T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2020 / 69

            KARAR NO  : 2020 / 125

            KARAR TR   : 24.2.2020

 

ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : A. A. Türk Sigorta Şirketi

Vekilleri       : Av. H. L.P., Av.D. P.

Davalı           : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekilleri       : Av. N.B.B., Av.E. S.

 

O  L  A  Y  : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde sigortalı 61 . 5646 plakalı aracın 07/05/2014 tarihinde Amasya'dan gelip Turhal’a seyir halindeyken, Tokat D 180-06 devlet yolunda; yol yapım çalışması nedeniyle yolun Amasya gidiş kısmının trafiğe kapalı olduğu ve diğer seyir edilen yönün ise yol dikmeleriyle ikiye bölünmüş şeritle seyir halinde iken daha önce herhangi bir uyarıcı işaretleme yapılmadan yolun tam ortasına konulan yön levhasına çarpması sonucu hasarlandığını; yaptırılan ekspertiz sonucunda araçta 6.166,00 TL hasar tespit edildiği ve bu bedelin 12/06/2014 tarihinde sigortalıya ödendiğini, meydana gelen kazanın davalı idarenin hizmet kusurundan oluştuğunu ifade ederek; 6.166,00 TL zararın, davalıya başvuru tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Tokat İdare Mahkemesi: 16.4.2015 gün ve E:2015/94, K:2015/208 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2.,7.,  19.1.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne; ayrıca  2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin iptal istemini reddettiği 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verdikten sonra;  "(...) Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim 11.12.2014 tarih ve 29202 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 17.11.2014 tarih ve E:2014/ 930, K:20l4/975 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, itiraz yoluna başvurulması üzerine Sivas Bölge İdare Mahkemesi: 15.10.2015 gün ve E:2015/1101, K:2015/938 sayı ile, İdari eylemden kaynaklanan uyuşmazlığın çözüm görevinin, idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle, itirazın kabulüne, Tokat İdare Mahkemesinin 16.4.2015 tarih ve E:2015/94, K:2015/208 sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir.

Tokat İdare Mahkemesi: 31.3.2017 gün ve E:2015/656, K:2017/320 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3.İdari Dava Dairesi: 12.10.2017 gün ve E:2017/1280, K:2017/1077 sayı ile, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulüne, Tokat İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 31/03/2017 gün ve E:2015/656, K:2017/320 sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Tokat İdare Mahkemesine gönderilmesine  karar vermiştir.

  TOKAT İDARE MAHKEMESİ: 29.12.2017 gün ve E:2017/914, K:2017/931 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1., 2.,10., 19.1.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne; ayrıca  2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin iptal istemini reddettiği 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verdikten sonra; “(…)   Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a. maddesi uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3.İdari Dava Dairesi: 10.5.2018 gün ve E:2018/692, K:2018/477 sayı ile, Tokat İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 29/12/2017 gün ve E:2017/914, K:2017/931 sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı kurumun %80 oranındaki kusuru dikkate alınmak suretiyle 4.932,80-TL tazminatın, davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesi: 25.6.2019 gün ve E: 2018/297, K:2019/334 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kabulüne karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi: 10.9.2019 gün ve E: 2019/1852, K: 2019/1684 sayı ile, “(…) Dava; davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddia olunan trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde; davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ileri sürülmüştür.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 - 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir. " şeklinde düzenlenmiştir.

Dosya kapsamına göre, davacı tarafından aynı talepli davanın, işbu dava açılmadan önce idari yargıda açıldığı, Tokat İdare Mahkemesi'nin 31/03/2017 gün ve 2015/656 Esas sayılı kararı ile kısmen kabul kararı verildiği, davalı kurumca Samsun Bölge İdare Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulduğu ve Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 2017/1280 E. 2017/1077 K. Sayılı ilamı ile görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, Tokat İdare Mahkemesinin 2017/914 Esas, 2017/931 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 2018/692 E. 2018/477 K. Sayılı 10/05/2018 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verildiğinin iddia olunarak açıldığı görülmüştür.

Bu durumda eldeki davada, öncelikle davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan (yerel mahkemece Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapıldığından) Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak kendisine ikinci dava açılan Turhal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, daha önce verilen İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğini araştırması, kesinleşme şerhli onaylı bir örneğini istemesi ve kesinleşmiş olması halinde elinde derdest bulunan işbu dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/1), her iki dosyayı kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi'ne göndermesi, verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde işin esasına girilerek karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.(Aynı yönde Yargıtay 17. HD'nin 10/07/2018 gün ve 2015/10479 E.-2018/6993 K., 14/02/2018 tarih, 2016/19507 E.,2018/925 K. sy , Ankara BAM 26. HD.2018/1800 E., 2018/1006 K., 22/06/2018 tarihli kararları.)

Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (kamu düzenine ilişkin ve resen gözetilmesi gereken) yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 353/1 -a maddesi gereğince kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi tarafından davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yeniden görülerek, eldeki davada, kendisine ikinci dava açılan Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, daha önce verilen İdare Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kesinleşmiş olması halinde elinde derdest bulunan işbu dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/1),her iki dosyayı kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi'ne göndermesi, verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre davalı vekilinin işin esasına yönelik istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun (kamu düzenine ilişkin) yukarıda belirtilen gerekçelerle KABULÜ İLE,

6100 sayılı HMK'nun 353/1-a maddesi gereğince esası incelenmeksizin istinaf incelemesine konu YEREL MAHKEME KARARININ KALDIRILMASINA ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine…” 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar vermiştir.

TURHAL 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 26.11.2019 gün ve E:2019/573 sayı ile, “(…) Dava, Karayolları Trafik Kanunu'ndan kaynaklı rücuen tazminat davasıdır.

Yapılan yargılama, dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı Ömer Yüzbaşıoğlu'na yapılan ödemenin davalı kurumdan rücu edilmesi için kuruma yapılan başvuruya olumsuz yanıt verilmesi üzerine davacı şirket tarafından ilk olarak Tokat İdare Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davanın 2015/94 E. Sayılı sırasına kaydedildiği, yapılan yargılama neticesinde davanın görev yönünden reddine karar verildiği, yapılan itiraz üzerine Sivas Bölge idare Mahkemesince yerel mahkeme kararının kaldırılması üzerine dosyanın Tokat İdare Mahkemesinin 2015/656 E. Sırasına kaydedildiği, yapılan yargılama neticesinde Tokat idare Mahkemesinin 2015/656 E. Sayılı dosyasında 31/03/2017 tarihli kararı ile kısmen kabul kararı verildiği, tarafların istinaf yoluna başvurmaları üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin davanın görev yönünden reddine kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bir kez daha kaldırılmasına karar verilerek dosyanın yerel mahkemesine iade edildiği, Tokat İdare Mahkemesinin 2017/914 E. Sayılı sırasına kaydedilen dosyada Adli Yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, davalı kurumun istinaf yoluna başvurması üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 2018/692 E. 2018/477 K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verildiği, akabinde davacı sigorta şirketi tarafından iş bu davanın açılmış olduğu görülmüş olup her ne kadar Tokat İdare Mahkemesinin adli yargının görevli olduğuna ilişkin kararının Samsun Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla kesin olarak reddine karar verilmiş ise de idari yargıdan verilmiş olan kararların mahkememizi kesin olarak bağlamayacağı, dosyanın incelenmesinde kazanın davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanında gerçekleştiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, dava konusu eylemin bir kamu kurumunun gördüğü kamu hizmetine ilişkin olduğu, dolayısıyla idari eylemden kaynaklanan bu uyuşmazlığın çözümü görevinin, idari yargıya ait olduğu düşünüldüğünden Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu 19/1 maddesi gereğince mahkememizce yapılan yargılama durdurularak görevli mahkemenin tespiti için dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Dosyamız bakımından idari yargının görevli olduğu düşünüldüğünden Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu madde 19/1 madde gereğince görevli mahkeme belirlenene kadar yargılamanın DURDURULMASINA,

2-Dosyamızın ve dosyamız içerisinde bir örneği bulunan Tokat İdare Mahkemesinin 2017/914 E. Sayılı dosyasının görevli mahkemenin belirlenmesi için kül halinde uyuşmazlık mahkemesine GÖNDERİLMESİNE…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 24.2.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Asliye Hukuk Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli yargı dosyasının Mahkemece, ekinde idari yargı dosyasının bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirketin sigortalamış olduğu aracın kaza yapmasında davalı idarenin kusuru bulunduğundan bahisle sigortalıya ödenen tazminatın bir kısmının, faiziyle birlikte, davalı idareden rücuen tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996-4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996-4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) (Ek:18/10/2018-7148/14 md.) Bu Kanunun 31 ve 49 uncu maddeleri kapsamında takoğraf ve çalışma-dinlenme süreleri yönünden karayolları denetim istasyonlarında denetim yapmak ve trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlemek,

l) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyolların habitatları böldüğü yerlerde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşünü alarak yaban hayvanlarının geçişlerine izin verecek menfez, ekolojik köprü ve benzeri tesisleri yapmak,

m) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Otoyollarda yaban hayvanlarından kaynaklanacak trafik kazalarını önlemek maksadı ile kafes tel çit yapmak,

n) (Ek:29/11/2018-7153/9 md.)(5) Yaban hayvanlarının muhtemel yaşam alanlarının bulunduğu bölgelerdeki karayollarında uyarıcı levhalara yer vermek,

o) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacı şirket tarafından sigortalı bulunan 61 … 5646 plakalı aracın 07/05/2014 tarihinde Amasya'dan gelip Turhal’a giderken, Tokat D 180-06 devlet yolunda; yol yapım çalışması nedeniyle yolun Amasya gidiş kısmının trafiğe kapalı olduğu ve diğer seyir edilen yönün ise yol dikmeleriyle ikiye bölünmüş şeritle seyir halinde iken daha önce herhangi bir uyarıcı işaretleme yapılmadan yolun tam ortasına konulan yön levhasına çarpması sonucu hasar meydana geldiği; kazanın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle, zararın, davalıya başvuru tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden rücuen tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 gün ve E:2019/573 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 gün ve E:2019/573 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 24.2.2020 gününde Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                             AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                 Üye                                  Üye                    

                                         Aydemir                          Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                            TOPUZ                           ARSLAN

 

                                            

 

 

 

 

 

 

                                                 KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.24.2.2020

                                                      ÜYE

                                             Ahmet ARSLAN