T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2020 / 136

            KARAR NO  : 2020 / 315

            KARAR TR   : 28.5.2020

ÖZET :  Davacı Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesinin bir maddesinin değiştirilmesine izin verilmesi isteminin reddine dair davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin/işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı          : S.S. A.A.Ve Konut Yapı Kooperatifi

Vekili           : Av. A. T.

Davalı           : Çevre Ve Şehircilik  Bakanlığı

Vekili           : Av. H.R.T.

 

O  L  A  Y    : Davacı vekili  dilekçesinde; müvekkilinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bir arsa ve yapı kooperatifi olduğunu, 1163 sayılı kooperatifler Kanunu’na sonradan eklenen ve 1988 ve 2010 tarihli değişikler kapsamında arsa ve yapı kooperatiflerinin tescil, izin ve denetim işlerinin davalı idareye verildiğini;  kooperatifin 17 Mayıs 1991 tarihli ana sözleşmesinin kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede değişikliğe uğramadığını;  1991 senesinde Ankara Belediye çalışanları tarafından kurulan kooperatifin dönemin Belediye Başkanı tarafından yapılan ve Anayasamızın "Konut Hakkı" başlıklı 57.nci maddesinde sözü edilen toplu konut teşvikine yönelik arsa tahsisi sayesinde işlerlik kazanmış ise de bugüne kadar yapılaşmasının sağlanamadığını;  müvekkili kooperatifin 3381 ortaklı ve alanında en büyük yapı kooperatifinden birisi olduğunu;  yapılaşma aşamalarında ve yüklenici ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında tüm ortakları için hayati önemde bir süreçten geçtiğini;  tam da bu aşamada, sayıları çok da fazla olmayan ve kesinleşmiş genel kurul kararlarına rağmen inşaatı durdurmaya çalışan, kooperatifin ortak amaçlarına zarar veren, seçilmiş yönetimi olmadık iftara ve isnatlarla her yere şikayet eden, hatta artık açıkça hakaret eden bir kısım ortağın yarattığı sorunlarla uğraşmak zorunda kaldıklarını;  bu sebeple oluşan zararların 700.000,00 TL'yi aştığını, kooperatifin ortaklık amacını kaybetmemek, alınan genel kurul kararlarının gereklerini yerine getirmek, maliyetleri azaltarak ortaklara konutlarını ivedilikle teslim etmek amacıyla ve tamamen iyi niyetle bir ana sözleşme değişikliği yapılması konusunda karar alındığını;  yönetim kurulu kararı ile mevzuat hükümleri kapsamında hazırlanan ana sözleşmede değişiklik tasarısının, gerekli izin, tescil ve ilan işlemleri yapılmak üzere davalı idareye 17/01/2019 tarih ve 006 sayılı dilekçeyle iletildiğini;  ancak davalı idarenin 22/01/2019 tarih ve 20646388-345-02-E.15616 sayılı yazısıyla ana sözleşmedeki değişiklik isteminin reddine karar verildiğini;  idareyle oluşan uyuşmazlık sonucunda işlemin iptali ile yürütmenin durdurulması istemiyle idari yargıda dava açılmış ise de Ankara 5. İdare Mahkemesinin E:2019/497, K:2019/647 sayılı ilamıyla, uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiğini;  bunun üzerine idareye tekrar başvuruda bulunulduğunu ancak idarenin 28/05/2019 tarih ve 20646388-345-02-E. 12688 sayılı yazısıyla tekrar taleplerini reddedildiğini ifade ederek; davalı idarece tesis edilen "ana sözleşme değişiklik isteminin reddine" dair 28/05/2019 tarih ve 20646388-345.02-E.12688 sayılı işlem ile bu işleme bağlı 22/01/2019 tarih ve 20646388-345.02-E.15616 sayılı işlemin iptaline, idarenin işlemlerine karşı ihtiyati tedbir mahiyetinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi  istemiyle, 7.6.2019 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 2.10.2019 gün ve E:2019/286, K:2019/639 sayı ile, “(…)Dava, kooperatif ana sözleşmenin değişikliğine izin verilmesi talebinin reddine dair davalı bakanlık işlemin iptali talebine ilişkindir.

Davacı kooperatifin ticari sicil kayıtları, dava konusu karar, cevabi yazılar celp edilmiş yapılan incelemede; davacı kooperatif tarafından kooperatif ana sözleşmesinin ortaklıktan çıkarma başlıklı 14.maddesinin  6.fıkrasında değişiklikler yapılmasına karar verildiği, buna izin verilmesi hususunda davalı bakanlıktan talepte bulunulduğu, davalı bakanlığın 22/01/2019 tarihli cevabi yazılarında söz konusu düzenlemenin keyfi ve kötüye kullanıma açık, ihtilafa yol açacak nitelikte düzenlemeler olduğu, mağduriyet yaratabileceği ve eşitlik ilkesine de aykırı olacağı değerlendirilerek değişiklik önerilerinin uygun görülmediği belirtildiği anlaşılmıştır.

Celp edilen Ankara 5.İdare Mahkemesinin 2019/497 esas 2019/647 karar sayılı ilamının yapılan incelemesinde; davacı SS.Akçalı Arsa Yapı Konut Kooperatifi davalının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğu, davanın ana sözleşme değişikliğine izin verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali olduğu, mahkemece 21/03/2019 tarihinde davanın adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın 06/04/2019 tarihinde kesinleştiği, davacının mahkememizdeki derdest davayı 07/06/2019 tarihinde açtığı anlaşılmıştır.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu yukarıda izah edildiği üzere kooperatif ana sözleşmesinin değişikliğine izin verilmesi talebinin reddine dair bakanlıkça alınan işlemin iptali olup 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 2/1-a maddesinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından açılan davaların idari dava türü olarak sayıldığı, olayımızda kooperatif genel kurul kararlarına ilişkin bir itirazın ve iptal işleminin mevcut bulunmadığı, davalı idare tarafından verilen ve idari bir işlem niteliği taşıyan ön izin talebinin reddine dair işlemin iptalinin istendiği, bunun ana sözleşme değişikliğinin kooperatifler kanununa uygun olup olmadığının denetlemenin sonucuna göre izin verme ya da vermemenin bakanlığın yetkisinde bulunduğu, gerek izin isteminin reddi gerekse kabulü yönündeki kararın idari bir karar olduğu ve bu idari işlemin iptali istemi ile açılan dava 2577 sayılı yasanın 2/1-a maddesi uyarınca idari yargı yerinin görevine girdiğinden davanın HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/26 esas 2012/121 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Dava 2577 sayılı yasanın 2/1-a maddesi kapsamında idari yargı yerinin görevine girdiğinden HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle reddine…” karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 11.İDARE MAHKEMESİ: 22.1.2020 gün ve E:2019/2173 sayı ile, “(…)Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin yönetim kurulu kararı ile mevzuat hükümleri kapsamında hazırlanan ana sözleşmede değişiklik tasarısı için gerekli olan, tescil ve ilan işlemleri yapılmak üzere 17.01.2019 tarih ve 006 sayılı dilekçeyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, ancak davalı idarenin 22.01.2019 tarih ve 20646388-345-02-E. 15616 sayılı yazısıyla, ana sözleşmedeki değişiklik isteminin reddine karar verildiği, bu işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle idari yargıda dava açılmış ise de; Ankara 5. İdare Mahkemesi'nin 21.03.2019 tarih ve E:2019/497, K:2019/647 sayılı kararıyla uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, davacının bunun üzerine davalı idareye tekrar başvuruda bulunduğu, ancak tekrar davalı idarenin 28.05.2019 tarih ve 20646388-345-02-E. 12688 sayılı yazısıyla söz konusu tekrar taleplerinin reddedildiği, bu ret işlemlerine karşı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin E:2019/286 sayısına kayden işlemin iptaline, idarenin işlemlerine karşı ihtiyati tedbir mahiyetinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, anılan Mahkemenin 02.10.2019 tarih ve E:2019/286, K:2019/639 sayılı kararıyla davanın idari yargının görevine girmesi sebebiyle dava şartı yokluğu gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın davacı vekiline 30.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı açısından temyiz edilmemesi üzerine kesinleştikten sonra, 14.10.2019 tarihinde aynı istemlerle Ankara 25. İdare Mahkemesinde dava açıldığı, Ankara 25. İdare Mahkemesinin özel yetkili olması ve yetkisine girmemesi nedeniyle hatalı tevzi edildiğinin anlaşılması üzerine dosya esas kaydının kapatıldığı ve 19.11.2019 tarihinde Mahkememiz kayıtlarına giren dilekçe ile anılan işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81. maddesinde, konut yapı kooperatiflerinin anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılacağı ve dağılacağı, ancak tescil tarihinden. itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hükmün uygulanmayacağı, 98. maddesinde, anılan Kanunda aksine açıklama bulunmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı, 99. maddesinde, anılan Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların ticari olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı, bu davalarda basit muhakeme usulünün uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Kooperatifler; tüzel kişiliği haiz kişi birlikleri, başka bir deyişle, özel hukuk tüzel kişileridir. 1163 sayılı Kanunun atıfta bulunduğu Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre özel hukuk tüzel kişilerine yönelik uyuşmazlıkların çözüm yeri ise adli yargıdır.

Kooperatifin, tüzel kişilik kazanıncaya kadar idare tarafından hakkında tesis edilen işlemlerin idari işlem olduğu ve bundan kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde görüleceği açık olup, kooperatifin tüzel kişilik kazanmasından sonra meydana gelen uyuşmazlıkların ise adli yargı yerinde çözümleneceği kuşkusuzdur.

Bu durumda, Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisi olan davacı kooperatifin ana sözleşme / tür değişikliğine izin verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Mahkememiz arasındaki görev uyuşmazlığının bir sonuca kavuşturulabilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için DOSYANIN UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ve dosya incelemesinin bu konuda uyuşmazlık mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 28.5.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; uyuşmazlığı çözmeye yeterli bilgi ve belgeler ile adli yargı kararı ve kesinleşme durumunu gösteren belgenin dosyada bulunduğu ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Kooperatif anasözleşmesinin bir maddesinin değiştirilmesine izin verilmesi isteminin reddine dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 28.05.2019 tarih ve E.12688 sayılı işlemi ile bu işleme bağlı 22.01.2019 tarih ve E.15616 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun “Tarif” başlıklı 1. maddesinde, “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” denilmiş;

Kanun’un 2. maddesinde, “(Değişik: 15/2/2018-7099/7 md.) Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulur. Anasözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekir. İlgili Bakanlık faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenir. (…)”hükmüne;

İzin verme, tescil ve ilan” başlıklı  3.maddesinde, “Ana sözleşme, Ticaret Bakanlığına verilir. Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır:

1. Ana sözleşme tarihi,

2. Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi,

3. Kooperatifin unvanı ve merkezi,

4. Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az miktar ve her ortaklık payının değeri,

5. Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı olduğu,

6. Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler,

7. Kooperatifin ne suretle temsil olunacağı ve denetleneceği,

8. Yönetim Kurulu üyeleriyle kooperatifi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları,

9. Kooperatifin yapacağı ilanların şekli ve anasözleşmede de bu hususta bir hüküm varsa yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerine ne suretle bildirileceği,

10. Kooperatifin şubeleri: Kooperatifler, lüzum gördükleri takdirde memleket içinde ve dışında şubeler açabilirler. Şubeler, merkezin sicil kaydına atıf yapılmak suretiyle bulundukları yer ticaret siciline tescil olunurlar.

Ticaret Bakanlığı, ana sözleşmelerin, kanunun ihtiyari hükümlerinden ayrıldığını ileri sürerek kooperatifleri kuruluşuna izin vermekten kaçınamaz.

Anasözleşmenin değişiklikleri de kuruluştaki usullere bağlıdır./13/12/1983 tarih ve 183 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 50 nci maddesi hükmü gereğince anılan maddede sayılan kooperatiflerle ilgili olarak Ticaret Bakanlığına ve Bakanına verilmiş olan görev ve yetkiler Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığına ve Bakanına devrolunmuştur./”hükmüne;

Kanunun, 42.maddeyle başlayan Beşinci Bölümünde Kooperatifin organlarına, yetkileri ve görevlerine; 81 ila 85. maddeleri kapsayan Yedinci Bölümde Kooperatiflerin dağılması koşullarının yöntemi ve sonuçlarının neler olacağı hususlarına;

“Anonim şirket hükümlerine atıf” başlıklı 98.maddesinde, “ Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.;

“Davaların niteliği ve muhakeme usulü” başlıklı 99. maddesinde ise, “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.

Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.”  hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: “ İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar. ” idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı kooperatif yönetim kurulu tarafından,  08/01/2019 tarih ve 001 sayı ile “Ana sözleşmenin “Ortaklıktan Çıkarma ” başlıklı 14. Maddesinin 5. Fıkrasından sonra gelmek üzere, aşağıda metni açıklanan 6. Fıkranın eklenmesi suretiyle ana sözleşme değişikliği yapılması hususunun genel kurul onayına sunulmasına, oy birliğiyle karar verilmiştir:/  Kooperatif gayelerine aykırı hareket edenler veya kooperatifin ekonomik çıkarlarına zarar verici eylemlerde bulunanlar veya basın, yayın, internet, telefon, sosyal medya, whatsapp ve benzeri yol ve yöntemlerle kooperatif hakkında hakaret veya gerçeğe aykırı dedikodu üretenler ile bu işlere uygun altyapı sağlayanlar veya kooperatif aleyhine bozguncu faaliyette bulunanlar”şeklinde bir karar alındığı; ana sözleşmede bu doğrultuda değişiklik için gerekli olan,  izin, tescil ve ilan işlemlerinin yapılması amacıyla  17.01.2019 tarih ve 006 sayılı dilekçeyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu;   ancak davalı idarece 22.01.2019 tarih ve 20646388-345-02-E. 15616 sayılı yazıyla, ““Anasözleşmeye konulacak hükümlerin Kanun’a uygun, açık ve net bir şekilde eşitsizliğe ve sübjektif uygulamalara sebebiyet vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. / Söz konusu düzenlemenin keyfi ve kötüye kullanıma açık, ihtilafa yol açacak nitelikte düzenlemeler olduğu, mağduriyet yaratabileceği ve eşitlik ilkesine de aykırı olacağı değerlendirildiğinden önerilen değişiklik Bakanlığımızca uygun görülmemiştir.”denilmek suretiyle,  ana sözleşmedeki değişiklik isteminin reddine karar verildiği, bu işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle idari yargıda dava açılmış ise de; Ankara 5. İdare Mahkemesi'nin 21.03.2019 tarih ve E:2019/497, K:2019/647 sayılı kararıyla uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, davacı tarafça bunun üzerine 24.5.2019 gün ve …/E.126888 sayılı yazıyla, anasözleşme değişikliğine izin verilmesi amacıyla yeniden davalı idareye başvuruda bulunulduğu, ancak davalı idare tarafından 28.05.2019 tarih ve 20646388-345-02-E. 12688 sayılı yazı ile,  önceki başvuru ilgi gösterilerek, davacı tarafın talebinin karşılanmadığı;  bunun üzerine “Davalı idarece tesis edilen “ana sözleşme değişiklik isteminin reddine” dair 28/05/2019 tarih ve 20646388-345.02-E.126888 sayılı sayılı işlem ile bu işleme bağlı 22/01/2019 tarih ve 20646388-345.02-E.15616 sayılı işlemin iptali” istemiyle  adli ve idari yargı yerlerinde dava açıldığı anlaşılmıştır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde; kooperatif ana sözleşmesinin ilgili Bakanlığa verilmesi, Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunduğu; anasözleşmenin değişikliklerinin de kuruluştaki usullere bağlı olduğu; her iki yargı yerinde de, kooperatif genel kurulu veya yönetim kurulu   kararlarına ilişkin bir itirazın ve iptal isteminin mevcut bulunmadığı; bireysel nitelikte bir hukuki uyuşmazlığın da sözkonusu olmadığı; davacı kooperatif tarafından anaşözleşmede değişiklik yapılması talebinin reddedilmesine ilişkin olarak davalı İdare tarafından verilen ve idari bir işlem niteliği taşıyan işlemin/işlemlerin iptalinin istenildiği; bu bağlamda, ana sözleşme değişikliğinin Kooperatifler Kanunu'na uygun olup olmadığını denetlemenin,  sonucuna göre izin verme ya da vermemenin Bakanlığın yetkisinde bulunduğu, gerek izin isteminin reddi, gerekse kabulü yönündeki kararın idari bir karar olduğu gözetildiğinde; bu idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde,  2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesi uyarınca idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Ankara 11.İdare Mahkemesinin 22.1.2020 gün ve E:2019/2173 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11.İdare Mahkemesinin 22.1.2020 gün ve E:2019/2173 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 28.5.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                 Üye                                  Üye                    

                                         Aydemir                          Nurdane                            Ahmet

                            TUNÇ                            TOPUZ                           ARSLAN