T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/307

KARAR NO  : 2021/468     

KARAR TR  : 20/09/2021

 

ÖZET: SHÇEK Genel Müdürlüğüne bağlı rehabilitasyon merkezinde ek ders ücreti karşılığı resim-iş öğretmeni olarak görev yapmış olan davacı tarafından, davalı idareden kıdem tazminatı ve ücretli izin alacaklarının tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı   : S.E.

Vekili     : Av. F.Y.

Davalı   : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

Vekili     : Av. G.C. Av. B.S.

I. DAVA KONUSU OLAY            

1. Davacı vekili, müvekkilinin 01/10/2006 tarihinden, 01/09/2014 tarihine kadar A.Y. Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde, resim-iş öğretmeni olarak çalıştığını, Sakarya 1. Noterliğinin 23/07/2014 tarihli 14423 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yıllık iznini kullanamaması halinde iş akdini feshedeceğini bildirdiğini, ayrıca 10/08/2014 tarihinde evlendiğini bu nedenle iş akdini feshettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL kıdem tazminatı ile 100 TL yıllık izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Sakarya 2. İş Mahkemesi, E.2020/535, K.2020/408 sayılı dosyasında 21/09/2020 tarihinde, "Davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine" hükmetmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

"...taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, çalışma ilişkisinin idarece yapılan görevlendirmeye dayalı olduğu, göreve alınma, çalışma koşulları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla taraflar arasındaki ilişki statü hukukuna tabi olup, uyuşmazlığın çözümü iş mahkemelerinin görev alanına girmemektedir. Sosyal Güvenlik Hukuku açısından, primlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenmesi, davacının özel hukuk kapsamında sözleşme ile çalıştığını göstermez.

Ücret, çalışma saati, süreleri ve benzeri bir çok esaslı çalışma koşulunun statü hukuku içinde önceden düzenlendiği ve idareye üstün yetkiler tanındığı çalışma ilişkisinde, başta İş Kanunu olmak üzere özel hukuk hükümlerinin uygulanması ilişkinin niteliğiyle bağdaşmamaktadır.

Anılan sebeplerle, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup..."

3. Davacı vekili, benzer taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

4. Sakarya 1. İdare Mahkemesi, E.2020/1138 sayılı dosyada 31/03/2021 tarihinde, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vererek, 16/04/2021 tarihli ve E.2021/1138 no'lu üst yazı ile Mahkememize müracaat etmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

“...uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı merciilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 15. ve 19. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren Sakarya 2. iş Mahkemesinin E:2020/535, K:2020/408 karar sayılı dava dosyası da temin edilerek eklenmek suretiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine..."

5. 2247 sayılı Kanun'un 19., 21. ve 16. maddeleri uyarınca Yargıtay C. Başsavcılığı ve Danıştay Başsavcılığından görüş istenmiştir.

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

A. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Yazılı Düşüncesi

6. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yazılı görüşünde, "davacı ile idare arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminat ve alacakların İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği" yönünde düşünce belirtmiştir. Görüşün gerekçe kısmı şöyledir:

“...506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinde; "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar..." hükmüne, 134. maddesinde; ''Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür." hükmüne yer verilmiş, 506 sayılı Kanun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5510 sayılı Kanun'un 3. maddesinde; "Bu Kanunun uygulanmasında: / .... / 6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi, / .... / ifade eder." şeklinde düzenleme yer almış, Kanun'un Dördüncü Kısmında primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş, 101. maddesinde ise; "Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür." denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. /...." hükmü yer almış, Kanun'da iş sözleşmesi, türleri ve feshi, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde ise; "İş mahkemeleri; / a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, / b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, / c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar" hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu uyuşmazlıkta; A. Yetişkin Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde resim-iş öğretmeni olarak ek ders karşılığında görev yapmış olan davacı tarafından, kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağının davalı idareden tahsili talep edilmektedir.

Somut olayda, davacı ile idare arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminat ve alacakların İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu anlaşıldığından, yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 01/03/2021 tarihli ve E.-K.2021/48-105 sayılı kararında da benzer hususlar vurgulanmıştır."

A. Danıştay Başsavcısının Yazılı Düşüncesi

7. Danıştay Başsavcısı yazılı görüşünde, "ücret, çalışma saati, süreleri ve benzeri bir çok esaslı çalışma koşulunun statü hukuku içinde önceden düzenlendiği ve idareye üstün yetkiler tanıdığı çalışma ilişkisinde, özel hukuk hükümlerinin uygulanmasının, ilişkinin niteliği ile bağdaşmadığı göz önüne alındığında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerlerine ait bulunduğu" yönünde düşünce belirtmiştir. Görüşün gerekçe kısmı şöyledir:

“...657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “ders görevi” başlıklı değişik 89. maddesinde, “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumlan ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar Cumhurbaşkanı (önceki hali: ilgili bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun) kararı ile tespit olunur.” hükmüne yer verilmiştir.

657 sayılı Kanun’un 89. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 09/11/2000 tarihli ve 2000/1648 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan 22/12/2000 tarihli ve 24268 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Sosyal Hizmet Kuruluşlarında Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Benzeri Diğer Hususların Tespitine Dair Esasların “ders ücreti karşılığında görevlendirme” başlıklı 6. maddesinde; maddenin “a,b, ve c” bentlerinde belirtilen özelliklere sahip olanlara, kuruluş müdürlüğünün talebi, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün teklifi üzerine valilik makamının onayı ile ek ders görevi verilebileceği; maddenin “d" ve "e” bentlerinde belirtilen özelliklere sahip olanlara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün talebi, valilik makamının teklifi üzerine Genel Müdürlük makamının onayı ile ek ders görevi verilebileceği düzenlenmiştir.

Esasların, “Ek ders birim ücreti” başlıklı 8. maddesinde ise, “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 176 ıncı maddesi gereğince ödenecek birim saat ücretleri, gündüz öğretimi kapsamında görev yapanlar bakımından gündüz öğretimi için belirlenen gösterge rakamı, gece öğretimi kapsamında görev yapanlar bakımından da gece öğretimi için belirlenen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ödenir” hükmü yer almıştır.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Sosyal Hizmet Kuruluşlarında Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Benzeri Diğer Hususların Tespitine Dair Esaslar, yapılan bir kısım değişiklikler ile birlikte 24/04/2015 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.

Olayda; davacının, davalı idareye bağlı A. Yetişkin Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü'nde 657 sayılı Kanun’un 89. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün Merkezve Taşra Teşkilatı ile Sosyal Hizmet Kuruluşlarında Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Benzeri Diğer Hususların Tespitine Dair Esaslar” kapsamında, Genel Müdürlük makamının onayıyla ek ders ücreti karşılığında birer yıllık yapılan görevlendirmeler ile 01/10/2006 tarihi ile 01/09/2014 tarihi arasında çalıştığı, ödenecek ücretinin 657 sayılı Kanun’un 176. maddesine göre belirlendiği anlaşılmaktadır.

657 sayılı Kanun’un 89. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan Esaslarda, ders görevi alacakların taşıması gereken nitelikler, göreve alınma, çalışma koşulları ile yapılacak ödemeler önceden düzenlenmiş, idareye göreve alma ve sonlandırma gibi konularda üstün yetkiler verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, çalışma ilişkisinin idarece yapılan görevlendirmeye dayalı olduğu, göreve alınma, çalışma koşulları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlendiği anlaşılmaktadır."

IV. İLGİLİ HUKUK

8. 5510 sayılı Kanun'un 3. maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde "Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür" denilmiştir.

9. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" hususuna Kanun'un 8. maddesi ve devamında, kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanun'un değişik maddelerinde yer verilmiştir.

10. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.

(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."

 

11. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 

" (1)Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

 

12. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:

 

"(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."

 

13. 7036 sayılı Kanun'un "Geçici Hükümleri" başlıklı Geçici madde 1 şöyledir:

 

"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 20/09/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

15. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

16. Dava, 01/10/2006 tarihinden, 01/09/2014 tarihine kadar Yetişkin Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde resim-iş öğretmeni olarak görev yapmış olan davacı tarafından, davalı idareden kıdem tazminatı ve ücretli izin alacaklarının tahsili istemiyle açılmıştır.

17. Dosya kapsamı ve yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile idare arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem tazminatının İş Kanunu'ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

18. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Sakarya 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Sakarya 2. İş Mahkemesinin, 21/09/2020 tarihli ve E.2020/535, K.2020/408 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Sakarya 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Sakarya 2. İş Mahkemesinin, 21/09/2020 tarihli ve E.2020/535, K.2020/408 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

20/09/2021 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN

 

KARŞI OY

 

Dava, A. Yetişkin Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde resim-iş öğretmeni olarak ek ders karşılığında görev yapmış olan davacı tarafından, kıdem ve yıllık ücretli izin alacağının davalı idareden tahsili talepleriyle açılmıştır.

Davacının, davalıya bağlı A. Yetişkin Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü işyerinde, 657 sayılı Kanun'un 89. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan 'Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Sosyal Hizmet Kuruluşlarında Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Benzeri Diğer Hususların Tespitine Dair Esaslar' kapsamında, Genel Müdürlük makamının onayıyla ek ders ücreti karşılığında beden eğitimi öğretmeni olarak çalıştığı, ödenecek ücretinin 657 sayılı Kanun'un 176. maddesine göre belirlendiği anlaşılmaktadır.

657 sayılı Kanun'un 89. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan esaslarda, ders görevi alacakların taşıması gereken nitelikler, göreve alınma, çalışma koşulları ile yapılacak ödemeler önceden düzenlenmiş, idareye göreve alma ve sonlandırma gibi konularda üstün yetkiler verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, çalışma ilişkisinin idarece yapılan görevlendirmeye dayalı olduğu, göreve alınma, çalışma koşulları ile ödenecek ücretin statü hukuku içinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, taraflar arasındaki ilişki statü hukukuna tabi olup, uyuşmazlığın çözümü iş mahkemelerinin görev alanına girmemektedir. Sosyal Güvenlik Hukuku açısından, primlerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödenmesi, davacının özel hukuk kapsamında sözleşme ile çalıştığını göstermeyeceği açıktır.

Bu durumda, ücret, çalışma saati, süreleri ve benzeri bir çok esaslı çalışma koşulunun statü hukuku içinde önceden düzenlendiği ve idareye üstün yetkiler tanındığı çalışma ilişkisinde, başta İş Kanunu olmak üzere özel hukuk hükümlerinin uygulanması ilişkinin niteliğiyle bağdaşmadığı dikkate alındığında davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerlerine ait bulunduğu oyu ile davanın çözümünde adli yargı yerlerine görevli olduğu yolunda verilen karara katılmıyorum. 20/09/2021

 

                                                                                                                         Üye

                                                                                                               Ahmet ARSLAN