T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS    NO  : 2014 / 8

          KARAR NO  : 2014 / 7

          KARAR TR   : 03.03.2014

ÖZET:  Asker kişi sanık hakkında, olay tarihinde asker kişi olan kişiye karşı işlendiği ileri sürülen “tehdit” suçu nedeniyle açılan kamu davasının ASKERİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

            Davacı           : K.H.

            Yakınan        : D.A.

            Sanık             : A.K.

                         

OLAY             :  Bartın Deniz Üs Komutanlığı emrinde görevli sanık Top. Kd. Bçvş. A.K.’ın, 2.1.2010 günü, bir kısım kısa dönem askerin birliğe katılış yaptığı sırada, yakınan SG Mhf. Er D.A.’ya polis memuru olduğunu öğrenince “ben polisleri hiç sevmem, televizyon izlediğimde bir polis memurunun şehit olduğunu duyunca orgazm oluyor gibi zevk alıyorum, burada ayağını denk al, gözüm üzerinde, en ufak açığını görürsem sana geçiririm” dediği, böylece basit tehdit suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 7.2.2012 gün ve E:2012/55, K:2012/8 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 14.3.2012 gün ve E:2012/107, K:2012/39 sayıyla; Anayasanın 145. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile “askeri mahal” kavramı kaldırıldığından,  artık asker kişilerin askeri mahalde işledikleri askeri suç olmayan suçlarına ait davaların askeri yargı yerinde görülemeyeceği ve mağdurun yargılama aşamasında terhis edilmiş olması ile yüklenen suçun askeri bir suç veya askeri bir suça bağlı bulunmaması nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Bartın Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

Bartın Sulh Ceza Mahkemesi, yüklenen eylemin işlendiği yer itibariyle yargılama yapma yetkisinin Mahkemelerinde olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, itiraz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası Amasra Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

AMASRA SULH CEZA MAHKEMESİ: 15.1.2013 gün ve E:2012/185, K:2013/12 sayıyla, suç tarihinde sanık ile mağdurun asker kişi oldukları ve 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesinin uygulanabilmesi için sanığın terhis edilmiş olmasının gerektiği açıklanarak, suç tarihinde asker kişi sanığın, asker kişiye karşı işlediği ileri sürülen suç nedeniyle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 30.9.2013 gün ve E:2013/22, K:2013/25 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, , aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 03.03.2014 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde askeri yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın askeri yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Mehmet ÇAKIROĞLU’nun davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Anayasanın  “askeri yargı” yı düzenleyen 145 nci maddesinde asker kişilerin “askeri mahallerde” işledikleri suçlara bakmanın askeri mahkemelerin görevinde olduğu belirtilmişken; 12.9.2010 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, 23.9.2010 gün ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile maddenin birinci fıkrasında, “Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür.  Bu   mahkemeler;  asker   kişiler   tarafından   işlenen  askerî  suçlar  ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.

            Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz” denilmek suretiyle  “askeri mahallerde” unsuru madde metninden çıkarılmıştır.

 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmekte iken, maddenin “….askeri mahallerde….” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 26.6.2012 tarih ve 28335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15.3.2012 gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

 

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

           

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

 

Sanığa yüklenen “tehdit” suçunun Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nda,   bu suça ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle eylemin “askeri suç” olmadığı kuşkusuzdur. Öte yandan, sanığın yargılama aşamasında Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığına ya da ilişiğinin kesildiğine dair dosya içinde herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır.  

 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanığa yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve mağdurun yargılama aşamasında terhis edilmiş olması nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca, sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevinin  sona ermesi, ancak  sanığın  askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilgisinin kesilmesi halinde mümkün olup, bu durumun mağdurun  terhis edilmiş olması ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

 

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığın halen asker kişi olduğu  anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının askeri yargı yerinde görülmesinin gerektiği kuşkusuzdur.

 

Açıklanan nedenlerle, asker kişi sanığın, olay tarihinde asker kişi olan kişiye karşı işlediği ileri sürülen suç nedeniyle hakkında açılan davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması  gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davanın çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 14.3.2012 gün ve E:2012/107, K:2012/39 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 03.03.2014 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

Üye

       Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU