Hukuk Bölümü         2013/1370 E.  ,  2013/1527 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                 Davacı     : A.Ş.’i temsilen Eğitimciler Birliği Sendikası

                Vekilleri  : Av. E.Ö. & Av. S.M. & Av. T.G.

                Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

                Vekilleri  : Av. F.T.                (İdari Yargıda)

                                  Av. İ.A.Ö.

                O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının kulağındaki işitme kaybının giderilmesi amacıyla satın almış olduğu işitme cihazı bedelinin tamamının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 17.05.2012 tarih ve 273 sayılı işleminin, hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali ile 2.628,00TL nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

                GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ:  18.09.2012 gün ve E:2012/1189. K:2012/980 sayılı kararında özetle; işitme cihazı bedelinden kaynaklanan uyuşmazlığın, işlem tarihinde 5510 sayılı yasanın yürürlükte olması nedeniyle, iş Mahkemesi nin görev alanında bulunduğundan 5510 sayılı yasanın 101.maddesi gereğince davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinden İş Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir.

                İdare Mahkemesi nin kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine; Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi ’nin 13.02.2013 gün, E:2013/ 189, K:2013/208 sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

                Davacı vekili aynı istemiyle bu kez 20.03.2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

GAZİANTEP 1. İŞ MAHKEMESİ: 04.07.2013 gün ve E:2013/191 sayı ile özetle; davacı Asım Şahin’in 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce 5434 sayılı yasa kapsamında çalışan iştirakçi olduğundan, uyuşmazlığın idari yargının görevinde bulunduğunu gerekçe göstererek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi ’nce karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar vererek dosya Mahkeme mize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi  Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Bahri AYDOĞAN, Abdullah ERGİN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 7.10.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İş Mahkemesi ’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Barak İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan davacının kulağındaki işitme kaybının giderilmesi amacıyla satın almış olduğu işitme cihazı bedelinin tamamının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 17.05.2012 tarih ve 273 sayılı işleminin, hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali ile 2.628,00TL nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 10.09.2003 tarihinden itibaren kamu görevlisi olduğu, her iki kulağında oluşan işitme kaybı nedeniyle doktora başvurduğunda Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde işitme kaybı teşhisi konduğu, düzenlenen raporda “ yön tayini yapabilmesi ve gürültülü ortamlarda işitmeyi ayırt etmeye katkısı olacağından dolayı her iki kulağa gözlük tipi dijital işitme cihazı kullanması gerektiği” ifade edildiği, bunun üzerine davacının iki adet işitme cihazı almak için 3.300.00 TL ödemek zorunda kaldığı, sonrasında davalı kuruma fatura bedelinin ödenmesi için yaptığı başvuru neticesinde Kurulun davacıya yalnızca 672,00TL ödeme yaptığı, bedelin tamamının ödenmesi talebi ise 17.05.2012 tarihinde reddedilmesi üzerine; ret işleminin iptali ile, işitme cihazı fatura bedelinin idare tarafından faizi ile ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır. 5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi , 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yeTekeleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi ’nin 30.3.2011 tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkeme lerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi , 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkeme miz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik Kurulunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yeT. aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir… Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme  olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir.

Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi  kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

 Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkeme lerle, Anayasa Mahkemesi  arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi ’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi  kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yeT. aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurulunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte kamu görevlisi olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Gaziantep 1. İş Mahkemesi ’nce yapılan başvurunun kabulü ile Gaziantep 1.İdare Mahkemesi nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 1. İş Mahkemesi nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Gaziantep 1.İdare Mahkemesi ’nin 18.09.2012 gün ve E:2012/1189 K:2012/980 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.10.2013  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.