Hukuk Bölümü         2011/185 E.  ,  2011/277 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı            : H.K.

            Vekili              : Av. B.M.

            Davalı             : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 

            Vekili              : Av. E.T.

            O L A Y          : Davacı 3.8.2009 tarihinde Özel İzmir Şifa Hastanesinde kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmüştür.

            Bu tedavisi sırasında kendisine ilaçlı stent takılmıştır. Davacı tedavisinde kullanılan 5.8.2009 günlü faturada belirtilen 3.333,00 TL ilaçlı stent bedelinin ödenmesi istemiyle İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine 18.12.2009 gününde başvuruda bulunmuş, davalı idare 24.12.2009 gün ve 16.642.306 sayılı işlemi ile ilaçlı stent bedellerinin ödenemeyeceğini davacıya bildirmiştir.

            Davacı, 24.12.2009 gün ve 16.642.306 sayılı davalı idare işleminin iptali ile 3.086,11 TL nin faizi ile birlikte kendisine ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekilince birinci savurma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiği önesürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

İstanbul 7. İdare Mahkemesi: 24.9.2010 gün ve E:2010/228, K:2010/1510 sayı ile, 2577 sayılı Kanunun 32/1. maddesinde; “Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel Kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.” kuralına yer verildiği,

Dosyanın incelenmesinden Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olan davacıya özel bir hastanede yapılan tedavi sonucu çıkarılan 3.333,96 TL tedavi giderinin tarafına ödenmesi amacıyla davalı idareye yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 24.12.2009 tarih ve 16.642.306 sayılı işlemin iptali ile 3.333,96 TL perkütan transluminal kroner anjiyoplasti ve  stent bedelinin 5.8.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada, davanın görüm ve çözümünün yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca işlemi tesis eden yerde bulunan Ankara İdare Mahkemesinin yetkisinde bulunduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15. Maddesinin 1-a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ: 24.1.2011 gün ve E:2011/72 sayı ile, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun Geçici 139. maddesinin, 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, ancak, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanununun 1. maddesinin 2. fıkrasında; bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer Kanunların (5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu) hükümlerini uygulamak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğunun belirtildiği, 5510 sayılı Yasanın Geçici 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Devir süreci üç yıl içinde tamamlanır." kuralı uyarınca Maliye Bakanlığınca çıkarılan ve 31.12.2009 tarih ve 27449 (5. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğ" ile de kamu personelinin 14.1.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) almış olduğu sağlık hizmetlerinin kamu personelinin kurumları tarafından karşılanacağı, bu tarihten sonraki sağlık hizmetlerinin ise kamu personelinin sağlık hizmetlerinin devredildiği Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacağının kurala bağlandığı, bu durumda, kamu personelinin sağlık hizmetlerinin 14.1.2010 tarihi itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmesi sonucunda 5510 sayılı Yasanın, kamu personeli ve bunların emeklileri yönünden 14.1.2010 tarihi itibariyle bütünüyle uygulanabilir hale geldiği, dolayısıyla kamu personeli ve emeklilerinin 14.1.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) almış olduğu sağlık hizmetlerinin bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, kamu personeli ve emeklileri yönünden ayrım yapılmaksızın idari yargıda; bu tarihten sonra, yani kamu personelinin ve emeklileri hakkında 5510 sayılı Yasanın bütünüyle uygulanmaya başlamasından sonraki süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıkların, düzenleyici işlemler hariç aynı Yasanın 101. maddesi uyarınca adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, dosyanın incelenmesinden, davacının 3.8.2009 tarihinde geçirmiş olduğu operasyonda tedavisi için kullanılan ilaçlı stent bedeli olan 3.333,96 TL ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 24.12.2009 gün ve 16.642.306 sayılı işlemin iptali istemiyle açmış olduğu davada uyuşmazlık konusu ilaçlı stentin, 15.1.2010 tarihinden önce emekli kamu personeli olan davacının tedavisinde kullanılmış olması nedeniyle davanın, ilaçlı stent bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemin iptali ile stent bedelinin ödenmesine karar verilmesine ilişkin bakılmakta olan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevi olduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine, Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir.

Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 5434 sayılı Kanun kapsamındaki tedavi giderlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargı yerlerinde görülüp çözümlenmekte iken, 5510 sayılı Kanun ile, 5434 sayılı Kanunun tedavi giderlerine ilişkin hükümlerinin, 1.10.2008 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı, aynı kanunda finansmanı sağlanacak ve sağlanmayacak sağlık giderlerinin düzenlendiği, davacının kalp ameliyatında kullanılan ilaç kaplı stent bedelinin ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin tesis edildiği ve bu bakılan davanın açıldığı (12.2.2010) tarihinde de 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu, stent bedelinin ödenip ödenmeyeceği hususunun bu kanun hükümleri uyarınca değerlendirileceği davacının tedavisinin 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleştiği, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesindeki düzenleme uyarınca, genel sağlık sigortasına ilişkin uyuşmazlıkların; iş mahkemelerinde görülüp hükme bağlanmasının yasal zorunluluğu bulunduğu, belirtilen tüm bu hususlara göre, davacı ile davalı SGK Başkanlığı arasındaki sağlık sigortalılığı kapsamında tıbbi tedavi gereği kullanılan ilaçlı stent bedelinin ödenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu davanın, 5510 sayılı yasa kapsamında özel hukuk hükümlerine göre (Yetkili ve görevli İş Mahkemelerinde) görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu, bu nedenle 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanununun 1’inci maddesinin 2’nci fıkrasında; bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer Kanunların (5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu) hükümlerini uygulamak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğunun belirtildiği; aynı Kanunun 101'inci maddesinde de; Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğinin kurala bağlandığı anılan Kanunun genel sağlık sigortasına ilişkin hükümleri ile 101'inci maddesinin, 1.10.2008 gününde yürürlüğe girdiği, her ne kadar, 5510 sayılı Yasanın Geçici 12'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, "Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Devir süreci üç yıl içinde tamamlanır." hükmü yer almış ise de; bu hükümde devir tarihine kadar uygulanmasına devam edilmesi öngörülen kanunların, emeklilik statüsünde bulunanlarla değil, halen görevde olan ya da çalışan sigortalılarla ilgili olan kanunlar olduğu, bu hukuki durum karşısında; 5502 sayılı Kanunla Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde toplanan sandık ve sigorta kurumlarından emekli statüsünde bulunanların, sağlık yardımı ve tedavi giderlerinin, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenmesi nedeniyle bu konuda çıkacak uyuşmazlıkların da, anılan Kanunun 101'inci maddesi uyarınca, adli yargı yerlerince görülüp karara bağlanması gerektiği, olayda; davacının, T.C. Emekli Sandığı emeklisi olduğu ve emekli statüsünde iken 3.8.2009 tarihinde geçirmiş olduğu kalp ameliyatında kullanılan ilaç kaplı stent bedelinin kendisine ödenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna yapmış olduğu başvurunun reddi üzerine, anılan bedelin kendisine ödenmesi için, İdare Mahkemesinde, bu davayı açtığı, 5510 sayılı Kanunun 101'inci maddesindeki görev kuralının yürürlüğe girdiği 1.10.2008 tarihindeki statüsü gereği, sağlık yardımı ve tedavi giderleri, emekliye ayrıldığı kamu idaresince değil, Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen davacının açmış olduğu bu davanın adli yargı yerince görülüp, karara bağlanmasının anılan madde hükmü olduğu bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2247 sayılı Yasanın 10'uncu maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, kalp rahatsızlığının tedavisinde kullanılan 3.333,00 TL ilaçlı stent bedelinin faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle 18.12.2009 tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin 24.12.2009 gün ve 16.642.306 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği; 104. maddesinde, bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla 5434 sayılı Kanuna yapılan atıflar ile ilgili mevzuatında tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıfların bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılacağı; 1.7.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Genel sağlık sigortası geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 12. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli altyapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.

Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Devir süreci 1/1/2012 tarihine kadar tamamlanır.

Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.” denilmiştir.

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139. maddesinde niteliği bentler halinde sayılan muayene ve tedavilerin bedellerinin ne şekilde ödeneceği belirtilmekte iken 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 106. maddesinin 8. bendi ile yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, 5510 sayılı Yasanın “Yürürlük” başlıklı 108. maddesinin birinci fıkrasının d bendi uyarınca diğer bentlerde belirtilen maddeler dışında kalan 106. madde hükmü 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Öte yandan, Maliye Bakanlığınca çıkarılan ve 31.12.2009 tarih ve 27449 (5. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğ” ile de kamu personelinin 14.1.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) almış olduğu sağlık hizmetlerinin kamu personelinin kurumları tarafından karşılanacağı bu tarihten sonraki sağlık hizmetlerinin ise kamu personelinin sağlık hizmetlerinin devredildiği Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacağı kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlığa konu stentlerin takılmasının 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinde, anılan kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde Yasa hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, 1.7.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 12. maddesinde, Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan ve yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderlerinin kurum tarafından karşılanacağı belirtildiğinden ve olayda ameliyatın 5.8.2009 tarihinde, faturalandırılmanın aynı tarihte olduğu,  ihtilafın stent bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı gözetildiğinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunmayan davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin görevlilik kararın kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin 24.1.2011 gün ve E:2011/72 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 19.12.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.