T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2016/725

          KARAR NO : 2017/73

          KARAR TR  : 20.02.2017

ÖZET: Davacıların ikamet etmiş oldukları askeri lojmanlarda Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine aykırılık içerdiği iddia edilen K.K.K. işleminin iptali istemiyle açılan davanın GENEL İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı lar        : Altmışevler Lojmanları Üst Yönetim Kurulu

  1- S.M.

                          2- G.S.

                          3- İ.A.

Vekili              : Av. A.S.

Davalı             :  Milli Savunma Bakanlığı

Vekili              : Av. M.A.

                          

 

O L A Y          : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmeliğin 14 Nisan 2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, 60 Evler Lojmanları Üst Yönetiminin ısı payı ölçer sistemine yönelik olarak lojmanlarda ikamet eden personelden sözlü ve yazılı olarak çok sayıda şikayet almasını müteakip konu ile ilgili detaylı bir çalışma başlattığını, Yönetim tarafından, ısı ölçerin kullanımından kaynaklanan sıkıntıları ve haksızlıkları belirten yazışmaların ilgili birimlerle yapıldığını söz konusu yazılarda özetle; 60 Evler lojmanlarının ısı yalıtımının yapılmadığını, Türkiye Makine Mühendisleri Odası Ankara Şubesinin hazırladığı basın bildirisinde de belirtildiği gibi, binalarda yüksek verimli kazan ve mantolama gibi ısı yalıtım süreçleri tamamlanmadan ısı pay ölçer veya kalorimetre kullanımının enerji tasarrufu açısından beklenen tasarrufu sağlamayacağını, sonuç olarak, ısı pay ölçer sistemine geçiş yapılmasının mevcut Kanun ve Yönetmelikler çerçevesinde uygun olmayacağının belirtildiğini, konunun MSB Ankara İnş.Eml.Blg. Bşk.lığınca teşkil edilecek teknik heyet marifetiyle incelenmesinin talep edildiğini, bu konuda en son Kara Kuvvetleri Komutanlığının 24 Mart 2014 tarihli yazısı ile özetle ısı pay ölçer sistemine geçilmesinin ertelenmesinin gerektiğine dair sakinlerinin şartları sağlayamaması sonucunda kayıp kazançların doğduğu ve bu bedeli hukuki olarak talep edebileceklerinin bildirildiğini belirterek lojmanlar bölgesinde ısı pay ölçer sisteminin kullanılması ile ilgili esasları belirten “Termostatik Vana ve Pay Ölçer Kullanımı Hk.” konulu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ : 9.6.2014 gün ve E:2014/1048, K:2014/509 sayı ile, davacı tarafından, lojmanlarının ısı pay ölçer sitemine geçişinin yapılmaması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Kara Kuvvetleri Komutanlığının 24.03.2014 tarih ve 113376-14 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmış olup, 634 sayılı Kanunun 42. maddesi ve bu maddeye dayanılarak hazırlanan Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına ilişkin Yönetmelik hükümlerinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun Ek 1. maddesi gereğince adli yargının görevli olduğu anlaşılmakla, işbu davanın çözümünde Mahkemelerinin görevli bulunmadığı gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş,  bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesi : 16.12.2014 gün ve E:2014/1310, K:2014/1718 sayı ile, dosya kapsamı ile uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinden kaynaklanmadığı hususu dikkate alınarak iş bu dava açısından mahkemelerinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin talep içeriğine göre genel hükümler çerçevesinde mahkemeleri yerine, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 16.4.2015 gün ve E:2015/93, K:2015/185 sayı ile, iptali istenen işlemin K.K.K.'lığınca yapılmış olduğu, işlem yapılan lojmanın Milli Savunma Bakanlığı'na ait olduğu, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20. maddesinde "Askeri Yüksek idare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz." denilmekle Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görevleri belirtilmiş olup, davacıların işlemin iptaline ilişkin talebi mahkemelerinin görevi dahilinde olmayıp, anılan kanun gereğince Askeri Yüksek İdare Mahkemesi görevi dahilinde olduğundan Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle davanın reddine, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar vermiş, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi: 8.3.2016 gün ve E:2016/4528, K:2016/3961 sayı ile, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez aynı istemle askeri yargı yerinde dava açmıştır.

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE : 9.6.2016 gün ve E:2016/973, K:2016/966 sayı ile,  Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde yargısal denetimi yapılan işlemlerin askeri hizmet ile ilgili olarak askeri usul ve kurallar göz önünde tutularak düzenlenen etkili, icrai ve kesin idari işlemler olduğu, dava konusunu oluşturan hadisenin bir kamu konut gurubunda oturan kişilerin yakıt kullanımları ve paylaşımları ile ilgili yeni bir durum getiren ısı pay ölçer sistemi ile ilgili olarak belirtilmiş görüş niteliğinde bir bildirim olduğu; kuşkusuz konu, davacıların konutlarında yakıt kullanımları ile ilgili parasal nitelikte bir husus olup, bu haliyle de özel hukuk hükümleri ile adli yargının görevine giren bir husus olduğu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.                 

Davacılar vekili idari, adli ve askeri yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu önesürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Yüksel DOĞAN ve  Fikret ERES’in katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari, adli ve askeri yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL ile AYİM Savcısı Oğuz PÜRTAŞ davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine aykırılık içerdiği iddia edilen K.K.K.lığının 24 Mart 2014 tarih, İS.:22282378-4230-113376-14/İnş.Ş. (Pl.Koor. ve AİKS Ks.) sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.

Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

Belirtilen duruma göre, olayda davacıların asker kişi olmaları karşısında, Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan; dava konusu uyuşmazlık, Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine aykırılık İçerdiği iddia edilen K.K.K.lığının 24 Mart 2014 tarih, İS.:22282378-4230-113376-14/İnş.Ş. (Pl.Koor. ve AİKS Ks.) sayılı işlemine ilişkin olup, asker kişi oldukları anlaşılan  davacıların ikamet ettikleri lojmanların kamu konutu statüsünde olduğuna dair bir tereddüt bulunmamaktadır. Kamu Konutları ile ilgili düzenlemeler, Kamu konutlarına yakıt tahsis edilmesi ve tahsis edilecek yakıtın nasıl hesaplanacağına dair hususlar 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan Kamu Konutları Yönetmeliğinde (RG 23.09.1984) yer almaktadır.

Buna göre, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’nun Amaç başlıklı 1.maddesinde: ‘’Bu Kanunun amacı; kamu konutlarının tahsis biçimi, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin temel ilkeleri belirlemektir.’’ hükmü,

Kapsam başlıklı 2.maddesinde:

‘’Bu Kanun;

a) Genel bütçeye giren daireler, katma bütçeli kurumlar, il özel idareleri, belediyeler, il özel idareleri ve belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar,

b) İktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, sermayesinin tamamı bu kamu teşebbüslerine ait müesseseler, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşlarına ait olan bağlı ortaklıklar,

c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç olmak üzere, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan bankalar ile kamu kurum ve kuruluşları,

d) Kanunlarla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, beden terbiyesi bölge müdürlükleri, Tarafından yurt içinde ve yurt dışında inşa ettirme, satın alma, kiralama suretiyle temin olunan ve bu kurum ve kuruluşlar personelinin yararlanması için ayrılan kamu konutlarını kapsar. Ancak kiralama zaruri hallerde ve kısıtlı olarak yapılabilir. Bunun uygulaması yönetmelikte belirtilir.’’ hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, 23.09.1984 gün ve 18524 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Konutları Yönetmeliği’nin Amaç başlıklı 1.maddesinde: ‘’Bu Yönetmeliğin amacı, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 2 nci maddesinde belirtilen kurum personeline kamu konutlarının tahsis şekli, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ait usul, esas ve şartlar ile uygulamaya dair diğer hususları tesbit etmektir.’’ hükmü,

Kapsam başlıklı 2.maddesinde: ‘’Bu Yönetmelik, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 2 nci maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşları personelinin yararlanması için yurt içinde ve yurt dışında inşa ettirme, satın alma ve kiralama suretiyle sağladıkları kamu konutlarını kapsar.

Kurum ve kuruluşlarınca bir bölümü kamu konutuna tahsis edilen hizmet binalarındaki konutlar hakkında da bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.’’ hükmü yer almaktadır.

Bununla birlikte; Yönetmeliğin Görev Tahsisli Konutların Tahsis Şekli başlıklı 8.maddesinde: ‘’Görev tahsisli konutlar, Yönetmeliğe ekli (2) sayılı cetvelde belirtilenlere, cetveldeki sıraya göre, yetkili konut dağıtım komisyonu tarafından tahsis edilir. Ancak (3) sayılı cetvelde gösterilen makam ve rütbe sahiplerine tahsiste ayrıca tahsis kararı alınmaz, atama kararı aynı zamanda tahsis kararını da kapsar. Merkezde görevli personele merkez konut dağıtım komisyonunca, görev tahsisli konut tahsisi yapılır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında, ataması merkezden yapılan personele, merkezde kurulan yetkili konut dağıtım komisyonunca görev tahsisli konut tahsis edilebilir.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ait görev tahsisli konutların tahsisi, konutun kullanımına verildiği askeri birlik, karargah ve kurumların komutanları, kurmay başkanları veya yetki verecekleri amirler tarafından yapılır.

Devlet güvenlik mahkemelerinin askeri yargıya mensup üyeleri ile Cumhuriyet savcı yardımcıları, sıraya tabi olmaksızın Türk Silahlı Kuvvetlerine ait konutlardan da yararlanabilirler.

Yeteri kadar görev tahsisli konutun olmaması halinde konut tahsisi talebinde bulunanlar (2) sayılı cetvelde belirtilen sıra esas alınarak Yönetmeliğin ekli (4) sayılı cetvelindeki esaslara göre, kendi aralarında puanlamaya tabi tutulur.

Görev tahsisli konutta oturmakta iken görev unvanı değişen personelin yeni görevi, Yönetmeliğe ekli (2) sayılı cetvelde gösterilmiş ise, kendisi için tekrar tahsis kararı alınmaz. Atanma kararı, son duruma göre konut tahsis kararı yerine geçer.

Boşalan görev tahsisli konutların, fiilen boşaltılması tarihinden itibaren en geç (30) gün içinde, Yönetmelik hükümlerine göre hak sahiplerine tahsisi gerekir. Ancak, önceden belli bir görev için ayrıldığı halde, bu göreve atama yapılmadığından boş bulunan görev tahsisli konutlar hakkında bu hüküm uygulanmaz.’’ hükmü,

Sıra Tahsisli Konutların Tahsis Şekli başlıklı 9.maddesinde: ‘’Sıra tahsisli konutlar, Yönetmeliğe ekli (4) sayılı puanlama cetveli esas alınarak konut dağıtım komisyonunca hak sahiplerine tahsis edilir. Hak sahiplerinin puanlarının eşit olması halinde, hizmet süresi fazla olana, hizmet süresi de eşit ise, yetkili ev dağıtım komisyonunca ad çekme yoluyla, konut tahsis edilir.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ait sıra tahsisli konutların hak sahiplerine tahsisi, konutun kullanımına verildiği askeri birlik, karargah ve kurumların komutanları, kurmay başkanları veya yetki verecekleri amirler tarafından görev ve unvanlarına bakılmaksızın puan sırasına göre yapılır.

Konutların herhangi bir nedenle boşalması halinde fiilen boşaltıldığı tarihten itibaren en geç (30) gün içinde Yönetmelik hükümlerine göre hak sahiplerine tahsis edilmesi gerekir.

Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hariç, bu maddenin birinci fıkrası uyarınca hak kazananlardan, bulunduğu ülke, merkez, bölge, il veya ilçe ayrımı yapılmaksızın daha önce Yönetmelikte belirtilen oturma süresince veya daha fazla süre konutta oturanlara, konut tahsis edilemez. Bu durumda olanlara tekrar konut tahsisi, mevcut talepler karşılandıktan sonra, kalan boş konut olursa Yönetmelik esaslarına göre yapılır.

Sıra tahsisli konutların hak sahiplerine tahsisi, merkezde kurulan yetkili konut dağıtım komisyonunca da yapılabilir.

Merkezde kurulan yetkili konut dağıtım komisyonunun tahsis edeceği görev ve sıra tahsisli konutlar kurum ve kuruluşların yetkili makamlarınca konutların türlerine göre tesbiti ile birlikte, hazırlanacak genelge ile taşra teşkilatına bildirilir.’’ hükmü,

Konut Tahsis Edilenler Tarafından Karşılanacak Giderler başlıklı 28.maddenin e bendinde: ‘’… Yönetmeliğin 29 uncu maddesine göre, tesbit edilen yakıt ihtiyacından fazla kullanılan yakıt giderleri konut tahsis edilenler tarafından karşılanır.’’ hükmü yer almaktadır.

            Aynı Yönetmeliğin 35. maddesinde, “(Değişik birinci fıkra: 22/8/2011-2011/2164 K.) Devlete ait kamu konutları, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin (e) bendi uyarınca Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yönetilir. Üzerinde kamu konutu bulunan Hazineye ait taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca Hazineye ait taşınmazların idaresine ilişkin yöntemlerle değerlendirilmek suretiyle ekonomiye kazandırılmalarının daha uygun olacağına karar verilenlerin tahsisleri, adına tahsis yapılan idarelerin görüşleri de alınmak suretiyle kaldırılır. Fiilen kamu konutu olarak kullanılan ve tahsisleri kaldırılanların yerine Maliye Bakanlığı tarafından başka kamu konutları tahsis edilir. Tahsisleri kaldırılan kamu konutlarında oturanlara, kurumları tarafından Maliye Bakanlığınca yeni tahsis edilen kamu konutlarından tahsis yapılır. Adına yeni kamu konutu tahsis edilenlerce kurumlarınca yapılacak yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde oturulan kamu konutunun boşaltılması zorunludur. Bu süre içerisinde kamu konutunu boşaltmayanlar hakkında 34 üncü maddeye göre işlem yapılır. Adına yeni kamu konutu tahsis edilenlerin zorunlu nitelikteki taşınma masrafları Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde bu Bakanlık tarafından ilgililerine ödenir. Bu amaçla gerektiğinde Maliye Bakanlığınca hizmet satın alınabilir.

Ancak, kanunlar gereğince ve bu Yönetmelik hükümlerine göre, Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yürütülmesi gerekli görevler dışında, genel bütçeye bağlı dairelere tahsisli konutların yönetimi, konut tahsisine dair usul ve esasların uygulanması, işletme, bakım, onarım ve benzeri işlerinin yapılması ve bunlara ait giderlerin ödenmesi gibi işler, konutların tahsis edildiği Bakanlıklara aittir.

(Ek fıkra:2/6/2004 – 2004/7461 K.) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmayan bir ana taşınmaz mal ya da ana yapı üzerinde bulunan ve birden çok kamu kurumu veya kuruluşuna tahsisli kamu konutlarının ve bunlarla ilgili ortak yerlerin, idarelerince yapılması gereken bakım ve onarımları; bağımsız bölümlerin arsa payları toplamının, arsa payları bilinemiyor ise, kira bedeline esas konut alanları toplamının en fazlasına sahip kamu kurumu veya kuruluşunca yaptırılır. Diğer kamu kurumu veya kuruluşları da kendilerine tahsisli bağımsız bölümlerin payına düşen onarım ödeneği tutarını, onarımı üstlenen kamu kurumu veya kuruluşunun bütçesine aktarırlar veya öderler. Bu kapsamda yapılan işlerin ita amirliği, ihale komisyonu, tahakkuk memurluğu ve saymanlık hizmetleri, onarımı yaptırmakla görevli kamu kurumu veya kuruluşunca yerine getirilir. Milli Emlak Genel Müdürlüğü, maliye hazinesi mülkiyetinde olan ve kendisine tahsisli bağımsız bölümü bulunan yapıların idarelere ait bakım ve onarımlarının tamamını, gerekli görmesi durumunda yaptırabilir.

Genel bütçe dışındaki kurum ve kuruluşların konutlarının yönetimi, bu idarelere aittir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa tabi yapılardaki konutların müşterek hizmet ve giderleriyle ilgili işleri, mezkür Kanun hükümleri ile bu Yönetmelikle tesbit edilen esaslara göre yürütülür.” denilmiş ve ayrıca 26. maddede, kurum ve kuruluşlarca karşılanacak işletme, bakım ve onarım giderleri ayrıntılı olarak gösterilmiştir.

Anayasa’nın 49. maddesi ile, Devlete, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek için gerekli tedbirleri almak görevi yüklenmiş olup; Ülkemizdeki konut sorunu ile enflasyonun ekonomik yaşam üzerindeki olumsuz etkileri birlikte değerlendirildiğinde, elde ettikleri ücretlerle yüksek kira bedeli ödemek durumunda olan kamu personeli üzerindeki bu yükü hafifletmek ve bu suretle hayat seviyesini yükseltmek amacıyla, Devlet tarafından, kamu konutları yapılması ve belli esaslarla kamu personeline tahsis edilmesi yoluna gidilmiştir.

Yukarıda ayrıntısıyla değinildiği üzere, kamu konutlarının tahsis biçimi, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin temel ilkeler 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ile belirlenmiş; bu Kanun’un 11. maddesine göre Bakanlar Kurulu’nun 84/8345 sayılı Kararı ile çıkarılan Kamu Konutları Yönetmeliği’nde ise, anılan Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili usul ve esaslar düzenlenmiştir.

            Esasen, bir kamu malının Milli Emlak Genel Müdürlüğünce kurum ve kuruluşlara tahsis edilmekle “hizmet malı” haline dönüştürülmesinden ibaret bulunan kamu konutlarının işletilmesi, bakımı ve onarımı ile ilgili faaliyetlerin, adına tahsis yapılan kurum ve kuruluş tarafından yürütülen kamu hizmetinden ayrı düşünülemeyeceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, Altmış Evler Lojmanları Üst Yönetim Kurul Başkanlığınca;

Yakıtları kurum tarafından tedarik edilen kamu konutlarında tüketilen yakıt bedelinin kalorimetre ve ısı pay ölçer cihazı ile ölçülerek paylaştırılmasına yönelik emrin yayımlandığı,

Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Işıma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmeliğin, 5’inci madde 6’ıncı fıkrasında, “merkezi sistemlerde ısıtma yapılan bağımsız bölümlerdeki mahal sıcaklıklarının asgari 15 C° olacak şekilde ayarlanır.” hükmü olmasına rağmen apartman zemin katlarının altlarında depo olarak kullanılan mahallerde ve merdiven sahanlıklarında herhangi bir ısıtma sisteminin olmamasından dolayı bu şartların sağlanamadığı,

Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğinin “Bina Isı Yalıtımları” başlıklı 9’uncu maddesinde binaların ısı yalıtım şartlarına uygun şekilde yalıtılacağı ifadelerinin yer aldığı ancak bu şartların Altmış Evler Askerî Lojmanlarında sağlanamadığı,

Bu nedenlerle, Altmış Evler Askerî Lojmanlarında ısı pay ölçer sistemine geçilmesinin Yönetmelik ve mevcut durum kapsamında ertelenmesinin gerektiği, daire sakinlerinin gerekli şartları sağlamamasından dolayı yaşadıkları mağduriyete ilişkin kayıp kazançlarının doğduğu ve bu bedelin hukuki olarak talep edilebileceğinin değerlendirildiğinin bildirildiği;

Bu talebe yönelik Ankara İnş.Eml.Blg.Bşk.lığı Lojman Üst Yönetim Kurulu Başkanlığının 4.2.2014 günlü yazısı ile,

Yönetmeliğin,

Birinci bölüm madde 3-(1) b bendinde, “Bağımsız Bölüm; Tamamlanmış bir binanın kat, daire, büro, dükkan, mağaza, mahzen, depo ve benzeri bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli birimlerini ifade eder” hükmünün bulunduğu,

İkinci bölüm madde 5-(4) fıkrasında, “Merdiven sahanlığı, giriş holü, ısıtma merkezleri ve benzer ortak kullanım mahallerinde tüketim ölçülmez” hükmü gereği, ortak kullanım alanı olan merdiven sahanlığı bölümünde ölçüm yapılmasının gerekmediği, bu mahallerde ısıtmanın zorunlu olmadığı, ayrıca merdiven sahanlığı ve giriş holü gibi ortak kullanım alanlarında radyatör peteği bulunması halinde dahi ısı pay ölçer cihazı takılmadığı,

İkinci bölüm 5-(6) fıkrasında, “Merkezi sistemlerde ısıtma yapılan bağımsız bölümlerdeki mahal sıcaklıklarının 15 °C olacak şekilde ayarlanır” hükmündeki bağımsız bölüm tarifinin yanlış anlaşıldığı, Yönetmelikte belirtilen bağımsız bölümün lojman dairelerini, ortak kullanım alanının ise merdiven sahanlıkları ve giriş holü bölümlerini ifade ettiği,

Bağımsız bölümün ısıtılan lojman daireleri olduğu, söz konusu dairelere termostatik radyatör vanalarının montajının yapıldığı, minumum 15 °C sıcaklık sağlayacak şekilde imal edildiği ve fabrikada ayarlanarak piyasaya sürüldüğü,

Depo bölümlerinden lojman sakinlerinin kullanımına tahsis edilenlerin ısıtılması durumunda, bu mahaldeki tüketimin ait olduğu dairenin fatura bedeline ilave edilmesi gerekeceğinden, yaşam alanı olarak kullanılmayan depoların ısıtılmasının lojman sakinlerini ilave maddi külfete sokacağı,

Lojman sakinlerinin kullanımına tahsis edilmeyen ve lojman binası içinde bulunan depo ve benzeri mahallerin ısıtılması durumunda, bu mahallerin de ortak kullanım alanı olarak değerlendirilmesi sebebiyle ısınma bedelinin lojman sakinlerinin faturasına yansıyacağı hususlarının,

Isı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı tamamlanmış olan lojmanlarda yakıt bedeli tahsilatının, ilgili mevzuat hükümleri ve yayımlanan uygulama esasları doğrultusunda, Lojman Yönetim Kurullarınca tespit edilerek bildirilecek tutarlar üzerinde yapılması gerektiğinin bildirildiği;

Benzer konuda;

Erler Mahallesi Lojman Üst Yönetim Kurulu Başkanlığınca, termostatik vana ve ısı pay ölçer kullanımı ve yakıt tüketim oranlarında karşılaşılan problemlere yönelik dilekçeler ile,

3’üncü Or.K.lığınca;

2013 yılı konut kira bedellerinin belirlendiği Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No 360) gereği lojmanlardan istifade eden personelden tüketim miktarı oranında yakıt bedellerinin tahsilinin yapıldığı,

Sarıkamış Garnizonunda, Kars Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce onaylanan tescilli ve koruma altında toplam 37 adet lojman binasının mevcut olduğu, bu binaların ısınmasının merkezi sistem kazan dairelerinden beslenerek sağlandığı, “koruma altında bina" statüsünde olması nedeniyle, Enerji Verilmiliği Kanunun 1 ’inci bölüm, 2’nci madde, 2’nci bendine göre termostatik vana ve ısı pay ölçer uygulamasına bağlı yakıt ödemesinden muaf tutulup tutulmayacağının yazı ile bildirildiği,

Bildirildiği üzere, ısı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı tamamlanmış olan lojmanlarda yakıt bedeli tahsilatının, ilgili mevzuat hükümleri ve yayımlanan uygulama esasları doğrultusunda, Lojman Yönetim Kurullarınca tespit edilerek bildirilecek tutarlar üzerinden yapılmasının uygun olacağının değerlendirildiği; bu kapsamda, uygulamanın 360 Sıra Numaralı Millî Emlak Genel Tebliği esasları doğrultusunda yürütülmesinin uygun olacağının değerlendirildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, kamu hizmetine özgülenmiş olan kamu konutlarının işletilmesi, bakımı ve onarımını yapmakla yükümlü bulunan idarelerin, bu görevlerini yerine getirdikleri sırada tesis ettikleri işlemlerin iptali ile kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davaların, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun yürütülüp yürütülmediğinin, işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden hukuka uygun olup olmadığının, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunulmadığının saptanmasının gerektiği; bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesi kapsamında bulunan iptal davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

Hal böyle iken,  yukarıda zikredilen Kamu Konutları Yönetmeliği’nin 8.maddesinde  Türk Silahlı Kuvvetlerine ait görev tahsisli konutların ilgilisine ne şekilde tahsis edileceği, 9.maddesinde ise yine Türk Silahlı Kuvvetlerine ait sıra tahsisli konutların hak sahiplerine ne şekilde tahsis edileceği ifade edilmiş olmakla, bu yasal düzenlemeler yapılırken Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının ayrı tutulmadığı, dolayısıyla mevzuatın asker veya sivil, kamu konutunda ikamet eden bütün kamu görevlilerini kapsadığı anlaşılmış bulunmaktadır.

Buradan hareketle; uyuşmazlığa konu olayda, asker kişinin askeri yeterlilik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri gibi askeri hizmete ilişkin hususlar önem arz etmemekte olup, böylece dava konusu uyuşmazlıkta askeri hizmete ilişkinlik şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, askeri hizmete ilişkinlik şartının oluşmadığı gibi, uyuşmazlığın bir kamu kanunu olan Kamu Konutları Kanunu temelli olduğu ve çözümünde de bu kanun hükümlerinin uygulanacağı nedenleriyle dava konusu uyuşmazlığın askeri yargı ve adli yargı yerlerinde değil, genel idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmış bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümü genel idari yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 9. İdare Mahkemesinin 9.6.2014 gün ve E:2014/1048, K:2014/509 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 9. İdare Mahkemesinin 9.6.2014 gün ve E:2014/1048, K:2014/509 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.02.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Fikret

ERES