OLAY : Beşiri İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli terhisli jandarma çavuşu, sanık G.S.`

`nın; Ocak/1994 günü, 1-20/Ocak tarihlerindeki yıllık iznini kullandığı; izin dönüşünde, şahsi dosyasında bulunan izin kağıtları ile izin bildirim çizelgesini çıkarıp imha ettiği ve kanuni hakları dışında izin kullanmak gayesine yönelik "Resmi bir varakanın aslını ortadan kaldırmak" suçunu işlediği ileri sürülerek, TCK.nun 348. maddesi göndermesiyle aynı Yasa`

`nın 342. maddesi ve 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası`

`nın 35/1. maddesi uyarınca cezalandırılması için; Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığının 5.2.1994 gün ve 1994/1272-614 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

DİYARBAKIR 2. TAKTİK HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 3.08.1995 gün ve 1995/372-434 sayı ile; atılı suçun askeri bir suç olmadığı gibi, askeri suça bağlı bir suçu da oluşturmadığı; ayrıca, duruşma evresinde adı geçenin terhis edilmesi sebebiyle, askeri mahkemede yargılamayı gerektiren bağlılığın da sona erdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

BATMAN AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 9.10.1995 gün ve 1995/66-61 sayı ile; sanığın üzerine atılı suçun, "1632 sayılı Askeri Ceza Yasası`

`nın 121. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu; bu sebeple, yargılamanın askeri yargı yerinin görev alanına girdiği gerekçesine dayanarak görevsizlik kararı vermiş karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Böylece; adli ve askeri yargı yerleri arasında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulü Yasası`

`nın 14. maddesinde belirtilen biçimde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş; dava dosyası Batman Cumhuriyet Başsavcılığı`

`nın 31.1.1996 gün ve E.1995/638 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü Selçuk Tüzün`

`ün Başkanlığında; İrfan Kılınç, Teoman Üneri, Seydi Yetkin, Dr. Ferhat Ferhanoğlu, Necmettin Özkan ve Vahap Pekbaş`

`ın katılmaları ile yaptığı 29.3.1996 günlü toplantıda, raportör Hakim Necdet Selçuk`

`un raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Askeri Yargıtay Başsavcısı yerine katılan Hakim Kd. Binbaşı Gürcan Gürdal`

`ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusunda, sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Yasasının, "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığını taşıyan 9. maddesinde; "Askeri mahkemelerin görevleri, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara bakmak" olarak sayılmıştır.

Askeri suç ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Yasası`

`nda yazılı olan; bir diğer ifadeyle, Askeri Ceza Yasası dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Yasasında; kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Yasasına atıf suretiyle; askeri suç haline getirilen suçlar,

Olmak üzere, üç grupta mütalaa edilmektedir.

Aynı Yasa`

`nın 17. maddesinde; "Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak işlenen askeri bir suç değilse veya askeri bir suça bağlı bulunmuyorsa soruşturmaya başlanmış olsa dahi askeri mahkemenin görevi sona erer", yine bu Yasa`

`nın 18. maddesinde ise; "Bir kimse birkaç suçtan sanık olur veya bir suçta ne sıfatla olursa olsun birkaç sanık bulunursa bağlılık var sayılır" denilmektedir.

Sanığın üzerine atılı suç; TCK.nun 348. maddesi göndermesiyle aynı Yasa`

`nın 342. maddesine ilişkin "Resmi bir varakanın aslını ortadan kaldırmak" suçuna ilişkindir. Bu suç, askeri mahalde asker kişi tarafından işlenmiş olmasına rağmen; askeri bir suç olmadığı gibi askeri bir suça bağlı bir suçu da oluşturmadığı ve atıf suretiyle askeri suç haline getirilen suçlardan da bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Adı geçenin duruşma evresinde terhis edilmiş olması da; 353 sayılı Yasa`

`nın 17. maddesinde belirtilen bağlılığı ortadan kaldırmaktadır.

Açıklanan nedenlerle; açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesine ve Batman Ağır Ceza Mahkemesi`

`nin 9.10.1995 gün ve 1995/66-61 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre; davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Batma Ağır Ceza Mahkemesinin 9.10.1995 gün ve 1995/66-61 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 29.3.1996 gününde kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.