T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 89

            KARAR NO : 2016 / 140

            KARAR TR   : 14.03.2016

 

ÖZET: Elektrik teknisyeni olan davacının, dava dışı şirkete ait 1000 KVA’lık trafonun işletme ve bakım işlerini yürütmek için işletme sorumlusu olarak imzaladığı sözleşmenin; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 60. maddesi gereğince işletme sorumlusu olarak elektrik mühendisi dışında fen adamlarının yaptığı sözleşmenin davalı idarece kabul görmeyeceğine dair işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, anılan dağıtım şirketinin özelleştirilerek özel hukuk tüzel kişi statüsüne geçmesi ve çalışanı ile şirket arasında doğan ihtilafın bir özel hukuk ilişkisi teşkil etmesi nedeniyle ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

            Davacı             : C.Ş.

            Vekili              : Av.S.B.

            Davalı             : ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. (Eski Ünvanı A. Elektrik Dağıtım A.Ş.)

            Vekili              : Av. S.A.P.

                                                          

O L A Y         :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının elektrik teknisyeni olduğunu,  S.Ş. A.Ş.’ye ait trafonun işletme ve bakım işlerini yürüttüğünü,  Sevilen Şarapçılık A.Ş.’ye ait 1000 KVA’lık trafoya işletme sorumlusu olarak kabul edilmediğini, davalının verdiği cevabi yazıda “…4208002 tesisat nolu 1000 KVA’lık trafonuz işletme bakım ve işlerinin Ter-Man Elektrik firma yetkilisi Cumhur Şencanbaz’a verildiğini belirtilmektesiniz… Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğin 60. maddesinde; ‘Tüm yüksek gerilim kuvvetli akım tesislerinde (uzaktan kumanda edilen TM’ler hariç) işletme sorumlusu olarak en az bir elektrik sorumlusu bulundurulmalıdır. Bu mühendisin iş güvenliği ve iş emniyeti açısından sorumluluğu, tesiste uyulması gereken iş güvenliği önlemlerini tespit etmek, emniyetli bir işletme için uyulması gerekli kuralları belirlemek ve gerekli araç gereçleri tespit ederek söz konusu kurallara uyulması yönünde denetlemeler yapmaktır.’hükmü bulunmaktadır. Bu maddeye göre teknik konulardan sorumlu olacak (elektrik tesisleri işletme sorumlusu) bir elektrik mühendisi ile yapacağınız İşletme Sorumluluğu Hizmet Sözleşmesinin tarafımıza gönderilmesi gerekmektedir….” şeklinde açıklama yapılarak elektrik teknisyeni olarak görev yapan davacı ile yapılan sözleşmelerin kabul görmediğini, 1000 KVA’lık trafoda  sadece elektrik mühendislerinin çalışabileceğinin bildirildiği belirtilmekle; ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. Aydın İl Müdürlüğünün 16.03.2015 gün ve 369-20535 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargıda dava açılmıştır.

Davalı ADM Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin vekili cevap dilekçesinde; davalının “idare” değil, Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş ve sermayesinin tamamı özel sektöre ait olan bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu bu nedenle davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunmuştur.

AYDIN 2. İDARE MAHKEMESİ:02.07.2015 gün ve E:2015/284 sayılı görevlilik kararında; “…2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; "İdari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.

İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının; idari dava türlerinden biri olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

İdare, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemler özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.

Bakılan davada, davalı ADM ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş.'nin kamu tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve özel hukuk tüzel kişisi olduğu görülse de, davacının Sevilen Şarapçılık A.Ş.'ne ait 1000 KVA'lık trafoya işletme sorumlusu olarak kabul edilmemesine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemin; kamu gücüne dayalı, tek yanlı ve icrai bir idari işlem niteliğinde olduğu ve herhangi bir özel hukuk ilişkisine dayanmadığı açık olup, bu sebeple söz konusu işlemin iptali istemiyle çıkarılan ihtilafın idari yargının görev alanına dahil bulunduğu sonucuna varılmıştır…”gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddi ile görevlilik kararı vermiştir.

            Davalı ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine; dilekçe dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; “…Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı ise, idari işlemlerin idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.

Öte yandan, elektrik hizmetlerinin daha etkin, şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12/08/1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmış; daha sonra da, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesine ve 20/02/2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak çıkarılan ve 02/03/2001 tarihinde yürürlüğe giren 05/02/2001 tarih ve 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca TEAŞ; Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) unvanlarında, anonim şirket statüsünde, üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmıştır.

TEİAŞ Devletin genel enerji politikasına uygun olarak, ülkedeki tüm iletim tesislerini devralmak, elektrik iletimi, yük tevzi ve işletme planlaması hizmetlerini yürütmek üzere 01/10/2001 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. TEİAŞ, 233 sayılı KHK sistemi içinde, iktisadi devlet teşekkülü olarak ve mevcut mevzuat ve ana statüsü hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) 13/03/2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde, yeni piyasa yapısına uygun olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

Yüksek Planlama Kurulunun 11/06/2001 tarih ve 2001 /T-19 sayılı kararı ile onaylanmış, 29/06/2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren TEİAŞ ana statüsünün 3. maddesinde, Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, 21. maddesinde de ana statüde bulunmayan hususlarda KHK hükümlerinin uygulanacağı; 233 sayılı Kararnamenin 4. maddesinde ise teşebbüslerin faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir.

Elektrik sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılması amacıyla dağıtım bölgeleri baz alınarak kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve bu kapsamda TEDAŞ 02/04/2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan ADM Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (Eski ünvanı Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş.) yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Buna karşın, kamu iktisadi teşebbüsleri, ticari işletme kurup işlettikleri için tacirdirler. KİT'lerin sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kurumlara kamu hukuku müessesi vasfı vermeyip, bu kuruluşlar özel hukuk tüzel kişisi olup, ticari ilişkileri hakkında özel hukuk hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, elektrik dağıtım şirketlerinden biri olan davalı ADM Elektrik Dağıtım Şirketi (Eski ünvanı Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş.)'ne, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 17/01/2008 tarih Lisans No: ED/1678-1/1215 sayılı ile verilen Dağıtım Lisansında: ADM Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’ne (Eski ünvanı Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş.), Aydın, Denizli, Muğla illerinde 16/08/2008 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle elektrik dağıtım faaliyeti göstermek üzere 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 17/07/2008 tarihli ve 1678-1 sayılı kararı verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinde; elektrik teknisyeni olan davacının, Sevilen Şarapçılık A. Ş.'ne ait 1000 KVA'lık trafoya işletme sorumlusu olarak kabul edilmemesine ilişkin ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. Aydın İl Müdürlüğü'nün 16/03/2015 gün ve 369-20535 sayılı işleminin iptali istemi ile davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu açıklamalara göre, davalı şirketin 16/08/2008 tarihinden sonra tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir şirket olduğu anlaşıldığından ve idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilirken olayda, idare aleyhine dava açılmayıp davalı mevkiinde özel hukuk tüzel kişisinin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan ADM Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin davalı olması karşısında, davacının, davalı şirkete yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali istemine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır…” gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.03.2016 günlü toplantısında:

 

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, elektrik teknisyeni olan davacının, dava dışı S.Ş. A.Ş.’ne ait 1000 KVA’lık trafonun işletme ve bakım işlerini yürütmek için işletme sorumlusu olarak imzaladığı sözleşmenin; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 60. maddesi gereğince işletme sorumlusu olarak elektrik mühendisi dışında fen adamlarının yaptığı sözleşmenin davalı idarece kabul görmeyeceğine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Elektrik sektöründeki dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve işletme bütünlüğünü sağlamak amacıyla Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, imtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetleri TEK bünyesinde toplanmıştır. Hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve çağdaş bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır.

233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 3.maddesine ve 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak çıkarılan ve 02.03.2001 tarihinde yürürlüğe giren 05.02.2001 tarih ye 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca TEAŞ;Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) unvanlarında, anonim şirket statüsünde, üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmıştır.

TEİAŞ Devletin genel enerji politikasına uygun olarak, ülkedeki tüm iletim tesislerini devralmak, elektrik iletimi, yük tevzi ve işletme planlaması hizmetlerini yürütmek üzere 01.10.2001 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. TEİAŞ, 233 sayılı KHK sistemi içinde, iktisadi devlet teşekkülü olarak ve mevcut mevzuat ve ana statüsü hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) 13.03.2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde, yeni piyasa yapısına uygun olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

 Yüksek Planlama Kurulunun (YPK) 11.06.2001 tarih ve 2001/T-19 sayılı kararı ile onaylanmış, 29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren TEİAŞ ana statüsünün 3.maddesinde "Bu Ana statü ile teşkil olunan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür." hükmü,21 maddesinde ise, "Bu Ana statüde bulunmayan hususlarda K.H.K. hükümleri uygulanır" hükmü bulunmaktadır.233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesindeki "1. Teşebbüsler tüzel kişiliğe sahiptir. /2. Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. /3. Teşebbüsler, Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve denetimine tabi değildir. /4. Teşebbüslerin sorumlulukları sermayeleri ile sınırlıdır. Teşebbüslerin sermayesi, ilgili bakanlığın talebi üzerine Koordinasyon Kurulunca tespit edilir." hükmü ile teşebbüslerin faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir.

Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 2.4.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Aydem Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Buna karşın, Kamu iktisadi teşebbüsleri, ticari işletme kurup işlettikleri için tacirdirler. KİT'lerin sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kurumlara kamu hukuku müessesi vasfı vermeyip, bu kuruluşlar özel hukuk tüzel kişisi olup, ticari ilişkileri hakkında özel hukuk hükümleri uygulanır. Kaldı ki, elektrik dağıtım şirketlerinden biri olan davalı şirketin Aydem Elektrik Dağıtım Şirketi’ne Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 17.01.2008 tarih Lisans No: ED/1678-1/1215 sayılı ile verilen Dağıtım Lisansı’nda: AYDEM Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’ne, Aydın, Denizli, Muğla illerinde 16.08.2008 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle elektrik dağıtım faaliyeti göstermek üzere 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 17.07.2008 tarihli ve 1678-1 sayılı kararı verilmiştir Dolayısıyla, davalı şirketin bu tarihten sonra tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir şirket olduğu anlaşılmaktadır. AYDEM Elektrik Dağıtım A.Ş. olarak 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında faaliyetlerini sürdüren şirketin ticaret unvanı, aynı Kanun gereği, elektrik perakende satış faaliyetleri ile dağıtım faaliyetlerinin birbirinden ayrıştırılması sonrasında, T.C. Enerji piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 27.03.2015 tarih ve 5527-15 sayılı Kurul kararına istinaden, ADM Elektrik Dağıtım A.Ş.olarak değiştirilmiştir.

Olayda, elektrik teknisyeni olan davacının, dava dışı Sevilen Şarapçılık A.Ş.’ne ait 1000 KVA’lık trafonun işletme sorumlusu olarak yaptığı sözleşmenin, 30.11.2000 gün ve 24246 sayılı RG.de yayımlanan "Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olmadığı gerekçesiyle, davacı ile sözleşme yapılması durumunda sorumluluğun tamamen ilgili şirkete ait olacağı ve yapılan sözleşmenin davalı nezdinde kabul edilmeyeceğine dair işlemin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

            2577 sayılı “İdari Yargılama Usulü Kanunu”nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2.maddesinde İdari dava türleri sayılmış olup,

            a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak sayılmıştır.

            Bununla birlikte kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilirken olayda, idare aleyhine dava açılmayıp davalı mevkiinde özel hukuk tüzel kişisinin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, davacının, dava dışı şirket ile yüksek gerilim tesislerinde işletme sorumlusu olarak elektrik mühendisi dışında fen adamlarının yaptığı sözleşmenin davalı idarece kabul görmeyeceğine dair işlemin iptali istemine ilişkin bulunan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin görev itirazının Aydın 2. İdare Mahkemesinin 02.07.2015 gün ve E:2015/284 sayılı reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı ADM Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin görev itirazının Aydın 2. İdare Mahkemesinin 02.07.2015 gün ve E:2015/284 sayılı reddine ilişkin KARARININ KALDIRILMASINA, 14.03.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN