T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/716

KARAR NO  : 2021/14     

KARAR TR  : 25/01/2021

ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı              : A.A. Türk Sigorta Şirketi

Vekilleri            : Av. H. L. P., Av.D. P.

Davalılar          : 1-Ümraniye Belediye Başkanlığı

Vekilleri            : Av. S.S., Av.Ö. A.G.

(Adli Yargıda) : 2-İSKİ Genel Müdürlüğü

Vekilleri            : Av. A. E. Ç. -Av. M.K.

İhbar

Olunanlar

(Adli yargıda)  : 1-G. İnşaat Asfalt Taah.Ve Tic.A.Ş.

Vekili                : Av. T. G.

                            2-A.İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı 34 ... 1854 plakalı aracın, 10/12/2016 tarihinde İstanbul, Ümraniye ilçesi Tavukçu yolu mevkiinde Acısı Cad. Adile Sultan sokağında 20 km hızla giderken, No:42 önüne geldiğinde, yolun inşaat halinde ve çalışma olmasından dolayı yol üzerinde bulunan rögar kapağına ön alt kısımlarını çarpması sonucu hasarlandığını; trafik kaza tespit tutanağında, yol üzerinde çalışma yapıldığı ve yolun ortasında rögar kapağı olduğu, yoldaki çalışma ve yol üzerindeki rögar için uyarıcı levha koymayan kuruluşun sorumlu ve kusurlu olduğu, bu hususun kazaya sebebiyet verdiğinin saptandığını; tazminat taleplerinin davalılar tarafından karşılanmadığını; ancak davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğünün kanal ve şebeke üzerindeki yapım, bakım ve bu kanallardaki ve rögar kapağındaki bakım, onarım ve denetim sorumluluğunun bulunduğunu; davalının yol üzerindeki rögar kapağının bakımını yapmadığını, teknik olarak denetlemediğini, kapağın ve kanalın güvenliği hususunda yol üzerinde uyarı levhası ve herhangi bir işaret koymadığını, bu hususun da kazaya sebep olduğunu; buna ilişkin sorumluluğun 2560 sayılı Kanun gereğince anılan idareye ait bulunduğunu; olayda asli kusurlu olduğundan zararı tazmin sorumluluğu taşıdığını; diğer davalı ilçe Belediyesi de 2918ve 5393 sayılı Kanun'lar gereğince, yolun ve sokağın yapım, onarım ve bakımından sorumlu olduğundan, bu sokak üzerindeki asfaltlama bakım sorumluluğu ve bu yollardaki hatalar nedeniyle gerekli yerlere işaretleme ve levha koyma zorunluluğu ve görevi olduğundan kusurlu bulunduğunu; kaza sonucu oluşan hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz sonucunda sigortalının aracının pert-zayi olduğunu, sigortalıya 31/01/2017 tarihinde 48.000 TL hasar tazminatı ödendiğini; bundan 28.800 TL sovdaj bedeli düşülerek kalan bakiye 19.200 TL için davalılara karşı dava açtıklarını; kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirketin, TTK. 1472. maddesine göre, sigortalısının hukukuna halef olduğunu ifade ederek; 19.200 TL rücu tazminatının, davalılara başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle Ümraniye Belediye Başkanlığı ile İSKİ Genel Müdürlüğüne karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve E.2017/479, K.2019/87 sayılı kararı ile, Ümraniye Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde dava açılması gerektiğinden dava şartı yönünden bu davalı aleyhine açılan davanın reddine, davalı İski Müdürlüğü yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, istinaf yoluna başvurulmaması üzerine bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

“(…) Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;

a)Davacı şirketin kasko sigorta poliçesi ile korumalı sigortalı sürücü Ahmet Ziya Balta yönetimindeki 34 JE 1854 plakalı sayılı aracı ile 10/12/2016 tarihinde İstanbul, Ümraniye, Tavukçu mevkiinde Acısu Cad. Adile Sultan sokağında seyir etmekte iken, yolun inşaat halinde olmasından dolayı yol üzerinde bulunan rögar kapaklarına aracının alt kısımları ile çarpması neticesinde maddi hasarlı bir kazanın meydana geldiği,

b) Alınan 12/10/2018 tarihli ek raporda kök raporda belirtilen 16.957 TL hasar bedeli ile aracın bu kaza neticesinde 4.000 TL değer kaybına da uğrayacağı göz önüne alınarak pert olması ekonomik olarak gözüktüğünden, aracın ikinci el kazasız eşdeğerinin 48.000 TL olduğu, söz konusu aracın sovtaj değerinin 28.800 TL olduğu, toplam tazminatın 19.200 TL olduğu, olayda iski’nin %80 oranında kusurlu olup ödemesi gereken tazminat bedelinin15.360 TL, davalı belediyenin %20 oranında kusurlu olup ödemesi gereken tazminat bedelinin 3.840 TL olduğu,

c)Ümraniye Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın idare mahkemesinde açılması gerektiği için bu davalı aleyhine açılan davanın dava şartı yönünden reddine karar verilmesi,

d)Tüm bu nedenlerle davalı İski yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı İski'nin %80 kusurlu olduğu anlaşıldığından 15.360 TL tazminatın tebliğinden itibaren 1 aylık sürenin dolduğu tarih olan 30/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Açıklanan sebeplerle;

1-Ümraniye Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde dava açılması gerektiğinden dava şartı yönünden bu davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,

2-Davalı İski Müdürlüğü yönünden davanın KABULÜ ile 15.360 TL tazminatın, tebligatın tebliğinden itibaren 1 aylık sürenin dolduğu tarih olan 30/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 22/05/2017 tarihinden itibaren faiz talebinin reddine…”

3. Davacı vekili bu kez, meydana gelen kaza sonucu oluşan 3.840 TL’nin başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle Ümraniye Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. İstanbul 5.İdare Mahkemesinin 30/10/2020 tarihli ve E.2019/2304 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1., 2., 10., 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne yer verildikten sonra: uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı merciilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı UyuşmazlıkMahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E.2017/479 esasına kayıtlı dava dosyası da temin edilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"... Yukarıda metnine yer verilen 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler ile trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla, oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, meydana gelen zararın rücuen tazmini istemiyle açılan işbu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

5  2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

 

6. 2918 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu ifade edilmiştir.

 

7. 2918 sayılı Kanun'un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13.maddesinde de,karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.

 

8. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:

 

“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”

 

9. 2918 sayılı Kanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”

 

B. Yargı Kararları

 

10. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 25/01/2021 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında davalı Ümraniye Belediye Başkanlığı aleyhine açılan dava ve 3.840 TL rücuen tazminat yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

12. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

13. Dava, davacı şirketin sigortalamış olduğu aracın kaza yapmasında davalı idarenin kusuru bulunduğundan bahisle, sigortalıya ödenen tazminatın bir bölümünün, faiziyle birlikte, davalı idareden rücuen tazmini istemiyle açılmıştır.

 

14. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 10.paragrafta belirtilen gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir.

 

15. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

16. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; İstanbul 5.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve E.2017/479, K.2019/87 sayılı kararının, “1-Ümraniye Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde dava açılması gerektiğinden dava şartı yönünden bu davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,” ilişkin kısmının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.İstanbul 5.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve E.2017/479, K.2019/87 sayılı KARARININ, “1-Ümraniye Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde dava açılması gerektiğinden dava şartı yönünden bu davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,” ilişkin KISMININ KALDIRILMASINA,

 

25/01/2021 tarihinde Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN

 

 

 

KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum. 25/01/2021

 

                                                                                                                               ÜYE

                                                                                                                        Ahmet ARSLAN