Hukuk Bölümü         2013/634 E.  ,  2013/748 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : Z.A.      

Vekili      : Av. M.E.A.

Davalı      : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili      : Av. A.H.K.                                                   

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Ankara İli, Çankaya İlçesi, 1. Bölge Çukurca Mahallesi, 26796 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduğunu, taşınmazın imar planında ‘’okul yeri lise alanı’’ olarak ayrıldığını davalı idarece fiilen el atılmadığını belirterek, taşınmazın tapu kaydının davalı idare adına tescili ile   fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

Davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle yargı yolu ve husumet yokluğundan, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi”nin 17.04.2012 gün ve E:2012/12 sayı ile özetle; davanın konusuna göre uyuşmazlığın Adli Yargı mercii önünde çözümlenmesi gerektiğini gerekçe göstererek davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda 24.04.2012 günlü dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13.maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem’’, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazminine ilişkin kısmı yönünden, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.05.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalı Milli Eğitim Bakanlığı açısından, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazminine ilişkin kısmı yönünden, 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının hisseli taşınmazına, imar planında “okul yeri lise alanı” olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, taşınmazın tapusunun davalı adına tescili ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 2.000 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

                Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede; Ankara ili, Çankaya İlçesi,1. Bölge, Çukurca Mahallesi 26796 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında “okul yeri lise alanı” olarak ayrılmış olmasına rağmen taşınmaz üzerinde okul binası bulunmadığı gibi taşınmaz için alınmış kamulaştırma kararının da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında “okul yeri lise alanında” kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazminine ilişkin kısmı yönünden,  başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin görev itirazının Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazminine ilişkin kısmı yönünden,  BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.04.2012 gün ve E:2012/12 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 13.05.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.