T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/756

KARAR NO  : 2021/12     

KARAR TR  : 25/01/2021

ÖZET: Davacının içinde bulunduğu, Gazze'ye insani yardım götüren, Mavi Marmara gemisine İsrail Devleti askerleri tarafından yapılan haksız saldırı neticesinde alıkonulma ve kötü muameleden dolayı uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı: E.B.

Vekili: Av. Z.Ö.K.

Davalı: İsrail Devleti Adına; Türkiye Cumhuriyeti Devleti Maliye Hazinesi

Vekilleri : Av. H. K., Av. C. E. Av. A. E.K.   

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin 31/05/2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıktığı Mavi Marmara Gemisine, İsrail Devletinin uluslararası sularda gece vakti gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda özgürlüğünden mahrum bırakıldığını, elleri arkadan ters kelepçe ile bağlanarak güverteye çıkartıldığını, lazerli tabancalar üzerine doğrultularak itaat etmesinin sağlandığını, üstlerindeki helikopterlerin ses ve rüzgârına maruz bırakıldığını, bu nedenle kulaklarında uzun süre uğultu ve ağrı meydana geldiğini, pervanelerin denizden su kaldırması nedeni ile sürekli ıslandığını, ayazda üşüdüğünü, güneş altında toplu şekilde saatlerce ters kelepçe ile istifleme olarak bekletildiğini, zorla İsrail'in Aşdod limanına indirildiğini, Limanda kamera eşliğinde sorguya alınarak anlamını bilmediği İbranice evraklara zorla imza attırıldığını, rızası olmaksızın parmak izi alındığını, fotoğrafının çekildiğini, sonrasında cezaevine götürülerek 2 gün 2 gece hakim karşısına çıkarılmaksızın bekletildiğini, bu süreçte yemek, tuvalet ve diğer ihtiyaçları için kendisine hiçbir şekilde izin verilmediğini, hücresinin sürekli kapılarına vurularak uyumasının engellendiğini, sürekli ışıkları açık olan hücrede psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını, pasaportuna deport kaydı işlenerek 03/06/2010 tarihinde devletimizin diplomatik gayretleri neticesinde Türkiye'ye sınır dışı edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinin, dava konusu olay sonrasında yaşadığı elem ve ıstırap ile bu vakıanın psikolojik etkilerini, ömür boyu yaşamak zorunda kalması nedeniyle mağduriyetinin giderilmesi için 60.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte davalı taraftan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Karşıyaka 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve E.2018/380, K.2019/563 sayılı kararı ile, yargı yolunun caiz olmamasından dolayı davanın HMK 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“...01.09.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "6743 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının" 1. Maddesinde İsrail Hükümetinin 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan Mavi Marmara hadisesi sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak Türk Hükümeti tarafından açılacak bir hesaba 20 milyon Amerikan Doları ödeme yapacağı belirtilmiştir. Anlaşmanın 3. Maddesinde de bu meblağın dağıtımının benimsenebilecek dağıtım yöntemlerine uygun olarak münhasıran Türk Hükümetinin yetkisinde olduğu düzenlenmiştir.

Usulünce onaylanarak yürürlüğe giren ve bu nedenle Anayasanın 90. Maddesi uyarınca kanun hükmünde olan bu anlaşma uyarınca Mavi Marmara olayı ile ilgili tazminatın dağıtım yetkisi münhasıran Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine aittir. Buna göre tazminatın ödeneceği kişileri, tazminat miktarını ve ödeme biçimini belirleme yetkisi davalı idareye ait olup, idarenin hizmet kusuruna dayalı tam yargı davalarının 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. Maddesi gereğince "İdari Yargı" yerinde görülmesi gerekir..."

 

3. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 07/02/2020 tarihli ve E.2020/262, K.2020/219 sayılı kararı ile, istinaf isteminin esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

 

4. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. İzmir 3. İdare Mahkemesinin 16/12/2020 tarihli ve E.2020/1506 sayılı kararı ile, davada adli yargı görevli olduğu sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Kanun hükmü uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, dava ve Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, yargılamanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararına kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“... iki devlet arasında imzalanan anlaşma gereğince saldırı ile ilgili olarak İsrail Devleti aleyhine açılacak olan davalarda belirlenecek tazminatın T.C. Devleti tarafından dağıtılacağı, dolayısıyla davacının karşılanmasını talep ettiği zararın idari bir işlem ya da eylemden kaynaklanmadığı açıktır. Uğranılan zararın miktarının belirlenmesinin ise yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında adli yargı yerinde yapılması gerekmektedir.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 27/04/2020 tarih ve E:2020/167, K:2020/254 sayılı kararı da bu yöndedir..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

Mevzuat

 

6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

 

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve söz-leşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."

 

7. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "İdare Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"1.(Değişik: 24/2/1988 - 3410/1 md.) İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine

giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki:

a) İptal davalarını,

b) Tam yargı davalarını,

c) (Değişik : 8/6/2000 - 4577/2 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden

doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden

dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,

d) Diğer kanunlarla verilen işleri,

Çözümler.

2. Özel Kanunlarda Danıştayın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümler."

 

8. 28/06/2016 tarihinde imzalanan ve "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması" nda:

 

"Türkiye ve İsrail Devletleri işbirliği ruhuyla aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır;

1-İsrail Hükümeti 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan konvoy (Mavi Marmara) hadisesi sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak, Türk Hükümeti tarafından açılacak bir hesaba ex gratia 20 milyon Amerikan Doları ödeme yapacaktır.

2-Yukarıdaki meblağ defaten ödenecektir. Türk Hükümeti bu meblağın havale edileceği banka hesabını İsrail Hükümetine diplomatik kanallardan bildirecektir. İsrail, işbu Anlaşma'nın yürürlüğe giriş tarihini takip eden yirmi beş işgünü içinde parayı bu hesaba havale edecektir.

3-Yukarıdaki meblağın dağıtımı, benimsenebilecek dağıtım yöntemlerine uygun olarak, münhasıran Türk Hükümetinin yetkisindedir ve bu konuda İsrail Hükümeti için herhangi bir sorumluluk doğmayacaktır.

4-Türkiye ve İsrail, diğer tarafa veya diğer taraf adına hareket edenlere hukuki veya başka bir sorumluluk yüklemeyecekleri ve bu anlayışın, taraflardan herhangi birinin veya taraflar adına hareket edenlerin cezai veya hukuki sorumluluğu kabul ettiği veya üstlendiği şeklinde yorumlanmayacağı hususunda mutabıktır. Her halükarda, bu anlaşma, İsrail'in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişileri tarafından konvoy hadisesiyle ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye'de yapılmış veya yapılacak her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır.

5-Herhangi bir Türk gerçek veya tüzel kişisi tarafından veya bu kişiler adına, İsrail Hükümeti veya gerçek veya tüzel kişilerine karşı herhangi bir para talebi öne sürülmesi veya taleplerin sürdürülmesi halinde, yukarıdaki hükümlere bakılmaksızın, İsrail Hükümeti onun adına hareket edenler ve/veya İsrail vatandaşlarının kayıpları, masrafları, hasarları ve/veya harcamaları Türk Hükümeti tarafından karşılanacaktır.

6-Bu Anlaşma, Tarafların, yürürlük için gerekli iç hukuk usullerinin tamamlandığına dair birbirlerine diplomatik kanallardan yaptıkları yazılı bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecektir..." şartlarına yer verilmiştir.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

9. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 25/01/2021 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

10. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Dava, davacının içinde bulunduğu, 31/05/2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine, İsrail Devleti askerleri tarafından yapılan haksız saldırı neticesinde alıkonulma ve kötü muameleden dolayı uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 60.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

12. Olayda, uyuşmazlığın; tazminatın ödeneceği kişiler, tazminat miktarı ve ödeme biçimini belirleme yetkisine ve idarenin bu yöndeki işlemlerine ilişkin olmadığı, nitekim dosya içindeki bilgi ve belgelerde de idarenin bu yönde yapılmış bir işleminin yer almadığı gözetilerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin yalnızca tazminat davasında belirlenen miktarın İsrail Devletini izafeten ifa edilmesi sorumluluğunu üstlendiği açıktır.

 

13. Bu durumda, İsrail Devletinin haksız fiilinden kaynaklı tazminat isteminin kaynağının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde belirtilen idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanmaması nedeniyle, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait olduğu görülmektedir.

 

14. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; İzmir 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 17/10/2019 tarihli ve E.2018/380, K.2019/563 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İzmir 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 17/10/2019 tarihli ve E.2018/380, K.2019/563 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

25/01/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN