T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO    : 2015 / 231

          KARAR NO   : 2015 / 246

          KARAR TR    : 6.4.2015

                    

ÖZET : Adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş iki ayrı görevsizlik kararının bulunmadığı, böylece 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             : S.A.

            Vekili              : Av. Ü.K.

           Davalı              : İstanbul Valiliği, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü

 

O L A Y         : İstanbul Valiliği, B Bölgesi Trafik Denetleme Ekipler Amirliğince, alkollü araç kullandığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 10.7.2014 gün ve HI-065833 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5. maddesi uyarınca 911 TL. idari para cezası verilmiş, aynı birim tarafından sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlenmiştir.

Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.

İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 16.7.2014 gün ve D.İş:2014/3880, K:2014/3880 sayı ile; idari para cezası yanında davacının ehliyetinin geri alınması kararı da verildiği ve dava konusu edildiği açıklanarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesine göre idari para cezası yanında idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması nedeniyle davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, yapılan itiraz İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce kesin olarak reddedilmiştir.

Davacı vekili bu kez, sürücü belgesinin iadesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 3. İDARE MAHKEMESİ: 14.10.2014 gün ve E:2014/1394, K:2014/1652 sayı ile; 2918 sayılı Kanun’un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme uyarınca ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen kararın itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine, davacı vekilinin  İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 16.7.2014 gün ve D.İş:2014/3880, K:2014/3880  sayılı kararı ile Mahkemenin 14.10.2014 gün ve E:2014/1394, K:2014/1652 sayılı kararı arasında  meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini talep eden dilekçesi üzerine, dava dosyası  Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.4.2015 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

            Dosyanın incelenmesinden, alkollü olarak araç kullandığından bahisle, davacı adına 10.7.2014 gün ve HI-065833 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya  2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5. maddesi uyarınca 911,00 TL idari para cezası verildiği ve sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlendiği, davacı vekilinin idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunduğu ve Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 2015/234 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, bu işlem ile ilgili olarak davacı Saffet Akkoyun vekilinin idari yargı yerine de dava açtığı ve İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nin 22.10.2014 gün ve E:2014/2091, K:2014/1692 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, davacı vekilinin sürücü belgesi geri alma tutanağının  iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açtığı, Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu işlem ile ilgili olarak adli yargı yerine davacı Saffet Akkoyun vekilinin dava açıp açmadığı konusunda bir bilgi olmadığı gibi, adli yargı yerince davacı hakkında bu konuda verilmiş bir görevsizlik kararı da olmadığı, ancak davacı vekilinin, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 16.7.2014 gün ve D.İş:2014/3880, K:2014/3880  sayılı görevsizlik kararı ile İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nce verilen14.10.2014 gün ve E:2014/1394, K:2014/1652 sayılı görevsizlik kararı arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi ve görevli yargı yerinin belirtilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini talep eden dilekçesi üzerine, idari yargı yerince adli yargı yerine ait dava dosyası da temin edilmek suretiyle dava dosyasının  Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 6.4.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

 ÖZGÜLDÜR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT