T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO    : 2014 / 662

          KARAR NO : 2014 / 702

          KARAR TR  : 2.6.2014

         

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile gerçek kişi aleyhine açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi  gerektiği hk.

 

 

 

    K  A  R  A  R

 

            Davacı           : Milli Eğitim Bakanlığı

            Vekili              : Av. Z.T.

            Davalı                        : Ö.K.

 

O  L  A  Y       : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tire İcra Dairesi’nin 2011/1983 takip sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde takip konusu borca borçlu tarafça süresinde itiraz edildiğini, takibe konu alacağın 6245 sayılı Harcırah Yasası uyarınca borçlu davalıya ödenen harcırahın iadesine ilişkin olduğunu, ilgili yasanın harcırah unsurlarını düzenleyen 5.maddesi ile, yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafının birlikte verilmesini gerektiren hallerini düzenleyen 10.madde hükümleri gözetildiğinde, davalının evini taşımadığı halde taşımış gibi göstererek yanıltıcı beyan ile harcırahını aldığının kurumca tespit edildiğini, Harcırah Kanunu’nun 59.maddesinin son fıkra hükmünce harcırahın tespitinde aksi sabit oluncaya kadar memurun beyanına itibar olunacağını, yine 59/1 madde hükmünce harcırahın kati suretle veya avans olarak alanların 15 gün içinde görev yerlerine hareket etmemeleri durumunda aldıkları parayı derhal iade etme yükümlülükleri ve 59/7 madde hükmünce de haksız alınan harcırahın iade yükümlülüğünün düzenlendiğini, adı geçen kanun maddelerine uygun olarak başlatılan Tire İcra Müdürlüğü’nün 2011/1983 takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile alacağın yasal faiziyle birlikte tahsili ile asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde  dava açmıştır.

Tire Asliye Hukuk Mahkemesi; 14.12.2012 gün ve 2012/342 Esas, 2012/489 Karar sayılı kararı ile; dava konusu alacağın idari nitelikte olduğunu, takibinin ve tahsilinin de idari mevzuat çerçevesinde yapılması gerektiğini, doğacak uyuşmazlıkların da idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle yargı yolunun caiz olmadığını belirterek; 6100 sayılı HMK nın 114 maddesi gereği dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi: 20.01.2014 tarih ve 2013/19306 Esas, 2014/541 Karar sayılı kararı ile; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 5236 sayılı Yasa ile eklenen ek 4.madde gereğince HUMK’nun 427.maddesi uyarınca kararın temyize konu bölümünün 1.690,00 TL’yi geçmemesi durumunda kararın kesin olduğunu, somut olayda temyize konu tutarın bu düzeye ulaşmadığını belirterek; davacının temyiz inceleme isteğinin reddine karar vermiş, 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle; idari yargı yerinde dava açmıştır.

İzmir 1.İdare Mahkemesi; 07.03.2014 gün ve 2014/383 Esas sayılı kararı ile; kurum alacağının gerçek kişiden tahsiline yönelik ilamsız icra takibine karşı 2004 sayılı Yasa’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının adli yargı yerince görüm ve çözümünün gerektiğini belirterek, mahkemelerinin görevine girmeyen ve adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Ertuğrul ARSLANOĞLU, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 2.6.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Tire İcra Dairesi’nin 2011/1983 takip sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde takip konusu borca borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline ve alacağın yasal faiziyle birlikte tahsili ile asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

a)Davalı Yönünden

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ‘Kişilik’ başlıklı birinci bölümünün ‘hak ehliyeti’ başlıklı 8. maddesinde;”Her insanın hak ehliyeti vardır./  Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.” denilmek sureti ile her insanın özel hukuk sujesi olarak eşit haklara sahip olduğu belirtildikten sonra,

‘Fiil Ehliyeti’ başlıklı 9. Maddesinde; “ Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” şeklinde de ile özel hukuk anlamında kişinin hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme hakkı düzenlenmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

            Buna göre, idare aleyhine dava açılmayıp, davalı mevkiinde gerçek kişinin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Belirtilen bu hususlara göre, davalı şahsın davacı kurum tarafından Tire İcra Dairesi’nin 2011/1983 takip sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde takip konusu borca borçlu tarafça yapılan itirazın iptali ile alacağın yasal faiziyle birlikte tahsili ile asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına yönelik davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

b)Dava konusu yönünden:

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Tire Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  İzmir 1.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Tire Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.12.2012 gün ve 2012/342 Esas, 2012/489 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Ertuğrul

ARSLANOĞLU

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT