Ceza Bölümü 2003/30 E., 2003/30 K.

  • KASTEN ADAM ÖLDÜRME YADA TEDBİRSİZLİK VE DİKKATSİZLİK SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK SUÇU
  • ASKER KİŞİ SANIK
  • TEDBİRSİZLİK VE DİKKATSİZLİK SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK YADA KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK SUÇU
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 9 ]
  • 353 S. ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ K... [ Madde 17 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 448 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 455 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 459 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 51 ]
  • 1632 S. ASKERİ CEZA KANUNU [ Madde 146 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Eğirdir Dağ Komd.Ok. ve Eğt.Mrk. Komutanlığı emrinde kazancı olarak askerlik hizmetini ifa eden sanık P. Er M.B.'ın, 10.4.2000 tarihinde 21.00- 23.00 saatleri arasındaki ön kapı nöbetine başlarken, Nöb. Onbaşı tarafından silahının yarım dolduruş haline getirilmesini müteakip nöbet yerini terk ederek buharı kontrol etmek amacıyla kazan dairesine girdiği, burada bulunan aynı Komutanlık emrinde görevli P. Er M. A. ile sohbete başladığı, kısa bir süre sonra aşçı olarak görevli bulunan maktül P. Er S. G.'in de kazan dairesine girdiği, biraz konuşup şakalaştıktan sonra, maktülün sanığa "siktir git" diye bağırıp arkasından sarılarak kucakladığı ve önüne geçerek elindeki silahın namlusunu tutup ağzına dayayarak "hadi vursana ulan sen delikanlı mısın" diye bağırdığı, sanığın bir anlık gaflet içinde kurma kolunu çekip tetiğe bastığı, merminin maktülün sağ avuç içinin baş parmakla işaret parmağı arasındaki kemiksiz bölümünden geçerek açık durumdaki ağızdan girdiği, sağ arka üst damakta 1x2 cm çapında giriş deliği ve kafa arka oksipital bölgenin sağ orta hattında 12-15 cm çapında parçalı kırık şeklinde çıkış deliği oluşturarak maktülün beyin harabiyeti sonucu ölümüne yol açtığı, böylece, kasten adam öldürme suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 448. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Dağ Komando Okulu Ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 13.4.2000 gün ve E: 2000/839, K: 2000/237 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

    Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce, sanığın kasten adam öldürmek suçundan cezalandırılmasına ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 51/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmiş, kararın sanık ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 3. Dairesi hükmün, bir takım usuli eksiklikler nedeniyle ve yüklenen eylemin tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmasına karar vermiştir.

    DAĞ KOMANDO OKULU VE EĞİTİM MERKEZİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 20.11.2001 gün ve E: 2001/825, K: 2001/646 sayıyla; bozma ilamına usul yönünden uyulmasına ( usul eksikliğini tamamlamış ), esas yönünden direnilmesine, ( sanığın kasten adam öldürmek suçundan cezalandırılması istemiyle ) yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve yargılama sırasında sanığın terhis edilmiş olması nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar Askeri Yargıtay 3. Dairesi tarafından onanmış, dava dosyası, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    ISPARTA AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 19.9.2002 gün ve E: 2002/117, K: 2002/137 sayıyla; sanığa yüklenen eylemin, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu, bu suçtan sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Mahkememize gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler; Cengiz ERDOĞAN, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Ahmet ALKIŞ, Tamer KORKMAZ'ın katılımlarıyla yapılan 23.6.2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Haluk ZEYBEL'in, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Aseri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

    a ) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

    b ) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

    c ) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

    Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde; "askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmektedir.

    ( Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E: 1996/74, K: 1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması..." sözcükleri iptal edilmiştir. )

    Askeri Ceza Kanunu'nun "Başkasının yaralanmasına ve ölmesine sebep olanlar" başlığı altında düzenlenen 146. maddesinde, "Silahları ve cephanesi hakkında dikkatsizlik ve nizamlara ve emirlere talimatlara riayetsizlik dolayısıyla başkasının yaralanmasına veya ölmesine sebep olanlar hakkında Türk Ceza Kanununun 455 ve 459 uncu maddelerine göre ceza verilir" hükmü yer almaktadır.

    Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için, sanığa yüklenen eylemin sübutu halinde hangi suçu oluşturabileceğinin saptanması, sanığa yüklenen eylemin unsurları ve cezaları ile Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "kasten adam öldürmek" suçuna uygun olduğu sonucuna varıldığı takdirde, yargılama sırasında sanık terhis edildiğinden 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca, suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle davanın adli yargı yerinde, ancak yüklenen eylemin unsurları Askeri Ceza Kanunu'nda düzenlenen cezası Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle belirlenen "tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçuna uygun bulunduğu takdirde, açıklanan sebeple bu suç askeri suç niteliğinde olduğundan, sanığın terhis edilmesi ile askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin kesilmeyeceği ve davanın askeri yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği düşünülebilir ise de, açıklanan şekilde bir değerlendirme yapıldığında, Uyuşmazlık Mahkemesi kamu davasının esası hakkında karar vermek durumunda kalacaktır ki, bu durumun 2247 sayılı Yasa'nın amacı ve ruhu ile bağdaşmayacağı açıktır. Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün davanın suç vasfı ve esasıyla ilgili konularda bir karar verme durumunda olmayıp, adli ve askeri yargı yerleri arasında oluşan görev uyuşmazlıklarını çözümlemekle görevli olduğu, dolayısıyla Uyuşmazlık Mahkemesinin görevli yargı yerini belirleme dışında suç vasfıyla ilgili olarak yapacağı değerlendirmenin yargı yerlerini bağlamayacağı kuşkusuzdur.

    Bu açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlık konusuna dönüldüğünde, iddianamede belirtildiği şekilde, sanığa yüklenen ve daha ağır cezayı gerektiren "kasten adam öldürme" suçunun oluştuğu kabul edildiği takdirde, yargılama görevi adli yargı yerine ait olduğundan, tüm dosya kapsamında toplanan delillere ve oluşan vicdani kanaate göre, eylemin hangi suçu oluşturacağını belirlemek ve sonucuna göre karar vermek görevinin adli yargı yerine ait olduğunun kabulü gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19.9.2002 günlü ve E: 2002/117, K: 2002/137 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, Üye Ahmet ALKIŞ'ın karşı oyu ile 23.6.2003 günü, KESİN OLARAK OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

    KARŞI OY :

    Askeri ve Adli Yargı organları dava konusu olayda tüm deliller toplandıktan sonra suç vasfını belirlemişler ve buna göre kararlarını vermiş durumdadırlar.

    Yasaya uygun şekilde önüne gelen görev uyuşmazlığını çözerek görevli mahkemeyi tayin edecek olan ve yedi yüksek Yargıç'tan oluşan Uyuşmazlık Mahkemesi suç vasfına bağlı bulunan görevsizlik kararlarının hangisinin dosya içeriğine ve yasaya uygun düştüğünü belirlemek durumundadır.

    Sanık ile müteveffa arasında cereyan eden ve ölümle sonuçlanan olayı gören görgü tanığı bulunmamaktadır. Ancak dinlenen tanıkların beyanlarından, aralarında herhangi bir husumet bulunmamasının ötesinde sanık ile müteveffanın samimi arkadaş oldukları ve olay sırasında da şakalaşır halde oldukları anlaşılmaktadır. Sanığın arkadaşını kasten öldürmesi için makul ve mantıki hiçbir neden bulunmadığı gibi esasen dava dosyasında da kasten öldürdüğünü gösterecek şüpheden uzak kesin ve somut delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle eylemi tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek mahiyetinde görerek görevsizlik kararı veren Isparta Ağır Ceza Mahkemesinin kararı yerinde bulunmakta ve davaya As.C.K.'nun 146 ıncı maddesi hükmü uyarınca Dağ ve Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesince bakılması gerekmektedir. Çoğunluğun devamı nedeniyle görevsizlik kararı kaldırılan ve eylemi tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme şeklinde vasıflandırılmış olan Isparta Ağır Ceza Mahkemesi bu defa görevli olmadığı bir davada esas ile ilgili karar verme durumunda kalacaktır. Oysa Mahkemelerin görevleri kamu düzeni ve tabii hakim ilkesi ile yakından ilgili bulunmaktadır.

    Açıkladığım nedenlerle çoğunluğun görüş ve kararına katılmadım.

    Ahmet ALKIŞ