T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/418

          KARAR   NO : 2016/452

          KARAR   TR  : 24.10.2016

ÖZET: Milli Eğitim Müdürlüğü’nde usta öğretici olarak görev yapan davacının, haksız olarak görevine son verildiğini ileri sürerek talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             : K.A. (Ö.)

Vekili              :Av.Ü.Ö.               

Davalılar         : 1-Yalova Esvet Sabri Aytaşman  Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürlüğü

  2-Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü

            Vekili              : Av. D.S.

 

            O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 1999 yılı Kasım ayında çalışmaya başladığını, 09/10/2012 tarihine karar aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığını, işyeri kayıtlarına göre davacının ortalama aylık ücretinin 1.000,00.-TL olduğunu, iş akdinin işveren tarafından haksız yere feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 13.100,00.-TL kıdem tazminatının ve 100,00.-TL ihbar tazminatının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

            Yalova İş Mahkemesi: 23.12.2013 gün ve E:2012/443, K:2013/395 sayı ile, 17.904,06.-TL kıdem tazminatının akdin fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte, 100,00.-TL ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2.492,80.-TL ihbar tazminatının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Milli Eğitim Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, davalı lise müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar vermiş; bu karar davalı Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi: 5.3.2015 gün ve E:2014/15605, K:2015/9321 sayı ile, Davacının Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde dışarıdan ücretli usta öğretici olarak görevlendirildiği, davacıya ücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği; davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesinin iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermeyeceği; davacının 657 sayılı Yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik veya Kaymakamlık onayı ile görevlendirildiği; davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmadığı; statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerektiği; aradaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemeyeceği; bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, Mahkemece “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile usulden reddine” karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

YALOVA İŞ MAHKEMESİ: 24.6.2015 gün ve E:2015/144, K:2015/355 sayı ile, Yargıtay bozma ilamına uyarak; davaya bakma idari yargının görev alanına girdiğinden dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

 

 

 

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 3. İDARE MAHKEMESİ: 27.4.2016 gün ve E:2015/1308 sayı ile, davacının, 4857 ve 5510 sayılı Kanunlar çerçevesinde mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem ve ihbar tazminatı alacağının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi uyarınca görevsizliğine,  2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için adli yargı dosyası da temin edilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.10.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının davalıya ait işyerinde 1999 yılı Kasım ayından 09.10.2012 tarihine kadar fiilen çalıştığı günler karşılığı kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediği, bu nedenle ödenmeyen  tazminatlarının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı  Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan  Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında, kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

 

 

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkânsızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacının 1999-2012 yılları arasında Esvet Sabri Aytaşman Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürlüğünde usta öğretici olarak çalıştığı; davanın, fiilen çalışmış olduğu günler için kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

 Davacının, 506 sayılı Yasa yürürlükte iken mahalli mülki amirin tasarrufu ile çalıştığı, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen kıdem ve ihbar tazminatının iş kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Bursa 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Yalova İş Mahkemesince verilen 24.6.2015 gün ve E:2015/144, K:2015/355 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Yalova İş Mahkemesince verilen 24.6.2015 gün ve E:2015/144, K:2015/355 sayılı sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.10.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN