T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/367

KARAR NO   : 2019/381      

KARAR TR    : 20/05/2019

 

ÖZET: İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı                           : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

          Vekilleri                         : Av. H. Ç. Av. K. S.

          Davalı                           : H. F. T.

 

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kurumdan yetim aylığı almakta iken 21.01.2009 tarihli Uşak İl İdare Kurulundan verilen karara göre 01.06.1992 tarihinden itibaren muhtaç olmadığına, muhtaçlığa ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildiğini, 01.07.1996-31.08.2006 tarihleri arası istihkak tutarı olan 26.178,18 TL nin yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı tarafa yapılan tebligatlara rağmen borcun ödenmediğini, Uşak 1. İcra müdürlüğünün 2010/859 esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takibi açıldığını davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptaline takibin devamına yersiz olarak kötü niyetle yapılan itiraz nedeniyle borçlu aleyhine alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle 30/01/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          Uşak 2. İş Mahkemesi: 14.06.2017 gün ve E:2017/34, K:2018/417 sayılı dosyada "Davanın Kabulüne" dair verdiği karar aleyhine istinaf yoluna başvurulmuştur.

          İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi: 25/10/2018 gün, E:2017/2314, K:2018/1649 sayılı ilamında özet olarak "İş Mahkemeleri 5521 sayılı kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5534 sayılı kanundan kaynaklanmakta olup görev alanına girmediğinden iş mahkemelerince çözümlenmesi mümkün değildir.

          Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesine göre "gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri arasında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu buna göre davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle "Kararın Kaldırılmasına karar vererek dava dosyasına mahalline iade itmiştir.

          UŞAK 2. İŞ MAHKEMESİ: 27.12.2018 gün ve E:2018/315, K:2018/455 sayılı dosyada “İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda görevsizlik kararı" vermiş istinaf edilmeyen karar 01/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili, bu kez aynı taleple 26/04/2019 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

          MANİSA 1. İDARE MAHKEMESİ: 03.05.2019 gün ve E:2019/382 sayılı kararı ile “2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "'İlamsız takip" başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, İkincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır. 

          Söz konusu 67.madde, “ Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hiikmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır' hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur" denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Dava dosyasının incelenmesinden; davacı kurum tarafından, davalı Haşan Fehmi Tezer'in 10.487.530.2 sicil numarası ile yetim aylığı almakta iken 21.01.2009 tarihli Uşak İl İdare kurulu tarafından verilen karara göre 01.06.1992 tarihinden itibaren muhtaç olmadığına, muhtaçlığa ilişkin kararın kaldırılması yönünde karar alınması üzerine, hak etmediği halde 01.07.1996-31.08.2006 tarihileri arasında almış olduğu 26.178.18-TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiği, itiraz neticesinde icra takibinin durduğu, anılan itirazın iptali ve icra takibinin devamına haksız ve yersiz olarak yapılan kötü niyetli itiraz nedeniyle borçlu aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle Uşak 2. İş Mahkemesinin E:2017/34 sayılı davanın açıldığı, Mahkeme'nin 27.12.2018 tarihli kararında, "Mahkemelerinin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde müracaat halinde dosyanın görevli Manisa idare Mahkemesine gönderilmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştiği, görevsizlik kararı verilen dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.

          Dava dosyasında yer alan Uşak 2. İş Mahkemesi'nin 27/12/2018 tarih ve E:2018/315, K:2018/455 sayılı görevsizlik kararı incelendiğinde ise, davanın ilk defa 30/01/2017 tarihinde Uşak 2. İş Mahkemesinin E:2017/34 esasına kayden açıldığı. Mahkemece 14.06.2017 tarih ve E:2017/34, K:2017/81 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, anılan karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve E:2017/2314, K:2018/1649 sayılı kararı ile Uşak 2. İş Mahkemesi kararı "davada idari yargının görevli olduğu, HMK uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerektiği' gerekçesi ile bozma kararı vererek anılan kararın kaldırıldığı, bunun üzerine anılan Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine karar verildiği ve anılan görevsizlik kararının 01/03/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Mahkememizde açılan davanın; kurumca tesis edilen idari işlemlerin iptali istemine ilişkin olmayıp, icra takibine karşı yapılan itirazın iptaline yönelik olduğu açıktır.

          Bu durumda, idari yargı mercileri nezdinde idari işlemlerin iptaline yönelik ve münhasıran idare aleyhine dava açılabileceği, kaldı ki görülmekte olan davanın konusunun, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre Vergi Mahkemesinin görevine giren vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin bulunmadığı gibi İdare Mahkemesinin görevine giren iptal veya tam yargı davasına konu idari bir işlem ile ilk derecede Danıştay’ca çözümlenecek bir işlem de olmadığı, davalının aleyhine yapılan icra takibine karşı yaptığı itirazın iptali niteliğinde olan uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı ve adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği açık olduğundan, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

          Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 24.12.2018 tarih ve E:2018/845, K:2018/871 sayılı kararı da bu yöndedir.

          Bu durumda. Mahkememizin uyuşmazlığa bakmakla görevli olmaması ve görevli yargı yerinin adli yargı mahkemeleri olması yanında Uşak 2. İş Mahkemesi'nin 27/12/2018 tarih ve E:2018/315, K:2018/455 sayılı görevsizlik kararı üzerine uyuşmazlığa karşı Mahkememizde dava açıldığı anlaşıldığından, hangi Mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi amacıyla, 2247 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, Uşak 2. İş Mahkemesi'nin E:2018/315 sayılı dosyasının ve dava dosyasının gerekçeli kararımızla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine" karar vererek, 07/05/2019 tarih ve 2019/382 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 13/05/2019 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 20/05/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının göreII-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, 01/07/1996-3108/2006 tarihleri arasında davalının haksız yere aldığı ileri sürülen yetim aylığının yasal faizi ile birlikte tahsili amacıyla davacı idarece Uşak 1. İcra Müdürlüğünün 2010/859 (yenilenmekle 2016/1011) esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davacının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. Madde: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Uşak 2. İş Mahkemesi’nin 27.12.2018 gün ve E:2018/315, K:2018/455 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Uşak 2. İş Mahkemesi’nin 27.12.2018 gün ve E:2018/315, K:2018/455 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA 20/05/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ