T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

    ESAS   NO : 2020/624

    KARAR NO : 2020/713

    KARAR TR: 23.11.2020

ÖZET: Davacıya ait taşınmazların davalı tarafından kısmi kamulaştırıldığı, bu nedenle, kalan kısımlarının ekonomik değerinin kalmadığı, bunların da kamulaştırılması gerektiğinden bahisle, uğranılan zararın, kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, masraf ve ücreti vekalet ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

 

          Davacılar: M.B.

          Vekilleri : Av. M.B. - Av. H.K.

                            Av. E.G. B.Y.

          Davalı     : Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü

          Vekilleri   : Av. O.Y. - Av. İ.K.A

         

          O L A Y: Davacı vekillerinin dava dilekçesinde özetle; Rize İli Pazar İlçesi Hamidiye Mahallesi'nde bulunan 115 ada 1 ve 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazların Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/149, 2011/97 esas sayılı dosyalarında görülen yargılama neticesinde Karadeniz oto yolu kapsamında davalı tarafından kısmen kamulaştırılan kısımlarının 29.7.2013 tarihinde tapuda müvekkilinin mülkiyetine geçtiği, taşınmazların geriye kalan kısımlarının ekonomik değerini yitirdiği ve kamulaştırılması gerektiği, kalan kısmın hiçbir işe yaramadığı ve üzerinde tasarruf edilememesi nedeniyle tekrar Pazar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/192 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ancak uzlaşma yoluna başvurmadan dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, yeni malik müvekkili yönünden davalıya müracat edilmesine rağmen taşınmazlarda arda kalan kısmın kamulaştırılmasının uygun olmadığının bildirildiği ileri sürerek 115 ada 1 parsel ve 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazların toplam 1640,50 m2 arsa için toplam 238.430,27 TL'nin kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, masraf ve ücreti vekalet ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemleriyle adli yargı yerinde dava açtığı anlaşılmıştır.

          PAZAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: E:2015/40 sayılı dosyasında, "...Belediyeden gelen yazı cevabından dava konusu 115 ada 1 ve 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma sonrası kalan kısımlarının, yapı yapmaya uygun bulunmadığı, üzerinde herhangi bir yapı bulunmadığı, imar planında yeşil alan olarak gözüktüğü anlaşılmıştır.

 

Tüm dosya kapsamı gözönüne alındığında; kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olmasının gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği, bu anlamda hukuki el atma nedeniyle tazminat davalarına bakma görevininidari yargıya ait olduğu anlaşılmakla mahkememizin yargı yolu yönünden görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ..." dair 17.6.2015 gün, K:2015/249 sayılı kararı 14.9.2015 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekilleri aynı yöndeki taleple bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

          RİZE İDARE MAHKEMESİ: E:2015/689 sayılı dosyasında, "... Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından anılan parsellerin kamulaştırma sonrası kalan kısımlarının kamulaştırılmaması nedeniyle 328.430,27 TL zararın tazmini istenilmekte ise açılan davanın kamulaştırma sonrası kalan kısımların imar mevzuatında yeşil alan olarak kalmasına karşın kamulaştırılmadığından bahisle bir hukuki el atmaya dayalı tazminat talebi mi olduğu yoksa Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında kamulaştırılan kısımlar haricinde kalan kısımların projenin gerçekleştirildiği dönemde kamulaştırılmaması ve kalan kısımlarının yapılaşmaya uygun alan oluşturmaması nedeniyle bir hizmet kusuruna dayalı tam yargı davası mı olduğu konusunda Mahkememizde tereddüt hasıl olduğundan dava konusu edilmek istemin dava dilekçesinin 'konu' ve 'netice-i talep' bölümünde açık ve net ortaya konulması, dava konusunun sınırlarının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden usulüne uygun olmayan dava dilekçesinin bu haliyle kabulüne imkan bulunmamaktadır.

Öte yandan, dava dilekçesinde Rize İli Pazar İlçesi Hamidiye Mahallesi 110 ada, 1 sayılı parsel ve 115 ada, 1 sayılı parseller ile ilgili olarak dava açıldığı ileri sürülmekte ise de dava dilekçesi ekine sunulan tapu kaydı bilgilerinden davacının 110 ada, 2 sayılı parsel ve 115 ada, 2 sayılı parsel sahibi olduğu görüldüğünden bu tereddütünde ortadan kaldırılması gerektiğinden dava dilekçesinin bu haliyle de kabulüne imkan bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddelerine uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Yasa’nın 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 3. maddeye uygun ve yukarıda belirtilen şekilde düzenlenerek noksanı tamamlandıktan sonra harç alınmaksızın Mahkememiz'de yeniden dava açmakta serbest olmak üzere dilekçenin reddine, ..." dair 14.10.2015 günlü kararı üzerine davacı vekilleri yeni dava dilekçesi ile Mahkemeye müracaat etmişlerdir.

Rize İdare Mahkemesi'nce E:2015/833 sayı ile kaydedilen dosyada, "... Dava dosyasının incelenmesinden; Karadeniz Sahil Yolu Kapsamında davacının da hissedarı olduğu Tümtaş İnş. Tic. İth. İhr. Nah. Tur. A.Ş.'ye aitRize İli, Pazar İlçesi, 115 ada ve 1 parsel ile 110 ada ve 1 parsel numaralı taşınmazların Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2008/121 ve E:2008/124 sayılı dosyaları ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve yol olarak tapudan terkini amacıyla açılan davalarda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine istinaden davaların kabul edildiği, anılan dava dosyalarının Yargıtay'da yapılan temyiz incelemelerinin kabul edilerek bozulduğu ve Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2010/149 ve E:2011/197 sayılı dosyaları ile yeniden yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerine istinaden davanın kabul edilerek kamulaştırma bedelinin tespit edilerek kamulaştırıldığı ve tapudan yola terkinin sağlandığı, davacının da hissedarı olduğu Tümtaş İnş. Tic. İth. İhr. Nah. Tur. A.Ş. tarafından taşınmazların kamulaştırılan kısımı haricinde kalan kısmının ekonomik değerini yitirdiği gerekçesiyle kamulaştırılması talebiyle Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/192 esasına kayden açılan davada uzalaşma yoluna başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, anılan karar üzerine davacı tarafından yapılan başvurunun reddi üzerineKaradeniz Sahil Yolu Kapsamında kamulaştırılan 115 ada ve 1 parsel ile 110 ada ve 1 parsel numaralı taşınmazların kamulaştırılmayan kısımları olan 115 ada ve 2 parsel ile 110 ada ve 2 parsel sayılı taşınmazlarınkamulaştırma bedeli olarak 238.430,27 TL'nin kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/40 esasına kayden açılan davada, anılan taşınmazlarda oluşan kısıtlamaların imar mevzuatından kaynaklandığı ve imar mevzuatından kaynaklanan kısıtlamalar nedeniyle açılacak tazminat davalarının idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2010/149 ve E:2011/197 esasına kayden açılan davalarda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrası hazırlanan 21/07/2011 ve 30/03/2012 tarihli bilirkişi raporlarında, Rize İli, Pazar İlçesi, 115 ada ve 1 parsel ile 110 ada ve 1 parsel numaralı taşınmazların kamulaştırılan kısımları haricinde kalan kısımlarının ekonomik değerini yitireceği tespitine yer verildiği; kamulaştırılan kısımlar haricinde kalan kısmın ekonomik değerini yitirdiği gerekçesiyle kamulaştırılması talebiyle Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/192 esasına kayden 08/06/2012 tarihinde davada açıldığı görülmektedir.

Bu durumda, davaya konu taşınmazların ekonomik değerini yitirdiği hususunun gerek taraflara tebliğ edilen 21/07/2011 ve 30/03/2012 tarihli bilirkişi raporlarından gerekse de Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/192 esasına kayden açılan davaya en geç 08/06/2012 tarihinde öğrenildiği görüldüğünden en geç bu tarihten itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesine uygun bir başvuruda bulunulup idarece cevap verilmemesi durumunda bekleme süresinin dolduğu veya ret cevabı verilmesi durumunda ise verilen ret cevabının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken bu tarihten çok sonra 10/12/2014 tarihli başvurunun reddi üzerine adli yargı yerinde açılan davanın görev yönünden reddine müteakip Mahkememmiz'de açılan davanın süre aşımı yönünden reddedilmesi gerekmektedir.

Öte yadan, davacı tarafından dava konusu taşınmazların imar planında yeşil alan olarak ayrılması nedeniyle 5 yıllık kamulaştırma programına alınmaması şartının gerçekleşmesi durumuda hukuki el atmaya dayalı olarak tam yargı davası açılabileceği de izahtan varestedir.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı yasanın 14/3 ve 15/1-b maddeleri uyarınca davanın süreaşımı nedeniyle reddine, ..." dair 18.2.2016 gün, K:2016/91 sayılı kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Danıştay Altıncı Daire tarafından, "... 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12.maddesinde, bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da kamulaştırılmasının zorunlu olduğu, bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların adli yargıda çözümleneceği hükümlerine yer verilmiştir.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14.maddesinde, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olmasının gerektiği, 15.maddesinde de, olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyalarının, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra, ceza davalarında doğrudan doğruya diğer davalarda ise taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderileceği ve görevli yargı merciinin belirlenmesinin isteneceği hüküm altına alınmıştır.

            Dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlığa konu parsellerin Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2008/121 ve E:2008/124 sayılı dosyaları ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve yol olarak tapudan terkini amacıyla açılan davalarda Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2010/149 ve E:2011/197 sayılı dosyaları ile yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerine istinaden davanın kabul edilerek kamulaştırma bedelinin tespit edilerek kamulaştırıldığı ve tapudan yola terkinin sağlandığı, söz konusu parsellerin kamulaştırılan kısımı haricinde kalan kısımlarının ekonomik değerini yitirdiği gerekçesiyle kamulaştırılması talebiyle Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/192 esasına kayden açılan davada uzalaşma yoluna başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, anılan karar üzerine davacı tarafından yapılan başvurunun reddi üzerine parsellerin kamulaştırılmayan kısımlarının kamulaştırma bedeli olarak 238.430,27 TL'nin kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/40 esasına kayden açılan davada, anılan taşınmazlarda oluşan kısıtlamaların imar mevzuatından kaynaklandığı ve imar mevzuatından kaynaklanan kısıtlamalar nedeniyle açılacak tazminat davalarının idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddi üzerine davanın Rize İdare Mahkemesinde açıldığı, Rize İdare Mahkmesince de süresi içinde açılmayan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar, uyuşmazlığa konu parseller imar planında yeşil alanda kalmakta ise de, davacının 16.05.2014 tarihli başvurusunun daha önce kamulaştırılan parsellerin kalan kısımlarının 'ekonomik değerlerini yitirdikleri' gerekçesiyle bu kısımların da kamulaştırılmasının istendiği görülmekte olup uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanununun ek 1.maddesi kapsamında değil 12.maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, bir kısmı kamulaştırılan taşınmazların ekonomik değerini yitiren kalan kısımlarının da kamulaştırılması istemiyle açılan davanın Kamulaştırma Kanunun 12.maddesi uyarınca adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesince adli yargı yerinin davanın görev yönünden reddi üzerine gönderdiği davayı, olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılarak görevli yargı yerinin belirlenmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki kararında isabet bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, Rize İdare Mahkemesince verilen 18/02/2016 tarihli, E:2015/833, K:2016/91 sayılı kararın bozulmasına, ..." 5.3.2018 tarihinde karar verilmiş, karar düzeltme istemi 1.6.2020 tarihinde reddedilmiştir.

Rize İdare Mahkemesi'nce E:2020/489 sayı ile kaydedilen dosyada, "...Her ne kadar, uyuşmazlığa konu parseller imar planında yeşil alanda kalmakta ise de, davacının 16.05.2014 tarihli başvurusunun daha önce kamulaştırılan parsellerin kalan kısımlarının "ekonomik değerlerini yitirdikleri" gerekçesiyle bu kısımların da kamulaştırılmasının istendiği görülmekte olup uyuşmazlığın Kamulaştırma Kanununun ek 1.maddesi kapsamında değil 12. maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, bir kısmı kamulaştırılan taşınmazların ekonomik değerini yitiren kalan kısımlarının da kamulaştırılması istemiyle açılan davada, Kamulaştırma Kanunun 12. maddesi uyarınca adli yargı görevli olduğundan, Mahkememiz'in görevsiz olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 29.01.2018 tarih ve E:2017/761, K:2018/6 sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığının giderilmesi ve görevli yargı merciinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle;

1-  Adli yargının görev alanına giren davada Mahkememizin görevli olmadığına,

2-  Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17.06.2015 tarih, E:2015/40, K:2015/249 sayılı görevsizlik kararına ilişkin dosyasının teminine,

3-  2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için işbu dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine,

4-  Dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine, ..." dair 10.8.2020 tarihinde karar vererek, 6.10.2020 gün, E:2020/489 sayılı yazı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 19.10.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 23.11.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava, davacıya ait taşınmazların davalı tarafından kısmi kamulaştırıldığı, bu nedenle, kalan kısımlarının ekonomik değerinin kalmadığı, bunların da kamulaştırılması gerektiğinden bahisle, uğranılan zararın, kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, masraf ve ücreti vekalet ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemleriyle açılmıştır.

          2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Kısmen kamulaştırma" başlıklı 12. maddesinde; "Kısmen kamulaştırılan taşınmaz malın değeri;

          a) Kamulaştırılmayan kısmın değerinde, kamulaştırma sebebiyle bir değişiklik olmadığı

takdirde, o malın 11 inci maddede belirtilen esaslara göre takdir edilen bedelinden kamulaştırılan

kısma düşen miktarıdır.

          b) Kamulaştırma dışında kalan kısmın kıymetinde, kamulaştırma nedeniyle eksilme meydana geldiği takdirde; bu eksilen değer miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde

belirtilen esaslar dairesinde tayin olunan kamulaştırma bedeline eksilen değerin eklenmesiyle

bulunan miktardır.

          c) Kamulaştırma dışında kalan kısmın bedelinde kamulaştırma nedeniyle artış meydana

geldiği takdirde ise, artış miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde belirtilen

esaslar dairesinde tayin edilen bedelinden artan değerin çıkarılmasıyla bulunan miktardır.

          Şu kadar ki, (c) bendi gereğince yapılacak indirme, kamulaştırma bedelinin yüzde ellisinden fazla olamaz.

          (b) ve (c) bentlerinde sözü edilen bedelin düşüş ve artış miktarları, 11 inci maddede belirtilen esaslara göre bedel takdiri suretiyle tespit olunur.

          Kamulaştırma dışında kalan kısım, imar mevzuatına göre yararlanmaya elverişli olduğu

takdirde;kesilen bina, ihata duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, havagazı kanalları, makine gibi

tesislerden mal sahiplerine kalacak olanlarının eski nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gereken gider ve bedel, belirlenerek kamulaştırma bedeline ilave olunur. Bu masraf ve bedeller (b) bendinde yazılı kıymet düşüklüğü miktarının belirlenmesinde gözönünde tutulmaz.

          Bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da kamulaştırılması zorunludur.

          (Değişik altıncı fıkra: 21/3/2018-7103/27 md.) Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, kamulaştırma işleminin tamamlandığına ilişkin ilanın indirildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulup bozulmadığı, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olup olmadığı yönlerinden ilgili valilikte kurulan komisyon tarafından incelenir. Komisyonca yapılan inceleme sonucunda çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulduğuna ve taşınmaz maldan yararlanılmasının mümkün olmadığına karar verilmesi halinde taşınmaz mal kamulaştırmaya tabi tutulur. Taşınmaz mal sahibinin bu kapsamda açacağı davalarda ilgili valilik komisyonuna başvurulması dava şartıdır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin hususlar Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Bu suretle kamulaştırılan mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 nci ve 23 üncü maddeler uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde imar mevzuatı hükümlerini de göz önünde tutarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hazineye bedelsiz olarak devredebilir.

          Kısmen kamulaştırılan paylı mülkiyete konu taşınmaz mal, evvelce paydaşlar arasında fiilen bölünerek bir veya birkaç paydaşın tasarruf ve yararlanmasına bırakılmış ve yapılan kısmi kamulaştırma bu yerin tamamını veya bir kısmını kapsıyor ise, bu durumda kamulaştırmaya ilişkin işlemler sadece bu paydaş veya paydaşlar hakkında yürütülerek kamulaştırma bedeli payları oranında kendilerine ödenir. Pay veya paydaşların sadece bu kısım için dava hakları vardır.

Taşınmaz malın kamulaştırılmayan kısmı üzerinde hakları kalmaz ve adları paydaşlar arasından çıkarılır. Kamulaştırılan bu yerler tapu sicilinde idare adına tescil olunur.

          Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir." hükmüne yer verilmiştir.

          Somut olay ve mevzuat hükmü birlikte değerlendirildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesi kapsamında bulunduğu ve maddenin uygulanmasıyla çözüme kavuşturulacağı anlaşılan uyuşmazlığın, anılan Kanun maddesinin son fıkrasının açık hükmü karşısında adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle, Rize İdare Mahkemesi'nin başvurusunun kabulüne, Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17.6.2015 gün ve E:2015/40, K:2015/249 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Rize İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜNE, Pazar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17.6.2015 gün ve E:2015/40, K:2015/249 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.11.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Burhan                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    ÜSTÜN                        BOZER                       AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                   

                                        Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN