T.C.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

     

ESAS NO         : 2018/806

KARAR NO    : 2018/701

KARAR TR     : 26.11.2018              

 

 

 

ÖZET: 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 41. madde-sinin birinci fıkrasının  (e) bendi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27/1. maddesi hükümleri uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : N.E.

Davalı             : Çanakkale Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Vekili              : Av. Y.E.

 

O L A Y         : Çanakkale Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 1.3.2018 gün ve 55013733-305.04.03.02-E.641565 sayılı İdari Para Cezası konulu yazısı ile, Çanakkale İl Gıda Tarım ve  Hayvancılık  Müdürlüğü  kontrol görevlilerince 19.2.2018  tarihinde, davacıya ait “Can Unlu Mamuller” adlı işletmede yapılan denetimde, 6.12.2017 tarihli denetim sonucu tespit edilen uygunsuzlukların giderilmediğinin  tespit edildiğinden bahisle, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun  41. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca davacıya 1.834,00 TL idari para cezası verildiği davacıya bildirilmiştir.

Davacı, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.

ÇANAKKALE SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 29.6.2018 gün ve D.İş:2018/1035  sayı ile, davacı adına  verilen idari para cezası yanında faaliyetten men kararı da verildiği, bu durumda idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması nedeniyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi uyarınca davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ÇANAKKALE İDARE MAHKEMESİ; 6.11.2018 gün ve E: 2018/849 sayı ile,  davanın 5996 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açıldığı, idari yargının görev alanına giren bir işlem hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, 5996 sayılı Kanun’da bu Kanun uyarınca verilen idari para cezasına karşı başvurulacak kanun yolu  gösterilmediği, bu durumda davanın çözümünün  5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 5996 sayılı Kanun uyarınca adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Hicabi DURSUN’un başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ’un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 41. maddesinin birinci fıkrası (e) bendi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.

5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun;

“Hijyen ve resmî kontroller ile ilgili yaptırımlar” başlığı altında düzenlenen 41. maddesinde; “(1) Hijyen ve resmî kontroller ile ilgili yaptırımlar aşağıda belirtilmiştir:

(.......)

e) Yapılan resmî kontroller sırasında, işyerinin tamamının veya bir bölümünün insan sağlığı ve gıda güvenilirliği, hayvan sağlığı ve yem güvenilirliği açısından tehlike oluşturması ve acil tedbirleri gerektirmesi durumunda, üretimin tamamı veya tehlike oluşturan bölümünün faaliyetleri durdurulur. Üretim yerlerine beş bin Türk Lirası, perakende işyerlerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bunların, eksikliklerini giderinceye kadar faaliyetine izin verilmez. İnsan sağlığı ve gıda güvenilirliği, hayvan sağlığı ve yem güvenilirliği açısından tehlike oluşturmayan ve acil tedbirleri gerektirmeyen diğer durumlarda, görülen uygunsuzlukların giderilmesi için altı ayı aşmamak üzere süre verilir. Verilen süre sonunda uygunsuzlukların giderilmemesi durumunda, üretimin tamamı veya uygunsuzluğun olduğu bölümünün faaliyetleri durdurulur, üretim yerlerine beş bin Türk Lirası, perakende işyerlerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.

(.......)” hükmü yer almıştır.    

Öte yandan, 30.3.2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun birinci maddesinde, “Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;

a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,

b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırımların türleri ve sonuçları,

c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,

d) İdari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,

e) İdari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar,

belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır”  denilerek Kanunun amaç ve kapsamı belirlenmiş;  ikinci kısmında yer alan 32 ila 43. maddelerinde, Türk Ceza Kanunu kapsamı dışında kalan çeşitli kabahatler sayılarak, bu eylemlere yaptırımlar öngörülmüştür.           

Anılan Kanun’un 2. maddesinde, “kabahat” deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygula-nacak olan idari yaptırımların “idari para cezası” ve “idari tedbirler”den ibaret bulunduğu; “idari tedbirler”in de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu belirtilmiş; 19. maddesinde, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

b) İşyerinin kapatılması,

c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır”; “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında , “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” ’’ hükmü yer almakta olup, idari  para cezasına karşı  hangi yargı organına müracaat edileceğinin kanun tarafından gösterildiği; 27. maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari  yaptırım  kararına  ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.

19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre,  Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması  halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı ancak; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, adli yargı yerince idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargı yerinin görev alanına giren kararın da  verildiği, bu nedenle davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu ileri sürülmüş, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, idari para cezası yönünden oluşan olumsuz  görev uyuşmazlıklarının çözümünde, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması ve dosya içeriğinden bu kararın idari yargı yerinde dava konusu edildiğinin anlaşılması halinde; idari para cezasına ilişkin kararın  hukuka aykırılığı iddiasının da, idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılarak, idari yargı yerince verilen görevsizlik kararlarının  kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak, dava dilekçelerinin incelenmesinden, her iki yargı yerinde de davacının  sadece idari para cezasına karşı  dava  açtığı anlaşılmış, böylece davanın  idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılan bir dava  olduğu,  5996 sayılı Veteriner  Hizmetleri,  Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nda  da idari para cezası verilecek hususların düzenlendiği, ancak, idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği görülmüştür.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta,  öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nda  da  idari para cezasına itiraz  konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı  kanun  yoluna  ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Çanakkale İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun kabulü ile, Çanakkale  Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen 29.6.2018 gün ve D.İş.: 2018/1035  sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Çanakkale İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Çanakkale  Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen 29.6.2018 gün ve D.İş.: 2018/1035 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

  Başkan                               Üye                                 Üye                                  Üye                    

   Hicabi                              Şükrü                            Mehmet                              Birol  

DURSUN                          BOZER                            AKSU                             SONER         

 

 

 

 

 

        Üye                                  Üye                                  Üye

Süleyman Hilmi                    Aydemir                          Nurdane

      AYDIN                             TUNÇ                            TOPUZ