Hukuk Bölümü         2008/252 E.  ,  2009/178 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. N.A.

Davalı            : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. G.A.

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde, Büyükşehir Belediyesinin Birlik Mahallesi, Aşıkpaşa Mahallesi, Öveçler 2. Cad., M. Kemal Mâh., Keklikpınarı, Sokullu Mehmet Paşa Caddesi ve  Ş. Cengiz Karaca Mahallesindeki  yol ve asfalt çalışmaları esnasında davacı Kuruma ait kablolara hasar verdiğinden; davalıya, 2007 HE 2583, 2582, 2556, 2524, 2519, 2516, 2512, 2509, 2522 Hasar Nolu bildirimler ve kesin hesap cetvelleri ile borç tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen hasar bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün E:2007/3881 sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığı ve  dosyasına kayden gönderilen ödeme emrine itiraz ederek  takibi durdurduğunu, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek; davalının Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün E: 2007/3881 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, itiraz nedeni ile %40' tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİ; 08.11.2007 gün ve E:2007/1469, K:2007/2365 sayı ile, dava dilekçesi ile  davalının  cevap dilekçesini özetledikten sonra; davanın, davalının yol yapımı sırasında gerekli tedbirleri almaması sonunda iş makinesi ile davacıya ait yerde döşeli olan kablolara verilen zararın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu; dosya içinde bulunan, Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2007/3881 sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı/alacaklı tarafından 02.04.2007 tarihinde, davalı/borçlu aleyhine başlatmış olduğu ilamsız takipte, 1.432,78.-YTL. asıl alacak, 98,05.-YTL. gecikme zammı, 17,65.-YTL. gecikme zammının KDV'si, 257.90.-YTL. asıl alacağın KDV'si olmak üzere toplam: 1.806,38.-YTL. alacağın tahsilinin istendiği, borç sebebi olarak muhtelif fatura ve kesin hesap cetvellerinin gösterildiği, borçluya ödeme emrinin 11.04.2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 17.04.2007 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiği, bunun üzerine takibin durdurulduğunun anlaşıldığı; Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının 2006/2007 yılı çalışma programı gereğince imar planı ve profillerine göre yeni yol açımı bordur ve tretuvar ile yol kotlarının yeniden düzenlenmesi çalışmalarının yapıldığı, davaya konu hasarın da bu çalışmalar şuasında meydana getirildiği hususunun, tarafların beyanları ve dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı; kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Belediyenin kamu hizmeti verdiği,  zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi bulunmadığı,   hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunun 2.maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak İdari Yargı yerinde açılmasının gerektiği,  Adli Yargı yerinin görevli olmadığı (17.11.2003 tarihli ve 2003/50-76 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ve Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 03.05.2005 tarih ve 2004/7773-2005/4609 sayılı kararı da bu yöndedir.) gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.          

ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ; 14.05.2008 gün ve E:2008/1385 sayı ile, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun "İtirazın İptali" başlıklı değişik 67. ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi hükmüne yer verdikten sonra; dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesinin 13.12.2006 -11.01.2007 tarihleri arasında asfalt yol çalışmaları sırasında şirkete ait kabloların hasara uğradığından bahisle hasar bedelinin ödenmemesi sebebiyle Ankara 8.İcra Müdürlüğü'nün 2007/3881 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, gönderilen ödeme emrine adı geçen idarece itiraz edilmesi üzere takibin durdurulduğu, davacı tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve haksız itiraz yapıldığı iddiasıyla %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle 16.07.2007 tarihinde Ankara 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin E:2007/1469 esasında kayıtlı davanın açıldığı, anılan Mahkemenin 08.11.2006 tarih ve K:2007/2365 sayılı kararıyla hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesi uyarınca tam yargı davası olarak idari yargıda açılması gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine 17.03.2008 tarihinde Mahkemelerinde görülmekte olan iş bu davanın açıldığının anlaşıldığı;  uyuşmazlığın, davacı şirkete ait kabloların hasara uğramasından davalı belediyenin sorumlu olduğu iddiasına dayandığı ve hizmet kusuru iddiasıyla açılacak bir tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı merciinin görevli olacağında kuşku bulunmamakla birlikte, bakılan davanın bir tam yargı davası olmaması, idari yargıda söz konusu savla bir dava açılmadan doğrudan icra takibine gidilerek ödeme emri gönderilmesi sonucu takibe yapılan itirazın iptali davası olması yönüyle, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca adli yargı merciinin görevine girdiği; açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı merciinin görevinde olduğu sonucuna varıldığından, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 06.07.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40' tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

            Sözkonusu değişik 67. madde, “Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemeyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

            Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir. 

            İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

            Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa bir daha ilâmsız takip talebinde bulunamaz.

            Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini taşımaktadır.

            Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının  kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 08.11.2007 gün ve E:2007/1469, K:2007/2365 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.07.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.