Hukuk Bölümü 2008/439 E., 2009/121 K.

  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 459 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 12 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 13 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    Davacı vekili, dava dilekçesinde, Mersin Limanında 19.5.2000 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle Y. E.'in yaralandığını ve sakat kaldığını, olay tarihinden bu yana halen yatalak olup, ömür boyu yatağa mahkum edildiğini, meydana gelen kazadan davalıların sorumlu olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2000/577 E, 2002/1105 K sayılı kararı ile, davalılar aleyhine kamu davası açıldığını ve ceza tayinine gidildiğini, meydana gelen kazanın oluş biçimi ve olayda tarafların kusuru yönünden Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin aşağıdaki şekilde hüküm ihdas ettiğini, şöyleki; olay tarihinde Y. E.'in 38 TA 870 plakalı kamyonu ile Kayseri İline demir yükü taşımak üzere Liman içi 2 nolu rıhtıma yaklaştığını, aynı tarihte davalılardan N. Ş.'in Mersin Liman İşletme Müdürlüğü'nde mekanik vasıta operatörü, M.A.'nın serdümen, davalı E. G.'in ise yükleme boşaltma işçisi olduğunu, demir yüklü Desun gemisinden müdahil mağdurun kamyonuna davalı N. Ş.'in vinçle demir yüklediği sırada o anda posta başılık yapan serdümen M.A. ile kamyon üzerinde bulunan yükleme boşaltma işçisi E. G. öğle paydosunun yaklaşması ve yemek saati oluşu nedeniyle acele ettiklerinden davacının kamyonuna yüklenen demir yükünün yüklenmesinin sonuna yaklaşıldığında iki kangal demirin kamyona dengesiz yüklendiğini, bunu gören davacı mağdur Y. E.'in yüklemeyi müteakip posta başı M.A. ve yükleme boşaltma işçisi E. G.'in usulüne uygun yükleme işini tamamlamadan görev yerini terk etmeleri nedeniyle vinç operatörü N. Ş.'e durumu anlatıp görev yerini terk eden diğer davalıların yerine bizzat kendisinin kamyonunun üzerine çıkmak zorunda kaldığını, vinç operatörü olan davalı N. Ş.'in de yemek saatinin gelmesi nedeni ile sinirli bir şekilde dengesiz yüklenen iki bağ kangal demir yükünün düzeltilmesini yaparken kamyonun üzerine çıkan davacı mağdur Y. E.'i kamyon kasası üzerinden indirmeden ve tehlike bölgesi dışına gitmesini sağlamadan ani ve sert şekilde kaldırması ile demirlerin kendisine çarpmasından korkarak geri geri dikkatsizce giden davacı mağdur Y. E.'in kamyon kasası üzerinden sırt üstü zemine düşmesi sonucu doktor ve adli tıp raporlarında belirtildiği gibi hayati tehlike geçirmeyecek ve 45 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığını, olayın oluş şekline göre işveren durumundaki Mersin Liman İşletme Müdürlüğü'nün mensubu olan elemanlarının dikkatsiz ve talimatlara riayetsiz davranmaları nedeniyle olayda 6/8 oranında kusurlu ve sorumlu olduğunu, ancak cezaların şahsiliği prensibinden hareketle sebep-sonuç ilişkisi illiyet bağı tahtında davalılardan vinç operatörü olan N.Ş.'in olay sırasında yukarıda anlatıldığı şekilde sert, sinirli ve dikkatsiz davranması nedeniyle olayda 3/8 oranında kusurlu olduğunu, posta başı ve işaretçi olan davalı M. A.'nın olay yerini işini tam bitirmeden zamanından önce terk ederek asli görevi olan ekip başı ve işaretçiliğini layıkı veçhile yapmayarak davacı ile vinç operatörünü karşı karşıya bırakması nedeniyle olayda 2/8 oranında kusurlu bulunduğunu, aynı şekilde davalı E. G.'in olay yerini işini tam bitirmeden zamanından önce terk ederek asli görevi olan sapancılık yükleme ve boşaltma işini layıkı veçhile yapmayarak davacı ile vinç operatörünü karşı karşıya bırakması nedeniyle olayda 1/8 oranında kusurlu olduğunu, davacı mağdur Y. E.'in ise görevi olmadığı halde diğer davalılar posta başı, işaretçi ve sapancının görev yerlerini, işlerini güvenli bir şekilde yapmadan, yaptırmadan, yapılmasını sağlamadan özetle işlerini tamamlamadan yarım bırakarak terk etmeleri nedeniyle yanlış yüklenen iki kangal demirin düzeltilmesi ricası ve istemi ile hatalı ve talimatlara aykırı şekilde kamyon kasası üzerine çıkarak davalı N. Ş.'in sinirli, sert ve ani yük kaldırımında ürkerek geri geri arkasına bakmadan dikkatsiz ve tedbirsizce kaçışı anında kamyon kasasından kayıp düşmesi nedeniyle bu eyleminden dolayı 2/8 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirerek davalı şahıslar aleyhine ceza tayini yoluna gidildiğini, Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararından da anlaşılacağı üzere, davalıların görev yerlerini terk ederek, görevlerini suistimal ettiklerini, her ne kadar davacı aleyhine kusur atfedilse de, davacının araç üzerine mecburen çıktığını, söz konusu kazanın sıradan tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu meydana gelen bir kaza olmadığını, davalıların kötü niyetli olarak, mesai bitmeden vaktinden önce görev yerlerini terk etmelerinden, görevlerini yapmamalarından, N. Ş.'in ise görevinden kaçınarak görevini gereği gibi yapmamak istemesinden kaynaklandığını, davacının kaza nedeni ile omuriliğinin zedelendiğini ve belden aşağısının tutmaz hale geldiğini, bu nedenle yatalak durumda olduğunu, Liman sahasında her türlü güvenlik önlemini almakla Liman İşletmesinin sorumlu olduğunu ve bilirkişilerce kusur izafe edilen vinç operatörü, posta başı ve işaretçinin limanın işçisi olması nedeniyle işçilerinin meydana getirdiği zararlardan TCDD Mersin Liman İşletme Müdürlüğü'nün müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile 2/8 kusur oranı da nazara alınarak 25.000.-YTL maddi, 25.000.-YTL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.5.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı idare vekilince süresinde verilen dilekçelerde, idarelerinin hizmet kusuruna dayanılarak açılmış olması nedeniyle davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

    MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 16.5.2008 gün ve E:2005/233 sayı ile, davalı TCDD vekilinin yargı yeri itibarıyla görevsizlik talebinin bu aşamada reddine, esas karar ile birlikte yargılama neticesinde değerlendirilmesine karar vermiştir.

    Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine dava dosyası örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne bağlı Mersin Liman İşletmesi'nde Desun adlı gemiden 38 TA 870 plakalı kamyona yüklenen demirlerin bir kısmının vinçle düzeltilmesi sırasında kamyon kasasından zemine düşmesi sonucunda yaralanan (travmatik parapleji olan) davacı tarafından maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, N. Ş., M. A. ve E. G.'e karşı Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2005/233 sayılı dosyasında açılan davada, davalılardan TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nce davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiğinin anlaşıldığı, Anayasa'nın 125 inci maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinin(1-b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşunun, kamu hizmetini yürütürken kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediği, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediği, gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığı, sonuç olarak olayda hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait bulunduğu, uyuşmazlığın, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemine ilişkin bulunduğu, bu durumda, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne yönelik olan kısmının görüm ve çözümü, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargı yerlerine ait bulunduğundan, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, anılan Genel Müdürlüğün görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği, bu nedenlerle, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne karşı açılan kısmı yönünden 2247 sayılı Yasa'nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Davacı Y. E. vekili tarafından davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhine Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan 2005/233 Esas sayılı tazminat davasında, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması nedeniyle gönderilen 2008/439 Esas sayılı dosyanın incelendiği, davacı Y. E.'in, 38 TA 870 plakalı kamyonu ile Mersin Limanı'ndan Kayseri İline demir yükü taşımak üzere liman içi 2 nolu rıhtıma yanaştığı ve TCDD Genel Müdürlüğü'ne bağlı Mersin Liman İşletmesi'nde gemiden kamyonuna yüklenen demirlerin bir kısmının vinçle düzeltilmesi sırasında kamyon kasasından zemine düşmesi sonucunda yaralanarak travmatik parapleji olan davacının 25.000.-YTL maddi, 25.000.-YTL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.5.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtığı, davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığının anlaşıldığı, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, davanın, davalı TCDD Genel Müdürlüğü'ne bağlı Mersin Liman İşletmesi'nde gemiden kamyonuna yüklenen demirlerin bir kısmının vinçle düzeltilmesi sırasında kamyon kasasından zemine düşmesi sonucunda yaralanarak travmatik parapleji olan davacının söz konusu kazadan dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açıldığı, davalı idarenin, tekel suretiyle hizmet yürüttüğünü ve TCDD Genel Müdürlüğü'ne bağlı Mersin Liman İşletmesi Müdürlüğü'nde meydana gelen bir kaza nedeniyle açılan davada idarenin hizmetini yerine getirirken kusurlu olduğu ve gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ileri sürüldüğünden, davacının davasını hizmet kusuruna dayanarak açtığını belirterek davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini iddia ettiği, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğunun tartışmasız bulunduğu, 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılındığı, uyuşmazlığın çözümü için; İşletmenin yürüttüğü faaliyetin niteliğinin ve İşletme ile kendine ait kamyonla taşıma işini yapan davacı arasındaki hukuki ilişkinin incelenmesi gerektiği, TCDD Ana Statü'sünde, demiryollarını işletmenin ve demiryolu taşımacılığını yapmanın işletmenin faaliyetleri arasında yer aldığı, Türk Ticaret Kanunu'nun 12. maddesinde, kara, deniz ve havada, nehir ve göllerde yolcu ve eşya taşımak üzere kurulan müesseselerin ticarethane sayılacağına işaret edildiği, anılan Yasa'nın 762. maddesinde, taşıyıcının ücret mukabilinde yolcu ve eşya taşıma işlerini üzerine alan kimse olduğunun ifade edildiği, söz konusu düzenleme gereğince yük taşıma işinin ücret karşılığında yapılan bir ticari faaliyet niteliğini taşıdığı, dosya içeriğinden, zarar verici eylemin davalı idarenin çalıştırdığı kişilerin çalıştıkları sırada gerekli güvenlik önlemlerini almaması veya özensiz davranmaları nedeniyle meydana geldiğinin anlaşıldığı, nitekim, davalı idarenin çalıştırdığı kişilerin 765 sayılı TCK'nun 459/2 maddesi gereğince tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçundan Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 23.12.2002 tarih ve 2000/577 Esas, 2002/1105 Karar sayılı kararı ile cezalandırılmalarına karar verildiği, somut olayda davacıya zarar veren, onun yaralanmasına neden olan eylemden sorumlu olan kişilerin davalı idare tarafından çalıştırılan kişiler olduğu, Borçlar Kanunu'nun 55. maddesinde yer alan "Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür" hükmü karşısında, davalı idarenin çalıştırdığı kişilerin haksız eyleminden dolayı sorumluluğuna istinaden söz konusu davada husumetin TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne de tevcih edildiği, kendine ait kamyonu ile nakliye işini yapan davacı ile davalı İşletme arasındaki hukuki ilişkinin "taşıma sözleşmesine" dayanan bir özel hukuk ilişkisi olduğu, olayda idari eylem ve işlemden doğmuş herhangi bir zarar söz konusu olmayıp, taşıma sözleşmesi sonucu davacının yaralanmasından dolayı İşletmenin tazmin yükümlülüğünün belirlenmesi söz konusu olduğundan, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığı'nın 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK'ın katılımlarıyla yapılan 4.5.2009 günlü toplantısında:

    l-İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ'ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, Mersin Limanında 19.5.2000 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının yaralandığı ve sakat kaldığı, Liman sahasında her türlü güvenlik önlemini almakla Liman İşletmesinin sorumlu olduğu ve Liman işçilerinin meydana getirdiği zararlardan TCDD Mersin Liman İşletme Müdürlüğü'nün müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu ileri sürülerek maddi ve manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açılmıştır.

    28.10.1984 tarih ve 18559 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü(TCDD) Ana Statüsü'nün "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesi, "Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir..." hükmünü taşımakta; "Hukuki Bünye" başlıklı 3. maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan TCDD İşletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir "Kamu İktisadi Kuruluşu" olduğuna ve 233 sayılı KHK ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmekte; 4.maddesinde, sayılan Kuruluş amaç ve faaliyet konularının tamamına yakınının "tekel" kapsamında işler olduğu belirtilmekte; kuruluşu, yönetimi ve denetimi konularında 233 sayılı KHK hükümlerine paralel düzenlemelere yer verilmektedir.

    Buna göre, TCDD İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.

    Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı vekilince, Liman sahasında her türlü güvenlik önlemini almakla Liman İşletmesinin sorumlu olduğu ve Liman işçilerinin meydana getirdiği zararlardan TCDD Mersin Liman İşletme Müdürlüğü'nün sorumlu bulunduğu ileri sürüldüğüne göre, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın, zararın hizmetin kuruluşu ve işleyişindeki aksaklıklardan doğduğu ve bu nedenle idarenin hizmet kusuru esasına göre sorumlu olduğu nedenine dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır.

    Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

    Buna göre ve zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğduğu ileri sürüldüğünden idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması karşısında, tekel niteliğinde kamu hizmeti yürüten TCDD İşletmesinin bu hizmeti yürüttüğü sırada çalışanlarının verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava; olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

    Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı'nın başvurusunun kabulü ile davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı'nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.5.2008 gün ve E:2005/233 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.5.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.