idari yargı yerinde dava açmak istediği; ancak İdare Mahkemesince verilen dilekçe ret kararları sonucunda, özünde aynı hususları ihtiva etmesine rağmen, talebini dönüştürmek zorunda kaldığı ve idari yargı yerinde;  taşınmazların, İl Mera Komisyonunun 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca mera olarak tespit edilmesi yönündeki kararının iptali istemiyle dava açtığının görüldüğü;   dolayısıyla sonuç itibariyle adli ve idari yargı yerleri arasında her iki yargı yerinde ortak talep olan “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarında orman sınırları dışına çıkarılan Giresun ili, Dereli ilçesi, Kümbet köyünde bulunan 101 ada, 15 parsel ve 104 ada, 329 parsel sayılı taşınmazların, İl Mera Komisyonu tarafından 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca mera olarak tespit edilmesi yönündeki 68091104-115.01.02/1257-6706 sayı, 04.06.2014 tarihli kararının iptali istemi ” istemi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu; idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve davacının 6292 sayılı Kanun kapsamında satın almak için başvuru yaptığı, Giresun ili, Dereli ilçesi, Kümbet köyünde bulunan taşınmazların; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5/b maddesi kapsamında, mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceğinin tespit edilmesine ilişkin, Giresun İl Mera Komisyonunun 29/04/2014 gün ve 8 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

25/2/1998 tarih, 4342 sayılı Mera Kanununun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde, “Bu Kanunun amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır.” denilmiş, 

 Kanunun, “Mera, Yaylak ve Kışlak Olarak Tahsis Edilecek Yerler” başlıklı  5.maddesinde,  “Komisyonca tespit edilecek ihtiyaca göre aşağıda belirtilen yerler mera, yaylak ve kışlak olarak, köylere veya belediyelere tahsis edilir. 

a) Kadimden beri mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılan yerler ile aynı amaçla kullanılmak üzere köy veya belediyelere tahsis ya da terk edilen yerler,

b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler,

c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler,

d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler.” hükmüne;

“Komisyon ve Teknik Ekipler” başlıklı 6. maddesinde, “Mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Bu amaçla valinin görevlendireceği bir vali yardımcısı başkanlığında; Bakanlık il müdürü, Bakanlık il müdürlüğünden konu uzmanı bir ziraat mühendisi, Köy Hizmetleri il müdürlüğünden bir ziraat mühendisi, defterdarlıktan veya bulunamaması halinde vali tarafından görevlendirilecek bir hukukçu, Milli Emlak Müdürlüğünden bir temsilci, Kadastro Müdürlüğünden bir teknik eleman, Ziraat Odası Başkanlığından bir temsilci olmak üzere sekiz kişiden oluşan bir komisyon  kurulur.  Ayrıca  orman  içi, orman kenarı ve orman üst sınırında bulunan mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi çalışmalarında, ilgili orman teşkilatından bir orman mühendisi, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca reform bölgesi ilan edilen alanlarda bulunan mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi çalışmalarında Tarım Reformu Teşkilatından bir ziraat mühendisi bu komisyonlarda üye olarak görevlendirilir.

Komisyonlar valilik onayı ile oluşturulur. Vali yardımcısının bulunmadığı durumlarda komisyona Bakanlık il müdürü veya görevlendireceği konu uzmanı bir ziraat mühendisi başkanlık eder.

Mera, yaylak ve kışlak varlığı ile hayvancılık potansiyeli dikkate alınarak ihtiyaç duyulan il merkezi ve ilçelerde komisyona bağlı olarak çalışacak ve tespit, ölçme, harita yapma ve yer gösterme çalışmalarını yapmak üzere "Teknik Ekipler" oluşturulur.

(Değişik dördüncü fıkra: 27/5/2004-5178/1 md.) Bu ekipler; Bakanlık il veya ilçe müdürlüğünden bir ziraat mühendisi, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden bir ziraat mühendisi veya teknik eleman, Kadastro Müdürlüğünden bir teknik eleman, Millî Emlak Müdürlüğünden bir temsilci, orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meraları ile ilgili olarak bir orman mühendisi, 22.11.1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanununun uygulama alanlarında Tarım Reformu Teşkilatından bir ziraat mühendisi ile meradan yararlanan köy ise köyün muhtarı, belediye ise belediye temsilcisi ile komisyonun teklifi ve valinin onayı ile seçilen iki mahallî bilirkişiden oluşur.

Teknik ekipler ilçelerde kaymakamın, illerde komisyonun teklifi ve valinin onayı ile oluşturulur.Komisyon ve teknik ekiplerin çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.” hükmüne;

Kanunun “Tahsis Kararı” başlıklı 12. maddesinde,  “Komisyon, 11 inci maddeye göre belirlenen ihtiyacı karşılayacak miktarda mera, yaylak ve kışlaklar ile bunlarla ilgili sulama ve geçit yeri olarak tespit edilen alanları halkın ortak olarak yararlanmaları amacıyla, o köy veya belediye tüzel kişiliğine tahsis eder ve tahsis kararı valiliğin onayına sunulur. Bu kararda, tahsis edilen yerin niteliği, miktarı, sınırları, hayvan sulama ve geçit yerleri, tahsis amacı, otlatma kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma hakkı ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilir. İhtiyaçtan fazla çıkan kısım ise, ihtiyaç içinde bulunan çevre köy veya belediyelerle hayvancılık yapan özel veya tüzel kişilere kiralanabilir. Ancak kiralama durumu tahsis edilen köy ve belediyelerin hayvan sayısına göre her 5 yılda yeniden değerlendirilir.

Ayrıca bu Kanun kapsamına alınmakla birlikte, ancak ıslah edilmek suretiyle mera olarak kullanılabilecek alanlar, gerekli ıslah işlemlerini taahhüt eden özel ve tüzel kişilere kiralanabilir.

Kiralama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

(Ek fıkra: 27/2/2013-6443/2 md.) Kiralanacak alanda hayvancılık için gerekli bakım, barınma ve su ihtiyaçlarını karşılayacak zorunlu hayvancılık tesisleri kurulabilir. Bu tesislerin taban alanı, kiralanacak alanın yüzölçümünün yüzde birini geçemez. Bu oranı bir katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu tesislerin yapılması ve kullanılması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne,

Kanunun “Tahsis Kararının Tebliği, İlanı, İtirazı ve Kütüğe Kayıt” başlıklı 13. maddesinde” Teknik ekiplerce yapılan çalışmaların sonuçları komisyonca ilgili köy ve belediyelerin ilan yerlerinde 30 gün süre ile askıda kalır.

Teknik ekiplerin tespit ve tahdit sonuçlarına karşı askı ilanı süresi içinde komisyona itiraz edilebilir.

Komisyon yapılan itirazları 60 gün içinde karara bağlar.

Komisyonun itirazları inceleyerek aldığı kararlar ile tahsis kararları, o yerin köy muhtarlığı ile belediye başkanlığına, defterdarlık veya mal müdürlüğüne, ilgili orman müdürlüğüne ve Tarım Reformu Teşkilatına tebliğ edilir. Ayrıca köy ve belediyelerde ve bunların bağlı olduğu ilçelerde alışılmış araçlarla ilan edilir ve bu konuda tutanaklar ve haritalar eklenecek 30 gün süre ile askıya çıkartılır. Komisyon kararlarına karşı 30 günlük askı ilan süresi ve tebligatı gerektiren hallerde tebliğden itibaren 30 günlük süre içinde asliye hukuk mahkemesine, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesine dava açılabilir.

Dava konusu mera, yaylak ve kışlakların kadastro çalışma alanı dışında kalması halinde kadastro mahkemelerinin yetkisi bu alanlarla ilgili davaları da kapsar.

30 günlük ilan süresi içinde haklarında dava açılmayan kararlar kesinleşir ve tapu sicil müdürlüğüne gönderilerek özel sicile kaydedilir. ” hükmüne yer verilmiştir.

Bu düzenlemelere göre;  meralara ilişkin oluşturulan Komisyon Kararlarına karşı asliye hukuk, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesine dava açılabileceği anlaşılmaktadır.

Dava dosyalarının incelenmesinden; 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesi gereği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4. maddesinin son fıkrası kapsamında, Giresun ili, Dereli İlçesi, Kümbet ve Uzundere Köylerinde Hazine adına orman sınırları dışarısına çıkarılan taşınmazların, İl Mera Komisyonuna bağlı I.Mera Teknik Ekibi tarafından 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5. maddesinin “b” bendi kapsamında bitki vejetasyonu, toprak ve topografya, rakım, ekolojik özellikleri diğer parsellerle bütünlüğü vb. özellikler dikkate alınarak incelendiği;  çalışma sonuçlarını değerlendiren  Giresun İl Mera Komisyonunca; 29.04.2014 tarih ve 08 sayı ile; Dereli Malmüdürlüğünün konuyla ilgili yazısında, ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazlardan, bitki vejetasyonu, toprak ve topografik özellikleri ile çevresinde bulunan parsellerle olan bütünlüğü ve kullanım şekli bakımından mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği tespit edilen parsellerin, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5 maddesinin “b” bendi kapsamında mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmasına; yapılan çalışmalar neticesinde; 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5.maddesinin “b” bendi kapsamında kalmadığı tespit edilen parsellerle, ifraz işlemine konu edilen parsellerin belirtilen kısımlarının, 6292 sayılı Kanun kapsamında yapılacak işlemlere tabi tutulmasında sakınca bulunmadığına; Komisyon kararının ve bu kararda açıklanan hususların ayrıntılı olarak gösterildiği parsel bilgilerini içeren taşınmaz listesi ile ifraza konu olan taşınmazlara ait krokilerin, Dereli Malmüdürlüğüne bildirilmesine, konuyla ilgili Giresun Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğüne, Dereli Tapu Müdürlüğüne ve Giresun Kadastro Müdürlüğüne bilgi verilmesine, bu hususta gerekli yazışmaların yapılmasına karar verildiği; davacı tarafından, sonuç itibariyle;  Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve 6292 sayılı Kanun kapsamında satın almak için başvuru yaptığı, Giresun ili, Dereli ilçesi, Kümbet köyünde bulunan taşınmazlarının; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5/b maddesi kapsamında, mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceğinin tespit edilmesine ilişkin, Giresun İl Mera Komisyonunun 29/04/2014 gün ve 8 sayılı kararının iptali istemiyle  dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 5. maddesinin “b” bendi kapsamında yapılan inceleme sonucunda, İl Mera Komisyonunca alınan kararın iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 13. maddesinde açık hüküm uyarınca adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Ordu İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.3.2015 gün ve E:2014/131, K:2015/107 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ordu İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.3.2015 gün ve E:2014/131, K:2015/107 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN