T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2018 / 734

            KARAR NO : 2018 / 783

            KARAR TR: 26.11.2018

ÖZET : Davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13856 esas sayılı dosyasında, davalı idarenin yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

              KARA R                  

                      

 

 

 

          Davacı     : E. Sigorta A.Ş

          Vekili      : Av. M. A. Av. C. T. Ö. Av. D. B. K.

          Davalı   : Karayolları Genel Müdürlüğü

          Vekili     : Av. E. S.

 

          O L A Y                        : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu müvekkili şirketin nezdinde sigortalı olan 06 .. 2. plakalı aracın trafik kazası sonucu hasarlandığını, meydana gelen hasar nedeniyle 3.340,80 TL hasar tazminatı ödendiğini, müvekkili şirket davalı kuruma başvurarak dava konusu olaydan dolayı sigortalısına yaptığı 3.340,00 TL'lik ödemenin halefıyet ilkesi gereğince kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalıya karşı Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13856 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinde bulunduğunu, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, davalı itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin de davalı idareye yükletilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ : 24.03.2015 gün ve E:2014/557, K:2015/123 sayılı dosyada “Mahkememizin 11/12/2013 tarih 2013/166 Esas 2013/454 Karar sayılı kararı ile; "davanın reddine" karar verilmiş; bu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/05/2014 tarih 2014/8649 Esas 2014/7658 Karar sayılı kararı ile "yargı yolu sebebi ile davanın reddi gerektiğinden " bahisle bozulmuş; bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.

          Ankara 31. icra Müdürlüğünün 2012/13856 Esas sayılı takip dosyası incelenmiş; 3.523,00 TL rücu alacağı için icra takibi yapıldığı, ilamsız takiplere özgü ödeme enirinin 19/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, 20/11/2012 tarihinde itiraz dilekçesi ile takibin durduğu, davanın süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.

          Davacının idarenin hizmet kusuru sebebi ile meydana gelen zararın tahsili için icra takibi yaptığı, davada idari yargının görevli olduğu ” gerekçesiyle Yargı yolu sebebi ile dilekçenin usulden reddine kararı vermiş, temyiz edilen karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09.05.2018 tarih, E:2016/18730, K:2018/4819 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.

          Davacı vekili, bu kez tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ADIYAMAN İDARE MAHKEMESİ : 19.09.2018 gün ve E:2018/504 sayılı kararı ile “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 11.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile değişik 110. maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

          Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.

          Bilindiği üzere, söz konusu kanun hükmünün uygulanması kapsamında gerek ilk derece yargı yerleri (adli yargı-idari yargı) gerekse aynı yargı kolundaki ilk derece ve temyiz/itiraz mercileri arasında görevli yargı yerinin belirlenmesi konusunda uyuşmazlıklar ortaya çıkmış ve konu Uyuşmazlık Mahkemesi'ne intikal ettirilmiştir.

          Bu kapsamda Yüksek Mahkeme'ce yapılan değerlendirmede, 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinde yapılan değişiklikten sonra meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarından kaynaklanan davaların adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir. (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 30.11.2015 tarihli, E:2015/791, K:2015/806 sayılı ve 11.04.2016 tarihli, E:2016/163, K:2016/2010 sayılı kararları)

          Uyuşmazlıkta ise; 20.02.2012 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı kaza sonrasında davacı şirket nezdinde sigortalı olan 06 .. 2... plakalı araç için 3.340.00.TL hasar tazminatı ödendiği, anılan hasar tazminatı nedeniyle davalı idareye karşı Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13856 E.sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ancak davalı idarenin itirazı üzerine davacı şirket tarafından Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali davası açıldığı, adı geçen Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 11.12.2013 tarih ve E:2013/166, K:2013/454 sayılı kararla itirazın iptali davasının reddine karar verildiği ancak anılan kararın Yargıtay 17.Dairesi'nin 15.05.2014 tarih ve E:2014/8649, K:2014/7658 sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerinde Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.03.2015 tarih ve E:2014/557, K:2015/123 sayılı kararı ile davada idari yargının görevli olması nedeniyle dilekçenin usulden reddine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği ve davacının söz konusu tazmin talebinin işbu dava dosyamız esasında yürütüldüğü görülmektedir.

          2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinderı birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. / Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru karan ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” hükmü bulunmaktadır.

          Yukarıda yer alan Uyuşmazlık Mahkemesi kararlan kapsamında yapılan değerlendirmede; bakılmakta olan davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle; görevli merciin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Yüksek Mahkeme kararı gelinceye kadar ertelenmesine" karar vererek 09/10/2018 gün ve 2018/504 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 22/10/2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

         

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtın geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13856 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davalı idarenin yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          (Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Adıyaman İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2015 gün ve E:2014/557, K:2015/123 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

          S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Adıyaman İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2015 gün ve E:2014/557, K:2015/123 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

       Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol     

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye   

                                         Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                               AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ