T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/677

KARAR NO  : 2020/755      

KARAR TR  : 14/12/2020

 

ÖZET: Vakıf Üniversitesi öğrencisi olan davacının, kendisinden haksız yere başarısız olduğu derslere ilişkin bir sonraki eğitim döneminde yeniden ücret alındığını, ayrıca başka üniversitede lisans programından mezuniyeti nedeniyle muaf olduğu derslerden de ücret alındığı iddiasıyla ve tazminat istemiyleaçılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı                                                   : S.Ç.

Vekilleri                      : Av. G.Ö. Av. A.P.

Davalı                        : Ufuk Üniversitesi Rektörlüğü

Vekilleri                      : Av. B.F. Av. G.K.

 

O L A Y                      :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı üniversiteye 2009 yılında kayıt yaptırdığını ve 2014 yılında mezun olduğunu, bu yıllar arasında müvekkilinin yıllık eğitim öğretim ücretlerini eksiksiz olarak ödediğini, davalı üniversitenin müvekkilinin başarısız olduğu derslere ilişkin bir sonraki eğitim döneminde yeniden ücret aldığını, ayrıca müvekkilinin daha önce Hacettepe Üniversitesinde lisans programından mezuniyeti nedeniyle muaf olduğu derslerden de ücret aldığı, bu ücretlerin haksız olarak alındığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.100,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 11. TÜKETİCİ MAHKEMESİ:16/04/2015 gün, E:2015/371, K:2015/962 sayılı dosyada "Davalı vakıf üniversitesinin kamu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği her türlü zararın tazmini istemi ile açılan davalarda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanmasının gerektiği, bu hususların saptanmasının ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 Sayılı Yasanın 2.maddesinin 1 .fıkrasının ( b) bendi kapsamında bulunan tam yargı davasının görülmesi ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu” gerekçesi ile "HMK.nun          114/1-b maddesiuyarınca davanın usulden reddine" dair verdiği kararın temyiz edilmeksizin 16/06/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili bu kez benzer istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 1. İdare Mahkemesi: 28.04.2016 gün ve E:2015/1984, K:2016/1360 sayılı dosyada "davanın süre aşımından reddine" karar vermiş, karar aleyhine itiraz yoluna başvurulmuştur.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi: 15.02.2017 gün ve E:2016/272, K:2017/460 sayılı kararıyla "2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen süresi içinde açılan davanın esastan incelenmesi gerektiği" görüşüyle itirazın kabulü ile kararın bozulmasına hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir.

Ankara 1. İdare Mahkemesi: 11.02.2019 gün ve E:2018/984, K:2019/246 sayılı dosyada bu kez "davanın reddine" karar vermiş, karar aleyhine istinaf yoluna başvurulmuştur.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi: 11.03.2020 gün ve E:2019/3492, K:2020/616 sayılı kararıyla "görülmekte olan uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğu hususundaki Uyuşmazlık Mahkemesi kararları da dikkate alınarak, 2247 sayılı Yasanın 19. Maddesi gereği dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi ile verilecek kararın beklenerek sonucuna göre hüküm verilmesi gerektiği"" görüşüyle istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir.

ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ: 13.10.2020 gün ve E:2020/1091 sayılı kararı ile “Anayasanın "Yükseköğretim Kurumlan" başlıklı 130. maddesinin 1. fıkrasında, "Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur."; 2. fıkrasında, "Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumlan kurulabilir."; 10. fıkrasında. "Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlan, mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumlan için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir." hükmüne yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3/c maddesinde, vakıflar tarafından yüksek öğretim kurumu açılabileceği kabul edilmiş, aynı maddenin (d) bendinde, ayrım yapılmaksızın, üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 5/f maddesinde, üniversitelerin kalkınma plan ve programlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulacağı belirtilmiş olup; aynı Kanun’un 7/d maddesinde, Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde, yeni üniversite kurulmasına ve gerektiğinde birleştirilmesine ilişkin öneri ve görüşlerin Milli Eğitim Bakanlığına sunulması, bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılması, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına sunmak Yükseköğretim Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır. Anılan Kanun'un Ek 2. maddesinde, vakıfların kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla yükseköğretim kurumlan kurabilecekleri düzenlenmiş olup; Ek 6. maddesinde, kurulacak yükseköğretim kurumunun, vakıf tüzel kişiliği dışında ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olacağı; Ek 11. maddesinde "(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Yapılan denetimler sonucu faaliyet izninin kaldırılmasını gerektiren durumları tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumlan ile kurucu vakıflarına kayyım atanan vakıf yükseköğretim kurumlarının faaliyet izni, Yükseköğretim Kurulunun teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kaldırılır. Bu durum, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş kanununun yürürlükten kaldırılmasının sağlanması için Yükseköğretim Kurulu tarafından Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bu şekilde faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler Yükseköğretim Kurulu tarafından garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet üniversitesine intikal ettirilir."(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarının malvarlığı, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun resmî tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilir. Resmî tasfiye süreci Yükseköğretim Kurulu tarafından başlatılır. Yetkili ve görevli mahkemece Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun birer temsilcisi tasfiye memuru olarak atanır. Tasfiye giderleri, tasfiye olunan vakıf yükseköğretim kurumunun malvarlığından karşılanır. Tasfiye işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye süresince vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemez, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dâhil her türlü icra takibatı durur ve yeni icra takibi yapılamaz. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkar. Tasfiye süresi boyunca zamanaşımı süresi işlemez."; (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye sonucunda kalan malvarlığı kurucu vakfa geçer."; (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Kurucu vakıflarına kayyım tayin edilen veya faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı ve üyeleri ile tüm yöneticilerinin görevleri kendiliğinden sona erer. ..."(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması hâlinde durdurulma süresince, kurumun idaresi, eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere Yükseköğretim Kurulunca garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet yükseköğretim kurumuna verilir. Bu vakıf yükseköğretim kurumunun kurucu vakfının yönetim organı başkan ve üyeleri ile vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı, üyeleri ve tüm yöneticilerinin görevleri, faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararı ile birlikte sona erer. Bu kurucu vakfa, Yükseköğretim Kurulu ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından kayyım atanır.", (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Bu madde kapsamına giren vakıf yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim ücretlerinin belirlenmesine, öğrencilerin nakline, eğitim öğretimin ve diğer işlemlerin aksamadan yürütülmesine ilişkin her türlü tedbirleri almaya ve düzenleme yapmaya Yükseköğretim Kurulu yetkilidir. (Ek fıkra: 19/11/2014-6569/31 md.)"; Ek 15. maddesinde, vakıf tüzelkişiliğinin herhangi bir şekilde nihayete ermesi halinde, vakıf yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğinin devam" edeceği ve vakıf tarafından yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğine tahsis edilen her türlü taşınır ve taşınmaz mal, araç-gereç, malzeme, para ve ekonomik değeri olan hakların yükseköğretim kurumunun mülkiyetine geçeceği, bu durumda vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti üyeleri ile yükseköğretim kurumu yöneticilerinin seçilmesi yetkisinin. Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce bir başka vakfa devredileceği hükme bağlanmıştır.

2547 sayılı Kanunun Ek 10. maddesinde, "Vakıflar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumlan çalışmalarını Devlet yükseköğretim kurumlan gibi, her ders yılı sonunda Yükseköğretim Kuruluna sunarlar. Bu kurumlar mali, idari ve ekonomik konularda Yükseköğretim Kumlunun gözetim ve denetimine tabidirler." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan yasal düzenlemelerden, vakıf üniversitelerinin mali ve idari konularda özerkliğe sahip olarak faaliyette bulunduğu; öğrenci ücretlerinin mütevelli heyetince belirlendiği anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından 2009-2014 yılları arasında eğitim gördüğü Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yıllık eğitim-öğretim ücreti ücretlerini eksiksiz olarak ödediğini, kendisinden başarısız olduğu dersler ilişkin bir sonraki eğitim döneminde yeniden ücret alındığını, ayrıca Hacettepe Üniversitesi'nde lisans programından mezuniyeti nedeniyle muaf olduğu derslerden de ücret alındığını, bu ücretlerin haksız olarak alındığı belirtilerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.100,00 TL'nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle Ufuk Üniversitesine karşı Ankara 11. Tüketici Mahkemesinin 2015/371 esas sayısına kayden açılan davada, anılan Mahkemece 16.04.2015 tarih ve E:2015/371, K:2015/962 sayılı kararı ile "davada idari yargının görevli olduğundan, davanın usulden reddine" karar verildiği, anılan kararın taraflarca temyiz edilmeyerek 16.06.2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine, işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Vakıf üniversitelerinin, kamu tüzelkişiliğine sahip oldukları ve kamu hizmeti yürüttükleri konusunda kuşkuya yer yok ise de, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 46. maddesine göre Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen öğrenci başına cari hizmet ödeneğinden her yıl Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş Devletçe karşılanacak kısmı dışında kalan ve “öğrenci katkısı*’ olarak adlandırılan ödeme, bu hizmet nedeniyle kanunla getirilen mali bir yükümlülük olmasına karşılık, mütevelli heyetlerince hizmet karşılığı olarak belirlenen ve uyuşmazlığa konu edilen öğrenci ücretleri bu niteliği taşımamaktadır.

Bu durumda, vakıf üniversitesi ile öğrencisi arasında alacak-borç ilişkisinden doğan eğitim-öğretim ücretlerine ilişkin uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, dolayısıyla davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmıştır.

Nitekim; benzer bir uyuşmazlıkta verilen Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 26/11/2018 tarih ve E:2018/765, K:2018/786 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine" karar vererek, 26/10/2020 gün, 2020/1091 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 06/11/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.12.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ' nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan davacının, kendisinden haksız yere başarısız olduğu derslere ilişkin bir sonraki eğitim döneminde yeniden ücret alındığını, ayrıca Hacettepe Üniversitesi'nde lisans programından mezuniyeti nedeniyle muaf olduğu derslerden de ücret alındığı iddiasıyla ve tazminat istemiyle açılmıştır.

Anayasanın "Yükseköğretim Kurumları" başlıklı 130. maddesinin 1. fıkrasında, "Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur."; 2. fıkrasında, "Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir."; 10. fıkrasında. "Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir." hükmüne yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3/c maddesinde, vakıflar tarafından yüksek öğretim kurumu açılabileceği kabul edilmiş, aynı maddenin (d) bendinde, ayrım yapılmaksızın, üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 5/f maddesinde, üniversitelerin kalkınma plan ve programlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun görüşü veya önerisi üzerine kanunla kurulacağı belirtilmiş olup; aynı Kanun'un 7/d maddesinde, Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde, yeni üniversite kurulmasına ve gerektiğinde birleştirilmesine ilişkin öneri ve görüşlerin Milli Eğitim Bakanlığına sunulması, bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılması, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına sunmak Yükseköğretim Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır. Anılan Kanun'un Ek 2. maddesinde, vakıfların kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla yükseköğretim kurumları kurabilecekleri düzenlenmiş olup; Ek 6. maddesinde, kurulacak yükseköğretim kurumunun, vakıf tüzel kişiliği dışında ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olacağı; Ek 11. maddesinde "(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Yapılan denetimler sonucu faaliyet izninin kaldırılmasını gerektiren durumları tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumları ile kurucu vakıflarına kayyım atanan vakıf yükseköğretim kurumlarının faaliyet izni, Yükseköğretim Kurulunun teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kaldırılır. Bu durum, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş kanununun yürürlükten kaldırılmasının sağlanması için Yükseköğretim Kurulu tarafından Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bu şekilde faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler Yükseköğretim Kurulu tarafından garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet üniversitesine intikal ettirilir."(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarının malvarlığı, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun resmî tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilir. Resmî tasfiye süreci Yükseköğretim Kurulu tarafından başlatılır. Yetkili ve görevli mahkemece Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun birer temsilcisi tasfiye memuru olarak atanır. Tasfiye giderleri, tasfiye olunan vakıf yükseköğretim kurumunun malvarlığından karşılanır. Tasfiye işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye süresince vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemez, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dâhil her türlü icra takibatı durur ve yeni icra takibi yapılamaz. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkar. Tasfiye süresi boyunca zamanaşımı süresi işlemez."; (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Tasfiye sonucunda kalan malvarlığı kurucu vakfa geçer."; (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Kurucu vakıflarına kayyım tayin edilen veya faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı ve üyeleri ile tüm yöneticilerinin görevleri kendiliğinden sona erer. ..."(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması hâlinde durdurulma süresince, kurumun idaresi, eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere Yükseköğretim Kurulunca garantör üniversiteye veya belirlenecek bir Devlet yükseköğretim kurumuna verilir. Bu vakıf yükseköğretim kurumunun kurucu vakfının yönetim organı başkan ve üyeleri ile vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı, üyeleri ve tüm yöneticilerinin görevleri, faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararı ile birlikte sona erer. Bu kurucu vakfa, Yükseköğretim Kurulu ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından kayyım atanır.", (Ek fıkra: 20/8/2016-6745/15 md.) Bu madde kapsamına giren vakıf yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim ücretlerinin belirlenmesine, öğrencilerin nakline, eğitim öğretimin ve diğer işlemlerin aksamadan yürütülmesine ilişkin her türlü tedbirleri almaya ve düzenleme yapmaya Yükseköğretim Kurulu yetkilidir. (Ek fıkra: 19/11/2014-6569/31 md.)"; Ek 15. maddesinde, vakıf tüzelkişiliğinin herhangi bir şekilde nihayete ermesi halinde, vakıf yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğinin devam" edeceği ve vakıf tarafından yükseköğretim kurumu tüzelkişiliğine tahsis edilen her türlü taşınır ve taşınmaz mal, araç-gereç, malzeme, para ve ekonomik değeri olan hakların yükseköğretim kurumunun mülkiyetine geçeceği, bu durumda vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti üyeleri ile yükseköğretim kurumu yöneticilerinin seçilmesi yetkisinin, Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce bir başka vakfa devredileceği hükme bağlanmıştır.

2547 sayılı Kanunun Ek 10. maddesinde, "Vakıflar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumları çalışmalarını Devlet yükseköğretim kurumları gibi, her ders yılı sonunda Yükseköğretim Kuruluna sunarlar. Bu kurumlar mali, idari ve ekonomik konularda Yükseköğretim Kumlunun gözetim ve denetimine tabidirler." hükmüne; Ek 26. maddesinde ise, "Üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerinin açmış oldukları yaz okullarına katılacak öğrencilerden, toplam ikiyüzseksen ders saatine karşılık olmak ve 46 ncı madde uyarınca belirlenen yıllık öğrenci katkı payının iki katını aşmamak üzere Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek miktarda yaz okulu öğretim ücreti alınır. ..." hükmüne yer verilmiş, Ek 26. maddeye dayanılarak YÖK tarafından hazırlanan "Yükseköğretim Kurumlarında Yürütülen Yaz Okulları Programları Uygulama Esas ve Usulleri" ile yükseköğretim kurumlarında yaz okullarının açılması, öğrencilerden alınacak öğretim ücretleri, bu programlarda fiilen ders veren öğretim elemanlarına ödenecek ek ders ve sınav ücretleriyle anılan programlarda uygulanacak diğer hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiş, davalı üniversite tarafından, hazırlanan "lisans ve ön lisans eğitim öğretim yönetmeliği"nin 1.7 maddesinde "Bilkent Üniversitesi’nde eğitim-öğretim ücretlidir. Değişik programlara devam edebilmek için ödenecek yıllık eğitim ücreti Mütevelli Heyeti tarafından belirlenir. Yurtdışından Öğrenci Kabulüne İlişkin Esaslar doğrultusunda kayıt yaptıran öğrenciler, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti tarafından belirlenen uluslararası öğrenci eğitim ücretine tabi olur. Özel öğrenciler katıldıkları derslerin sayısı ve kredi saati esas alınarak Rektörlük tarafından belirlenen esaslara göre eğitim ücreti öder. Yaz döneminde verilen derslerin ücretleri kredilerine göre Rektörlük tarafından belirlenir" hükmüne yer verilmiştir.

Anılan yasal düzenlemelerden, vakıf üniversitelerinin mali ve idari konularda özerkliğe sahip olarak faaliyette bulunduğu; öğrenci ücretlerinin mütevelli heyetince belirlendiği anlaşılmaktadır.

Vakıf üniversitelerinin, kamu tüzelkişiliğine sahip oldukları ve kamu hizmeti yürüttükleri konusunda kuşkuya yer yok ise de, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 46. maddesine göre Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen öğrenci başına cari hizmet ödeneğinden her yıl Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş Devletçe karşılanacak kısmı dışında kalan ve “öğrenci katkısı” olarak adlandırılan ödeme, bu hizmet nedeniyle kanunla getirilen mali bir yükümlülük olmasına karşılık, mütevelli heyetlerince hizmet karşılığı olarak belirlenen ve uyuşmazlığa konu edilen öğrenci ücretleri bu niteliği taşımamaktadır.

Bu durumda, vakıf üniversitesi ile öğrencisi arasında alacak-borç ilişkisinden doğan ders ücretlerine ilişkin uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 11. Tüketici Mahkemesinin 16/04/2015 gün, E:2015/371, K:2015/962 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

           

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 11. Tüketici Mahkemesinin 16/04/2015 gün, E:2015/371, K:2015/962 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.12.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Burhan

ÜSTÜN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

  Ahmet

ARSLAN