T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/238

KARAR NO   : 2019/334      

KARAR TR    : 29/04/2019

 

ÖZET: Davacıya ait taşınmazın kamulaştırma harici kalan kısmında kalan ağaçlarının davalı kurum tarafından kesildiği iddiası ve tazminat istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

          Davacı                           : H. G.

          Vekilleri : Av. Ş. K. Y. Av. S. K.

          Davalı                           : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

          Vekilleri : Av. M. E. A. Av. G. U. Av. G. S.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu İzmir İli Kemalpaşa İlçesi Yukarı Kızılca mevki, Karagöl çayı, 209 ada, 619 parsel sayılı taşınmazının kamulaştırma işleminden arta kalan 830,12 metrekarelik bölümüne, davalı idarece ağaç kesilmesi suretiyle zarar verildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak toplam 5.220,00 TL maddi zararının tazmini istemiyle 12/04/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

KEMALPAŞA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 06/12/2017 gün, E:2017/164, K:2017/455 sayılı dosyasında "Kamu kurumlarının görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olup, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yaparak o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan idari bir eylemdir. Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup, eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Davacı, davalı idarenin eylemi sırasında sökülen ağaçları yönünden zararının oluştuğunu belirterek açıkça, davalı idarenin hikmet kusuruna dayanmıştır. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların giderilmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesine göre tam yargı davasına konu olacağı ve bunlara bakmaya idare mahkemeleri görevli olacağı" görüşüyle davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan Usulden Reddine dair verdiği karar, istinaf edilmeksizin 22/02/2018 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle 01/03/2018 günü idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 3. İDARE MAHKEMESİ: 27.02.2019 gün ve E:2018/344 sayılı kararı ile “Dava dosyasının incelenmesinden, davacının maliki olduğu Kemalpaşa ilçesi, Yukarı Kızılca mevki, Karagöl çayı, 209 ada, 619 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalı idarece kamulaştırıldığı, akabinde davacı tarafından, taşınmazın kamulaştırma işleminden arta kalan 830,12 metrekarelik bölümünde bulunan 3 adet armut, 17 adet zeytin ağacının davalı idarece yürütülen çalışmalar sırasında kesildiğinden bahisle oluşan zararının idarece giderilmesi istemiyle Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/164 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada uyuşmazlığın çözümünün idari yargı mercilerine ait olduğu görüşüyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesi üzerine de süresi içinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Bakılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile idarece sunulan savunma dilekçesinin birlikte değerlendirilmesinden; Kızılca Göleti çalışmaları yürüten yüklenici firma Barankaya İnş. Haf. Taah. Akaryakıt Mad. Gıda San. Tic. A.Ş. tarafından davacıya ait taşınmazın kamulaştırma işleminden arta kalan kısmında bulunan zeytin ve armut ağaçlarının kesilmesi suretiyle zarar verildiği tartışmasız olup, idari eylem niteliğinde idarenin bir eyleminden doğan zararın olayda söz konusu olmadığı, özel hukuk tüzelkişisi olan firmanın gölet inşası işi ve kamulaştırma işlemine konu olan dışında haksız fiil niteliğinde bir hareketi sonucu zarar ortaya çıktığı görüldüğünden, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, taşımazda bulunan ağaçların kesilmesi karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği ve Mahkememizin görevli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, dava dosyası ve Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/164 Esas sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine" karar vererek dava dosyasını 19/03/2019 tarih ve 2018/344 esas sayılı üst yazısı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 29/03/2019 tarihi itibarıyla Mahkememiz kayıtlarına girmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 29/04/2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası bilgileri ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ınadli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait taşınmazın kamulaştırma harici kalan kısmında kalan ağaçlarının davalı kurum tarafından kesildiği iddiası ve tazminat istemiyle açılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. Bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, dava dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporundan da görüleceği üzere, davacının 2916,59 metrekare taşınmazının, Savanda Göleti Projesi kapsamında kısmen kamulaştırılarak 830,12 M2' ye düşürüldüğü, kamulaştırma harici kalan bu kısımdaki 17 adet zeytin ağacı ile 3 adet armut ağacının kesilmek suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde fiili bir el atma durumunun mevcut olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerinin görevinde olduğu sonucuna varılmıştır

Belirtilen nedenlerle, İzmir 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/12/2017 gün, E:2017/164, K:2017/455 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, İzmir 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/12/2017 gün, E:2017/164, K:2017/455 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 29/04/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ