Hukuk Bölümü 2003/20 E., 2003/19 K.

  • KÖYÜN ORTAK KULLANIMINDA BULUNAN SULAMA SUYU
  • MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ
  • SULAMA SUYU
  • 442 S. KÖY KANUNU [ Madde 14 ]
  • 831 S. SULAR HAKKINDA KANUN [ Madde 1 ]
  • 2576 S. BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ, İDARE MAHKEMELERİ VE V... [ Madde 5 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Mersin İli, Gülnar İlçesi, Arıkuyusu Köyü halkından olan davacının, Köyiçi Mevkiindeki bahçesinde sebze ziraati yaptığını ve meyve ağaçlarının bulunduğunu, genel sudan kadimden bu yana bahçesini suladığı, ancak Köy Muhtarlığınca bahçesine su verilmediğini öne sürerek GÜLNAR SULH HUKUK MAHKEMESİ'nin 2001/15 D.İş sayılı esasında açtığı tespit dosyasında; 2.7.2001 gün ve K: 2001/12 D.İş sayı ile, mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraat bilirkişisi raporunda: tespit tarihi itibariyle meyve ağaçları ve sebzelere herhangi bir zararın sözkonusu olmadığının, mahalli bilirkişi beyanına göre 20-23 günde bir gün 4 saat köy suyunun tespit isteyenin bahçesine akıtılmasının uygun olacağının belirtildiği, bu rapor esas alınarak tespit isteyenin tedbir talebinin kabulüyle, Arıkuyusu Köyünde süre gelen uygulamaya göre 20-23 günde bir gün 4 saat su verilmesinin tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir.

    Davacı, genel sudan kadim sulama suyu hakkına Köy Muhtarlığınca vaki müdahalenin önlenmesi istemiyle, 13.7.2001 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    GÜLNAR SULH HUKUK MAHKEMESİ: 12.2.2002 gün ve E: 2001/153, K: 2002/24 sayı ile, davalı Köy Tüzel Kişiliğine izafeten Köy Muhtarınca, her yıl Nisan-Mayıs aylarında Köyde ikamet eden ve bahçesi olan herkese 20 günde bir 4 saat su verilecek şekilde liste yapıldığının ve bu listede davacının da isminin bulunduğunun belirtildiği; Gülnar Kaymakamlığına yazılan müzakkere cevabında, adıgeçen Köyün sulama suyu hakkında Köy İhtiyar Heyetince alınmış bir kararın bulunduğunun ve 2001 yılına ait su dağıtım listesinin Köy Muhtarlığınca yapıldığının, ancak kararın ve su dağıtım listesinin ita amirine onaylattırılmadığının bildirildiği; davaya konu sulama suyunun köylünün ortaklaşa kullandığı genel su niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından, 831 sayılı Sular Hakkındaki Kanun ile buna ek 2659 sayılı Kanun hükümleri uyarınca böyle bir suyun yönetim ve dağıtımı idari nitelikte işlem olduğundan davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, bu kez, aynı istekle, 31.7.2002 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

    MERSİN İDARE MAHKEMESİ; 16.10.2002 gün ve E: 2002/44 sayı ile, hernekadar görevsizlik kararı veren yargı mercii, davanın konusunu köyün sulama suyunun yönetim ve dağıtımı olarak belirtmiş ise de, gerek dava dilekçesinde gerekse görevsizlik kararında davanın konusu "suya vaki müdahalenin men'i" olarak gösterilmiş olması karşısında, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un idare mahkemelerinin görevlerine ilişkin 5. maddede sayılan idari davalardan olmayan müdahalenin men'ine yönelik uyuşmazlığın adli yargının görevine girdiği; ancak, bu yargı yerince daha önce görevsizlik kararı verildiği ve kesinleştiğinden bahisle, görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, bu konuda karar verilinceye değin işin incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 10/3/2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi'nce anılan Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş olup, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, Köy Muhtarlığınca davacının bahçesine su verilmeyerek, genel sudan kadim sulama suyu hakkına vaki müdahalenin önlenmesi isteminden ibarettir.

    442 sayılı Köy Kanunu'nun 14. maddesinde, köy tarla ve bahçelerini sulamak için bütün köye ortaklama ark yapmak, köylünün isteğine bağlı olan işler arasında sayılmış; 831 sayılı Sular Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, ".....köylerde ihtiyacatı ammeyi temine mahsus suların tedarik ve idaresi (...) Köy Kanunu mucibince ihtiyar meclislerine aittir." denilmiştir.

    İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi, gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtemel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir aynı hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

    Olayda, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak tesis edilmiş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1. maddesinde sayılan idari davalardan birisi açılmamıştır. Kamu hizmetinin yasa ile idareye görev olarak verilmiş olması ya da su dağıtım listesinin bulunması, bir ayni hakka yapılan müdahalenin önlenmesi için açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılmaz.

    Bu duruma göre, köyün ortak kullanımında bulunan sulama suyundan davacının bahçesine su verilmediği ileri sürülerek Köy Yönetimi tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi istemiyle açılmış bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

    Belirtilen nedenlerle, Mersin İdare Mahkemesi'nce yapılan başvurunun kabulü ile, Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Mersin İdare Mahkemesi'nin başvurusunun KABULÜ ile, Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.2.2002 gün ve E: 2001/153, K: 2002/24 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.3.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.