T.C.

      UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO         : 2020/525

KARAR NO    : 2020/740

KARAR TR     : 14.12.2020

 

ÖZET: 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci, üçüncü ve onuncu fıkralarına aykırılık nedeniyle aynı Kanun’un 11 ve 12. maddeleri uyarınca verilen idari para cezası ile idari yaptırım kararlarının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlen-mesi gerektiği hk.

  

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

  

Davacı             : M. Sağlık Ürn. İnş. Med. Gıda Tem. Sterilizasyon ve Dez. Taah. İth.  İhr.                             

  San.ve Tic. Ltd. Şti.

Vekili              : Av. İ.Ş.M.

Davalı             : Sağlık Bakanlığı

Vekili              : Av. N.B.D.

 

O L A Y          : Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 04.07.2018 gün ve 14381302-511.04-E.123575 sayılı Ceza Tebliğ konulu yazısı ile, davacı firma tarafından ithal edilen ve piyasaya arz edilen bir kısım ürünle ilgili yapılan denetime istinaden Başkanlık makamından alınan 05.06.2018 gün ve E.1892 sayılı kararla, ürünlerle ilgili gerçekleştirilen piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirilen denetimlerden elde edilen bilgi, belgeler, analiz sonucu ve firma savunmasının mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, davacı şirket tarafından 2014 yılında piyasaya arz edilen, 8901432450703 barkod numaralı, Actomed marka, AD0614 lot numaralı, “ Üreteral Balon Dilatör 5 Fr 70 Cm” adlı ürünün Tıbbi Cihaz Yönetmeliğine aykırı olması ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un 5. inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre güvensiz ürün olarak değerlendirilmesi nedeniyle, davacı adına 4703 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca 30.452 TL  idari para cezası;

8901432450703 barkod numaralı, Actomed marka, UR1078 lot numaralı, Üreteral Balon Dilatör 5 Fr 70 Cm, 8901433707035 barkod numaralı, AD10-15 lot numaralı, Üreter Kateter 7 Fr-70 Cm Kapalı Uçlu, 8901446471831 barkod numaralı, AD12 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 4.7 Fr 18 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı, 8901446602839 barkod numaralı, AD23 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 6 Fr 28 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı ve 8901446602631 barkod numaralı, AD31 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 6 Fr 26 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı adlı ürünlerin Tıbbi Cihaz Yönetmeliğine, “CE” İşareti Yönetmeliğine ve 4703 sayılı Kanun’un 5.  maddesinin onuncu fıkrasına aykırı olması nedeniyle, davacı adına 4703 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 38.060 TL  idari para cezası;

89014181241005 barkod numaralı, Actomed marka, “Tur Loop Elektrod Cutting (Kesici) Loop 24 Fr 1 Bacaklı”, 8901431195452 barkod numaralı, Üreteral Girişim Kılıfı (Ureteral Access Sheat) 9,5/11 Fr 45 Cm, 8901431195353 barkod numaralı, Üreteral Girişim Kılıfı (Ureteral Access Sheat) 9,5/11 Fr 35 Cm, 8901433707066 barkod numaralı, AD03-14 lot numaralı, Üreter Kateter 7 Fr-70 Cm Açık Uçlu ve 89014194126320 barkod numaralı, AD06-14 lot numaralı, Amplatz Renal Dilator set 6/30 2 sheat adlı ürünlerin Tıbbi Cihaz Yönetmeliğine, “CE” İşareti Yönetmeliğine ve 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması nedeniyle, davacı adına 4703 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 38.060 TL  idari para cezası olmak üzere toplam olarak 106.572 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına;

4703 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca güvenli olmadığı tespit edilen 8901432450703 barkod numaralı, Actomed marka, UBD5070 katalog numaralı, AD0614 lot numaralı, “ Üreteral Balon Dilatör 5 Fr 70 Cm” adlı ürünün ilgili firma tarafından piyasaya arzının durdurulması, toplatılması, ürünlerin güvenli hale getirilmesinin imkânsız olduğu durumlarda taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen bertaraf edilmesine;

Tespit edilen aykırılıklarla ilgili alınan önlemler ve ürünün içerdiği riskler hakkında gerekli bilgilerin onay süreci ile kesinleşmesini takip edecek on gün içerisinde üretici tarafından etkili olacak şekilde duyurulmasını, üretici tarafından yapılan duyuru veya duyuru şekli uygun bulunmaz veya yetersiz görülürse masrafları üreticiden karşılanmak üzere ülke genelinde dağıtımı yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon kanalında ilanı suretiyle önlemlerin risk altındaki kişilere duyurulmasının sağlanması, söz konusu duyuruyu takip edecek şekilde güvensiz ürünlerle ilgili bilgilerin Kurumun internet sayfasında duyurulması, risk altındaki kişilerin yerel yayın yapan gazete ve televizyon kanalları vasıtasıyla bilgilendirilmesinin mümkün olduğu durumlarda, bu duyum yerel basın ve yayın organları yoluyla, risk altındaki kişilerin kim olduğunun tespit edilebildiği durumlarda ise bu kişilerin doğrudan bilgilendirilmesinin sağlanmasına;

89014181241005 barkod numaralı, Actomed marka, “Tur Loop Elektrod Cutting (Kesici) Loop 24 Fr 1 Bacaklı”, 8901431195452 barkod numaralı, Üreteral Girişim Kılıfı (Ureteral Access Sheat) 9,5/11 Fr 45 Cm, 8901431195353 barkod numaralı, Üreteral Girişim Kılıfı (Ureteral Access Sheat) 9,5/11 Fr 35 Cm, 8901433707066 barkod numaralı, AD03-14 lot numaralı, Üreter Kateter 7 Fr-70 Cm Açık Uçlu ve 89014194126320 barkod numaralı, AD06-14 lot numaralı, Amplatz Renal Dilator set 6/30 2 sheat adlı ürünlerin masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere piyasaya arzının durdurulması, piyasaya arz edilmiş olan uygunsuz ürünlerin toplatılarak mümkün ise teknik düzenlemeye uygun hale getirilmesi, mümkün değil ise bertaraf edilmesi, teknik düzenlemeye uygun olmadığı tespit edilen ürünlerle ilgili bilgilerin Kurumun internet sayfasında duyurulmasına;

8901432450703 barkod numaralı, Actomed marka, UR1078 lot numaralı, Üreteral Balon Dilatör 5 Fr 70 Cm, 8901433707035 barkod numaralı ADİ 0-15 lot numaralı, Üreter Kateter 7 Fr-70 Cm Kapalı Uçlu, 8901446471831 barkod numaralı, AD12 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 4,7 Fr 18 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı, 8901446602839 barkod numaralı, AD23 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 6 Fr 28 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı ve 8901446602631 barkod numaralı, AD31 lot numaralı, Üreteral Double J Stent & Set 6 Fr 26 Cm Bir Ucu Açık Bir Ucu Kapalı adlı ürünlerin masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere piyasaya arzının durdurulması, piyasaya arz edilmiş olan uygunsuz ürünlerin toplatılarak mümkün ise teknik düzenlemeye uygun hale getirilmesi, mümkün değil ise bertaraf edilmesine;

Tıbbi Cihaz Yönetmeliğine göre CE işaretinin ürün etiketi üzerine hiç iliştirilmediği tespit edilen 8901433707028 barkod numaralı, Actomed marka, AD06-13 lot numaralı, Üreter Kateter 7 Fr-70 Cm Tapered Uçlu adlı ürünün masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere bertaraf edilmesine karar verildiği belirtilerek, alınan karar doğrultusunda adı geçen ürünler hakkında gerekenlerin yapılması tek tek yazılmak suretiyle davacı şirkete bildirilmiştir.

Davacı vekili, idari para cezası ile idari yaptırım kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ: 30.04.2019 gün ve E:2018/1542, K:2019/1091 sayı ile, davaya konu idari para cezası ile idari yaptırım kararının 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olması ve anılan Kanun’un 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması, dava konusu işlemin dayanağı olan 4703 sayılı Kanunda kanun yoluna ilişkin özel bir hükmün olmaması nedeniyle, bakılmakta olan uyuşmazlığa ilişkin görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri dikkate alınacağından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Kabahatler Kanunu’nun 27/1. maddesi uyarınca adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 10.10.2019 gün ve E:2019/2661, K:2019/2080 sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.

Davacı vekili, bu kez 04.07.2018 gün ve 14381302-511.04-E.123575 sayılı yazı ile bildirilen 106.572,00 TL tutarındaki idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuş, daha sonra verdiği dilekçesiyle aynı yazıda yer alan diğer idari yaptırımların iptaline de karar verilmesini istemiştir.

ANKARA 6. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ: 14.04.2020 gün ve D.İş No:2019/8919 sayı ile, bir kabahatin işlenmesi halinde, eğer bu kabahat, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bir kabahat ise Kabahatler Kanununun genel hükümlerine tabi olacağı, eğer bu kabahat, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımı haricinde başkaca bir idari yaptırım gerektiren bir kabahat ise Kabahatler Kanununun genel hükümlerine tabi olmayacağı, bu iki idari yaptırım haricinde başkaca diğer idari yaptırım gerektiren kabahatler yönünden Kabahatler Kanununun genel kanun olarak uygulanmasının mümkün olmadığı, Kabahatler Kanunu’nun 3. 19. ve 27/8. maddelerinin bu durumu açık olarak teyit ettiğini, bir kabahat fiili sonucu idare tarafından bir idari yaptırım kararı verilmişse, bu idari yaptırım kararına karşı kanun yolu mercii, eğer bu kabahatle ilgili olarak özel kanununda kanun yoluna ilişkin bir hüküm, bir düzenleme varsa, kanun yoluna ilişkin olarak bu özel kanun hükmünün uygulanacağı, eğer bu kabahatle ilgili olarak özel kanununda kanun yoluna ilişkin bir hüküm, bir düzenleme yoksa ve bu idari yaptırım idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin ise, kanun yoluna ilişkin Kabahatler Kanununun öngördüğü başvuru ve kanun yolunun uygulanacağı, eğer bu kabahatle ilgili olarak özel kanununda kanun yoluna ilişkin bir hüküm, bir düzenleme yoksa ve bu idari yaptırım idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi haricinde diğer bir idari yaptırıma ilişkin ise, kanun yoluna ilişkin Kabahatler Kanununun öngördüğü başvuru ve kanun yolu hükümlerinin uygulanmayacağı ve bu durumda idari yargı yerinin görevli olacağı, Kabahatler Kanununun öngördüğü başvuru ve kanun yolu sisteminde, sadece idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı başvuru ve kanun yolu sistemi düzenlendiği, yani idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olmayan idari yaptırım kararlarına karşı başvuru ve kanun yolu incelemesinde idari yargı yerinin görevli olmasının Anayasa gereği olup, ilgili özel kanununda itiraz başvuru yoluna ilişkin bir hüküm olmaması Kabahatler Kanununun öngördüğü başvuru ve kanun yolu sisteminin uygulanmasını gerektirmediği, 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin ihlali sebebiyle 11. maddesi uyarınca ürünün piyasaya arzının durdurulması, piyasaya arz edilmiş olan ürünlerin piyasadan toplanması, güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğu durumlarda taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen bertaraf edilmesine dair idari yaptırım kararının idare mahkemesinde başvuruya konu edilmesi gerektiği, bu sebeple 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/1-b maddesi gereğince başvuru konusu idari yaptırım kararının sulh ceza hakimliğinde incelenebilecek kararlardan olmadığı gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.12.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

İdari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son  görevsizlik kararını veren Mahkemece, 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak idari yargı dosya sureti de temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,  4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci, üçüncü ve onuncu fıkralarına aykırılık nedeniyle aynı Kanun’un 11 ve 12. maddeleri uyarınca verilen idari para cezası ile idari yaptırım kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.

29.6.2001 gün ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulan-masına Dair Kanun’un “Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülükleri” başlığı altında düzenlenen 5. maddesinde, “Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır.

(….)

Üretici, piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır. Teknik düzenlemelere uygun ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ürünün güvenli olup olmadığı; ulusal veya uluslararası standartlara; bunların olmaması halinde ise söz konusu sektördeki iyi uygulama kodu veya bilim ve teknoloji düzeyi veya tüketicinin güvenliğe ilişkin makul beklentisi dikkate alınarak değerlendirilir.”;

Onuncu fıkrasında, “Uygunluk işaretinin veya uygunluk değerlendirme işlemleri sonucunda verilen belgelerin tahrif veya taklit edilmesi, usulüne uygun olmadan kullanılması yasaktır.”denilmiş,              

“Ceza hükümleri” başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında “a) 5 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında dört bin Türk lirasından elli bin Türk lirasına kadar,

b) 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında on dokuz bin Türk lirasından iki yüz elli bin Türk lirasına kadar,

(…..)

f) 5 inci maddesinin onuncu fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında on bin Türk lirasından yetmiş beş bin Türk lirasına kadar…… idari para cezası uygulanır” denilerek idari para cezaları düzenlenmiş; “Ürünün piyasaya arzının yasaklanması, toplatılması ve bertarafı” başlıklı 11. maddesinde ise, “İlgili teknik düzenlemeye uygunluğu belgelenmiş olsa dahi, bir ürünün güvenli olmadığına dair kesin belirtilerin bulunması halinde, bu ürünün piyasaya arzı, kontrol yapılıncaya kadar yetkili kuruluşça geçici olarak durdurulur.            

Kontrol sonucunda ürünün güvenli olmadığının tespit edilmesi halinde, masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere, yetkili kuruluş;

a) Ürünün piyasaya arzının yasaklanmasını,

b) Piyasaya arz edilmiş olan ürünlerin piyasadan toplanmasını,

c) Ürünlerin, güvenli hale getirilmesinin imkânsız olduğu durumlarda, taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen bertaraf edilmesini,

d) (Değişik: 18/6/2017-7033/69 md.) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen önlemler ve ürünün içerdiği riskler hakkındaki bilgilerin, üretici tarafından etkili olacak şekilde duyurulmasını, üretici tarafından yapılan duyuru veya duyuru şekli uygun bulunmaz veya yetersiz görülürse, ülke genelinde dağıtımı yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon kanalında ilanı suretiyle risk altındaki kişilere duyurulmasını,

Sağlar.

Risk altındaki kişilerin yerel yayın yapan gazete ve televizyon kanalları vasıtasıyla bilgilendirilmesinin mümkün olduğu durumlarda, bu duyuru yerel basın ve yayın organları yoluyla, risk altındaki kişilerin tespit edilebildiği durumlarda ise bu kişilerin doğrudan bilgilendirilmesi yoluyla yapılır.

(Ek fıkra: 18/6/2017-7033/69 md.) İkinci fıkrada yer alan hükümler, yetkili kuruluş tarafından 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği şekilde hazırlanarak yürürlüğe konulan teknik düzenlemede yer alan diğer önlemlerin alınmasını engellemez.

Bu madde kapsamında alınacak önlemler, gerektiğinde Komisyona iletilir.” hükmü yer almış; 13. maddesinde, bu idarî para cezalarına karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare  mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüşken, 23.1.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun’un 496. maddesi ile 13. madde, “Bu Kanunda yer alan idarî para cezaları, yetkili kuruluşlar tarafından verilir” şeklinde değiştirilmiş; 5728 sayılı Kanun, 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’da idari para cezasına ve idari tedbirlere karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Öte yandan, 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır” denilmiş;

Anılan Kanun’un birinci maddesinde, “Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;

a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,

b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırımların türleri ve sonuçları,

c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,

d) İdari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,

e) İdari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar,

Belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır”  denilerek Kanunun amaç ve kapsamı belirlenmiş;  ikinci kısmında yer alan 32 ila 43. maddelerinde, Türk Ceza Kanunu kapsamı dışında kalan çeşitli kabahatler sayılarak, bu eylemlere yaptırımlar öngörülmüştür.           

Aynı Kanun’un 2. maddesinde, “kabahat” deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; “Kanunilik İlkesi” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.” hükmü, ikinci fıkrasında da “Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.” hükmü yer almakta, böylece hangi fiillerin kabahat oluşturduğunun kanunda açıkça tanımlanabileceği hususunun yanı sıra, idarenin de genel ve düzen-leyici işlemleriyle tanımlama yapabileceğinin belirtildiği, ayrıca  işlenen bir kabahatin karşılığı olan yaptırımın türü, süresi, miktarının ancak kanun ile belirlenebileceğinin de ifade edilmiş olduğu; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların “idari para cezası” ve “idari tedbirler”den ibaret bulunduğu; “idari tedbirler”in de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu belirtilmiş;

Kanun’un   “Başvuru yolu”  başlıklı  27. maddesinin birinci  fıkrasında, “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.” düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale  gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezası ile diğer idari tedbirlerin 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde  belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’da idari para cezasına ve ilgili idari yaptırımlara itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması  halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, dava konusu idari yaptırım kararlarına (idari para cezası ve diğer idari tedbirler) karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 14.04.2020 gün ve D.İş No:2019/8919  sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 14.04.2020 gün ve D.İş No:2019/8919 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.12.2020 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Burhan

ÜSTÜN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN