T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 445

            KARAR NO : 2015 / 451

            KARAR TR   : 01.06.2015

 

ÖZET: 2918 sayılı Yasadan kaynaklanan sorumluluk davasının ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

Davacı            : H. Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av. A.A.                   

Davalı             : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. D.B.G.               (Adli Yargıda)          

           

O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından 5999455 numaralı kasko poliçesiyle sigortalı 06 S 8635 plakalı aracın 13.03.2012 tarihinde Celal Bayar Bulvarı üzeri Silahtar Caddesi istikametinde seyir halinde iken Etiler Orduevi civarında bulunan yol yapım çalışmaları nedeniyle açılan çukura düşerek hasar gördüğünü, kazanın davalı kurumun gerekli işaretleri koymamasından dolayı meydana geldiğini, kazadan sonra sigortalı araçta 7.931,00 TL tutarında hasarın olduğunun tespit edildiğini, söz konusu kazada davalı kurumun %75 oranında kusurlu olduğu belirtilerek ödenen 5.948,00 TL’nin ödeme tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.09.2012 gün ve E:2012/473 K:2012/410 sayılı kararında “…01.07.2012 günü yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde; ticari dava tanımı yapılmış ve “bu kanunda düzenlenen” hususlardan doğan hukuk davalarının da ticari dava olarak sayılacağı belirtilmiştir.

6335 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesinde de; “asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi yapıldığı” düzenlemesi mevcuttur.

Somut olayda, uyuşmazlık sigorta hukukundan kaynaklanmaktadır. Sigorta hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup, ticari dava olarak kabul edilmiştir.

Görev kuralları kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmaktadır.

Bu itibarla, dava dilekçesinin görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğuna karar vermiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin talebi üzerine dosya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.

ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ:06.06.2013 gün ve E:2013/240 K:2013/241 sayılı kararında “ davacıya kasko sigortalı aracın, yol üzerindeki çukur ve toprak yığını nedeniyle tek taraflı kaza yapması sonucu hasarlandığı iddiasıyla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine dava açılmış olup, davada hizmet kusuruna dayanılmıştır. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.

Nitekim Yargıtay 17. H.D.’nin 13.05.2013 T. 2013/2610 E. 2013/6944 K. sayılı içtihadı da aynı doğrultudadır…” şeklindeki gerekçe ile mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ: 03.03.2014 gün ve E:2014/3549 K:2014/2866 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar vermiş ve verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ: 16.12.2014 gün ve E:2014/1415 sayılı gönderme kararında “…2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde; Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirtmek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulanmasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki, sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Kanunun 19.01.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanun'dan kaynaklanan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafık kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." Geçici 21. maddesinde de "Bu Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde açılmış bulunan davalara uygulanmaz." denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından 5999455 numaralı kasko poliçesiyle sigortalanan 06 S 8655 plakalı aracın, 13.03.2012 tarihinde Celal Bayar Bulvarı üzerinde Silahtar Caddesi istikametinde seyir halinde iken Etiler Ordu Evi civarında bulunan yol yapım çalışmaları nedeniyle yol üzerinde açılmış olan iki metre derinliğindeki çukura düşerek hasar görmesi üzerine ödenen sigorta tazminatının, zararın oluşmasında yol çalışması yapan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kusurlu olduğundan bahisle maddi zararın tazmininin talep edildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda anılan 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan itiraz başvurulan üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 27.03.2014 tarih ve 28954 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan; 26.12.2013 tarihli ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla, söz konusu Kanun hükmünü Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliği ile reddetmiştir.

Anayasa'nın 158. maddesinin son fıkrasında; "Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi'nin kararı esas alınır." denilmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda bahse konu kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun'dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karar olması nedeniyle, Anayasa'nın 158. maddesi uyarınca da diğer Mahkemeler tarafından uyulması zorunlu bir karar şeklinde anlaşılması gerekmektedir.

Olayda, davacı şirketin ödemiş olduğu sigorta bedelinin rücuuna ilişkin tazminatın her ne kadar davalı idarenin kusurundan kaynaklandığı görülmekte ise de yukarıda aktarılan Kanun hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda söz konusu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 13.10.2014 tarihli ve E:2014/839, K:2014/916 sayılı kararı da bu yöndedir…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 01.06.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un adli yargı, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyaların incelenmesinden; davacı şirket tarafından kasko sigortalı 06 S 8655 plakalı aracın, 13.03.2012 tarihinde Celal Bayar Bulvarı üzerinde Silahtar Caddesi istikametinde seyir halinde iken Etiler Orduevi civarında bulunan yol yapım çalışmaları nedeniyle yol üzerinde açılmış olan iki metre derinliğindeki çukura düşerek hasar görmesi üzerine ödenen sigorta tazminatının, zararın oluşmasında yol çalışması yapan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kusurlu olduğundan bahisle ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.06.2013 gün ve E:2013/240 K:2013/241 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile bu nedenle Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.06.2013 gün ve E:2013/240 K:2013/241 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.06.2015 gününde üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT