Hukuk Bölümü         2003/2 E.  ,  2003/4 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : DSİ Genel Müdürlüğü

Vekillleri        : Av. Z.S., Av. N.E.

Davalı           : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. Ş.A. 

            O  L  A  Y       :DSİ 4. Bölge Müdürlüğünde işçi olarak çalışan İsmail Karakoç’un, geçici olarak görevlendirildiği Türkiye –Nahcivan arasını bağlamak üzere yapılmakta olan Umut Köprüsü inşaatına taş naklettiği sırada, sevk ve idaresindeki aracın karşı yönden gelen kamyonla çarpışması sonucunda yaralanarak malül kalması nedeniyle açtığı maddi ve manevi tazminat davasında ; ANKARA 3. İŞ MAHKEMESİ, 6.7.1995 gün ve E:1992/854, K:1995/2554 sayı ile, bilirkişi raporunda: karşı yönden gelen araç sürücüsü (K.Ş)’nin %50, yolun gerekli bakım ve tamirinden sorumlu olan kuruluş ve tüzelkişiliğin %30, toz bulutlarının görüş mesafesini azaltmasının ise olayın meydana gelmesinde %20 etkili olduğunun saptandığı, davanın, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından K.Ş. ve M.Ş., AGE İnşaat Tic. ve Ltd. Şti. ile Karayolları Genel Müdürlüğüne ihbar olunduğu; bilirkişi incelemesi sonunda, bağlanan gelir tenzil edildikten sonra davacının 771.093.522.-TL. maddi zararının kaldığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle 771.093.522.-TL. maddi tazminat ile takdiren 25.000.000.-TL. manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar vermiş; bu karar, YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ’nin 16.10.1995 gün ve 1995/5913-5675 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

            Anılan yargı kararı gereğince haksahibine 1.736.360.000.-TL. ödemede bulunan DSİ Genel Müdürlüğünün vekillerince, olayda %30 kusur ve sorumluluğu saptanan davanın ihbar olunduğu Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine, idarelerince ödenen miktarın, %30’u olan 520.908.000.-TL. alacağın, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 18.10.1996 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

            ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (HAKEM SIFATIYLA); 22.10.1998 gün ve E:1997/483, K:1998/208 sayı ile, mahkeme kararı ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tespit edilen veya taraflar arasında sözleşmeye dayanan bir alacağın doğmadığı; doğmamış alacak için rücuu davası açılamayacağı; davalıya isnat edilen kusurun Devlet Karayollarının bakım ve onarımının yapılmamasından kaynaklanan idari hizmetin yerine getirilmesi olduğu; idari hizmet kusurunun denetiminin 2577 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yapılan itirazın aynı MAHKEME’nin 1.2.1999 günlü Ek Kararı ile reddi suretiyle kesinleşmiştir.

            DSİ Genel Müdürlüğü vekillerince, bu kez, aynı istekle, 15.2.1999 gününde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

            ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ; 15.2.2000 gün ve E:1999/146, K:2000/88 sayı ile, davacı idarenin kendisine hizmet akdiyle bağlı bir çalışanına İş Hukuku hükümlerine göre kesinleşmiş yargı kararı ile ödediği tazminatın, idare hukuku açısından tazmini gereken bir zarar olarak nitelendirilemeyeceği ve davalı idarenin tazminle yükümlü tutulamayacağı; kaldı ki, bu tür bir rücu davasına olanak tanıyan bir düzenlemenin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; bu karar, DSİ Genel Müdürlüğü vekillerinin temyizi üzerine DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİ’nin 11.3.2002 gün ve E:2000/5637,K:2002/1327 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın idari eylemden zarar gören tarafından açılan bir davadan kaynaklanmadığı; bu durumuyla ortada idari yargıda görülecek bir tam yargı davasının sözkonusu olmadığı; uyuşmazlığın nedeninin, adli yargı yerindeki bir tazmin kararı ve ödenen tazminatın bir kısmının sorumlusu olan diğer bir idareden istenmesine yönelik bir alacak ilişkisinin olduğu; İdare Mahkemesi’nce, uyuşmazlığın bu özelliği ve davayı görecek yargı yeri irdelenmeden, kamu kuruluşları arasındaki çekişmelerle ilgili 3533 sayılı Yasa değerlendirilmeden ve adli yargı yeri kararının uygulanmasına yönelik özel hukuk ilişkisi gözetilmeden verilen kararda hukuka uyarlılık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

            ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ’nce, 25.10.2002 gün ve E:2002/1217 sayı ile, anılan Danıştay bozma kararına uyulduktan sonra, uyuşmazlığın idari eylemden zarar gören kişi tarafından açılan bir tam yargı davası olmayıp, adli yargı yerindeki bir tazmin kararı gereği ödenen tazminatın bir kısmının sorumlusu olan diğer bir idareden istenmesine yönelik bir alacak ilişkisine dayandığı; dolayısıyla, 3533 sayılı Yasa ve adli yargı kararının uygulanmasına yönelik özel hukuk ilişkisinden doğan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından bahisle, görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına ve bu konuda karar verilinceye değin işin incelenmesinin ertelenmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in  Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz Derme, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Dr.Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU’nun   katılımlarıyla yapılan 10/3/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde adli yargının  görevli  olduğu   yolundaki   raporu   ile   dosyadaki    belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı  Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ ‘in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan DSİ Genel Müdürlüğü  tarafından, kurumlarınca ödenen tutarın,Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsili isteminden ibarettir.

            Olayda,görevi esnasında trafik kazasında yaralanarak malül kalan Kurum işçisi  tarafından açılan tazminat davasında,Mahkemece hükmolunan tazminatın davalı DSİ Genel Müdürlüğü   tarafından hak sahibine ödendiği ve bu yoldaki kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Tazminat davasına bakan Mahkemece, zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan  tazminat da tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda malül kalan davacı taraf yönünden,ortada tazminat davasında giderilmemiş bir alacak bulunduğundan sözedilemeyeceği gibi , 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından idari yargı yerinde açılacak bir idari dava yoluyla giderilmesi gereken zarar da kalmamıştır.

            Öte yandan,ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da bulunmamaktadır.

            Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi; bu nedenle,Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Hakem sıfatıyla) verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun KABULÜ İLE, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Hakem Sıfatıyla) 22.10.1998 gün ve E:1997/483, K:1998/208 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.3.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.