T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           CEZA BÖLÜMÜ

           ESAS     NO  : 2017/25

           KARAR NO  : 2017/26

           KARAR TR   : 10.04.2017

 

 ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. mad-desinde belirtilen koşullar oluşmadığından, (Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilme-sinin gerektiği hk.                                              

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

             Davacı           : K.H.

             Sanık              : 1-G.A.

                                     2-A.A.

                                     

OLAY            : Pazarcık  İlçe Jandarma Komutanlığı  emrinde görevli sanık J. Astsb.Bçvş. A.A.’ın,  aynı Komutanlık emrinde görevli J. Astsb.Kd.Bçvş. İ.G., J. Astsb.Çvş. Y.E. ve diğer sanık  J. Astsb.Çvş. G.A.’ın,  3.8.2015 günü saat 17.05 sıralarında, Asayiş Kısım Amirliği odasında bulundukları  sırada odaya girdiği ve daha önce telefonda konuştukları tabldot dosyaları  meselesi nedeniyle  J. Astsb.Çvş. Y.E.’ye  “sen neden yalan söylüyorsun, hani İ. komutanına bilgi vermiştin” dediği,  bunun üzerine J. Astsb.Çvş. Y.E.’nin de “telefon ile G.astsubayı aradım, tabldot dosyalarını İbrahim komutanımıza gösterecekti” dediği, bu esnada sanık A.A.’ın, diğer sanık  G.A.’a hitaben  “karakol komutanın odaya girdiğinde ayağa kalkılır” dediği ve yakasından tutarak sağa sola savurduğu  sırada  sanık G.A.’ın gömleğinin yırtıldığı, sanık A.A.’ın ise sanık G.A.’ın yakasından tutup koridora doğru çektiği, bu sırada araya odada  bulunan diğer kişilerin girerek tartışmayı aralamaya çalıştıkları, sanık G.A.’ın da sanık A.A.’ın yakasını tutarak  ittirdiği, yaşanılan tartışma ve itişmenin koridora kadar devam ettiği daha sonra araya giren personelce tartışmanın ayrıldığı, böylece sanıkların  “amire fiilen taarruz” ve “asta müessir fiil” suçla-rını işledikleri ileri sürülerek, sanık G.A.’ın eylemine uyan Askeri  Ceza Kanunu’nun 91/1. maddesinin az vahim hal cümlesi,  sanık A.A.’ın eylemine uyan aynı Kanun’un 117/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları  istemiyle 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 28.10.2015 gün ve E:2015/812, K:2015/392 sayılı  iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 21.9.2016 gün ve E:2015/573, K:2016/399 sayı ile, jandarma personelinin  sadece askeri görev verildiği takdirde askeri mahke-melerde yargılanabileceğini düzenleyen 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu’nun, 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı KHK ile değişik 15. maddesinin “d” bendinin, Askeri Mahkemelerin  Jandarma  personeli  üzerindeki  yargılama  görevini düzenleyen bir usul hükmü olması ve tüm usul  hükümleri gibi yürürlüğe girdiği tarihten sonra derdest olan davalarda uygulanmasının gerekli olması karşısında, suç tarihinde sanıkların kavga ettiği sırada icra ettikleri görevin jandarma personeline kanunlarla tevdi edilmiş askeri bir görev mahiyetinde olmadığı anlaşıldığından, sanıkları  yüklenen eylemler  nedeniyle yargılama görevinin adli  yargı  yerine  ait  olduğu gerekçesiyle görevsizlik  kararı vermiş, kararın temyiz edilmeden  kesinleşmesi üzerine dava dosyası, Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesine  gönderilmiştir.

 

PAZARCIK ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 10.1.2017 gün ve E:2016/649, K:2017/14 sayı ile, tüm  dosya  kapsamından,  sanık A.A. hakkında  “asta müessir fiil” suçunu işledi-ğinden bahisle Askeri  Ceza Kanunu’nun 117/1. maddesi uyarınca cezalandırılması ve G.A. hakkında “amire fiilen taarruz” suçunu işlediğinden bahisle Askeri  Ceza Kanunu’nun  91/1 maddesi az vahim hal cümlesi uyarınca cezalandırılması  talebiyle dava açıldığı, müşteki sanıklar arasında geçen olayın Askeri Ceza Kanunu kapsamında bulunan suçun unsurlarını oluşturduğu, sevk maddelerinin de Askeri Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında olduğu, ayrıca müşteki sanık A.A.’ın,  müşteki sanık G.A.’a hitaben “karakol komutanı odaya girdiğinde ayağa kalkılır” dediği ve akabinde müşteki sanık G.A.’ın yakasından tutarak sağa sola savurduğu dolayısıyla eyleminin asta müessir fiil suçunu oluşturduğu, daha sonra müşteki sanık G.A.’ın ise,  müşteki sanık A.A.’ın yakasını tutarak ittirdiği, bu eylemin de amire fiilen taarruz suçunu oluşturduğu, bu durumda  müşteki sanıkları yargılama  görevinin  askeri  yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler; Kenan YUMUŞAK, Osman ATALAY, Gökhan KARABURUN, Mehmet AVCIOĞLU, Sevilay TEMİZYÜREK BATIR, Remzi İĞREK’in katılımlarıyla yapılan 10.04.2017 günlü toplantısında; Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı  Ekin MANAV’ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü  açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek  kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır”  düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun  ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun  223. maddesinin onuncu fıkrası hükmü uyarınca yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii  yasaya  uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanıklara  yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerek-mektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE 10.04.2017 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan

Nuri NECİPOĞLU

 

 

 

 

 

Üye

Kenan YUMUŞAK

 

                           

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU      

 

Üye

Osman ATALAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Sevilay TEMİZYÜREK BATIR

Üye

Gökhan KARABURUN

 

 

 

 

 

 

Üye

Remzi İĞREK