Hukuk Bölümü         2012/542 E.  ,  2012/439 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : AXA Oyak Sigorta A.Ş.

Vekilleri : Av. S.A. – Av. A.S.K.

Davalı      : Sivas Belediye Başkanlığı                                                   

Vekili      : Av. A.T. 

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan AXA Oyak Sigorta A.Ş.ye sigortalı olan 58 AT 214 plakalı aracın, 22.04.2008 tarihinde rögar kapağına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, sigortalı araçta meydana gelen zararın davacı şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, yapılan ödemenin olayda kusurlu olan davalı idareden rücuen tahsili amacıyla Sivas 3. İcra Müdürlüğünün 2008/4359 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı idarenin icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, söz konusu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

SİVAS 1.SULH HUKUK MAHKEMESİ; 24.11.2010 gün ve E:2010/310, K:2010/1587 sayı ile özetle; kamu kuruluşu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğünün kamu yasalarından doğan bir yükümlülük olduğu, bu nedenle bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararların idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde olduğundan bahisle, söz konusu davaya bakmakla görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiş, bu karara vaki temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 17. Hukuk Mahkemesi’nin 07.03.2012 tarih, E:2011/9360, K:2012/2719 sayılı kararı ile mahkeme hükmünün onanmasına kara vermiş ve karar bu şekilde  kesinleşmiştir. 

Davacı vekili bu kez, davaya konu olayda uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğunu belirterek, adli yargıda verilen görevsizlik kararı kesinleştiğinden ve idari yargıda dava açılması zorunlu olduğundan bahisle, esasa girilmeksizin dosyanın 2247 sk gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SİVAS İDARE MAHKEMESİ; 17.09.2012 gün ve E:2012/831 sayı ile özetle; 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67.maddesinde belirtilen ‘’itirazın iptali’’ davasının icra takiplerine ilişkin özel bir dava çeşidi olduğunu, maddede yer alan dava tabirinden adli yargı mahkemelerinin kastedildiği, yine aynı maddede belirtilen davanın reddi halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine dair hükmün idari yargıda uygulama olanağının bulunmadığı, davacı şirketin ödemiş olduğu zararın tazmini istemiyle açılan davanın 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67.maddesinde anlatılan itirazın iptali davası olduğundan, davaya bakma görevinin adli yargıda olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar vererek 2247 sk.nun 19.maddesi uyarınca dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; “icra takibine yapılan itirazın iptali” istemi yönünden adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

                2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

                İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

                İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sivas 1.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24.11.2010 gün ve E:2010/310, K:2010/1587 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.