Hukuk Bölümü         2011/188 E.  ,  2011/278 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

Davacı            : M.G.          

Vekili              : Av. M.A.

Davalı             : 1- Adli Yargıda

a)     Elazığ İl Özel İdaresi

Vekili              : Av. S.D.A.

b)     Gözebaşı Köyü Muhtarlığı

2- İdari Yargıda

                              Elazığ İl Özel İdaresi

 

O L A Y          : Davacının Elazığ İli, Merkez Gözebaşı Köyü sınırları içerisinde tapunun 2397 parsel sayılı taşınmazı bulunmaktadır. Köyün su ihtiyacını karşılamak amacıyla döşenen su borusu hattı davacının bahçesinden geçirilmiştir.

Davacının talebi üzerine Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/172 Değişik İş sayılı dosyasında, su boru hattı sebebiyle ağaçlarda oluşan zararın 975.00 TL olduğuna yönelik tespit yapılmıştır.

Davacı vekili taşınmazda dikili 11-13 yaşlarında meyve ağaçlarının olduğunu, bu ağaçların bir kısmının Muhtarlık ve İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından çekilen yer altı su tesisatı sebebiyle, hiçbir haber verilmeksizin, herhangi bir istimlak yapılmaksızın sökülerek boru döşendiğini ileri sürerek, sökülen ağaçların bedelinin davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ELAZIĞ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ; 17.12.2009 gün ve E:2009/1176, K:2009/1433 sayı ile, davanın davacıya ait taşınmaz içerisinde bulunan ağaçların su borusu döşenmesi nedeni ile sökülmesinden dolayı uğranılan zararın davalılardan tahsili davası olduğu, yapılan su borusu döşeme ve götürme işleminde yapılan hizmetin kamu hizmeti olduğu hizmetin idari işlem nedeniyle yapıldığı ve bunun sonucu olarak zararın doğduğu 11.2.1959 tarih ve 17/15 sayılı içtihatı birleştirme kararı göz önüne alındığında bu tür davaların idari yargının görev alanına girdiği ve tam yargı davası olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar vermiş bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ELAZIĞ 1. İDARE MAHKEMESİ; 7.6.2011 gün ve E:2010/83 sayı ile, davacıya ait taşınmaz üzerinden, köy halkının su ihtiyacını karşılamak amacıyla geçirilen hattın davacının bahçesindeki ağaçlara zarar verdiğinden bahisle meydana gelen zararların tazmini amacıyla açılan davada, davalı idarece tesis edilen bir işlemin bulunmasına karşın davacının özel mülkiyetinde bulunan taşınmazından su hattı geçirilmesi suretiyle hukuka aykırılıkla malul bir idari işlemle davacının mülkiyet hakkına saldırının söz konusu olduğu ve bunun maddi ve fiili icra yolu ile uygulanması nedeniyle fiili yol halinin bulunduğu görüldüğünden anılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle Mahkemelerinin görev alanı içinde bulunmadığı sonucuna varılan davada görevli yargı merciinin belirlenmesi için, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, davanın Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı kararının kesinleşmiş örneği gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Elazığ İli, Merkez Gözebaşı Köyünün su ihtiyacını karşılamak amacıyla döşenen su borusu hattının, davacının bahçesinden geçirilmesi suretiyle bahçesinde bulunan ağaçlara zarar verildiği ileri sürülerek 975.00 TL nin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Gözebaşı Köyünün içme ve kullanma suyu tesisinin 1987 yılında köy hizmetleri müdürlüğünce tamamlandığı ve isale edilen suyun köy ihtiyaçlarını karşılamaması üzerine 2007 senesinde eski sondaj kuyusunun yanına yeni bir sondaj kuyusunun açıldığı ve bu kuyudan elde edilen suyun tesise kazandırılması amacıyla 2009 yılı KÖYDES yapım programı kapsamında 1987 senesinde su hattının geçtiği güzergaha paralel olarak aynı araziler üzerinden yeni hattın geçirildiği ve 1987 tarihinde hattın geçirildiği güzergah üzerinde evleri bulunan taşınmaz sahiplerince bir itirazın bulunmadığı ayrıca konuya ilişkin bir davanın açılmadığı gerekçe gösterilerek yeni yapılan hat için kamulaştırma yönünde bir işlem yapılmadığı dava dosyası içeriğinde bulunan belgelerden anlaşılmıştır.

İdarece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmaza fiilen el atılarak spor tesisi inşaatına başlanılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde, "İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

            Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

            Bu bendde anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

Dosya kapsamından, davacıya ait parselden onun bilgisi dışında su borusu geçirilmesi çalışmalarının yapılması sırasında taşınmazdaki ağaçlara zarar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, idarenin davacıya ait taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Elazığ 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 17.12.2009 gün ve E:2009/1176, K:2009/1433 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 19.12.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.