T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

          ESAS NO        : 2019 / 21

          KARAR NO    : 2019 / 189

          KARAR TR     : 25.3.2019

ÖZET : 3193 parsel sayılı taşınmazın ifraz ve tescil işlemlerinin iptali ile önceki mülkiyet ve geometrik durumuna göre tek bir parsele döndürülmesi şeklinde tapu kayıtlarının tashihine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

           

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : H. N.

Vekili           :  Av. E. T.

Davalı          : Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü(Tapu Dairesi Başkanlığı)

Vekili           : Av.T.A.

 

O  L  A  Y   : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki bulunduğu Biga İlçesi, Karabiga Köyü, Salihin Kuyu Mevkii 3193 parsel sayılı taşınmazın, sicil kayıtlarına göre önce 6823, 6824 ve 6825 parsel olarak 3 parçaya;  bilahare 6825 parselin de 6985, 6986 ve 6987 parseller olarak 3 parçaya ifraz ve tescil olunduğunu; ifraz ve tescil işlemlerinin dayanağı olarak,  Karabiga Belediye Encümeninin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında aldığı kararların görüldüğünü;  müvekkili tarafından; taşınmazın hukuka aykırı olarak idari yoldan ifraz ve tescili işleminin kaldırılması ve taşınmazın yeniden ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tesciline ilişkin önce 11.08.2017 tarihinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 4.Bölge Müdürlüğüne başvurulduğunu, başvurunun reddine dair 19.10.2017 tarihli karar üzerine bu kez; 24.10.2017 tarihli dilekçe ile de Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığına itiraz edildiğini ancak davalı Başkanlığın 13.11.2017 tarih ve 75467089-622.01-E.2518329 sayılı dava konusu kararı ile bu itirazın da reddedildiğini; işlemin açıkça kanuna aykırı olduğunu; Karabiga Belediyesi tarafından 3193 parselin kamulaştırılması kararının, Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre sadece tescil talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurması için gereken idari bir karar olduğunu, bu kararın varlığının,  tapudaki idari yoldan yapılan ifraz ve tescil işlemi için yeterli olmadığını,  Belediyenin tescil talebinin, tapu sicil müdürlüğünce reddine karar verilmesi zorunluyken kabul edilmiş olduğunu; davalı idarenin davacının başvurusuna karşı 13.11.2017 tarihli red kararına hukuki dayanak olarak ifade edilen 1467 sayılı genelgenin de ifraz ve tescil için yeterli bir hukuki dayanak olamayacağını; 09 Mayıs 1984 tarihli bu genelgenin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda 2001 yılında ve 4650 sayılı Kanunla yapılan, özellikle mülkiyetin idareye geçişi ile ilgili köklü değişiklikten önceye ait bulunduğunu; 4650 sayılı Kanundan önce, mülkiyetin idareye kamulaştırma kararı ile geçmekte olduğunu ve bu karar hakkında süresi içinde idari yargıda açılmış bir iptal davası ve verilmiş bir iptal kararı bulunmaması halinde de mülkiyetin idareye geçişinin hukuken kesinleşmekte olduğunu,  o tarihte dahi bu genelgenin yasaya uygunluğunun tartışılabilir nitelik taşıdığını, ancak; 4650 sayılı Kanunla yapılan önemli değişiklikler ile kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetinin idarenin aldığı kararla değil, 19. madde kapsamında Asliye Hukuk Mahkemesinin vereceği tescil kararı ile (istisnaen acele el koyma) idareye geçmesinin kabul edilmiş olduğunu; bu nedenle, yargılama makamının verebileceği ifraz (kısmi kamulaştırmada) ve tescil kararının tapu sicil müdürlüğünün idari kararıyla oluşturulmasının öncelikle yetkisizlik nedeniyle hukuka aykırı olduğunu; her ne kadar, ifraz sonucu yeni oluşan parseller yine tapu kayıt maliki adına tescil edilmişse de, bu durumun, ifrazla oluşan farklı mülkiyet (dava konusu taşınmazın 5 küçük parsel olarak) tesciline dair özellikle 2942/12. madde uygulaması yönünden doğan olumsuz sonucu ortadan kaldırmadığını; gerçekten de, 2942 sayılı Kanunun 12. maddesinde de kamulaştırmaya konu teşkil eden taşınmazın tamamen veya kısmen kamulaştırılmasının değer tespiti yönünden farklı hükümlere tabi olduğunu,  bilhassa kısmi kamulaştırma halinde kalan kısımdaki değer düşüklüğünün de taşınmaz maliki lehine kamulaştırma bedeline ilave edildiğinin bilindiğini; 1467 sayılı Genelgeye göre ifraz ve tescilin kabulü halinde ise, 12. maddedeki kısmi kamulaştırmaya ilişkin hükümlerin uygulanamayacak hale geleceğini; 12. madde hükmünün sadece değer tespiti ile ilgili de olmadığını,  19. madde ile birlikte değerlendirilerek tescil kararı vermeye yetkili Asliye Hukuk Mahkemesince kısmi kamulaştırmalarda tescil kararının da kısmi olarak, yani kamulaştırılan kısmın idare adına ifraz ve tesciline karar verildiği göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiğini; Danıştay kararlarında bu şekil mülkiyet hakkı ihlallerinin süreye dahi bağlı olmaksızın her zaman dava konusu yapılabilecek nitelikte ağır sakatlıklar olarak kabul edildiğini ifade ederek; kanuna ve hukukun genel prensiplerine aykırı idari yoldan yapılan ifraz ve tescil işleminin kaldırılması ve taşınmazın yeniden ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tesciline ilişkin başvurunun reddine dair Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 4.Bölge Müdürlüğünün 19.10.2017 ve itiraz üzerine verilen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığının 13.11.2017 tarih ve 75467089-622.01-E.2518329 sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ÇANAKKALE İDARE MAHKEMESİ: 22.12.2017 gün ve E:2017/1466, K:2017/1770 sayı ile, “(…)4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1014. maddesinde; bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesinin, ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabileceği, 1025. maddesinde; bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimsenin tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebileceği, 1027. maddesinde; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memurunun tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebileceği, düzeltmenin eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabileceği hükmü yer almaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Çanakkale İli, Biga İlçesi, Karabiga Beldesi, 3193 parsel sayılı tanımaz davacı mülkiyetinde iken Karabiga Belediye Başkanlığı'nca yapılan kamulaştırma işlemleri sebebiyle 6823, 6824 ve 6825 parsel olarak ifraz edildiği, 6824 parsel sayılı taşınmaz üzerine 31/b şerhi konulduğu, yine kamulaştırma işlemi sebebiyle Karabiga Belediye Başkanlığı'nca bu defa 6825 parsel sayılı taşınmazın 6985, 6986 ve 6987 parsel olarak ifraz edildiği, idari yoldan yapılan söz konusu ifraz ve tescil işleminin hukuka aykırı bir şekilde yapıldığından bahisle söz konusu ifraz ve tescil işlemlerinin kaldırılması ve taşınmazın ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tescil edilmesi istemiyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü'ne başvuruda bulunulduğu, anılan başvurunun 19/10/2017 tarih ve E.2287419 sayılı işlem ile reddedildiği, bu işleme karşı yapılan itirazın da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı'nın 13/11/2017 tarih ve E.2518329 sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine anılan işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda anılan 2577 sayılı Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, idari yargının görev alanı; idare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlıdır.

Tapuda, tamamı davacı adına kayıtlı olan Çanakkale İli, Biga İlçesi, Karabiga Beldesi, 3193 parsel sayılı tanımazın idari yoldan yapılan ifraz ve tescil işleminin kaldırılması ve taşınmazın ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tescil edilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun davalı idarece reddedilmesinin, bu işleme yönelik olarak çıkarılacak uyuşmazlığın idari yargı yerlerince incelenmesi noktasında kabulü sonucunu doğurmaz. Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025 ve 1027. maddeleri gereğince, ilgililerin yazılı bildirimi dışında, kural olarak mülkiyetin belirlenmesine ilişkin tescil, tapu iptali gibi tapu sicilinde değişiklik yapmayı gerektiren davalara bakma görevinin adli yargı yerine ait olduğu da açıktır.

Bu durumda; tapuda, tamamı davacı adına kayıtlı 3193 parsel sayılı tanımazın idari yoldan yapılan ifraz ve tescil işleminin kaldırılması ve taşınmazın ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tescil edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan işbu davanın görüm ve çözümünün Adli Yargı yerlerinin görevinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın görev yönünden reddine…” karar vermiş;  istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 6.İdare Dava Dairesince; 8.3.2018 gün ve E:2018/356, K:2018/362 sayı ile istinaf başvurusu kesin olarak reddedilen karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez aynı istemle (3193 parsel sayılı taşınmazın ifraz ve tescil işlemlerinin iptali ile önceki mülkiyet ve geometrik durumuna göre tek bir parsele döndürülmesi şeklinde tapu kayıtlarının tashihine karar verilmesi)  adli yargı yerinde dava açmıştır.

BİGA SULH HUKUK MAHKEMESİ;19.7.2018 gün ve E: 2018/395, K:2018/794 sayı ile, “(…)Dava konusu Çanakkale ili, Biga ilçesi, Karabiga beldesi 3193 parsel sayılı taşınmaz, Çanakkale Kadastro Müdürlüğü Biga Biriminin işlemi ile öncelikle 6823, 6824 ve 6825 parsel sayılı taşınmazlara sonrasında 6825 parsel sayılı taşınmaz da 6985, 6986 ve 6987 parsel sayılı taşınmaz olarak ifraz edilmiştir.

Davacı tarafından ifraz işlemlerinin iptali için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne başvurulmuş ve işlemin usule uygun olması nedeniyle yapılacak işlem bulunmadığı belirtilmiştir.

Davacı vekili tapuda ifraz işleminin dayanağının idari işlem olması düşüncesiyle Çanakkale İdare Mahkemesine açmış oldukları 2017/1466 esas sayılı iptal davasında da görevli yargı yerinin adli yargı olması gerekçesiyle; verilen red kararının kesinleştiğini beyan etmiştir.

Dava, davalı kurumun yapmış olduğu ifraz ve tescil işlemlerinin iptaline ilişkin davadır;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi "İdari dava türleri şunlardır: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,(…)" hükmünü içermektedir.

6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.

Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve tapu kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde ve aynı yasanın 14.maddesinin 1/d bendinde, dava dilekçelerinin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönüyle inceleneceği belirtilmiştir. Çanakkale İdare Mahkemesi'nin 2017/1466 Esas ve 2017/1770 Karar sayılı ilamı ile her ne kadar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1014., 1025. ve 1027. maddeleri uyarınca adli yargı yerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş ise de davaya konu ifraz işleminin Biga Kadastro Biriminin idari işlemi niteliğinde olduğu, idari işleme karşı özel düzenleme bulunmadıkça yargı yolunun idari yargı olduğu, ifraz işleminin iptali isteminin tapu iptal tescil kapsamında değerlendirilemeyeceği, aynı doğrultuda görev hususuna değinilmeksizin Danıştay tarafından verilen (Danıştay 6. Dairesi'nin 21/05/2015 tarihli, 2012/7212 Esas ve 2015/3247 Karar ilamı gibi) emsal nitelikte kararların bulunduğu anlaşıldığından; ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;

1-Davacının davasının; yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile HMK nun 114/1-b, 115 ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.3.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, idari yargı dosyasının UYAP sistemi üzerinden temin edilen bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Çanakkale İli, Biga İlçesi, Karabiga 3193 parsel sayılı taşınmazın idari yoldan yapılan ifraz ve tescili işleminin kaldırılması ve taşınmazın yeniden ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tesciline ilişkin başvurunun reddine dair Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 4.Bölge Müdürlüğü'nün 19.10.2017 ve itiraz üzerine verilen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı'nın 13.11.2017 tarih ve 75467089-622.01-E.2518329 sayılı işleminin iptaline karar verilmesi/3193 parsel sayılı taşınmazın ifraz ve tescil işlemlerinin iptali ile önceki mülkiyet ve geometrik durumuna göre tek bir parsele döndürülmesi şeklinde tapu kayıtlarının tashihine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kısım, İkinci Bölümünde Tapu Sicili başlığı altında; Kanunun 997.maddesinde, taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulacağı, tapu sicilinin, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile plânlardan oluştuğu, sicilin örneğinin, nasıl tutulacağının ve yardımcı sicillerin Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirleneceği; 998 maddesinde, arazilerin, taşınmazlar üzerindeki bağımsız ve sürekli hakların, kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümlerin tapu siciline taşınmaz olarak kaydedileceği; 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, Devletin, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu edeceği; Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği;   1008.maddesinde, taşınmaza ilişkin, mülkiyet, irtifak hakları ve taşınmaz yükleri ve  rehin haklarının tapu kütüğüne tescil edileceği; 1013.maddesinde, tescilin, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılacağı; 1014.maddesinde, bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesi, ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabileceği; 1021. maddesinde, kurulması kanunen tescile tâbi aynî hakların, tescil edilmedikçe varlık kazanamayacağı; 1025.maddesinde, bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimsenin tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebileceği; 1027.maddesinde, ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memurunun, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebileceği; düzeltmenin, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabileceği; tapu memurunun, basit yazı yanlışlıklarını, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik uyarınca re'sen re'sen düzelteceği hükümleri yer almış; , 4721 sayılı Kanunun 913., 997., 998., 1000., 1012. ve 1017. maddelerine dayanılarak hazırlanmış olan Tapu Sicil Tüzüğü’nün, “Kaydın değiştirilmesi” başlıklı 72.maddesinde, “(1) Tapu sicilinde değişiklik, hak sahibinin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılır.

(2) Tapu sicilindeki değişiklikler, üzerinin kırmızı mürekkepli kalemle çizilip, değişiklik tarih ve yevmiye numarasıyla yeni kaydın yazılması suretiyle yapılır.

(3) Önceki kayıt bir harfle yazılı ise, değişiklikte de aynı harf kullanılır.

(4) Rehinli alacağın kısmen ödenmesi veya rehnin miktar, faiz, derece, süre gibi unsurlarında yapılacak değişiklikler, düşünceler sütununda ilgili rehnin harfi kullanılmak suretiyle belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1 numaralı bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Biga ilçesi, Karabiga Köyü 3193 parsel sayılı, 23.500 m2 miktarındaki tarla vasıflı taşınmazın, davacı adına kayıtlı iken, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında Karabiga Belediyesi Encümeninin 26/07/2013 tarih, 2013/27 ve 2013/22 sayılı kamu yararı kararı ve Biga Kaymakamlığının 24/06/2013 tarihli onayları ile Çanakkale Kadastro Müdürlüğü Biga Kadastro Birimince hazırlanan 24/02/2014 tarih ve 177 sayılı yazılarına ekli teknik dosyasına istinaden;  3 parçaya ifraz edilerek, 6823 parsel sayılı ve 13418,71 m2 tarla vasfıyla, 6824 parsel sayılı ve 4041,92 m2 miktarında yol vasfıyla ve 6825 parsel sayılı ve 6039,37 m2 miktarı ve tarla vasfıyla; yine davacı adına 06/03/2014 tarih ve 2491 yevmiye numarası ile tescil edildiği;  ayrıca 6824 parsel sayılı,  yol vasıflı taşınmazın üzerine Biga Asliye Hukuk Hâkimliğinin E:201/68 sayılı dosyasına istinaden 13/03/2014 tarih ve 2879 yevmiye ile 31/b şerhi tescil edilmiş olduğu; daha sonra 6825 parsel sayılı, tarla vasıflı taşınmazın, Karabiga Belediyesi Encümenince verilen 29/09/2014 tarih ve 2014/91 sayılı kamu yararı kararı ve Biga Kaymakamlık Makamının 13/10/2014 tarih ve 4146 sayılı onayı ile Biga Kadastro Birimince 09/02/2015 tarih ve 112 sayılı yazılarına ekli teknik dosyasına istinaden 17/02/2015 tarih ve 2259 yevmiye numaralı işlem ile üç parçaya ifraz edilerek, 6985 parsel sayılı, 2491,53 m2 miktarında tarla vasıflı, 6986 parsel sayılı, 1274.74 m2 miktarlı yol vasıflı ve 6987 parsel sayılı 2273.37 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazların oluştuğu ve bunların da davacı adına kayıtlı olduğu;  davacı vekili tarafından idari yargı yerinde; Çanakkale İli, Biga İlçesi,  Karabiga 3193 parsel sayılı taşınmazın idari yoldan yapılan ifraz ve tescili işleminin kaldırılması ve taşınmazın yeniden ifraz öncesi durumu ile bir bütün olarak tapuya tesciline ilişkin başvurunun reddine dair Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 4.Bölge Müdürlüğü'nün 19.10.2017 ve itiraz üzerine verilen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı'nın 13.11.2017 tarih ve 75467089-622.01-E.2518329 sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle; adli yargı yerinde ise 3193 parsel sayılı taşınmazın ifraz ve tescil işlemlerinin iptali ile önceki mülkiyet ve geometrik durumuna göre tek bir parsele döndürülmesi şeklinde tapu kayıtlarının tashihine karar verilmesi istemiyle açılan davada, davalı idarece işlemin gerekçesi olarak; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasına imkân sağlandığı,  Kanunun 5. maddesinde, belediye adına yapılacak kamulaştırma işlemlerinde kamu yararı kararını belediye encümeninin vereceği, 6.maddesinde, bu kararın ilçelerde kaymakamlıklar il merkezlerinde ise valilikler tarafından onaylanacağının hükme bağlandığı; İdarelerinin 1467 sayılı "2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu" konulu Genelgesinin " b- Kamulaştırılan ve terkine tabi yer taşınmaz malı parçalara ayırıyorsa" başlıklı bölümünün; "Bu durumda, ifraz zorunlu olduğundan kamulaştırma haritasına göre taşınmaz kaç parçaya ayrılıyorsa, ifrazen tescil edilir. Kamulaştırılarak sicilden terkin edilecek kısma isabet eden parsel sadece payı kamulaştırılanlar adına tescil edilecektir. Kamulaştırma işlemleri tamamlanmasından sonra bu işlem için açılan sahife sicilden çıkarma nedeniyle kapatılır." hükmünde olduğu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1014., 1025 ve 1027. Maddeleri; Tapu Sicili Tüzüğü'nün 72. Maddesi hükümleri kapsamında, üzerinde Kamulaştırma Kanunu'nun 7. maddesi gereğince belirtme bulunan Karabiga Köyü 3193 parsel numaralı taşınmaz üzerinde yapılan ifraz işlemlerinin meri mevzuata uygun olduğu belirtilerek, davanın reddinin gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde ve her ne kadar, davacı vekili tarafından, idari yargı yerinde davalı İdare işleminin iptali talep edilmekte ise de; olayda 3193 sayılı parselin yolda kalan kısmının kısmen kamulaştırılması yoluna gidilmediği; Tapu İdaresinin idari işlemiyle anılan taşınmazın 6823, 6824 ve 6825 parsel numaralarıyla 3’e ifrazı ve bu parsellerden 6824 sayılı parselin üzerine 31/b şerhinin konulmasının söz konusu olduğu; diğer bir anlatımla,  Tapu İdaresince, Medeni Kanun hükümleri uyarınca yapılan ifraz işlemi sonucunda 3193 sayılı parselin değil, ifraz üzerine ortaya çıkan 6824 sayılı parselin kamulaştırılmasının söz konusu olduğu;  Davacı vekilinin talebinin, tapu sicil müdürlüğünün yaptığı bu ifraz işleminin geri alınarak taşınmazın 3193 sayılı parsel haline getirilmesine yönelik bulunduğu; bu istemin reddi üzerine açılan davada,  Medeni Kanun hükümlerine göre parselin yeniden tevhid edilip edilemeyeceği ve ilk ifraz işleminin hukuka uygun olup olmadığı inceleneceğinden, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerlerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Biga Sulh Hukuk Mahkemesinin;19.7.2018 gün ve E:2018/395, K:2018/794 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Biga Sulh Hukuk Mahkemesinin;19.7.2018 gün ve E:2018/395, K:2018/794 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.3.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                            AYDIN                            TUNÇ                            TOPUZ