T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 654

            KARAR NO : 2015 / 657

            KARAR TR  : 28.9.2015

ÖZET : 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

Davacı            : A. Sigorta A.Ş.                   

Vekilleri         : Av. U. Y. & Av. V. N.

Davalı            : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekilleri         : Av. Z. Ö.                  (Adli Yargıda)

           

O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;  davacı şirket tarafından sigortalı bulunan ve M.F.K.’e ait 73 KC 848 plakalı aracın 18.07.2013 tarihinde Midyat istikametinden İdil istikametine seyir halinde iken yolun gidişe ayrılan kısmının ortasında bulunan çukuru fark edip aracı çukurdan kurtarmak istemesi neticesinde aracın hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafına devrilmiş vaziyette durması sonucunda tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, hadise mahallinde tutulan trafik zaptına ve tespit tutanağına göre, yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun yolda gerekli düzenlemeleri yapmamasından dolayı davalı idarenin %50 kusurlu olduğunu, kaza sonrasında araçta meydana gelen 15.390,00 TL’lik maddi hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının kusur oranına tekabül eden 7.695,00 TL’sinin tazmin ve tahsili için takip yapıldığını, bunun üzerine Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2013/14875 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalı idarenin Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2013/14875 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi: 14.10.2014 gün ve E:2014/415, K:2014/436 sayı ile özetle; davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle HMK’nın 114 ve 115.maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davacının davasının usulden reddine karar vermiştir.

İş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 22.01.2015 gün ve E:2014/24084, K:2015/758 sayılı ilamı ile özetle hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 14. İdare Mahkemesi: 22.04.2015 gün ve E:2015/870, K:2015/505 sayılı kararı ile özetle; dava konusu kazanın Mardin İli sınırları içerisinde olduğundan bahisle 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Mardin İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bu aşamadan sonra söz konusu dava dosyası Mardin İdare Mahkemesine gönderilerek anılan Mahkemenin 2015/2214 Esas sırasına kaydedilmiştir.

Mardin İdare Mahkemesi: 13.08.2015 gün ve E:2015/2214 sayılı ara kararı ile özetle; davada adli yargı yerinin görevli olduğundan bahisle, 2247 sayılı Kanun’un 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.9.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı şirket tarafından sigortalı bulunan ve Mehmet Faruk Kereçin’e ait 73 KC 848 plakalı aracın 18.07.2013 tarihinde Midyat istikametinden İdil istikametine seyir halinde iken yolun gidişe ayrılan kısmının ortasında bulunan çukuru fark edip aracı çukurdan kurtarmak istemesi neticesinde aracın hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafına devrilmiş vaziyette durması sonucunda tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olay mahallinde tutulan trafik zaptına ve tespit tutanağına göre, yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun yolda gerekli düzenlemeleri yapmamasından dolayı davalı idarenin %50 kusurlu olduğu, kaza sonrasında araçta meydana gelen 15.390,00 TL’lik maddi hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, davalının kusur oranına tekabül eden 7.695,00 TL’sinin tazmin ve tahsili için takip yapıldığı, bunun üzerine Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2013/14875 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davalı idarenin Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2013/14875 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istemiyle uyuşmazlığa konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan Mardin İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Mardin İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 19.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.10.2014 gün ve E:2014/415, K:2014/436 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.9.2015 gününde Üye Süleyman Hilmi AYDIN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN