Hukuk Bölümü         2010/3 E.  ,  2010/179 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : A.Ö.

            Vekili              : Av. L.K.

            Davalılar        : 1-T.T.A.Ş.

            Vekili             : Av. A.Ş.K.

                                   2- Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı

            Vekili             : Av. S.K. 

            O L A Y : İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nce davacıya gönderilen 31.12.2008 gün ve 6536 sayılı yazıda, davacının, şirketlerinde iş mevzuatına tabi sözleşmeli statüde memur olarak görev yapmakta iken kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi nedeniyle 4046 sayılı Kanun’a göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için 23.2.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’na bildirildiği, 24.5.2006 tarihinde İzmir Bölge Müdürlüğü SSK Rant Tesisleri’ne atanarak aynı tarihte göreve başladığı ve 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Devlet memuru maaşlarına yapılan 2,32 oranındaki artışın ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 8.5.2006 tarih ve 2006T-17 sayılı kararı gereğince 1.1.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ödenen 40.00 YTL’nin maaş nakil ilmühaberindeki net ücretine yansıtılmasına dair 15.12.2008 günlü dilekçenin incelendiği, 1.7.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kamu personelinin aylıklarına yapılan artış oranının fark tazminatına esas maaşına yansıtılmasının mümkün bulunmadığı ve 40 YTL tutarındaki ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer alan net ücretin tespitinde dikkate alınmadığı belirtilmiştir. 

            Davacı vekili, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Mahkemece, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nı da hasım mevkiine alınmıştır.

            Davalı T.T.A.Ş. vekilince birinci savunma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

            İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ; 14.5.2009 gün ve E:2009/301 sayı ile, davacı A.Ö. tarafından davacının 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü emrine atanması sırasında düzenlenen aylık nakil bildiriminin net ücret bölümüne Yüksek Planlama Kurulu’nun 8.5.2006 günlü ve 2006/T-17 sayılı kararı uyarınca yapılan 40,00 TL denge tazminatı ile 29.9.2006 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı ile öngörülen %2.32 oranındaki enflasyon farkının eklenmesi isteminin reddine ilişkin 31.12.2008 günlü, 6536 sayılı işlemin iptali istemiyle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne karşı açılan davada, davalı T.T. A.Ş. vekilince görev itirazında bulunulduğundan dosyanın incelenerek itirazın gereğinin görüşüldüğü, 2577 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde; idari dava türlerinin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türlerinden biri olduğunun idare hukukunun bilinen ilkelerinden olduğu, idarenin, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak resen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırdığı ve kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında idari yargı denetimine tabi bulunduğu, dosyanın incelenmesinden, davacının T.T. A.Ş.'de görev yaptığı dönemde kamu personeli olduğunun içtihatlarla kabul edilen kapsam dışı personel olarak belirlendiği ve 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi hükmü uyarınca kamu kurumlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirildiği, daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü emrine atamasının gerçekleştirildiği, kamu personeline 2006 yılının ilk altı aylık dönemi için yapılan 40,00 TL denge tazminatı ile %2.32 oranında enflasyon farkı artışının eklenmek suretiyle maaş nakil ilmuhaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, bu artışların bildirim tarihinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, kamu personeli statüsünde bulunan davacının, idarenin kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve yürütülebilir bir işlemle Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi sırasında, sonraki dönemlerde alacağı fark tazminatına esas teşkil etmek üzere düzenlenen maaş nakil ilmuhaberinin eksik düzenlenmiş olmasından kaynaklı açılan bakılmakta olan davadaki isteminin içeriğinin, davacının personel hukuku kapsamındaki alacaklarına ilişkin olması nedeniyle uyuşmazlığın kamu hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesinin gerekeceği tartışmasız olduğundan, davacının maaş nakil ilmühaberinin artışlar gözetilmek suretiyle yeniden düzenlenmesi isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık ile eksik düzenleme nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin bakılmakta olan davanın da idari yargı yerince görülmesi gerekeceği, bu nedenlerle, davalı T.T. A.Ş. Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazın reddine, uyuşmazlığın görülmesi ve çözümlenmesinde Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

            Davalı T.T.A.Ş. vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davacı tarafından davalı idare aleyhine açılan iptal davasında, davalı idarenin görev itirazında bulunduğu, bu itirazın reddedilmesi üzerine davalı idare tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulması nedeniyle dosyanın Başsavcılıklarına gönderildiğinin anlaşıldığı, davacının, İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nde iş mevzuatına tabi sözleşmeli personel olarak çalışıyorken ihtiyaç fazlası personel olması nedeniyle 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesi gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü emrine atanması sırasında düzenlenen aylık nakil bildiriminin net ücret bölümüne Yüksek Planlama Kurulu'nun 8.5.2006 gün ve 2006/T-17 sayılı kararı uyarınca yapılan 40.00 Lira denge tazminatı ile 29.9.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı ile öngörülen % 2.32 oranındaki enflasyon farkının eklenmesi isteminin reddine ilişkin 31.12.2008 tarih ve 6536 sayılı işlemin iptali talebiyle davalı idare aleyhine idari yargı yerinde açtığı iptal davasında, davalı idarenin görev itirazında bulunduğunun görüldüğü, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan T.T.'un, sermayesindeki kamu payının %50'nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğunun tartışmasız bulunduğu, özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'inin, Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “T.T.Anonim Şirketi (T.T.)'nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O.  Telekomünikasyon A.Ş.'ne satıldığı, 406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde T.T.da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları T.T. tarafından karşılanır...” hükmünün yer aldığı, bu duruma göre, davalı T.T. hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği tarihten sonra davacıyla davalı şirket arasındaki uyuşmazlık, bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıdığından; davacının aylık nakil bildiriminin net ücret bölümüne denge tazminatı ile enflasyon farkının eklenmesi talebinin reddedilmesine ilişkin işlemin, Kurumun yetkili organı tarafından tesis edilmiş bir özel hukuk işlemi olduğu, öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: “a) (Değişik: 8.6.2000-4577/5md) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, e) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar”ın idari dava türleri olarak sayıldığı; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği, dolayısıyla, işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T.T.A.Ş.'nin olması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek mümkün olamayacağından, daha önce davalı şirkette görev yapmış olan davacının isteminin özelleştirilen kuruluş tarafından reddedilmesi üzerine açılan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

            Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            DANIŞTAY BAŞSAVCISI; İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nde iş mevzuatına tabi sözleşmeli statüde memur olarak görev yapmakta iken 406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa’nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen davacının; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü SSK Rant Tesisleri’ne atanması sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberindeki net ücret bölümüne, 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla öngörülen %2,32 oranındaki enflasyon farkı ile 8.5.2006 gün ve 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı uyarınca 1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere ödenen 40.00 YTL denge tazminatının eklenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle İzmir 1. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, davalının görev itirazının reddi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmış olmakla dosyanın incelendiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, 406 sayılı Yasa'nın 3.7.2005 günlü, 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek 29. maddesinde; “T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.'da Ek 22. maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 günlü, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde T.T.'da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihe kadarki aylık, ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları T.T. tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tabi personelden T.T. tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde T.T. tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibariyle sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz” hükmünün yer aldığı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki unvanlar esas alınarak Yönetim Kurulu'nca 15.4.2004 tarihi itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış, oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağının belirtilmiş bulunduğu, özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden %55'inin Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon A.Ş.'ye satıldığı, T.T. A.Ş.'nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğinin sona erdiği, ancak kanun koyucunun, 5398 sayılı Yasa ile 406 sayılı Yasa'da değişiklik yaparak yukarıda getirdiği düzenlemelerle T.T. A.Ş.'nin özelleştirilmesi sonucunda, nakle tabi personele ilişkin uygulamaların 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile uyumlu olması amacıyla ve iletişim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde oluşabilecek telafisi imkansız aksaklıkların önlenmesi için, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak çalışmalarına olanak sağladığı, kanun koyucunun amacı göz önünde bulundurulduğunda Ek 29 uncu maddede öngörülen süre içinde yürütülen görevin bir kamu görevi olduğunun kabulü gerektiği, öte yandan, 1.1.2006 tarihinde enflasyon oranında yapılan artıştan sonra, enflasyonun beklenenden yüksek çıkması nedeniyle 2006 yılının ilk altı ayına ilişkin olarak kamu personeline enflasyon oranında yapılan artış ile gerçekleşen enflasyon oranı arasındaki %2,32'lik farkın esasen 1.1.2006 tarihinden itibaren yapılan maaş artışı sırasında ödenmesi gereken bir ödeme olması karşısında, Ocak ayında yapılması gereken söz konusu artışların, enflasyonun başlangıçta yanlış hesaplanması ve idareden kaynaklı gecikme nedeniyle davacının Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesinden sonra ödenmesinin, maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi talebi tarihi itibariyle davacının kamu görevi yürüten kişi olma statüsünü etkilemesinin söz konusu olmadığı, ayrıca 40.00 YTL denge tazminatının da 1.1.2006 tarihi itibariyle ödenmesinin öngörülmüş olması karşısında, söz konusu ödemelerin davacının Telekom’da kamu görevini yürüttüğü döneme ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği, somut uyuşmazlıkta davacının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak T.T. İzmir İl Müdürlüğü'nde sözleşmeli statüde çalışmakta iken yukarıda belirtilen Ek-29. maddenin birinci fıkrası uyarınca hisse devrinin yapıldığı 14.11.2005 tarihinden sonraki 180 gün içinde, (23.2.2006 tarihinde) T.T.A.Ş. tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildiği ve 24.5.2006 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü emrinde göreve başladığı, bu süre içinde bulunduğu statü ve yaptığı görev itibariyle kamu görevi yürüttüğü göz önünde bulundurulduğunda, 406 sayılı Yasa'nın 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29. maddesi uygulamasından doğan bu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, nitekim, Danıştay Beşinci Dairesi’nin 17.7.2009 gün ve E:2009/3113, K:2009/4607 sayılı kararında da benzer nitelikteki uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulmuş bulunduğu, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 4.10.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı T.T.A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, davalı şirkette iş mevzuatına tabi sözleşmeli statüde memur olarak görev yapmakta iken kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi nedeniyle 4046 sayılı Kanun’a göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için 23.2.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen, 24.5.2006 tarihinde İzmir Bölge Müdürlüğü SSK Rant Tesisleri’ne atanarak aynı tarihte göreve başlayan davacının, 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Devlet memuru maaşlarına yapılan 2,32 oranındaki artışın ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 8.5.2006 tarih ve 2006T-17 sayılı kararı gereğince 1.1.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ödenen 40.00 YTL’nin maaş nakil ilmühaberindeki net ücretine yansıtılması istemli 15.12.2008 günlü dilekçesi üzerine 1.7.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kamu personelinin aylıklarına yapılan artış oranının fark tazminatına esas maaşına yansıtılmasının mümkün bulunmadığı ve 40 YTL tutarındaki ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer alan net ücretin tespitinde dikkate alınmadığı yolunda tesis edilen İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nün 31.12.2008 gün ve 6536 sayılı yazısının iptali istemiyle açılmıştır.

            1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, “T.T.Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “T.T., bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat T.T.’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “T.T., bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat T.T.’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “T.T.; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, T.T.’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, T.T.’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de T.T.A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan T.T.’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı   “T.T.  Anonim   Şirketi   (Türk   Telekom)’nin   %  55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Bu sürece paralel olarak T.T. personelinin durumu incelendiğinde:

            T.T. A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle,  Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi  teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen  gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel  eliyle  yürütülür.  Bu  personel  hakkında  bu  Kanunda  öngörülen   hükümler   saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü:(Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) T.T.daki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, T.T. Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan T.T. çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.

406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, T.T. A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010(Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “T.T.A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur.

Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir.

406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde T.T.da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları T.T. tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından T.T.’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır.

Olayda, davalı şirkette iş mevzuatına tabi sözleşmeli statüde memur olarak görev yapmakta iken kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi nedeniyle 4046 sayılı Kanun’a göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için 23.2.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen, 24.5.2006 tarihinde İzmir Bölge Müdürlüğü SSK Rant Tesisleri’ne atanarak aynı tarihte göreve başlayan davacının, 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Devlet memuru maaşlarına yapılan 2,32 oranındaki artışın ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 8.5.2006 tarih ve 2006T-17 sayılı kararı gereğince 1.1.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ödenen 40.00 YTL’nin maaş nakil ilmühaberindeki net ücretine yansıtılması istemli 15.12.2008 günlü dilekçesi üzerine 1.7.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kamu personelinin aylıklarına yapılan artış oranının fark tazminatına esas maaşına yansıtılmasının mümkün bulunmadığı ve 40 YTL tutarındaki ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer alan net ücretin tespitinde dikkate alınmadığı yolunda tesis edilen İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nün 31.12.2008 gün ve 6536 sayılı yazısının iptali istemiyle dava açılmıştır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar”

            idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

            İncelenen uyuşmazlıkta, davalılardan T.T.A.Ş.’nin özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

            Buna göre, davalı şirkette iş mevzuatına tabi sözleşmeli statüde memur olarak görev yapmakta iken kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi nedeniyle 4046 sayılı Kanun’a göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için 23.2.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen, 24.5.2006 tarihinde İzmir Bölge Müdürlüğü SSK Rant Tesisleri’ne atanarak aynı tarihte göreve başlayan davacının, 29.9.2006 tarih ve 26304 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Devlet memuru maaşlarına yapılan 2,32 oranındaki artışın ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 8.5.2006 tarih ve 2006T-17 sayılı kararı gereğince 1.1.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ödenen 40.00 YTL’nin maaş nakil ilmühaberindeki net ücretine yansıtılması istemli 15.12.2008 günlü dilekçesi üzerine 1.7.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kamu personelinin aylıklarına yapılan artış oranının fark tazminatına esas maaşına yansıtılmasının mümkün bulunmadığı ve 40 YTL tutarındaki ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer alan net ücretin tespitinde dikkate alınmadığı yolunda tesis edilen İzmir İl Telekom Müdürlüğü’nün 31.12.2008 gün ve 6536 sayılı yazısının iptali istemiyle açtığı davanın, T.T.A.Ş. yönünden özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı T.T.A.Ş. vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı T.T.A.Ş. vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 14.5.2009 gün ve E:2009/301 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.10.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.