T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/484

KARAR NO   : 2019/575      

KARAR TR    : 30/09/2019

 

ÖZET: Davalı idarece inşa ettirilen Hidroelektrik Santrali iletim tesislerinin yapımı ve çalışması sırasında, davacının mülkiyetinde bulunan ekili araziler ve meyve ağaçlarına zarar verilmiş olması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk

 

K A R A R

 

          Davacı                           : A. C.

          Vekilleri                         : Av. S. E. Av. F. B.E. Av. B. E.

          Davalı                           : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

          Vekili                              : Av. A. D. Ç. K.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin Tortum ilçesi Dikmen Köyü, Çermeler mevkii 117 ada 5 parselin, Serdarlı Mahallesi İmamgilin Değirmen mevkii 118 ada 8 parselin ve Serdarlı Mahallesi Değirmençayır mevkii 129 ada 16 parselin sahibi olduğunu, bu taşınmazlarda muhtelif yaş ve nitelikteki meyve ağaçlarının bulunduğunu, ancak davalı kurumun HES çalışmaları nedeniyle yapılan kazı ve hafriyat çalışmaları nedeniyle taş, toprak ve moloz bırakarak taşınmaza kamulaştırmasız el attığını, bu çalışmalar nedeniyle sulama kanalları zarar gördüğünden ağaçların kuruyup kesilmek zorunda kaldığından meydana gelen zararın tazminini ve haksız işgalin giderilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          Tortum Asliye Hukuk Mahkemesi: 18/07/2014 gün, E:2013/198, K:2014/410 sayılı dosyada "Davanın kısmen kabulüne" karar vermiş, karar temyiz edilmiştir.

          Yargıtay 4. Hukuk Dairesi: 26/11/2015 gün, E:2014/15373 K: 2015/13718 sayılı ilamıyla "...Davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bir kamu kurumu olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davacı, davalı idarenin Hes Üretim tesisi inşaatı nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmektedir. O halde istem 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasının konusunu oluşturmaktadır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir.

          Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden araştırılır (HMK 114,115/1).

          Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek yargı yolu bakımından mahkemenin görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir" görüşüyle kararın bozulmasına hükmederek, dosyayı mahalline iade etmiştir.

          TORTUM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 15/12/2016 gün, E:2016/120, K:2016/220 sayılı dosyada bozma ilamındaki gerekçe doğrultusunda "Davanın HMK 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine" karar vermiş, temyiz edilen karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/11/2017 tarih, E:2017/4120, K:2017/7298 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle İdari yargıda dava açmıştır.

ERZURUM 1. İDARE MAHKEMESİ: 18/05/2018 gün, E:2018/528 K:2018/989 sayılı dosyasında " 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; "a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti davacıya ait Erzurum ili, Tortum ilçesi Dikmen Köyü çermeler mevkii 117 ada 5 parsel Serdarlı(Fevzipaşa) Mahallesi imamgilin mevkii 131 ada 3 parsel Dikmen Köyü kösenin yeri mevkii 118 ada 8 parsel, Serdarlı(Fevzipaşa) Mahallesi değirmen çayır mevkii 129 ada 16 parsel sayılı taşınmazın, Dikmen Köyü karaosmangilin mevkii 116 ada 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazların davalı idarece yapılan HES çalışmaları sebebiyle kamulaştırma yapılmaksızın işgal edildiğinden bahisle uğranıldığı iddia edilen 16.088,81 TL maddi zararın 17.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı kolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarihli, E:2015/223, K:2015/238 sayılı kararında;

"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunun 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yollan, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E: 1958/17, K: 1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine" karar vermiş, istinaf edilmeyen kararın 08/09/2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan kesinleşmiş görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Erzurum 1. İdare Mahkemesine verdiği dilekçeyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş olmakla, dava dosyaları 01/07/2019 tarih ve E:2018/528 K:2018/989 sayılı üst yazı ile Mahkememize gönderilmiş olup, başvuru 05/07/2019 tarihinde kayda girmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 30/09/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine idari yargı yerince Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davalı idarece inşa ettirilen Hidroelektrik Santrali iletim tesislerinin yapımı ve çalışması sırasında, davacının mülkiyetinde bulunan ekili araziler ve meyve ağaçlarına zarar verilmiş olması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemi ile açılmıştır.

          İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

          Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,“İstimlaksız el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

          Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü,adli yargı yerinin görevine girmektedir.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile Tortum Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve E:2016/120 K:2016/220 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

          S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, davacı vekilinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Tortum Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve E:2016/120 K:2016/220 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 30/09/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ                            ARSLAN