Ceza Bölümü 1981/1434 E., 1983/347 K.

  • GERİYE İŞLEMEZLİK PRENSİBİ
  • GÖREVSİZLİK KARARI
  • İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARLARI
  • SIKIYÖNETİM ASKERİ MAHKEMESİNİN İKİNCİ KEZ VERDİĞİ GÖREVSİZLİK KARARI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNCE GÖREVLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 158 ]
  • 1402 S. SIKIYÖNETİM KANUNU [ Madde 13 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 1 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : J.V Stalin tarafından yazılan, sanık Ali Zakkur tarafından Türkçe`

    `ye çevrilen ve sanık Hüseyin Kılıç`

    `ın sahibi olduğu yayınevince Mart 1975 gününde yayınlanan "Örgüt üzerine" isimli kitapta komünizm propagandası yapıldığı iddiası ile İstanbul C. Savcılığı`

    `nca sanıkların eylemlerine uyan TCK.nun 142/1-6. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle haklarında kamu davası açılmıştır.

    İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi: 4.12.1979 gününde, Esas 1977/574 Karar 1979/510 sayı ile; suçun sıkıyönetim ilan nedenlerinden bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir.

    İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi: 3.10.1980 gününde, 1980/595 esas sayı ile; suçun, 1402 sayılı Yasa`

    `nın değişik 13/a maddesinde belirtilen üç aylık süreden daha önce işlenmiş olduğu, sıkıyönetim mahkemelerinde görülmekte olan davalarla bağlantısı bulunmadığı, bu nedenle davada İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi`

    `nin görevli olduğu kanısına varıldığı gerekçesi ile görevli yargı yerinin belirtilmesi için 2247 sayılı Yasa`

    `nın 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne başvurulmasına karar vermiştir.

    Konuyu inceleyen, Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü; 22.12.1980 günü, 1980/648-881 sayı ile; atılı suçların amacının, cumhuriyeti, vatan ve milletin bütünlüğünü, bölünmezliğini, bağımsızlığını, milli güvenliği tehlikeye düşüren, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya zemin hazırlayan olayların fikri ve eylemsel yapısını önceden hazırlamak olduğu, MGK.nin 7 numaralı kararının 4. maddesi kapsamına girdiği, böylece sıkıyönetim ilanına neden olan olaylara ilişkin bulunduğu ve sıkıyönetim askeri mahkemelerinin elkoyduğu davalarla ortak ve genel amaç içerisinde bağlantılı bulunduğu gerekçesi ile sıkıyönetim askeri mahkemesinin başvurusunun reddine karar vererek, görev sorununu kesin olarak çözüme bağlamıştır.

    İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi: 27.8.1981 günlü, Esas 1980/525, Karar 1981/811 sayı ile; "Her ne kadar evvelce Mahkememizce Uyuşmazlık Mahkemesinden görüş sorulmuş ve Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nce 22.12.1980 günü, 1980/648 esas 1980/635 karar sayılı karar ile anlaşmazlığın Askeri Yargı yerinde çözülmesi gerektiğine, şeklinde karar verilmiş ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin iki ayrı görevsizlik kararı üzerine verdiği kararların görevli mercii tayin eden kararlar mahiyetinde bulunması, halbuki mahkememizden evvelce verilen 3.10.1980 tarihli kararın bir görevsizlik kararı olmayıp, istişari bir karar mahiyetinde bulunmasına ve 2301 sayılı Kanun`

    `un süre bakımından getirdiği değişikliğin de amme intizamına taalluk eylemesine binaen ve yine yukarıda tarih ve numaraları açıklanan içtihatlar doğrultusunda (Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin görüş değiştirdiğini belirten kararlar) bu safha ve durumda görevsizlik kararı verilmesinde usule aykırı bir cihet görülmemiştir." gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek ikinci kez dosyayı Mahkememiz`

    `e göndermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü; Servet Tüzün`

    `ün Başkanlığı`

    `nda İsmail Oğuz, Nevzat Doğan, Ali Suat Erkoç, Yaşar Çiftçioğlu, Ergun Argon ve Nail Yücel`

    `in katılmaları ile yaptığı 27.6.1983 günlü toplantıda, geçici raportör Hakim Tulez Barutoğlu`

    `nun raporu ile dosyadaki belgeler, Cumhuriyet Başsavcılığı`

    `nın yasaya aykırı olarak verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği ve Askeri Yargıtay Başsavcılığı`

    `nın Adli Yargı`

    `nın görevli olduğu yolundaki düşünce yazıları okunduktan, toplantıya Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Yardımcı Durmuş Ganioğlu ile Askeri Yargıtay Başsavcısı yerine katılan Yardımcı Yavuz Öğüt`

    `ün yasaya ve yönteme aykırı kararın kaldırılması yolundaki sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    Yukarıda açıklandığı gibi Adli Yargı yerinin kararı üzerine, dosya kendisine gelen Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa`

    `nın 19. maddesi uyarınca Mahkememiz`

    `e başvurmuş, Mahkememiz Ceza Bölümü`

    `nce de; bu işde Askeri Yargı yerinin görevli olduğu saptanarak, sıkıyönetim askeri Mahkemesinin başvurusu reddedilip, görev sorunu kesin olarak çözümlenmiştir.

    Bir yargı merciinin Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne başvuru kararı verdikten sonra Yüksek Mahkeme`

    `nin bu konudaki kararına uyması`

    `nın yasa buyruğu olduğundan kuşku ve duraksamaya yer bulunmamaktadır.

    Çünkü Anayasa`

    `nın 158. ve 2247 sayılı Yasa`

    `nın 1. maddelerinde Adli, İdari ve Askeri Yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını "kesin olarak çözümlemeye yetkili bir yüksek mahkemedir" biçiminde yer alan hüküm; Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının niteliğini ve bağlayıcılığını simgelemektedir. Bu münasebetle "Kesin Hüküm" den neyin anlaşılması gerektiğine de kısaca değinmekte yarar vardır.

    Yargısal tasarruflardaki "kesinleşme" ile "kesinlik" ayrı ayrı şeylerdir. Kesinlik, kesin hüküm, genel anlamda, daha doğrusu Adil Yargı alanında temyizen inceleme olanağının bulunmaması, böyle bir olanaktan bahsedilemeyecek hüküm demektir. Herhangi bir yargı organının kararma üst derece yargı mercii nezdinde itiraz olanağı yoksa, bu karar kesin karar demektir. Kesin hüküm bu hali ile yerine getirilmesi zorunlu yargısal tasarruftur. Uyuşmazlık Mahkemesi kararları bakımından kesinlik özünde mündemiç olup, muhkem kaziyenin sonuçlarını alınmaları anından itibaren meydana getirmeleridir. Görülüyor ki; bu kararların uygulanmaları, alınmaları anından itibaren zorunlu olduğu halde, diğer yargı organlarının kararlarının uygulama zorunluluğu kesinleşmelerinden sonra doğar.

    Öte yandan, sıkıyönetim askeri mahkemesi başvurusunun reddinden sonra verdiği görevsizlik kararında; Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin iki ayrı görevsizlik kararı üzerine verdiği kararların görevli mercii tayin eden kararlar olduğu, halbuki; mahkemelerinden verilen 3.10.1980 tarihli kararın bir görevsizlik kararı olmayıp, istişari bir karar niteliğinde bulunduğu, sonuç olarak Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin bu konudaki kararının istişari bir karar olduğunu belirtmekte ve Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin daha sonraki kararlarından görüş değiştirdiğini ileri sürmektedir.

    Uyuşmazlık Mahkemesi, gerek Anayasa`

    `nın 158. ve gerekse 2247 sayılı Yasa`

    `nın 1, 20, 28. maddelerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bir danışma kurulu olmayıp, yargısal kararlar veren bir kuruluş ve bir yüksek mahkemedir.

    Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nce görevli yargı yerinin belirlenmesinde 2247 sayılı Yasa`

    `da iki ayrı yol öngörülmüştür. Bunlardan birisi, anılan Yasa`

    `nın 14. maddesinde yer alan olumsuz görev uyuşmazlığı, diğeri ise; olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarma yerine ondan daha çabuk ve hızlı işleyen ve sonuca götürme amacına yönelik olarak 19. maddede düzenlenen başvuru yoludur. Gerek olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesinde, gerekse görevli yargı yerinin belirlenmesi amacı ile başvuru üzerine görevli yargı yerini belirleyen Uyuşmazlık Mahkemesi kararları istişari nitelikte bir karar değil, sorunu kesin olarak çözümleyen yargısal tasarruftur.

    Daha önceki çeşitli kararlarımızda da belirttiğimiz gibi, bir mahkeme görmekte olduğu bir davada takdir yetkisini kullanarak ve kendisini görevsiz görerek karar vermesi halinde, bu kararını kaldırma yetkisine nasıl sahip değilse, 2247 sayılı Yasa`

    `nın 19. maddesine göre, Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne başvuran mahkemenin de bu başvuru sonucunu beklemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nce verilen karara uyması yasal bir zorunluluk olmaktadır.

    Gerçi görev konusunun kamu düzenine ilişkinliği nedeni ile yargılamanın her evresinde gözönünde bulundurulması hatta Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin görevi belirleyen kararından sonra dahi bu konuda yasa değişikliği olmuşsa, aksine bir hüküm konmadıkça, yargı mercilerinin bu hususu göz önünde tutmaları doğaldır. Ancak Uyuşmazlık Mahkemesinin başvurunun reddi ile Askeri Yargı yerini görevli gören kararı, 1402 sayılı Yasa`

    `da 2301 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra ve bu değişiklik gözönünde bulundurularak verilmiş ve sorunu kesin olarak çözüme bağlanmıştır.

    Bu nedenle, sıkıyönetim askeri mahkemesinin bu kararın yeniden gözden geçirilmesi sonucunu doğuracak biçimde görevsizlik kararı vermesi, 2247 sayılı Yasa`

    `nın öngördüğü kurallarla bağdaşmayacağından karar açıkca Yasa`

    `ya aykırı düşmüştür.

    Çünkü, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının kesinliği ilkesi uyarınca bu kararların gerek Uyuşmazlık Mahkemesi, gerekse başka bir yargı merciince yeniden incelenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir.

    Ayrıca, sıkıyönetim askeri mahkemesi görevsizlik kararına Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `nin görüş değiştirmesini dayanak yapmıştır.

    Gerçi, Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü; verilen çelişkili kararlar nedeniyle 4.5.1981 günlü, 1/1 sayı ile; bir ilke kararı alarak görev sorununun çözümünü daha çok açıklığa kavuşturmuşsa da; bunu bir yasa değişikliği olarak anlamaya olanak bulunmadığı gibi, alınan ilke kararının sonraki tarihlerde görev konusunda karara bağlanacak davalarda uyulmasının zorunlu olduğunda da kuşkuya yer bulunmamaktadır. Çünkü, içtihatları birleştirme kararlarının geriye yürümeyeceği hukukçuların üzerinde birleştikleri bir esastır. Aksi takdirde onu esas kararın verildiği tarihte varmış gibi düşünmek olur ki, bu geriye işlemezlik prensibine aykırı düşer.

    Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle, sıkıyönetim askeri mahkemesinin ikinci kez verdiği görevsizlik kararının Yasa`

    `ya ve yönteme aykırılık yönünden kaldırılması gerekir.

    SONUÇ : İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi`

    `nin 2247 sayılı Yasa`

    `nın 19. maddesi uyarınca 8.10.1980 günlü, 1980/585 esas sayılı başvurusu üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü`

    `nün 22.12.1980 günlü, 1980/648-631 sayılı kararı ile 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası`

    `nın 13. maddesinde 2301 sayılı Yasa ile yapılan son değişiklik de nazarı itibara alınarak, davaya askeri yargı yerinde bakılması gerektiği şeklinde görevli yargı mercii belirtildiğine göre, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve ancak İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi`

    `nin yasa ve yönteme aykırı olarak verilen 27.8.1981 günlü, Esas 1980/585, Karar 1981/811 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, Başkan Servet Tüzün`

    `ün karşı oyuyla ve oyçokluğuyla 27.6.1983 gününde kesin olarak karar verildi.

    KARŞI OY :

    Bu konuya ilişkin görüşümüz 29 Mart 1983 günlü ve 18002 sayılı Resmi Gazete`

    `de yayınlanan 29.11.1982 günlü, esas 1981/1471, karar 1982/802 sayılı karara ekli karşı oy yazısında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

    Aynı gerekçelerin burada yinelenmesine gerek görmüyor ve o kararda belirtilen görüşlerle bu karardaki çoğunluk görüşüne de katılmıyorum.

    Servet TÜZÜN

    Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı