Hukuk Bölümü         2013/1585 E.  ,  2013/1811 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : S.S.Antalya Koru Arsa Ve Konut Yapı Kooperatifi

Vekili      : Av. O.S.

Davalılar  : 1-Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili     : Av. C.Ö.

               2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. A.K. 

O L A Y  : Davacı vekili,  müvekkili kooperatifin,  Antalya Merkez Güzeloba Köyü Kütüklü mevkiinde kain1 hektar4.000.m2 yüzölçümlü 2001 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, bölgede yapılan imar uygulaması ile Antalya Merkez Güzeloba Mahallesi 12098 ada 4 parsel sayılı imar parselinin müvekkili kooperatife verildiğini;   müvekkillerine ait taşınmazın ise 12108 ada 1 parsel numarası ile Muratpaşa Belediyesi adına belediye fidanlığı olarak tescil edildiğini; müvekkilinin, davalı Belediyeden 25.10.1995 tarihinde ruhsat alarak taşınmaz üzerinde yapılaşmaya başladığını, belli seviyeye kadar da getirdiğini; inşaat ruhsatına dayanak oluşturan imar planının hukuki dayanağı olan 30.06.1994 tarih ve 27 sayılı Encümen Kararının, Antalya İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden bahisle,  davalı Belediyenin 21.06.1999 tarihinde ruhsatı iptal ederek yapı tatil zaptı düzenlediğini;  fiilen ve hukuken inşaatın durdurulduğunu; bu süreçte İdare Mahkemesinin plan iptal kararına dayanarak maliye hazinesinin, müvekkili kooperatifin planla malik olduğu tapunun iptali için açtığı davada, Antalya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/811 E.2007/153 K.sayılı kararı ile tapunun iptal edildiğini; bu arada, imar planının Yargı Kararına uygun olarak düzenlenmesi beklenirken, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün(DHMİ), kooperatife ait 12098 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölgenin imar planlarının değiştirilmesi için mahalli idarelere talimat verdiğini;  talimat sonucu Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin 30.07.1998 gün ve 36 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli imar planında; Muratpaşa Belediye Meclisinin 17.09.1998 gün ve 33 sayılı kararı ile de 1/1000 ölçekli imar planlarında değişiklik yapılarak HAVA YOLU VE TESİS ALANLARI olarak tescilinin sağlandığını; öte yandan DHMİ’nin yine Muratpaşa Belediye Başkanlığına gönderdiği 17.02.2006 tarih B,11,2,DHM.080.05.00.490.9550-1845 sayılı yazıları ile, müvekkili kooperatifin binalarının bulunduğu bölgede her hangi bir imar planı değişikliğinin yapılmaması gerektiği vurgulanarak, kooperatifin burada inşaatlarının devamını imkansız hale getirdiğini; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ile davalı Belediye arasında gidip gelen yazışmalar ile  müvekkili kooperatifin fiilen ve hukuken kilitlendiğini;  inşaata devam edilemediği için yapıların doğa ve beşeri tehditlere açık hale geldiğini; faydalanma imkanı bulunmayan binaların korunması için 24 saat bekçi bulundurmanın külfet olduğunu,  yapıların sıcak- soğuk-rüzgar-yağmur gibi doğal yıpranmalarına engel olunamadığını;  müvekkili kooperatifin imar parselinin iptal edilerek hâzineye geçtiğini, kendi kadastro parseline geri dönüş isteğinin, Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/476 E.2010/126 K sayılı kararı ile özetle,  Antalya İdare Mahkemesinde bu parsel için dava bulunmadığından ve hukuki dayanağı sürdüğünden denilerek, reddedildiğini; müvekkil kooperatifin çaresizlik içinde kaldığını, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne müracaatla inşaata devam etme, devam etme imkanı kalmamış ise kamulaştırılması isteminde bulunulduğunu, çözüme ulaşılamadığını;  müvekkili kooperatifin imar planı öncesinde bölgede bir taşınmaz edindiğini;  davalı Belediyenin yaptığı imar planı ile bu parseli kendi adına tescil ettiğini, müvekkiline 12098 ada 4 parselin verildiğini, müvekkilinin, kuruluş amacına uygun olarak ortaklarına konut üretmek için yasalara uygun biçimde davalı Belediyeden ruhsat aldığını;  ruhsata uygun olarak konut üretmeye başladığını, hukuki ve inşai faaliyetlerini kurallara uygun biçimde yaptığı halde, kıt kaynaklarla konut sahibi olma amacıyla birleşmiş insanların birikimlerinin bloke edildiğini, çürümeye sürüklendiğini; geçen süreler dikkate alındığında çözüm için makuliyetin ortadan kalktığını; kooperatifin, dolayısıyla ortakların zarara sürüklendiğinin açık olduğunu; davalı Belediyenin arsa için yeni imar planı ile çözüm üreteceği umudunun sürdüğünü,  ancak yapılar için bu umudun hiç kalmadığını, DHMİ’nin yukarıda izah ettikleri gibi, yapılaşmayı imkansız hale getirmiş olduğunu; bu durumun oluşmasında müvekkili kooperatifin hiç bir kusurunun bulunmadığını;  planı yapan, ruhsatı veren, yapıyı durduran ve fiili duruma çözüm bulması gerekenin davalılar olduğunu;  yerinde bir çözüm bulunamadığı için, oluşan zararın müsebbiblerinin, zararı tazminle yükümlü olduğunu ifade ederek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, tahkikat sonucunda müvekkilinin gerçekleşen maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, asgari 100.000.TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idarelerden Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekili, süresi içerisinde görev itirazlarında bulunmuştur.

ANTALYA 6.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 22.5.2013 gün ve E:2013/58 sayı ile, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı idarelerden Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan imar planı ve değişiklikleri, parselasyon işlemi, inşaat ruhsatının iptali, inşaatın mühürlenmesi amacıyla yapı tatil tutanağı düzenlenmesinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler niteliğinde bulunduğu;  idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu;  dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, parselasyon işlemi sonrasında davacıya verilen taşınmaz üzerinde inşaat ruhsatı alınarak yapılaşmaya başlanıldığı, inşaat belirli bir aşamaya gelince alanda imar planı değişikliği yapıldığı ve taşınmaza "havayolu ve tesis alanı" fonksiyonunun verildiği, inşaat ruhsatının iptal edilerek yapı tatil tutanağının düzenlendiği, imar planı değişikliği yapılmak suretiyle taşınmazın kullanımının eski hale getirilmesi yolundaki başvurular sonuçsuz kaldığından inşaatlara devam edilemediği, bu nedenle de yapıların mühürlenmesine kadar geçen sürede yapılanların değerinin ödenmesi gerektiği öne sürülerek idarelerin işlemlerinden dolayı zarara uğranıldığından bahisle, maddi tazminat istenildiğinin anlaşıldığı; dolayısıyla, davalı idarelerce 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan işlemler nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin Vinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmadığından, davanın      imar         mevzuatı hükümleri çerçevesinde İdari Yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, Davalı idarelerden Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin, anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, anılan idare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacı Kooperatife ait taşınmaz üzerinde inşaat ruhsatı alınarak yapılaşmaya başlanıldığı, inşaat belirli bir aşamaya gelince alanda yapılan imar planı değişikliği sonucu taşınmazın "havayolu ve tesis alanı" kullanımına ayrıldığı, inşaat ruhsatının iptal edilerek yapı tatil tutanağının düzenlendiği, imar planı değişikliği yapılmak suretiyle taşınmazın kullanımının eski hale getirilmesi yolundaki başvuruların da sonuçsuz kaldığı öne sürülerek, davalı idarelerin işlemlerinden dolayı oluşan zarar nedeniyle şimdilik 100.000 TL. maddi tazminatın dava açma tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Açılan davaya ilişkin olarak Muratpaşa Belediye Başkanlığı  vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde;  Davacının da maliki olduğu Güzeloba mah. 2001 parselin de bulunduğu alanda, 30.06.1994 gün ve 27 sayılı encümen kararı ile parselasyon işlemlerinin, yapıldığı, bu işlemler sonucunda, 12091, 12092, 12093, 12094, 12095, 12096, 12097, 12098, 12099, 12100, 12108 nolu imar adalarının oluştuğunu; parselasyon işlemlerinin bir kısmına karşı iptal davası açıldığını, yapılan  parselasyon işlemlerinin bir kısmının, Antalya 1.idare Mahkemesinin 1995/234E., 1995/236E, 1995/235E., 1995/238E., 1995/237E., 1995/239E., 1994/1880E., 1994/1879E., 1994/1878E. sayılı dosyaları ile iptal edildiğini;  ancak davacı tarafça, dava konusu parsele ilişkin yapılan parselasyon işleminin iptali için idari yargıda dava açılmamış olduğunu; idari yargıda yapılan yargılama sonucu iptal edilen parselasyon uygulamaları nedeniyle, plan tadilatı yapılması gerektiğini;  bu nedenle Belediye Meclisinin 17.09.1998 gün ve 33 sayılı kararıyla plan tadilatı yapıldığını; yapılan plan tadilatında, uygulaması yapılan parsellerin bir kısmının havayolu ve tesis alanı içinde kalması nedeniyle ve mahkeme kararlarının da yerine getirilmesi amacıyla, uygulamaya giren parsellerin, kadastral kayda dönüştürülerek yeniden parselasyon yapılmasının zorunlu hale geldiğini; bunun üzerine müvekkili idarece, Devlet Hava Meydanları işletmesi Genel Müdürlüğüne, (DHMİ) dava konusu taşınmazın da içinde bulunan alanda revizyon planı yapılıp yapılamayacağı, bu alanın havaalanı sınırlarından çıkartılmasının mümkün olup olmadığının sorulduğunu, DHMİ'nce 17.02.2006 tarihli yazı ile bu sahada herhangi bir plan değişikliği yapılmaması gerektiği hususunun kendilerine bildirildiğini; bu alanda kalan taşınmazlardan, parselasyon işlemleri iptal edilenlerle ilgili olarak, ilgililer tarafından adli yargıda kadastral kayda dönüş istemli davalar açılarak, bu taşınmazlarda kadastral kayda dönüşü sağlanmış ise de, davacının parselasyon işleminin iptali için idari yargıda dava açmaksızın adli yargıda kadastral kayda dönüş için başvurduğunu; davacı, her ne kadar kadastral kayda dönüş istemiyle Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/476E. sayılı dosyasıyla dava açmış ise de, yapılan parselasyon işlemine süresi içinde itiraz etmediği, sonrasında da parselasyon işleminin iptali için dava da açmadığı gözetilerek, geçerli ve yürürlükte olan bir parselasyon işleminin varlığı gözetilerek davasının reddine karar verilmiş olduğunu;  taşınmazın sicil kaydının dayanağını oluşturan işlem iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruduğu için, Yargıtayın bozma kararı da gözetilerek, davacı tarafça Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/476E. sayılı dosyasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş olduğunu,  bu kararın kesinleştiğini; kadastral kayda dönüşüne karar verilen aynı bölgedeki diğer taşınmazlar açısından, mahkeme kararlarına istinaden ve 17.09.1998 gün ve 33 sayılı Meclis kararıyla yapılan plan tadilatına uygun olarak İmar Kanunu 18.maddesi uyarınca (12.02.2013 gün ve 249 sayılı Encümen kararı ile) parselasyon işlemi yapılmış olduğunu savunmuştur. 

3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan imar planları,  imar planı değişiklikleri, parselasyon işlemi,  inşaat ruhsatının iptali, inşaatın mühürlenmesi amacıyla yapı tatil tutanağı düzenlenmesi hususlarının;  kamu gücüne dayalı olarak, tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler niteliğinde bulunduğu tartışmasızdır. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini istemiyle açılan davaların ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan yasa hükümlerinin gereğidir.

Olayda, encümen kararı ile yapılan parselasyon işlemi sonrasında davacı kooperatife verilen taşınmaz üzerinde, davacı tarafından inşaat ruhsatı alınarak yapılaşmaya başlanıldığı;  inşaatlar devam ederken davacının taşınmazının da bulunduğu alanda; açılan davalarda idare mahkemesi tarafından verilen iptal kararlarına istinaden, imar planı değişikliği yapıldığı;  ve taşınmaza "havayolu ve tesis alanı" fonksiyonunun verildiği; inşaat ruhsatının iptal edilerek yapı tatil tutanağının düzenlendiği, imar planı değişikliği yapılmak suretiyle taşınmazın kullanımının eski hale getirilmesi yolundaki başvuruların sonuçsuz kaldığından inşaatlara devam edilemediği; bu bağlamda, davacı vekilince;  yapıların doğa ve beşeri tehditlere açık hale geldiği, faydalanma imkanı bulunmayan binaların korunması için 24 saat bekçi bulundurmanın külfet olduğu, yapıların sıcak-soğuk-rüzgar-yağmur gibi doğal yıpranmalarına engel olunamadığı, bu süreçte kendi kusurlarının bulunmadığı, tamamen hukuka ve mevzuata uygun davranıldığı, yapılanların değerinin ödenmesinin icap ettiği öne sürülerek;  idarelerin işlemlerinden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; davalı idarelerce 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca ve idare mahkemesinde açılan davada verilen kararları da uygulamak amacıyla;  kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan işlemler    nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında ve imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Davalı idarelerden Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idarelerden Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekilinin  görev itirazının reddine ilişkin Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.5.2013 gün ve E:2013/58 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.