Hukuk Bölümü         1997/67 E.  ,  1998/1 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : M., M.Gazetecilik ve Yayın A.Ş.

Vekili             : Av. A.S.

Davalı            : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

OLAY: D. Gazetecilik ve Yayın A.Ş.’nce çıkarılmakta olan D. Ga­zetesinin “D.” isim, imtiyaz ve rüçhan hakları, 10.3.1992 tari­hinde noterlikçe düzenlenen devir anlaşması yoluyla, 20.000.000.- TL. kar­şılığında ve 10 yıl süreyle M. A.Ş.’ne devredilmiştir.

D. Gazetecilik ve Yayın A.Ş. tarafından, 31.7.1992 günlü yazı ile, D. Gazetesinin yayın hakkının 10 yıl süreyle M. A.Ş. ne dev­redildiğinin; şirketleri adına kayıtlı dosyaya bildirilen tüm çalışanların, 1.7.1992 tarihi itibariyle M. A.Ş. adına kayıtlı dosya kapsamına alındığının; şirketlerinde 30.6.1992 tarihi itibariyle çalışan kimse kalmadığı­nın, beyan edilmesi üzerine, Ça­lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Kocaeli Bölge Müdürlüğünce her iki şirket adına açılmış olan dosyalar ile işyeri sicil numaraları iptal edilerek yapılan “işyeri el değişim” işlemi sonucunda M. A.Ş. adına yeni bir dosya açılmış ve yeni bir işyeri sicil numa­rası verilerek 26.8.1992 günlü yazı ile ilgililere bildirilmiştir.

Davacı Şirket, Bölge Çalışma Müdürlüğüne 10.5.1993 tarihinde yap­tığı itira­zın reddi üzerine, imtiyaz sahibinden yalnızca isim hakkının devra­lındığını; olayda, tüzel kişilik devrinin ve bu şirkete ait demirbaş ve matbaa makinelerinin satın alın­masının söz konusu olmadığını; her iki şirketin de, ayrı tüzel kişilik olarak ve farklı işyerlerinde faaliyetlerine devam ettiklerini ileri sürerek, Bölge Çalışma Müdürlü­ğünce yapılan devir işleminin iptali ile şirketler arasında işyeri devri yapılmadığının ve her iki işyerinin ayrı işyer­leri olduğunun tespiti istemiyle adlî yargı yerine 6.7.1993 tarihinde dava açmıştır.

Kocaeli 2. İş Mahkemesi; 8.7.1997 gün ve 1997/194/279 sayı ile, Mahke­melerinin, dava konusu işlemin iptaline ve istem doğrultusunda tes­pite ilişkin 3.4.1997 günlü, E.1993/373, K.1997/122 sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 8.5.1997 gün ve E.1997/8063, K: 1997/8456 sayı ile görev yönünden bozulması yolunda verilen karara uyarak, Yargıtay kararında belir­tildiği üzere, davanın yasal dayanağını 1475 sayılı İş Yasasının 3. maddesi oluştur­makta ise de, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasasının 1. maddesinde, bu mah­keme­lerce işçi ile işveren arasında doğan uyuşmazlıkların çözümleneceği yolunda sınır­lama öngörüldüğü; olayda ise, işveren kabul edilen davacı şirket ile Bakanlık ara­sında bir uyuşmazlık söz konusu olduğundan davanın çözümünün idari yar­gının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar ise, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı Şirket, bu kez, işyeri el değişim işlemine karşı yaptığı itirazın reddi yolundaki Bölge Çalışma Müdürlüğünün 28.5.1993 günlü işleminin iptali ile işyeri devri yapılmadığının ve iki işyerinin ayrı işyerleri olduğunun tespitine karar veril­mesi istemiyle idari yargı yerine 17.7.1997 tarihinde dava açmıştır.

Sakarya 2. İdare Mahkemesi; 18.9.1997 gün ve 1997/908-598 sayı ile, da­vacı şirkete, işyeri bildirgesi esas alınarak verilmiş olan sigorta numa­rasının iptal edilerek yayın hakkının devralındığı D. Gazetecilik ve Ya­yın A.Ş.nin dosyası ile birleştirilmek suretiyle yeni dosya numarası tahsis edilmesinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının uygulanmasından doğ­duğu; anılan Yasanın 134. maddesi uya­rınca davanın görüm ve çözümünün adlî yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görev­sizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı Şirket vekilinin 20.10.1997 gününde mahkeme kaydına giren dilek­çesi üzerine, idari yargı dosyası Sakarya 2. İdare Mahkemesi Başkanlı­ğına gönde­rilmiş olup, böylece adlî ve idari yargı yerleri arasında 2247 sa­yılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.

Başkanlığın 2.12.1997 günlü yazısı ile, adlî yargıya ait dava dosyası da ge­tirtilerek incelemeye alınmıştır.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, Üyeler: O. Hulusi Mustafaoğlu, M. Salim Özer, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Dr. Erol Alpar ve Ertuğrul Taka’nın katılımlarıyla yapılan 9.2.1998 günlü toplantısında, Raportör-Hâ­kim İsa Yeğenoğlu’nun davanın çözümünde adlî yargı yerinin görevli ol­duğu yolundaki raporu ve dosyadaki belge­ler okunduktan; ilgili Başsavcı­larca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Güneş ile Da­nıştay Savcısı Tülin Özdemir’in davanın çözümünün adlî yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra ge­reği görüşülüp düşünüldü:

Dava, gazete isim hakkının devriyle birlikte çalışanların da devredil­diği bu nedenle dosyasının geçici süre kapatılması yolunda diğer şirket tara­fından yapılan bildirim üzerine, işyerinin devredildiği gerekçesiyle ve iki şirkete ait dosyalar bir­leştirilmek suretiyle, davacı şirketin yeni dosya ve sicil numarasıyla takibine ilişkin Bölge Çalışma Müdürlüğü işleminin iptali ile şirketler arasında işyeri devri yapıl­madığı ve her iki şirketin farklı işyer­lerinde faaliyetlerini sürdürdüğü hususlarının tespiti isteminden ibarettir.

1475 sayılı İş Kanununun 3. maddesinde “Bu Kanun kapsamına gire­cek ni­telikte bir işyerini kuran, her ne suretle olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya toptan değiştiren, yapılan işin tamamlanması yüzün­den veya herhangi bir sebeple sürekli olarak çalışmasını bırakan işveren, işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını, soyadını ve adresini, varsa işveren vekil veya vekillerinin adı, soyadı ve ad­reslerini, sürekli işlerde bir ay içinde bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek zorun­dadır.” hükmü yer almakta; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münase­betlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3. maddesinde de aynı doğrultuda bir hükme yer verilmektedir. Anılan Yasalarda yer alan bu hükümler, Devletin, Anayasada yazılı olan işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanma­sını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirleri almak görevini yerine getirebil­mesi için, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izleme, denetleme ve teftiş etmesine olanak sağlamak amacını taşımaktadır.

Buna göre, işveren, anılan hükümlerde işaret edilen hususları bildir­mek su­retiyle idareye ilgili mevzuatın uygulanmasını izleme olanağını sağ­lamaktadır. Gö­rüleceği üzere, dava konusu olayda idare, bir işveren tarafın­dan yapılan bildirimi esas alarak işyeri sicil kayıtlarını tutmak suretiyle iz­leme fonksiyonunu yerine ge­tirmekte olup; ortada, idarenin kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis ettiği ve idare hukuku alanında sonuç doğuran bir işlemi bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, idarece işyeri devri olarak yapılan bu kayıt işlemi, bir özel hukuk hükmüne dayanmakta olduğu gibi; davada istenilen tespitlerin konusu itiba­riyle şirketler arasında bir devir tasarrufu olup olmadığı araştırı­lırken, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun şirketlerin birleşmesi hakkında 146-151. maddeleri ile anonim şirketlerin birleşme şekillerinden devralmaya ilişkin 451. maddesi hükümle­rinin göz önünde tutulacağı doğaldır.

Bu arada adlî yargı yerince görevsizlik kararı verilirken, işyerini bil­dirmeye ilişkin hüküm 1475 sayılı İş Kanununda yer almakla birlikte bu konuda açılan da­vaya, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren ve­killeri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddiala­rından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümüyle görevli olmak üzere ku­rulan iş mahkemelerinde bakılamayacağı ifade edilmesine karşılık, anılan Yasa maddesinin yargı yolu bakımından sınırlama öngö­rün bir hüküm taşı­madığını da belirtmek gerekir.

Yasa koyucu tarafından ilgili mevzuatta görevli yargı yerinin belir­lenmemiş olduğu hallerde, Anayasanın açık tuttuğu yargı yolunun kamu hukuku alanında idari yargı; özel hukuk alanında ise adlî yargı olduğu açık­lamayı gerektirmeyecek temel bir ölçüttür.

Belirtilen duruma göre, dava konusu işlemin idari nitelik taşımaması; uyuş­mazlığın çözümünde uygulanacak kuralların özel hukuk alanına ilişkin bulunması karşısında, davanın görüm ve çözümünde adlî yargı yerinin gö­revli olduğu açıktır

Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldı­rılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adlî yargı yerinde çö­züm­lenmesi gerektiğine, bu nedenle Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 8.7.1997 günlü, E.1997/194, K.1997/279 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 9.2.1998 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.