Ceza Bölümü 2010/13 E., 2010/13 K.

"İçtihat Metni"

Yedek subay aday adayı sivil kişi sanık C. A.'ın, 31.3.1987-12.4.1989 tarihleri arasında bakaya kalmak suçunu işlediği ileri sürülerek cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, 5. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda, 4616 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 17.8.2006 gün ve E:2006/1055, K:2006/628 sayılı karar ile, 4616 sayılı Kanun'un 1. maddesi 4. fıkrasının 4758 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki ikinci bendinde, erteleme konusu suç cürüm ise beş yıl içinde, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmediğinde açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir hükmü, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun "Askeri cürümlerde dava ve cezanın nasıl düşeceği" başlığı altında düzenlenen 49. maddesi hükümlerine göre sanığın daha lehine olması nedeniyle erteleme süresinin beş yıl olarak kabul edildiği, bu süre içersinde de sanığın aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlemediği ve zamanaşımını kesen veya durduran bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle sanık hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.

5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, 27.11.2006 gün ve esas hakkında mütalaa konulu yazı ile, 5530 sayılı Kanun ile değişik 353 sayılı Kanun'un 13 ve ek geçici 6. maddeleri uyarınca dosyanın görevli yargı yerine gönderilmesi istenmiştir.

5. PİYADE EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 28.11.2006 gün ve E:2006/1055, K:2006/181 Müt. sayıyla, sanık hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin kararın 5530 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 5.10.2006 tarihine kadar sanığa tebliğ edilemediği, bu nedenle verilen kararın kesinleşmediği açıklanarak, 5530 sayılı Kanun'la değişik 353 sayılı Kanun'un Ek geçici 6. maddesindeki düzenleme uyarınca yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu gerekçisiyle görevsizlik kararı vermiş, karar kesinleştikten sonra dava dosyası, Samsun 3. Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

SAMSUN 3. SULH CEZA MAHKEMESİ: 19.12.2007 gün ve E: 2007/935, K: 2007/836 sayıyla, verilen görevsizlik kararının usulsüz olduğu, sanık hakkında mahkemelerince yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA'nın, katılımlarıyla yapılan 1.3.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Herne kadar adli yargı yerince verilen kararda "mahkemenin görevsizliğine" denmemiş ise de, karar gerekçesinde, askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararının usulsüz olduğu açıklanarak görevli mahkemenin askeri yargı yeri olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan, "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde verilen kararın görevsizlik kararı olarak kabulü uygun görülmüş, yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ'ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Yalçın DİLSİZOĞLU'nun davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Sanığın sivil kişi olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

353 sayılı Yasa'nın 13. maddesi 5530 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değiştirilerek, Askeri Ceza Kanunu'nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçların, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenmesi halinde, bu kişilerin yargılanmalarının adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılacağı, belirtilmiştir.

353 sayılı Yasada yapılan bu değişiklikle, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanunu'nun yukarıda belirtilen maddelerinde yazılı suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

22.12.2000 tarihinde yürürlüğe giren 22.12.2000 gün ve 24268 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 4616 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava Ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun"un 1. maddesinin 4. fıkrasında, "23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise, davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, her bir suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir.

Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Bu süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz; açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir" denilmektedir.

5.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5.7.2000 gün ve 26219 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5530 sayılı Kanun'un 63. maddesi ile değişik 353 sayılı Kanun'un Ek Geçici 6. maddesi 3. fıkrasında, "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, askeri mahkemelerce karar verilmiş ve henüz kesinleşmemiş olan dava dosyalarından görevli yargı yeri değişenler hakkında, askeri savcının yazılı görüşü alınmak suretiyle, mahkemesince duruşma yapılmaksızın görevsizlik kararı verilir. Bu karara karşı, teşkilatında askeri mahkeme kurulan kıt'a komutanı veya askeri kurum amiri, askeri savcı, sanık ve varsa müdafi bir hafta içinde itiraz edebilir. İtirazlar en yakın askeri mahkemede incelenir. Bu dosyalardan temyiz ve itiraz edilmek suretiyle Askeri Yargıtay Başsavcılığında ve Askeri Yargıtayda inceleme aşamasında olan dosyalar mahkemesine iade edilir" hükmüne yer verilmiştir.

Askeri yargı yerince sanık hakkında bakaya suçu nedeniyle açılan kamu davasının 4616 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine ilişkin verilen karardan sonra, deneme süresi içinde erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmediğinden, sanık hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de, bu karar kesinleşmeden 353 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde 5530 sayılı Yasa ile değişiklik yapıldığı ve ek geçici 6. maddesinde kesinleşmeyen kararlar hakkında dosyanın görevli mahkemeye gönderileceği yolundaki düzenleme gözetildiğinde davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Samsun 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Samsun 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 19.12.2007 gün ve E: 2007/935, K: 2007/836 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.