T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/731

KARAR NO  : 2019/898      

KARAR TR  : 23/12/2019

 

ÖZET: Davalı Belediyenin sorumluluk alanındaki yolda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

          Davacı                          : F.K.

          Vekili                             : Av. A.T.

          Davalı                           : Elazığ Belediye Başkanlığı

          Vekili                            : Av. S.B.

 

          O L A Y                        :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 23 H... plakalı 2012 otomobili ile 29/07/2018 tarihinde şehir içinde seyir halinde iken davalı tarafça önceden herhangi bir işaretleme yapılmadan yolu kapatacak şekilde Elazığ Belediyesi ekipleri tarafından kaldırım çalışmaları yapıldığı ve yol üzerine bırakılmış olan sadece taş kütlelerinin yanlarına iki adet duba bırakılan taş kütlelerine yolun virajlı olması ve önceden uyarı niteliğinde herhangi bir işaret bulunmamasından dolayı çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, aracın sol ön ve sol çamurluk kısımlarının ağır bir şekilde hasar gördüğünü, kaza tespit tutanağında belediyenin kusurlu olduğunun, müvekkili araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirtildiğini, kaza sonrası yaptırılan tespitte toplam 15.735,45 TL maddi hasar olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle kaza sonucu oluşan şimdilik 500,00 TL hasarın ve değer kaybı nedeniyle meydana gelen maddi zararın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle Elazığ Belediye Başkanlığı'na karşı 12/10/2018 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

          ELAZIĞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 19/07/2019 tarih ve E:2018/381, K:2019/251 sayılı dosyada "Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur.

          6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun I 14. maddesinde dava şartları sayılmış olup maddenin ikinci fıkrasında diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 115/2. maddesinde ise Mahkemece, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.

          Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zarar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.

          Somut olayda, davacı tarafça 29/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasarlandığı, davalı Elazığ Belediye Başkanlığı tarafından yolu kapatacak şekilde kaldırım çalışması yapıldığı, yol üzerine taş kütlelerinin konulduğu, yolun virajlı olması ve önceden uyarı niteliğinde herhangi bir işaret bulunmaması nedeniyle müvekkiline ait aracın taş kütlelerine çarparak hasarlandığı. Elazığ Belediyesi'nin yol çalışması nedeniyle gerekli güvenlik tedbirlerini almadığından asli kusurlu olduğu iddia edilerek araçta meydana gelen zararın tahsili talep edilmiştir. Bu haliyle davalı idareden hizmet kusuru nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğundan davanın idari yargı mahkemelerinde açılması gerekmektedir" görüşüyle "Davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince Dava Şartı Yokluğundan Usulden Reddine" dair verdiği karar aleyhine yasa yoluna başvurulmadığından18/09/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili bunun üzerine aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ELAZIĞ 1. İDARE MAHKEMESİ: 16.10.2019 gün ve E:2019/698 sayı ile "22918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde; Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu, 13. maddesinde; "Karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlüdür. Çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlar, karayolu yapısında yapacakları ve esasları yönetmelikte belirtilen çalışmalarda; a) Yolun yapım ve bakımı ile görevli kuruluştan izin almak, b) Çalışmaları, gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmak, c) Zorunlu nedenlerle meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırarak karayolunu kullananlara ve araçlara zarar vermeyecek duruma getirmek, d) Şehiriçi karayolu kenarında çeşitli tesislerin yapımı süresince; kaldırımlarda, tünel, tünel aydınlatılması ve benzerlerini yaparak güvenli geçiş sağlamak ve yaya yollarını trafiğe açık bulundurmak, zorundadırlar. Bu çalışmalar sırasında meydana getirilen tehlikeli durum ve engeller bütün sorumluluk, bunları yaratan kişilere ait olmak üzere zabıtaca kaldırılır, yapılan masraflar sorumlulara ödetilir." hükmüne yer verilmiştir.

          Öte yandan, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde; “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin/olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür" hükmüne yer verilmiştir.

          Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 29.07.2018 tarihinde kendisine ait olan ve kendisinin sevk ve idaresindeki 23 H... plakalı araçla Elazığ İli Alparslan Türkeş Bulvarı'nı takiben Teknokent istikametine doğru ilerlerken su deposu önüne geldiği esnada Elazığ Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kaldırım çalışmalarında yol üzerinde bırakılmış olan taş kütlelerine çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, yapılan kaldırım çalışmalarında taş kütleleri yanına konulan iki dubadan hariç herhangi bir işaretleme yapılmadığı, yolun virajlı olduğu ve öncesinden de uyarı levhası konulmadığı, meydana gelen kaza sonucu aracındaki zararın tespiti için açmış olduğu tespit davasında Elazığ 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/68 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda hasar tutarının 12.045,45 TL, değer kaybının 3.000,00 TL olduğunun tespitlerine yer verildiği, oluşan zararların tazmini istemiyle 12.10.2018 tarihinde açılan davada Elazığ 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 19.07.2019 tarihli E:2018/381, K:2019/251 sayılı kararla davanın idari yargı mercilerince görülmesi gerektiği belirtilerek dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, kararın 18.09.2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine, fazlaya ilişkin haklar mahfuz tutularak 500,00 TL zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu anlaşılmaktadır.

          Nitekim benzer bir olay nedeni ile açılan Mahkememiz 2017/202 Esasında kayıtlı olan davada, 18.07.2017 tarihli ara kararımızla davanın görev yönünden reddine karar verilerek 2247 sayılı Yasanın 19. Maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 25.11.2015 tarih ve E:2015/520, K:2015/977 sayılı kararıyla da başvurunun kabulü ile davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna karar verildiği görülmüştür.

          Olayda, meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile açılan davada yukarıda yer verilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi dikkate alındığında kazanın karayolunda meydana gelmiş olması sebebi ile davanın görüm ve çözümünde mahkememizin görevli olmadığı adli yargının görevli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle, davanın görev yönünden reddine, yukarıda zikredilen 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19.maddesi gereğince; davanın görüm ve çözümünde görevli merciin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın esası hakkında inceleme yapılmasının Uyuşmazlık Mahkemesi kararının verilmesine kadar ertelenmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 23.10.2019 tarih ve 2019/698 E. sayılı üst yazı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 25.10.2019 tarihinde kaydedilmiştir.

          İNCELEME VE GEREKÇE :

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 23.12.2019 günlü toplantısında:

          l-İLK İNCELEME :

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının, ekindeki adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU'nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

          Dava; davalı idarenin sorumluluk sahasında kalan yolda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında oluşan hasar bedeli ile değer kaybının, olayın gerçekleşmesinde kusurlu olduğu ileri sürülen davalı Belediyeden tazmini istemiyle açılmıştır.

          2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

          Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

          Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

          2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

          Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

          Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Elazığ 1. İdare Mahkemesinin Başvurusunun Kabulü ile Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2019 gün ve E:2018/381, K:2019/251 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.                   

 

          S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Elazığ 1. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2019 gün ve E:2018/381, K:2019/251 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.12.2019 gününde üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                         BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                               Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                                TUNÇ                          TOPUZ       ARSLAN  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum. 23.12.2019

 

ÜYE

Ahmet ARSLAN