Hukuk Bölümü         2012/11 E.  ,  2012/68 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : E.D.

Vekili             : Av. K.T.E.

Davalı             : Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili              : Av. M.Ş.

 

O L A Y          : Karadeniz Teknik Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Ortodonti Anabilim Dalında uzman doktor olarak görev yapan davacı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35.maddesi uyarınca Gazi Üniversitesinde doktora yapmak üzere görevlendirilmiş, doktora eğitimini tamamlayan davacı, Üniversitesinde göreve başlamıştır.

Davacıdan, yurtiçi görevlendirme öncesi taahhütname ve yüklenme senedi alınmış, bu senet uyarınca, görevlendirilme süresinin iki katı kadar davacıya mecburi hizmet süresi yüklenmiştir.

Davacı, tarafına yüklenmiş olan mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve hizmet yükümlülüğü karşılığı olarak tarafına imzalatılmış olan 5.5.2005 gün ve 9140 sayılı taahhütname ve kefalet senedinin iptal edilmesi istemiyle 29.3.2011 gününde davalı idareye başvuruda bulunmuş, davalı idare, 13.4.2011 gün ve 7225 sayılı işlem ile, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35. maddesinden sözederek, Gazi Üniversitesinde Doktora eğitimi yapması nedeniyle Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne karşı bulunan mecburi hizmetinin kaldırılması hakkındaki başvurusunun yasal dayanağı olmadığı nedeniyle reddine karar vermiştir.

Davacı vekili, müvekkiline yüklenmiş olan mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve ilgili taahhüt senedinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 13.4.2011 gün ve 7225 sayılı işlemin iptali ve müvekkiline yüklenmiş olan mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve taahhütnamenin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili, birinci savunma dilekçesinde, uyuşmazlık konusunun adli yargının görev alanına girdiğini ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur.

            TRABZON İDARE MAHKEMESİ: 28.6.2011 gün ve E: 2010/1057 sayı ile; 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; İdari dava türlerinin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı;  idarenin, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re-sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, Karadeniz Teknik Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde uzman doktor olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi uyarınca davalı idare adına Gazi Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının buradaki eğitimini tamamladıktan sonra davalı Üniversitede görevine başlaması üzerine doktora eğitimi için görevlendirilmeden önce davacıya imzalatılan taahhütname ve yüklenme senedinin iptali ile mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlıkta davacının verdiği taahhütname ve kefalet senedinin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi uyarınca başka bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi dikkate alındığında, davacının söz konusu taahhütname ve kefalet senedini davalı idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, bu taahhütname ve yüklenme senedinden doğan uyuşmazlığın özel hukuk alanını ilgilendirmediği, görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görev alanında kaldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Konunun çözümü için uyuşmazlığın temelini oluşturan işlemin incelenmesinin gerektiği;  uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle yüklenme ve kefalet senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğretim elemanı yetiştirmeye ilişkin 35. maddesinden bahisle; dava dosyasının incelenmesinden; iptali istenilen taahhüt ve yüklenme senediyle araştırma görevlisi olan davacı ile Üniversite arasında bir sözleşme ilişkisi kurulduğunun anlaşıldığı; dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle taahhüt senedinden yer alan borçtan kaynaklandığı, sözleşmede yer alan borçtan kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davacı tarafından, İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve taahhüt senedinin iptali istemiyle davalı idareye yapılan başvurusunun reddine ilişkin 13.4.2011 günlü işlem ile birlikte, taahhütname ve yükleme senedinin de iptali istenmiş olduğundan, konunun, iki ayrı yönden incelendiği, davacının 13.4.2011 günlü davalı idare işleminin iptali isteminin incelenmesinden; 4.11.1981 gün ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 19.8.1983 gün ve 2880 sayılı Yasayla değişik 35'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında, "Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hükmün dışındadır." kuralına yer verildiği,  23.5.1997 gün ve 22997 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmelik'in 4'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası ise, "Görevlendirme veya atama işleminden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35'inci maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim-öğretim süresi (tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim-öğretimlerinin tamamlanmasından ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğini belirten bir hüküm de yer alır." hükmünü içerdiği 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 20'nci maddesinin atıfta bulunduğu 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 1.8.1996 tarihinde 4160 sayılı Yasa ile eklenen "Yurt İçinde Okutulan Öğrencilerin Mecburi Hizmet Yükümlülüğü" başlıklı Ek-35'inci maddesiyle de; "Kamu kurum ve kuruluşları tarafından personel kanunları ve diğer özel kanunlarda yer alan hükümlere göre bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren okutulacak yeni öğrencilere mecburi hizmet yükümlülüğü getirilemeyeceği, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mecburi hizmet karşılığı okutulmakta olan öğrenciler, mezuniyetlerinden veya memuriyete atanmalarından sonra kurumlarından mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılmasını talep edebilirler. Bu takdirde başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın, mecburi hizmet yükümlülüğü ve tazminat borçları (01.01.1995 tarihinden önce mecburi hizmet yükümlülüğünü ihlal edenlerin borçları dahil) ortadan kalkar." kuralı getirildiği Anayasanın125'inci maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10'uncu maddesinde, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; altmış gün içinde isteğin reddedilmesi halinde, dava açma süresi içinde idari yargı yerlerinde iptal davası açabilecekleri kurala bağlandığı, görüldüğü üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, yukarıda sözü edilen, Ek 35'inci maddesiyle, kamu kurum ve kuruluşlarınca okutulacak öğrenciler bakımından mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılmasıyla kalınmamış; ayrıca, 1.1.1995 tarihinden önce mecburi hizmet yükümlülüğünü ihlal edenlerin borçları dahil, önceki tarihlerinde doğan söz konusu yükümlülüğün ve bu yükümlülükten doğan borçların kaldırılması da öngörüldüğü olayda da, davacı, davalı idareye, 2577 sayılı Kanunun açıklanan 10'uncu maddesinin tanımış olduğu olanaktan yararlanarak, yapmış olduğu başvuruda, mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ile taahhütname ve kefalet senedinin iptali isteminde bulunduğu bu isteminin Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü işlemi ile reddi üzerine, bu davayı açtığı, bu açıklamalara göre; davacının davaya konu etmiş olduğu talebinin hukuksal dayanağının, idareye mecburi hizmet yükümlülüğü dolayısıyla vermiş olduğu taahhüt değil, bir kamu kanunu olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek-35'inci maddesi olduğu, dolayısıyla; ortada, bir özel hukuk işleminden doğan uyuşmazlık değil, idari uyuşmazlığın söz konusu olduğu, bu bakımdan; 13.4.2011 günlü işleme yönelik dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümüyle idari yargı düzenine mensup idari yargı yerlerinin görevli olduğu, davacının taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemine gelince; İdari Yargı Düzeninin, hukuk devletlerinde, hukuka bağlı olması gereken kamu idaresinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal yöntemlerle denetlenmesinin sağlanması amacıyla var olan yargı düzeni olduğu, bu yargı düzenine mensup mahkemelerde açılacak iptal davalarının konusunun ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler olarak gösterildiği, gerek uygulama, gerekse öğreti'de, idari işlemin tanımının, idarenin kamu hizmetinin yürütümü amacıyla ve tek yanlı irade açıklamasıyla tesis etmiş olduğu kesin ve yürütülmesi gerekli işlemler olarak yapıldığı, bu tanıma göre, idari yargı yerlerinde iptal davasına konu edilecek hukuksal işlemlerin; öncelikle, kamu idaresinin işlemi olması, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla tesis edilmiş bulunması, kamu idaresinin tek yanlı irade açıklamasının ürünü olması ve nihayet kesin ve icrai (yürütülmesinin gerekli) olmasının zorunlu olduğu, oysa; olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılan davada iptal istemine konu edilen taahhüt ve yüklenme senedinin, kamu idaresinin irade açıklamasıyla hukuk düzeninde varlık kazanan bir işlem olmadığı, söz konusu senedin, İdare Hukukundaki adıyla "idare edilen" statüsünde bulunan özel hukuk gerçek kişisinin, irade açıklamasıyla, kendisini yükümlülük altına sokan bir özel hukuk işlemi olduğu, Özel Hukuk (Borçlar Hukuku) kurallarına göre; bu işleme varlık kazandıran kişi iradesindeki sakatlıklar (iradeyi ifsat eden haller) sebebiyle işlemin iptaline ya da hükümsüzlüğüne karar verme görev ve yetkisinin, bu Hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelere ait olduğu, dava konusu 13.4.2011 günlü işlemle ilgili olarak, 2247 sayılı Kanunun 13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddinin; Dava konusu taahhütname ve yüklenme senedi ile ilgili olarak, 2247 sayılı Kanunun 13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 9.4.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın adli yargı, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın işleme yönelik dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümü ile idari yargı düzenine mensup idari yargı yerinin görevli olduğu, davacının taahhütname ve yüklenme senedinin iptali isteminin ise adli yargı düzenine mensup mahkemelere ait olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Karadeniz Teknik Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına Gazi Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının, kendisine imza ettirilen taahhütname ve yüklenme senedi uyarınca mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 13.4.2011 gün ve 7225 sayılı Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü işlemi ile,  taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle açılmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun, “Öğretim elemanı yetiştirme” başlıklı 35. maddesinde Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.

            (Ek fıkralar: 17/8/1983-2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler.

            Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Karadeniz Teknik Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi uyarınca davalı idare adına Gazi Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının buradaki eğitimini tamamladıktan sonra davalı üniversitede görevine devam ettiği; doktora öğrencisi olarak Gazi Üniversitesi'ne gönderilmesinden önce davacı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri tarafından düzenlenen 5.5.2005 tarih ve 9140 yevmiye numaralı taahhütname ve yüklenme senedinin iptali ile mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem ile mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve taahhütnamenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, davacı tarafından senedin iptali ve bu senette düzenlenen mecburi hizmet süresinin kaldırılması istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi’nin 28.6.2011 gün ve E:2010/1057 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 9.4.2012 gününde Üyelerden Sıddık YILDIZ’ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. 

KARŞI OY YAZISI  

Dava, Davalı Üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına başka bir  üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilen davacının, görevlendirme işleminden önce imzaladığı taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle açılmıştır

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

 2547 sayılı Yasa uyarınca başka bir üniversitede öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki amaç göz önünde bulundurulduğunda, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığından söz etmeye olanak bulunmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

İdarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca yapılan başvurunun reddi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki karara karşıyım. 

                                                       Üye

                                               Sıddık YILDIZ